Afrikaans
Akan
Albanian
Amharic
Armenian
Azerbaijani
Basque
Belarusian
Bemba
Bengali
Bihari
Bosnian
Breton
Bulgarian
Cambodian
Catalan
Cebuano
Cherokee
Chichewa
Chinese (Simplified)
Chinese (Traditional)
Corsican
Croatian
Czech
Danish
Dutch
Esperanto
Estonian
Ewe
Faroese
Filipino
Finnish
French
Frisian
Ga
Galician
Georgian
German
Greek
Guarani
Gujarati
Haitian Creole
Hausa
Hawaiian
Hebrew
Hindi
Hmong
Hungarian
Icelandic
Igbo
Indonesian
Interlingua
Irish
Italian
Japanese
Javanese
Kannada
Kazakh
Kinyarwanda
Kirundi
Kongo
Korean
Krio (Sierra Leone)
Kurdish
Kurdish (Soranî)
Kyrgyz
Laothian
Latin
Latvian
Lingala
Lithuanian
Lozi
Luganda
Luo
Luxembourgish
Macedonian
Malagasy
Malay
Malayalam
Maltese
Maori
Marathi
Mauritian Creole
Moldavian
Mongolian
Myanmar (Burmese)
Montenegrin
Nepali
Nigerian Pidgin
Northern Sotho
Norwegian
Norwegian (Nynorsk)
Occitan
Oriya
Oromo
Pashto
Persian
Polish
Portuguese (Brazil)
Portuguese (Portugal)
Punjabi
Quechua
Romanian
Romansh
Runyakitara
Russian
Samoan
Scots Gaelic
Serbian
Serbo-Croatian
Sesotho
Setswana
Seychellois Creole
Shona
Sindhi
Sinhalese
Slovak
Slovenian
Somali
Spanish
Spanish (Latin American)
Sundanese
Swahili
Swedish
Tajik
Tamil
Tatar
Telugu
Thai
Tigrinya
Tonga
Tshiluba
Tumbuka
Turkish
Turkmen
Twi
Uighur
Ukrainian
Urdu
Uzbek
Vietnamese
Welsh
Wolof
Xhosa
Yiddish
Yoruba
Zulu
[DAVULLU ZURNALI MÜZİK BAŞLAR]
<i>Bu altyazı işitme engelliler için
hazırlanmıştır.</i>
[İÇ ÇEKER]
[KAPI ÇALAR]
Geliyorum, geliyorum.
- Anne.
- Oy gelinim, kurban olsun annen.
- Hehey, oğlun geliyor.
- Geliyor, geliyor.
- Gözün aydın Hano Ana.
- Sağ olasın.
- Gözün aydın Hano Ana.
- Sağ olun, sağ olun.
- Almanya'dan geliyor, düşmanlar çatlasın.
- He ya...
[DAVUL ZURNA DUYULUR]
- Hehey, damadım geliyor.
- Oy anam, kurban olayım, kurban.
Çocuklar kıpırdamayın. Haydi bakayım
nizamı intizamı bozmadan öylece durun.
- Aferin.
- Şimdi beni iyi dinleyin.
- Mercedes'i bilir misiniz?
- [BİR AĞIZDAN] He ya...
Mercedes'i görür görmez davulu gümbürdet.
Sen de zurnayı zartlatmadan üfle.
Memo ayağını basar basmaz sen de kurbanı
kes. Gelen devlet kuşudur ha ona göre.
Mark'lar geliyor Mark'lar.
- Ay... Arabaya bak.
- Mercedes'in şıklığına bak.
Kız Cano, gözün aydın.
Hele Memo gelsin, haftaya nikâh.
- Değil mi kız?
- Darısı sizin başınıza kızlar.
Kısmetin iyisi sana vurdu kız,
Memo gibisi zor bulunur.
- Hano Ana senin de gözün aydın.
- He, kolay mı? Üç yıldır Almanya'da Memo.
Oğlumun hasreti burnumda tütüyor.
Hele bir gelsin kurban.
Markları bastırdı mı köyün yolu, çeşmesi...
- Caminin bütün masrafları...
- Okulun çatısı.
Ağanın cakasını bozacak, bütün köylünün
borcunu ödeyecek. Hepsini yapar Memo.
- Hele bir gelsin.
- Aha geliyor. Çal ulan çal.
- Vurayım mı?
- Hemen vurma ayağı toprağa değsin.
[DAVUL ZURNA ÇALAR]
- Geldi mi?
- Daha değil.
Zaten iyi bir araba değildi canım.
Memo'ya daha lüksü yakışır.
- Aha geliyor, geliyor ulan çalsana.
- Daha canlı çal ulan daha canlı.
Sen de vurma vurma
ayağı toprağa değsin öyle.
- Bu da değil.
- Anne nerede kaldı ki?
- Bugün geliyorum diye yazmamış mıydı?
- He, öyle demişti.
<i><- # Eins mumdur,
zwei mumdur, drei mumdur...</i>
<i>#<- ...vier mumdur, on dört mumdur.
- Bu sesi bir yerden tanıyorum.</i>
<i>#<- Bana bir soran yoktur.
- Yoksa! - Anne o!</i>
- Bu onun sesi!
- Memo'nun sesi!
<i># Bu ne güzel düğündür.
Ha ninnah. Ha ninnah. Ha ninnah.</i>
- Sağ ol kurban.
- Yavrum hoş geldin.
- Uyy...
- Anne. - Anam!
Sen misin Memom? Kurban anan sana.
Uy gel öpeyim, öpeyim, öpeyim.
- Ne bakıyorsunuz davar gibi?
- Eee, araba nerede?
- Hangi araba?
- Mercedes lan, resim çektirmişsin.
- Ha o mu? Canım, arkadaşındı.
- Kurbanı keseyim mi muhtar?
- Ayağını toprağa bastı.
- Dur lan dur.
Ulan sen üç yıldır Almanya'da
bir araba alamadın mı?
Ne arabası muhtar?
Başlık parasını zor topladım.
Kaçak işçi çalıştık Almanya'da.
Her huduttan kapı dışarı ettiler.
- Cano. - Hee...
- Nasılsın kız? - Hee...
- Başlık tamam.
- İyi.
Ulan biz de tam adama bel bağlamışız,
yürüyün bakalım. Yürü kız, yürü!
- Dur baba!
- Yürü!
Ya... Bunları ben mi davet ettim?
- Niye kızıyorlar anne?
- Eee oğlum, kürk meselesi.
Kürkün olmadığını anladılar.
Güzel yüzün için mi geldiler sanıyorsun?
- Buralarda ne var ne yok?
- Ağa iyice azıttı.
- Cano?
- Ağa diyorum, borçları istiyor.
- Ya Cano?
- Bizde para mı var? Veremiyoruz tabii.
- Cano, Cano?
- Sıçtırtma Cano'na ulan.
- Ağa diyorum, bizi inletiyor ağa.
- Cano'yu kim inletiyor?
Vallahi beni dinlemiyorsun ha.
Yine eskisi gibi sopa istiyorsun.
Ben de hediyeni vermem.
Cano'ya da getirdim.
Patla emi!
- Bak anne sana ne hediye getirdim.
- Ah... Bu ne ki?
- Bilmiyor musun? - Yok.
- Misker, misker, bak.
- Dur oğul kırdın be!
- Ne kırması kız iki parça.
- Hee... Neye yarıyor ki?
- Her bir şeye yarıyor.
Elmayı soyuyorsun, içine atıyorsun,
hemen suyunu çıkartıyor.
- Yok be... - He, sadece elma
değil, her bir şeyi yapıyor. Al.
Allah Allah... Bana bak, tarhana
çorbası da yapıyor mu Memo?
Koy tarhanayı, koy suyunu, ek tuzunu
biberini, tak fişe, saniyesinde çorba olsun.
Allah Allah bu gavur
milleti neler de biliyor.
- Koş, getir tarhanayı.
- Sağ olasın yavrum...
Ah, ah... Baban da sağ olsaydı da
bu günleri görseydi.
Kurban olayım sana kurban!
Şimdi... Biraz da tuz koyalım.
Biraz da karabiber.
[GÜLER]
Çatlasın komşular.
Tamam. Bana bak Memo, kurban olayım, haydi
işlet şunu da içelim tarhanayı ağız tadıyla.
Ya Bismillah.
[ÇIĞLIK ATAR]
Ne oluyor ya? Ne oluyor?
Her tarafı berbat ettin ha.
Kaldır şu cenabeti be.
Allah Allah... Tarhana olmuyor demek.
[GÜLER]
Bir de gülüyor!
Oğlum Almanya'lara gitmiş,...
...getire getire anasına
bir boka benzemeyen bir kutu getirmiş.
Ananı hiç düşünmedin değil mi? Rahmetli
babanı vurduklarında daha yedi yaşındaydın.
Saçımı süpürge edip,
seni yetiştirdim, bu boya getirdim.
Yaptığına bak.
Bu ortalığı kim temizleyecek şimdi, he?
Ana kurban olayım, bak bi evleneyim,
Cano eve gelsin,...
...senin elini soğuk sudan
sıcak suya sokturmam.
Hepimiz rahat ederiz.
Sen hemen nikâh hazırlığına başla,...
...ben başlık parasını ayarladım.
Ya rahmetli babanın kanı?
O ne olacak? Ortada mı kalacak?
Babamın katili mahpusta anne.
Zaten orada çürüyüp gidiyor.
- Biz nikâha bakalım.
- Mümkünü yok Memo.
Baban Apo Davaroğlu'nu vuran o Sülo
hıyartosunun kanı dökülmezse,...
...bu nikâh olmaz.
200 yıldır töremiz böyle Memo.
Rahmetli sağ olsaydı,
sıfatına tükürürdü senin.
Söz ana, hapisten çıkarsa vuracağım onu.
Ama ölünceye kadar çıkmazsa, ben de
bekâr mı öleyim? Bunu mu istiyorsun?
Soyumuzun üremesi gerekmez mi?
- Hee... O da gerekiyor.
- Öyleyse biz nikâhı kıyalım.
Sülo ne zaman hapisten çıkarsa
ben onu vururum. He mi kurban?
Bilmem ki... Hele bir ağaya danış.
Destur verirse, bize bok yemek düşer.
<- Vay, vay, vay...
Hoş geldin Davaroğlu davar.
>- Sayende ağam. - Senin için Almanya'dan
gelip köyü satın alacak dediler.
Haşa ağam. Senin elinden köy alacak adam,
daha anasından doğmamıştır.
Aferin ulan Memo. Sen Almanya'da
baya adam olmuşsun.
- Sağ ol ağam.
- Ya Alman kızları ha? Anlat ulan anlat.
Almanya kadınlarının hepsinin tüyü bozuk.
Çoğu çıplak geziyor.
Ben hiçbirine bakmadım.
Ağam sana hediye getirdim, kabul et.
- Bu da Almanya hatırası.
- Bu ne ki ula? Dürbüne benziyor.
- He ya... Karı dürbünü.
- Bana ne veriyorsun ulan bu karı dürbününü.
Erkekler içindir.
Hele bir bak ağam.
- Ula içinde çıplak karı var Memo!
- He ya... Alman karıları.
- Tıpkı sinema gibi değil mi?
- Öyle, bir oynamaları eksik.
[MAKİNENİN TUŞUNA BASAR RESİM DEĞİŞTİRİR]
- Hırbo! Sen bu karılarla ha!
- Valla harama uçkur çözmemişim.
Benim gözüm Cano'dadır.
Ben Cano'yu istiyorum.
Evlenmek için senden destur
almaya gelmişim.
Hoş diyorsun da, kanlın Sülo
ne olacak?
Babanı vurmuştur,
onca kan ortada mı kalacak hırbo?
Sen onu ölmüş bil ağam!
Eğer ölmeden mapustan çıkarsa...
...alnının orta yerine dayarım kurşunu.
Ahdım olsun!
Onu bunu bilmem, töre töredir.
Ben ona değil, avradı Ayşo'ya acıyorum.
Genç yaşta dul kalmıştır garip.
Uff, off, bu karılar essahtan
bu kadar güzel mi be?
Bir bakayım dur.
- Üff sahiden güzelmiş be!
- Uff ne karı be!
- Dur bakayım.
- Bırak hırbo... - Çekme!
- Bir dakika.
- Bırak!
- Ana, karıya bak!
- Ağa, Cano ile evlenmeme...
...destur verir misin?
- Hadi, verdim gitti.
- Sağ ol ağam.
Unutma ha! Mapustan çıkar çıkmaz
vuracaksın Sülo'yu değil mi?
[KADINLAR ŞARKI MIRILDANIR]
>- Ben size demedim mi? Gördünüz işte,
oğlu Almanya'ya cıbıl gitti, cıbıl geldi.
>- Bütün köylüyü ayağa kaldırmıştır.
Hani araba, yürüyen ev, hediyeler?
>- Hani köylünün ağaya olan
borçlarını ödeyecekti?
<- Senin ağzını yırtarım!
Benim oğlum Almanya'dan...
...şerefiyle gelmiştir, başlık parası,
gelini, anasına mikser hediyesi ki...
...tarhana çorbası bile yapıyor.
Daha ne olsun!
Senin kocan gibi Hıyarto gibi
mapusta çürümüyor.
Benim herif şerefiyle mapusta yatıyor,
senin kocanı gebertmiştir.
Kanını, öcünü almıştır.
Bundan büyük şeref mi olur?
Senin oğlun gibi başı önünde
dolaşmıyor.
Hele kocan olacak o deyyus
mapustan çıksın...
...oğlum onun da ağzına sıçar.
Sen hiç tasa etme!
Ağa destur vermiştir,
yakında düğün var. Çatla patla sen!
Böyle kız kurusu gibi
gebereceksin!
Kocam Sülo, sizin bütün sülalenize
yeter be!
Hele mapustan bir çıksın, Allah'tan
başka bir şey dilemem.
O düğününüzü başınıza yıkar inşallah!
- Ağzından yel alsın, sabrımı tüketme benim.
- Tükense ne olur be kıçı kırık?!
İnşallah sen de benim gibi
gerdeğe giremezsin.
Şimdi ben senin ağzına...
[KADIN BAĞIRIŞLARI]
- Selamünaleyküm!
- Ve Aleykümselam!
>- Eh, şuna bakın!
<- Almanya Fatih'i!
Kusura bakmayın, size layık değildir
ama tatlı yiyelim tatlı konuşalım.
- Bu ne?
- Alman şekeri, çikolata diyorlar.
- Bizim lokuma benziyor canım!
>- Getire getire bunları mı getirdin?
<- Elalemin adamı Mark'ları çuvala
koyup öyle getiriyor. - Ya ya!
Ben başlık paramı toplamışım ya,
ona bakarım.
<- Bakalım sonra ne yapacaksın?
- Cano ile evleneceğim.
>- Yav herif aklını evlenmekle bozmuş.
Ya sonra ha?
<- Keşke hiç dönmeseydin!
- He ya!
- Niye ki?
<- Köylünün ağaya olan borcu...
...gırtlağı aşmıştır.
>- Mahsul alamadık, kuraklık belimizi
büktü. Hayvanlar aç kaldı.
Ağaya vermedik bir bilmem nemiz kaldı!
<- He ya! Yine de borçları ödeyemedik.
<- Ya! Bütün umudumuz sendin.
>- Umuda bak!
Hele ben bir Cano ile evleneyim,
sonra düşünürüz.
[DAVUL ZURNA SESLERİ]
- Selamünaleyküm!
- Aleykümselam!
- Hemşerim buyur.
- Sağ ol.
- Şenlik mi vardır?
- He ya! Allah'ın izniyle...
...Cano ile evleniyorum.
Anlarsın ya!
- Ramocan!
- Buyur ağam?
- Ağaya benden bir çay, demli olsun.
- Oldu.
- Sağ olasın yeğenim.
- Nereden gelip nereye gidiyorsun?
- Valla köyüme gelmişim.
- Yapma ya!
- Ben seni hiç tanımıyorum.
- Uzaklardaydım kurban.
19 yıldır mapustaydım.
Af çıkmıştır, saldılar bizi.
- Yapma ya! Niye ki mapustaydın?
- Ee, kan davası.
- Adam vurmuşum.
- Haa! O zaman iyi etmişsin.
- Geberttin mi pezevengi?
- Gebertmez miyim?
Helâl olsun sana, yiğit herifmişsin.
Ayıptır sorması kimlerdensin dayı?
- Hıyartolar'dan!
- Ne?
- Ne oldu, sen kimlerdensin?
- Davarolar'dan! - Ne!
Babamı vuran Sülo alçağı
sensin ha?
Ulan tam gelecek zamanı buldun.
Allah'tan reva mı bu yaptığın?
Alçaklık senin sülalene mahsustur.
Senin baban da benim dedeyi vurmuştur.
Senin deden de benim dedemin
dedesini vurmuştur.
Vurmuştur! Ama niye? Dedenin
dedesinin davarı yüzünden!
Hıyar tarlamıza girmiş, dedem de ne yapsın
çekmiş vurmuş hayvanı!
[SİLAH SESİ]
O zaman dedemgil ne yapmış?
Sülalece tarlaya dalıp...
...bütün hıyarları yemişler.
Sonra da çekmiş silahını,
dayamış dedenin alnına!
[SİLAH SESİ]
- Biri mezara, biri mapusa.
- Haa!
[SİLAH SESİ]
[SİLAH SESİ]
Şimdi sıra bir Hıyarto'ya gelmiştir.
[AYAK SESLERİ]
Tarak!
[GÜLER]
[ÖKSÜRÜR]
Neyin var kurban?
Fena öksürüyorsun.
- Mapus beni yedi bitirdi!
- Sülo!
- Sülo! Ah Sülo!
- Ayşo!
- Ayşo!
- Sülom, hoş gelmişsin.
Hep yolunu beklemişim.
Benim yiğidim. Aslanım!
- Kimse sana ilişmedi ya?
- Kim ilişebilir bir Hıyarto'ya!
Hastır lan!
Senin ilişilenecek neyin kalmış ki?
Sağ salim döndün ya,
hasretinden ölüyorum.
Ben de dayanamıyorum Ayşo,
hemen eve gidelim.
- Olur!
- Bana bak! Seninle sonra görüşürüz.
Dua et, Cano ile düğünüm vardı.
Zaten 3 günlük ömrün kalmış!
Hadi!
Bu karı bu herifi benden önce
öldürür, ben de kurtulurum.
- Dur Sülo, dur!
- Koş!
- Ulan sen hapiste dellendin mi ulan?
- Yürü ulan koş! - Dur!
- Ah Sülom! Sen mapusta aklını oynattın.
- Evet oynattım, ama karısızlıktan.
- 19 yıldır bu günü bekliyorum.
- Seninle gerdeğe girmeden...
...jandarma alıp götürmüştü,
kabahat benim mi?
Vakit kaybetme,
konuşma ulan, yürü! Yürü!
- Yürü! - Dur yapma!
- Malzemeye bak, yürü ulan!
Dur yapma!
Babanın ruhunun selameti çıkacağı
gün bugündür oğul!
- Kanı alma vakti gelmiştir.
- Ya benim düğün?
Önce Hıyarto'nun kanı,
sonra Cano'nun nikahı!
Yok! Önce kanı alırsam sonra
mapushane!
Yahu anne, ağzın ne söylüyor?
Neden vurayım yoksulu ya?
Zaten damda bütün ciğerleri çürümüş.
Bugün yarın geberir, ben niye vurayım.
Boku bokuna dama gireyim,
orada gebereyim.
Sende vicdan yok mu hiç?
Ben evlenmek istiyorum.
Vicdanına sıçtırtma ulan!
Vurmazsan analık hakkımı helâl etmem sana.
- Boş ver be anne!
- Boş ver ne demek ulan gavat?!
Vur al kanını
yoksa bu düğün olmaz.
500 yıllık töremizi bu kıçı kırık
Davaro bozmaya kalkıyor!
Vurmazsan o puşt Hıyarto'yu,
yaşatmıyorum seni bu köyde.
Hadi git, yıkıl karşımdan!
Babasının kanını yerde koyan bir
hırboya verecek kızımız yoktur.
Kanını almadan
bu eve adımını atma!
Allah, Allah!
Ya, millet Almanya
Mark'ı diye göbek atıyor.
Bu moruk kafama atıyor.
Manyak mıdır, nedir?!
Görüyorsun Cano.
Bütün millet bizi karşısına almış,
evlenmemizi istemiyorlar.
Eğer istersen,
hemen kaçarız Cano.
Yiğitliğin hangi kitabında yazıyor
kanını yerde koymak, Memo?
Benim Davarom daha mı az yiğittir
Ayşe'nin hıyartosundan, ha?
Onu bilmem. Ama bildiğim...
...herif üç güne kalmaz
veremden ölecek.
Ben öldürürsem, adam yerine koyup...
...15-20 yıl verirler.
Allah'tan reva mı Cano?
O kadar bekler misin beni?
Bütün ömrümce beklerim seni.
Git vur onu!
Başımız eğik olmasın, Memo.
Son sözün bu mu, Cano?
He, budur Memo.
Gel de çık işin içinden.
Selamün aleyküm!
Nasılsın kurban?
İyisiniz ya?
Ya siz?
<- Hadi lan, Gavat!
- Ağa, bana bir çay.
- Çay yoktur.
- O halde bir kahve.
- Kahve hiç yoktur.
- Eh, iyi. O zaman ver bir ayran.
- Ayran bitmiştir.
Ah!
Kız yeter, beş
dakika ara verelim.
<- En son saatin gelmiştir,
Hıyarto Sülo!
<- 36 saat müsade ettim,
avradınla helalleş diye.
<- Yetmedi mi, gavat?!
Vay! Kim ula bu?
Vay! Memo!
Çık meydana ula! Çıkmazsan
ben girerim eve, puştoğlu!
Gitme Sülom. O itin bağırmasına kulak asma.
- Yeter ulan, karı!
Beni Memo gebertmese,
sen geberteceksin zaten!
Ulan, iliğim kurudu be!
19 yıldır rahat yüzü görmedim.
Elime erkek eli değmedi.
>- Ömrüm seni beklemekle geçiyor.
<- Ee, sen de!
Bir yandan yokluk,
bir yandan ağa sulanıyor.
- Ağa mı sulanıyor?
- He vallah!
- Vay, eşşoğleşşek vay!
- Rahat yüzü görmedim, Sülo!
Bütün sıraya girmiş,
senin ölmeni bekliyor.
<- Hele bir Sülo'yu vursun, arkasından
düğün, köyümüz şenlenecektir ha!
>- Hıyarto çıkmaz.
<- Çıkmazsa Davaro eve girer.
>- Giremez, haneye tecavüz olur.
İdama kadar yolu vardır.
<- Girer!
>- Giremez!
<- Bahse var mısın?
>- Varım!
<- 1 kilo buğdayına.
Ula, dürzi! Bak, sayıyorum ha!
10'dan geriye doğru.
Çıkmazsan kapına dayanırım!
10, 9... 9?
- Neydi ulan?
- Sekiz.
8, 7...
<- 6!
Ee, ula şimdi durup dururken
bok yoluna kurban gitmeyelim.
- Ne yapsak yav?!
- Ne bileyim ben.
<- 5!
- Ee 5!
<- 4!
- Ee 4!
<- 3!
- Ee 3!
<- 2!
<- 1!
- 1! Buradayım, burada! Ne var?
Ne istiyorsun, lo?
- Çık dışarı, puşt!
- Sırası mı ulan, görmüyor musun? İşim var.
Ne zaman bitecek bu iş?
36 saattir bekliyorum.
Kaç senedir mapustayım, anca.
Kovalayan mı var?
Hele çık ula! Uzatma!
Geliyorum.
Dur Sülo!
>- Sülom dur!
Dur Sülom!
- Gitme Sülom!
- Çekil lan, karı!
Ah, ne olur Sülom gitme! Eririm!
Ah, seni yakacalar!
[SÜLO ÖKSÜRÜYOR]
Ee, ne var? Söyle?
- Yürü, gidiyoruz.
- Nereye?
- Babamı vurduğun hıyar tarlasına.
- Ne yapacağız orada?
Hıyar soyup yiyeceğiz.
Yürü ulan! Vuracağım seni!
>- Artık vuracak! Babasının
vurulduğu yere gidiyor, Memo.
<- Ya vurmayacaksa boşuna gitmeyelim, ha?
>- Vurmazsa ağzına ederiz!
[SÜLO ÖKSÜRÜYOR]
- Çok mu kötüsün ya?
- Vallaha kurban, ölüyorum ben nerdeyse!
- Gel su iç biraz, gel.
- Sağ ol!
Dikkat et.
Ula, ben
vurmadan ölme ha!
- Su gibi aziz ol. Allah, uzun ömür versin.
- Sana da Sülo.
İstersen, bir de abdest al ki
cenâbet gitmeyesin öbür dünyaya.
- Yok ya, istemem.
- Öyleyse su iç, açılırsın.
[SÜLO ÖKSÜRÜYOR]
- Tıkandın mı?
Dur, sırtına vurayım.
- Ah!
>- Ula! Noldu la?
>- Gel.
<- Sayende abdest aldık ha!
- Ya, sen bu halde karıyı nasıl şey yaptın?
- Canım, benimkine de yapmak mı denir?
Hadi, yolumuz az kaldı.
Yürü, gidiyoruz.
Tamam işte, geldik. Çök ulan!
Hadi, vur artık beni!
Kurtulayım bu hayattan!
Şu ökrüsüğün geçsin,
öyle vurayacağım.
- Tövbe, sen adam vuramazsın.
- Aslında vuramam.
Ama, iş bu sefer ciddi. Vuramazsam;
önce ağa, sonra anam ağzıma sıçar!
Kan davası bu. Başka şeye benzemez.
Cano bile evlenmiyor benimle!
Ya, senin işin baya zor ha!
İyi ama şimdi beni vurursan...
...mapusa atılacaksın.
Cano'ya kavuşamazsın.
Vurmazsam da evlenemem.
Hadi, hazırlan!
Hele dur, dur! Bak, şimdi
aklıma bir şeytanlık geldi.
Şimdi sen beni vurursan
en az 30 yıl mapus yersin.
- Yapma yav?!
- Öyle. Taammüden gidersin.
Halbuki, biz seninle yarın
köy meydanında karşılaşsak.
Benim elimde boş tabanca,
sende kurusıkı tabanca.
Ee?
- Dümenden vuruşsak.
- O nasıl olacak ki?
Sen bana kurusıkı sallayacaksın.
Mermi yok tabancada.
Sonra?
Ben de numaradan ölürüm.
Sen, nefsi müdafadan 2-3 yıl yatarsın.
Ben, ortalardan kaybolurum.
Başka memleketlere giderim.
- Yok yav! Tiyatro mu yapacağız?
- Valla, öyle bir şey.
- Yutarlar mı?
- Hem de nasıl!
Biraz sonra mezarlıkta buluşalım.
Ben sana ne yapacağımızı anlatırım.
Mezarlığa gelince sen, ebabil kuşu gibi öt.
- Ebabil ne ki?
- Boşver. Sen öt, ben anlarım ya.
Olur, öterim.
Hadi, şimdi beni vuruşmaya davet et.
Hadi.
Çok uzattın hıyarto. Artık bu işi bitirelim.
Çek silahını! Erkekçe vuruşalım!
- Eee... Silahım yoktur yanımda!
- O zaman, yarın köy meydanında vuruşacağız!
- Silah ile gel!
Gelmeyen?!
- Puşttur!
- Puştoğlu puşttur!
- Tamam lo!
- Duydun mu, lo?!
- Puşttur!
- Ebabil!
- Puşttur!
- Karıştırma lan!
Fürr, vuurr!
Fürrürrr!!
- Ula, bu Ebabil nasıl öter ki?
- Memo!
Sülo! Sen misin, canım?
Benim, canım.
- Korkuyorum Sülo.
- Ben de Memo.
- Bir bilen var mıdır?
- Bilmiyorum.
- Burası neresi?
- Bizim sülalenin mezarlığı.
- Niye geldik ki? Fatiha mı okuyacağız?
- Yok ya. Benim mezarımı kazayacağız.
- Yapma! Hani sen ölmeyecektin?
- Ya, iyi ama...
...bizim köylü gömmeden
inanmaz benim öldüğüme.
Onun için beni buraya gömeceksin.
Meydanda öleceksin,
buraya gömüleceksin demek?
Tabii. Yoksa inanmazlar yav!
- Burası iyi mi?
- İyi.
[ÖKSÜRÜK SESLERİ]
Ah canım! Nasıl da
hönk hönk öksürüyor.
- Sen dinlen, ben kazarım.
- Sağ ol.
- Memo.
- Ne?
- Bak şu hortum varya.
- Evet.
Şimdi, bunu mezarın başından sokacaksın
öbür ucu da dışarıda kalacak.
Ne boka yarıyor ki?
Beni toprağa gömünce,
ben bununla nefes alacağım. Böyle...
- Ulan nargile gibi bu.
- Eh.
Sonra köylü gidince,
gelip beni buradan çıkartacaksın.
Oldu, anladım.
Ulan bu ne akıl Sülo.
Ama gömerken dikkat et
başım hortum tarafına gelmeli, böyle...
Tamam mı?
Anladım.
Ben Almanya görmüşün aslanım,
ne ötüp duruyorsun boyuna dır dır.
- Sonun geldi Sülo gavatı.
- Hiç belli olmaz puşt Memo.
Babamın mübarek kanını
almanın zamanı gelmiştir.
Kes palavrayı.
Sarıl silahına!
Önce sen buyur.
Vallahi olmaz.
Rica ederim sen buyur.
Beni üzme Sülo.
Hadi ulan. Çekeceksen çek
yoruldum dönmekten.
Peki çekeyim.
Al.
- Tetiği çekemiyorum.
- İyice asıl.
Olmuyor ya.
Tüh, emniyeti kapalı.
- Geç yerine.
- Hadi.
[SİLAH PATLAR]
[SEVİNÇ ÇIĞLIKLARI ATILIR]
>- En şanlı düğün seninki olacak Memo.
Ailenin yüzünü güldürdün.
Babamın kanını aldım.
Hemen evlendirin beni.
Sülo.
Vay Sülom vay.
Ailemin erkeği.
Vay ben başımı
nerelere vurayım.
Yavaş vur ulan karı,
ciğerimi deleceksin.
Sülo?
Sakın çaktırma,
ağıt yakmaya devam et.
Sülo.
- Ey cemaat, rahmetliyi nasıl bilirsiniz?
- İyi biliriz.
- Hakkınızı helal ediyor musunuz?
- Helal olsun.
Vah benim koç yiğidim.
Aslan Sülom nasıl kıydım sana?
Senin yerine keşke ben ölseydim.
Ulan acaba gerçekten ölmeyeyim.
Yazıktır bana.
[MEMONUN AĞLAMA SESİ GELİR]
Ağlama Memo, ağlama.
Beni de ağlatıyorsun.
Vah Sülo.
Kara topraklarda yatacaksın artık.
Buna hangi can dayanır?
Seni vuran ellerim kırılsaydı.
Memocan, beni bu kadar sevdiğini
vallaha bilmezdim. Kıyak herifmişsin.
Ağlama Memo, kurban olayım.
Ulan çabuk olun, çişim geldi.
Dişini sık Sülo, şimdi götürüyoruz.
Ah. Onu ben taşıyacağım. Bana yükleyin.
Rahmetlinin tabutunu ben taşıyacağım.
Allah'ını seven benimle değişmesin.
Yüreğim yanıyor.
Onu ben taşımak istiyorum.
Mezara kadar.
Bunu bana çok görmeyin kardaşlar.
Ey Sülo, nasıl gömeceğiz
şimdi seni kara toprağa?
Ulan Memo,
nasıl gömeceğini sakın unutma.
Hortumu ağzıma vermezsen boku yerim.
Yok ulan bilirim.
Kes sesini gavat, duyacaklar.
Kurban olayım unutma.
Hortum tarafı başa gelecek.
Haydi gömün.
Aman dikkat et kardeş,
başı bu tarafa gelecek.
Olur mu, yanlış iş yapıyorsun,
başı kıbleye doğru gelecek.
Ne kıblesi? Kalkıp namaz mı kılacak?
Sen başını bu tarafa ver.
Çarpılırız oğlum.
Başı kıbleye gelecek. Çevirin.
Yo, hortuma gelecek.
Sen çevir.
- Olmaz, kıble.
- Hortum.
Lan, delirdin mi sen?
Hortum da ne oluyor?
Çevirin tabutu.
Sülo, kusura bakma
gittin kardeşim.
Kıbleyi hesap etmedik.
Ulan Memo...
Memo, boğulacam.
Kurtar beni.
Kardeşler, biz tabutu
yine ters çevirsek?
Yoksa herif şimdi boku yiyecek.
Memo, delirdin mi?
Bunun usulü böyledir.
Devam edin.
Memo... Memo,
hortum ağzıma değil kıçıma giriyor.
Ters döndürün puşt!
- Hortluyor mu ne?!
- Yerini beğenmedi!
>- Toprak kabul etmiyor.
<- Herif diriliyor.
Yo, bence geberiyor ya.
Sülo, nasılsın?
Maşallah maşallah.
Hassiktir ulan.
Az daha geberiyordum.
Haydi şimdi kimseler görmeden
siktir ol git. Tamam mı?
- İyi de yol parası?
- Ne olmuş yol parasına?
Bilirsin mapustan yeni çıkmışım.
Cebimde kuruş yoktur.
Ulan Sülo. Seni vursam daha
kârlı olurdum ya neyse.
Vay pezevenk.
- Al kardeşim.
- Sağ ol.
Artık sen yoluna, ben yoluma.
Gel bakayım.
Haydi artık yolun açık olsun.
Bak bir daha seni buralarda görmeyeyim,
gerçekten vururum ha.
Yahu sen meraklanma,
beni öldü bil öldü.
Paçayı ucuz kurtardı itoğlu it.
Olan bizim beşyüz kağıda oldu.
[OYNAK MÜZİK ÇALAR]
[DAVUL VE ZURNA ÇALAR]
- Bırakın beni.
- Yahu nereye gidiyorsun?
Yahu kız bekliyor, beni bırakın.
>- Haydi rasgele.
<- Beline kuvvet.
>- Haydi görelim seni ağam.
- Ne oluyor yahu?
- Cano.
- Buyur Memo?
- Cano kız.
- Buyur Memo?
Ağzıma sıçtın Cano, biliyor musun?
Niye ki Memo?
- Cilvelenme kız, geç şöyle yatağa.
- Geçeyim Memo.
Başlık parası dedin...
...üç yıl gavur illerinde cirit atmışım.
Şirinlik tepsisi dedin,
davarlardan ikisi gitti.
Yüz görümlüğü dedin,
üç davarımı yedin.
>- O ne be?!
Şimdi, ben sana ne edeyim?
Ne edeyim söylesene?
Ne edeceğini bilmiyor musun?
Bilirim, bilirim.
Şimdi sana dünyanın kaç bucak
olduğunu göstereceğim.
Allah, Allah, Allah.
Ulan bu yorgan ne ki?
Dur kız.
[AYAK SESLERİ GELİR]
Birisi geliyor Memo.
Boş ver, kapıyı kilitledim.
[KAPI ÇALAR]
Sabah gel, işim var.
[KAPI TEKRAR ÇALINIR]
Bekle biraz ulan, acelen ne yahu.
[KAPI TEKRAR ÇALINIR]
Babam, sabah torbaya mı girmiştir?
Ne istiyorsunuz?
Gelecek başka zaman bulamadınız mı?
Jandarmalar!
Anam, kimler kimler?
Jandarmalar, jandarmalar.
Kurban olayım bey,
elini ayağını öpeyim...
...beş dakika müsaade et,
sonra al git beni.
>- Kanun namına Memo,
aç kapıyı, teslim ol!
Bey, ben senin ayağındaki
keçen olayım.
15 yıl yatacağım damda, insafına
kurban 5 dakika müsaade istiyorum.
>- Aç dedim.
Çekil kapının arkasından.
Dur dur, çekiliyorum.
Memo, seni ömrümün sonuna kadar
bekleyeceğim Memo.
Sen benim tek erimsin.
Yok Canom korkma, o hıyarto Sülo
hapisten çabuk çıkarsın demişti...
...nefsi müdafadan.
- Hoşçakal Cano.
- Bekleyeceğim Memo.
Memo, bekleyeceğim.
- Geçmiş olsun yeğenim.
- Sağ olasın.
- Müsaade eder misiniz?
- Tabii.
Yak hele bir sigara, efkar dağıtır.
Suçun ne ki?
Puştun biri babamı vurmuştur
ben de onu vurdum.
Ölmüş adama puşt deme günahtır,
ruhu incinir.
Ruhuna sıçayım.
- Aaa...
- Hşşt!
- Ne oldu?
- Hiç, öldürdüğüm adamın hayalini gördüm.
Olur böyle şeyler boş ver,
zamanla alışırsın.
- Ne işin var lan burada?
- Bilmiyor musun?
Anlaştığımız gibi başka
memlekete gidiyorum.
Oh, sen keyfine bak biz Cano'ya
el sürmeden mapusa girelim.
Oğlum, nefsi müdafadan çabuk
yırtarsın demiştim ya, meraklanma.
- İnşallah.
- Vallahi yakarım!
Şimdi boku yedik ha!
Şimdiye kadar ben yemiştim,
biraz da sen ye bakalım.
<- Ulan şoför durdur otobüsü!
- Kalkın ulan ayağa.
- İnin aşağı ulan.
>- Yürüyün, geç sıraya,
geç söyle, geç.
Geçin lan şuraya, ver bakayım.
- Ulan senin suçun ne ki?
- Adam vurdum.
Sende bizdensin.
Mapusa gideceğine takıl bizim peşimize.
- Reis kabul ederse bizimle kalırsın.
- Sağ ol.
- Yürü lan.
- Ya ben ne olacağım?
- Sen de mi mahkumsun ulan?
- He ya ölüm mahkumu.
Sen de gel.
Hadi lan dönün arkanızı.
Vay benim canım Memo.
Vay... Bekiro,
ulan ne arıyorsun bu dağ başında?
Kader işte, bu çetenin reisiyim.
Şimdi beni boşver, sen anlat.
O nasıl adam vurmaktır ha?
Helal olsun valla.
- Sen nerden biliyorsun?
- Namını duyamayan kaldı mı ki?
Göğüsüm kabardı vallahi.
İlk okul arkadaşımdır benim.
- Gel seni bir koklayayım.
- Ahh!
Hey... hey.. Bu davaroların Memo,
benim en yakın arkadaşımdır.
- İlk okuldan beraber kovulmuştuk.
- He ya.
Ulan 27 leşim var, daha senin gibi
köy meydanında adam vurmadım.
- Ulan nasıl yaptın bunu?
- Nasıl mı?
Hıyaroğlu Sülo şöyle karşımda duruyor,
aval aval bakıyor.
- Silahımı çektim, doğrulttum üstüne.
- Memo baba kendine gel.
- Kim bu hıyar?
- Aaa, nereden bildin hıyar olduğunu?
- Sıfata bak neye benziyor?
- Evet haklısın, hıyara benziyor.
- Gerçekten, kim bu fazlalık?
- Sahi, kimsin sen?
- Bilmiyor musun?
- Ne getirdiniz buraya?
- Götürün, vurun lan puştu.
- Vurmayın ağam, ağam vurmayın.
Ben Memo'nun askerlik arkadaşıyım.
Değil mi Memo?
- Yok ya. - Hani sen onbaşıydın,
hani ben bölüğün aşçısı.
- Hiç hatırlamıyorum.
- Ayağının altını öpeyim hatırla ya.
Hee..
Çok iyi yemek yapar, karı gibi.
- He ya?
- He.
İzin ver ağam ben burada kalayım.
- Ne dersin?
- İyi kalsın.
- Ulan canını bir daha bağışladım,
yat kalk dua et. - Sağ olasın.
Sallanma öyle salak salak,
millet işten geldi, karnı aç.
- Bir yemek yapta hünerini görsek.
- Başüstüne.
Hey... Yarın ilk soygunu
Davaro'nun şerefine yapıyoruz.
Gel seni bir daha kucaklıyım aslanım.
[ACI ÇEKER]
[MÜZİK ÇALAR]
Ver ulan.
Vallahi hiç bir şeyim yoktur Memocan.
Aha topu topu elli kaymem var, al.
- Ulan Ali sen ne arıyorsun burada?
- Kasabaya gidiyorum ağam.
Aha bunu anama ver,
bunları da Cano'ya götür.
De ki;
Yakında alıp aparacağım onu yanıma.
Çok selam et.
Anamın elinden öp.
Aha bu da senin, kahve iç, benden.
Bir nara duymuşum,
sanki dersin gök gürüldüyor.
[KÖYLÜ ŞAŞIRIR]
Yüklü avratlardan biri acele kırvandı,
çocuğunu düşürdü.
[KÖYLÜ ŞAŞIRIR]
Bir bakmışım Davaro dağdan iniyor.
- Yapma ya bizim Davar mı?
- Ağzından çıkanı kulağın duysun,...
...Davar ne demek Davaro,
eşkiyanın Allah'ı hemde.
Uçan sineği gözünden vuruyor.
Benimle beraber hepimiz
birlikte korkudan titriyoruz.
Ama ne zaman karşımıza dikildi,
bir bakmışım yüzüne,...
...sanki o yüze bir nur gelmiş.
Ben çocukluğundan bilirim,
aynen böyle idi.
Bilmez miyim,
o zamanlar baktım baktım da işte dedim..
...bir yiğit geliyor ki ah ne geliyor.
- Almanya'dan döndüğünde az etmedik garibe.
- Canım benim, onun asaleti ruhudaymış,...
...kim bilirdi ki, vay aslanım vay.
- Can kurban böyle eşkiya ya valla.
Şu ağayı da bir şikayet edelim ona.
He ya, buraya bir gelse de
onu iyi ağırlasak.
Gelecektir yakında, hiç tasa etmeyin.
Cano'sunu çok özlemiştir.
Bu sefer ki soygun bereketli olmuştur.
Davaro'nun şansımıdır mu?
- Al bakayım bu senin hakkın Davaro.
- Sağ olasın Bekiro.
Sende sağ olasın babam.
- Yemeğimi ver lan.
- Allah'tan hak mıdır bu Memo,...
...herkes ganimeti paylaşır,
yalnız ben hiç bir şey almıyorum.
- Hangi kitapta yazıyor bu adalet?
- Ne istiyorsun lan?
Canının bağışlandığı,
karnının doyduğu yetmiyor mu?
Canım çıksın daha iyi.
Artık sabrım bu hali taşımaz fazla.
Ben gidip diyeceğim Bekiro'ya:
Vurduğu adam benim,...
...size böyle poliv yapıyor Memo diyeceğim.
- Ulan senin ağzın ne söylüyor it oğlu it.
Canıma tak etmiştir.
Ya gamimeti üleşiriz ya da...
..aha ben şimdi gidiyorum Bekiro'ya.
- Hele dur dur Sölocan.
Bak bunca para, mal ikimize de yeter kurban.
Gel kardeş kardeş bölüşelim.
Sen zaten benim can kardeşimsin.
Ya ben senin bilirdim merhametli olduğunu.
Tabii...
Üç bana bir sana. İki saat bana,...
...bir yüzük sana.
Ulan bu ne biçim üleşmektir hırbo.
Ben Bekiro'ya gidiyorum ha!
Dur. Peki peki kurban.
Bir sana üç bana.
- Gidiyorum vallaha.
- Lan dur. İki sana iki bana.
- Yok gidiyorum.
- Dur. Peki ne istiyorsun?
- Üç bana bir sana.
- Siktir lan bokunu çıkarma.
Peki. İki sana iki bana.
Ganimetin yarısını verdik,
bulaşığa da ortağız diye tutturdu.
Yüz verdik tepemize sıçıyor.
Gel yıka lan kendi payını.
Vallahi beter hastayım Memocan.
[YALANDAN ÖKSÜRÜR]
Bu mağara ciğerlerime dokunuyor.
Şimdi sen bu bulaşığı
benim yerime yıkıyorsun ya,...
...sevabın büyük yazılıyor vallaha.
Sıçarım sevabına it oğlu it.
Nereden musallat
oldun, canıma?!
Yıka ulan bulaşığı!
Ben çişe gidiyorum.
[ÖKSÜRÜK SESİ]
Yav; Allah'ını, dinini
seversen şu bulaşığı yıka!
Bırak bulaşığı ula!
Öyle bir şey gördüm ki!
Üüüf üff!
Ama söylemem.
Nedir ki Memocan?
Ben, senin can
yoldaşınım. Anlat hele.
Yok, mümkünü yok.
Bekiro'nun bir küp parayı
nereye sakladığını söylemem.
Memocan, senin
dilin ne söylüyor?!
Ömrü billah hayatımız
kurtulur, yav!
De hadi kurban
söyle, nereye saklıyor?
Mümkünü yok, söylemem!
Valla ben de gider, kanını
almadığını söylerim ha!
Valla sen onu dersen, ben de
paranda gözü alıp kaçacak, derim.
Seni alnının orta
yerinden essahtan vurur!
De hadi git.
Ih!
Git yıka bulaşığı!
Ula nankör köpek!
Daha ne istiyorsun?
Adam eşşek gibi çalışıyor.
Adam vuruyor, araba soyuyor.
Alnının teriyle kazanıyor.
Herkesin hakkını veriyor.
Yo, benim demem o ki...
Ama kalsın.
Madem istemiyorsun.
Gömüyü alıp kaçacağımıza
burada yaşayalım.
Ne sen Cano'yu gör.
Ne ben Ayşo'yu.
Ah Cano Ah!
Dört karakol basmış!
Ünü yedi düveri aşmış!
<- Aman, o salağın eşkiyalığından ne olacak!
>- Dağda kız oynatıyorlarmış.
Susun be edepsizler! Nereden
uyduruyorsunuz bu lafları?!
Benim Memom öyle
çiğ süt emmiş değildir!
<- Ha ha! Güleyim de lafın
yabana gitmesin bari!
Senin oğlun gökten
zembille inmişti çünkü!
Öyle ya! Ne sandın?
Acur karı!
Yürü kız!
Hıh!
Geldim, anne.
- Hano ana! Hano ana!
- Ne var ula?
Size Memo'dan
haber getirdim.
Ne haberi?
Hele tez konuş.
- Senin oğlun Memo, büyük eşkiya olmuştur.
- Vıyy!!
Davaro diye
dağlarda nam salmış.
- Anne! - Bütün eşkiyalar
karşısında selam duruyormuş.
Aha bu paraları da
sana yolladı. Hano ana, al.
Allah senden razı olsun!
Benim aslan Memom!
Haa! Cano'ya da,
şunları yolladı.
- Vişş! Başka haber etti mi he?
- He, çok yakında geleceğim, Cano'yu...
...alacağım. Hiç tasa
etmesin, dedi.
Benim demedim mi, oğlum
çiğ süt emmemiştir diye?
Ula Ali akşama gel...
...sana bir çift çorap vereceğim.
Memom'a örmüştüm.
Sağ olasın Hano anam.
Haydi eyvallah!
Haydi güle güle çoban!
[MÜZİK BAŞLAR]
<i># Ölürsem kabrime gelme istemem!</i>
<i># Ölürsem kabrime gelme, gelme istemem!</i>
<i># İnim inim inle ölme istemem!</i>
<i># İnim inim inle ölme istemem!</i>
<i># İstemem!</i>
<i># İstemem!</i>
<i># Ah istemem!</i>
<i># Acıyıp lütfedip sevme istemem!</i>
<i># Acıyıp lütfedip sevme istemem!</i>
<i># Akan göz yaşlarımı silme istemem!</i>
<i># Akan göz yaşlarımı silme istemem!</i>
<i># İstemem!</i>
<i># İstemem!</i>
>- Ula, beter ettin beni Memo!
İçime dokundu.
Ya benim Bekiro?
Güya nikahlıydık!
Daha, eli elime değmedi.
Muradıma eremeden kelepçeyi
takıp götürdüler dama!
Derdim dünyadan büyük valla!
Kalkın ula hazırlanın!
Davaro'nun köyüne gidiyoruz!
Avradını alıp geliyoruz!
Bitsin bu hasretlik be!
Hoşgeldiniz! Sefalar getirdiniz!
Davaro Ağam, Bekiro Ağam.
Köyümüze şeref verdiniz!
Hiç telaşa lüzum yok.
Mala, cana dokunulmayacak.
Davaro, ailesini ziyarete geldi.
Hele önce bir buyurun yorgunluk
çıkartın. Bir çayımızı için.
Benim acele bir işim var muhtar
emmi. Arkadaşları iyi ağırlayın, ha!
Gözüm üstüne! Yalnız, bir
çayımızı içmeden bırakmam!
Ağa da, şerefinize kurban
kesecek. Haber bekliyor, ha!
- Eee, hadi buyurun
öylese. - Bekiro!
Siz çay için.
Ben Cano'ya gidiyorum.
Ayıptır, Memo!
Bir çay içelim, kurban!
Ya, ben Cano'ya gidiyorum.
Dağılın lan!
Etrafa göz kulak olun!
Buyurun, buyurun!
- Ben gitseydim.
- Şöyle istirahat buyurun...
...hele bir iki dakika!
Geçin, geçin. Buyurun.
- Ramocan!
>- Buyur, ağam?
Ağalara birer demli çay ver!
- Sağ olasın!
- Bekiro...
...ben Cano'ya gidiyorum.
- Ama, çay.
- Ya, çayla bir mi?!
- Oh!
- Afiyet olsun ağam!
- Size doyum olmaz bana müsade.
- Vallaha olmaz...
...hele bir de ayran iç, ya!
- Yok, bırak gideyim!
- O zaman ıhlamur içelim ağam!
Yok içmem.
- Bırak gideyim ya!
- Ya vallah bırakmayız seni!
Seni bulmuşuz bırakır mıyız?!
Hele bir lahmacun yiyelim.
- Ya, halden anlamıyor musunuz?
- He bir lahmacun yiyelim!
Siktirin başımdan be!
Ben Cano'ya gidiyorum ha!
Anne, ben geldim!
Yiğit Davarom!
Memom benim, hoşgeldin!
- Memo, hoşgeldin yiğidim!
- Hoşbulduk!
Sen içeri gir.
Ben, annemle bir şey konuşacağım.
Hemen giderim, Memo!
Hemen giderim!
- Anne?
- Annen kurban sana yiğidim!
Hasret kaldım sana!
Hadi sen de çeşmeden su getir.
Çok susadım.
- Evde su var oğlum.
- O su yetmez çok susadım.
7-8 kova getir.
Hadi, koş!
Tamam, giderim!
Rüzgar gibi gidip getiririm!
Yo, yo! Hiç acele etme!
Ağır ağır getir.
He!
[KAHKAHA ATAR]
Allah, Allah! Anlamıyor.
Ne cahil karı ya!
Geliyorum, Cano!
Bekle ha!
Yakında gideceğiz buradan Ayşo.
Nereye ki?
Vallaha bir polüm düşündüm.
Eğer olursa selamete çıkarız.
Hee!
Burada nasibimizi aldık.
Gideriz büyük şehire.
Ya hıyar tarlası?
Hıyar tarlasını kim
alırsa onun kıçına girsin!
Ya, ben ne diyorum!
Sen ona bak!
Ben iğne deliğinde Hindistan'ı gördüm.
Memo'nun ağzından bir
öğrenmeye bakar gömünün yeri.
Büyük şehir başkadır Ayşo!
Sahi başka mıdır?!
He ya!
Söylesene!
- Vallah, oradaki hayat...
- Eee?
Suyu ateşe koy kız.
Beter özlemişim seni!
- Ayı! Haa!
- Hadi! Hadi bakayım, hadi!
Bu sefer ahdettim, Cano!
Muradımıza ereceğiz!
Erelim, Memo!
Benim de canıma tak etti!
Dur kız!
Zaten sabrım kalmadı!
Allah!
Yavaş ula ayı!
- Azıttın mı?
- Üff, hem de nasıl azıttım!
>- Teslim olun!
[ATEŞ SESLERİ] - Ah!
[SİLAH VE VURULANLARIN SESLERİ]
<- Teslim ol Memo!
Çık dışarı!
[HÜZÜNLÜ MÜZİK ÇALAR]
[AĞLAR]
[AĞLAYARAK]
Eyvah!
- Ekmek parası elden gidiyor.
- Ne oldu ki herif?
Jandarmalar Memo'yu götürüyor.
Gömünün yerini bir o biliyor.
Ne bok yiyeceğim ben şimdi.
Boş ver herif.
Sen bir çaresini bulursun.
- Bulurum değil mi?
- Tabii.
Ya ekmek parası elden gidiyor.
Ben bir çaresini bulurum.
[ŞARKI BAŞLAR]
<i># Bu da geçer, bu da geçer
Alışmalısın, alışmalısın, alışmalısın</i>
<i># Hemen karar verme sabret
Bu da geçer</i>
<i># Dayanmalısın, dayanmalısın
Dayanmalısın</i>
<i># Böyle kalmaz
Zamanla düzelir elbet</i>
<i># Bu da geçer arkadaş
Buna üzülme</i>
<i># Yarın başka bir gündür
Yarını bekler</i>
<i># Bu da geçer arkadaş
Sakın üzülme</i>
<i># Bu da geçer, bu da geçer</i>
<i># Dayanmalısın, dayanmalısın
Dayanmalısın</i>
<i># Hayat gönlünce olmaz
Yanılıyorsun</i>
<i># Ömrün yasla da dolmaz
Büyütüyorsun</i>
<i># Hayat gönlünce olmaz
Yanılıyorsun</i>
<i># Ömrün yasla da dolmaz
Büyütüyorsun</i>
<i># Gül geç bir şeyin kalmaz
Ne duruyorsun</i>
<i># Bu da geçer, bu da geçer</i>
<i># Alışmalısın, dayanmalısın
Dayanmalısın</i>
<i># Böyle kalmaz
Zamanla düzelir elbet</i>
<i># Bu da geçer arkadaş
Buna üzülme</i>
<i># Yarın başka bir gündür
Yarını bekler</i>
<i># Bu da geçer arkadaş
Buna üzülme</i>
<i># Bu da geçer, bu da geçer</i>
<i># Dayanmalıyız, dayanmalıyız
Dayanmalıyız</i>
- Memo, ziyaretçin var.
- Hayırdır.
Yoksa Cano mu?
Cano?
- Cano?
<- Memo.
[SESİNİ İNCELTEREK KONUŞUR]
Memo, gel gel.
Sen Cano değilsin.
Kimsin?
Aşk olsun, beni tanımıyor musun?
Yo, çıkartamamışım.
Canım, iyi bak.
İyi bakıyorum.
Tamam mı?
Yok.
Yoksa, sen Cano'nun arkadaşı
Sidikli Fato musun?
- Çüş!
- İndir peçeni, tanıyayım.
Olmaz, namahrem vardır.
Bana bak karı; ben evliyim,
bana kaş göz yapma.
Belki evli erkeklerden
hoşlanıyorum.
[NORMAL SESLE]
Yuh ulan! Tanı artık ulan!
- Sülo!
- Sus ulan!
- Ne işin var senin burada?
- Seni kurtarmaya gelmişim.
- Deme ya!
- Önce al şu böreği.
Börek. Çok severim.
- Sağ ol canım.
- Yeme.
- Yo, ben böreğe dayanamam.
- Yeme diyorum ulan!
O halde niye getirdin gavat?
Memocan, tepsinin içinde
çarşaf var.
Çarşaflı börek.
Kıymalısı yok muydu lan bunun?
Davar! Çarşafı yemeyeceksin,
giyeceksin.
Anlamışım.
Önce böreği yiyip, sonra...
Bırak böreği! Git helaya,
çarşafı giy. Seni karı sansınlar.
- Yo, ben karı kılığına girmem.
- Bok yeme!
Sonra Cano'ya kavuşamazsın.
Cano?
Peki, ne yapalım.
Elini çabuk tut,
seni burada bekliyorum.
- Ula avrat!
- Bana mı diyorsun?
Senden başka karı var mıdır burada?
Ne işin var burada senin,
mahkumlar tarafında?
Karımı... Yok, kocamı arıyorum.
- Kocanı mı?
- He ya.
Çağırmışım, çağırmışım gelmemiştir;
ben de içeri girmişim.
Ulan, bu surata hangi koca gelir ki!
Herifin mahpus damına
niye kaçtığı belli oldu.
Çarşafı açar, sana bir gösterirsem
küçük dilini yutarsın ama...
Hadi oradan pis karı sen de!
Yürü!
- Ben kocamı isterim!
- Geç bakayım ziyaretçiler tarafına!
- Ben kocamı isterim!
- Geç!
Saldırıyorlar!
Kocamı istiyorum!
Şuradan şuraya gitmem valla!
Kocamı isterim!
Musto?
Musto!
Bağırma lan davar gibi.
Görmüyor musun,
kocan senden kaçıyor.
Ah pezevenk, alacağın olsun!
Gül gibi karına gelmezsin he!
Boynun altında kalsın e mi?
Gel gidelim kardeş.
Aman, erkek milleti değil mi?!
İt oğlu itler!
- Yürü ulan, bokunu çıkardın.
- Öyle mi?
Allah bu kadının kocasına
sabırlar versin.
- Çabuk toz ol!
- Anlamadılar kaçtığımı.
Yürü!
Yok, yok.
Artık feraha çıktık.
Memo, avratlık da sana
pek yakışıyor.
Hastir lan!
Sen kendine bak.
Orospu gibi kırıtıyorsun.
Lafı bırak da yürü.
Şimdi bir otobüse atladık mı
doğru köye, Cano'ya.
- Yo, köye gitmek yok.
- Niye ki?
Kaçtığını duyan Jandarma
yine köye pusu kurar.
Ne edelim?
Şimdi sen evine gidemiyorsun,
Jandarma vardır...
...ben evime gidemiyorum,
ölüyüm.
- Ne bok yemeye kaçırdın beni?
- Dinle şimdi sen.
Büyük şehre gidiyoruz.
İstanbul'a.
Kıçımızda don yok hıyar.
Nasıl gidiyoruz İstanbul'a?
Oğlum, peki Bekiro'nun paraları
ne güne duruyor?
Şimdi anlamışım.
Beni, Bekiro'nun paralarına konmak
için kaçırdın. Tüh senin suratına!
Haşa! Ben en yakın arkadaşımı
kaçırmışım.
Siktir lan!
Sen git o palavrayı
babana anlat.
Bana bak! Ölmüş babamı karıştırma,
sonra fena olur ha!
Neyse.
Bak Memocan...
...herifi zaten geberttiler,
paralar duruyor.
Yahu düşün; altınlar,
gümüşler bizi bekliyor.
O parayla,
istesek İstanbul'u alırız.
Cano da gelecek mi?
Önce biz bir gidelim.
Karıları sonra aldırırız.
Düşünsene. Kolunda Cano,
altında araba.
Bir elin lahmacunda,
bir elin çiğ köftede.
<i>[ŞARKI SÖYLEMEYE BAŞLARLAR]
# Bitlis'te beş minare
Beri gel oğlan, beri gel</i>
Hop! Hele dur hele!
Çantaya dikkat et.
- Baba haydi!
- Yürü, yürü.
[HORLAMA SESİ]
Siktir lan! Paraları alıp
kaçacaksın değil mi?
Ben yer miyim ulan?
Siktir!
Buyurun.
Anahtarınız.
Şey...
Sağ ol canım.
Allah razı olsun.
- Ne istiyor?
- Siktir et ya ne bileyim.
Vay canına! Yatağa bak. Bizim
ağanın ki bok yemiş bunun yanında.
Evet, medeniyet başka bir şey canım.
Yer yatağına hiç benzemiyor.
- Vallahi iyidir.
- İyidir tabii.
Oh, oh!
[GÜLÜŞÜRLER]
Yavaş ulan ayı!
Çökerteceksin somyayı.
Ulan şimdi ne yapalım?
Vallahi önce karnımızı
bir güzel doyuralım.
İyi. Daha önce
ne yapacaktık ulan?
Ne yapacaktık?
Avratlarımıza mektup
yazmayacak mıydık?
Evet, doğru diyorsun.
İyi hatırlattın.
- Nerede olduğumuzu bilsinler.
- Tabii.
Ben başlıyorum.
Canom...
Kurban, sen bu mektubu
yollar mısın?
- Hiç merak etmeyin.
- Bu da benim karıya.
Peki babam cevap nasıl gelecek?
Ben zarfların arkasına
otelin adresini yazarım.
- Hay sağ olasın.
- Dur bende öpeyim.
- Gel seni de öpeyim.
- Beni niye öptün?
Ne bileyim işte.
- Of! Vallahi dünya varmış.
- Öyle.
- Bir de karıları getirebilseydik.
- Yahu dur hele.
Önce kendimize
bir iş kuralım bakalım.
Haydi bir daha şerefe.
Yahu ben Almanya da şunu anladım ki
kafam ticarete müthiş çalışıyor.
O zaman bir lahmacun
fırını açalım. Ortak oluruz.
- Olur mu hayvan!
- Niye olmazmış?
Benim karı, senin yaşadığını
görürse bana ne der?
Sen ölüsün oğlum.
Ha doğru ölüyüm.
Siktir et ya.
Zaten bu İstanbul dediğin
büyük şehir. Bir ucunda sen...
...bir ucunda ben
bir iş tuttuk mu...
Anasını bile satarım
ben bu İstanbul'un.
Ben bir lahmacun fırını açarım.
Ben de bir döner burger salonu.
O ne lan?
Dönerin Almanya görmüşü.
Bir bok bilmiyorsun cahil ayı.
Ha! Eh hadi ayının şerefine.
Senin maşallahın var ha.
Benden iyi içiyorsun.
Ben iyi içerim.
Hiç dokunmaz.
- Eh, hadi şerefe.
- Şerefe.
Hesabı ağadan alacaksın,
tamam mı?
- Tamam ağabey.
- Hadi bana eyvallah.
<i>[ŞARKI BAŞLAR]
# Ooo mastika mastika</i>
<i># Ooo şişe dolu mastika</i>
<i># Ooo mastika mastika</i>
<i># Ooo sigarası malbora</i>
<i># Alayım sana bir kutu boya</i>
<i># Boya kendini boydan boya</i>
<i># Bir elinde cımbız,
bir elinde ayna</i>
<i># Daha on üçünde
bakın hele siz şuna</i>
<- Ha ha! yok canım.
Oğlum kaç para?
>- 600 lira.
<- Al bakayım şu 1000'i üstü kalsın.
>- Sağ ol ağabey.
<- Haydi kızlar içeri.
<- Sen ne için böyle havadar
giyinmişsin yavrum?
Memo?
Sülo?
Memo?
Sen misin Memo?
- Sülo.
- Vay Memocan.
Ne işin var lan burada?
Hiç. Şöyle geçerken
bir uğrayayım dedim.
Ya?
Ya. Gel, gel.
Gel otur yanıma. Gel lan.
Eh, madem ısrar ediyorsun.
Gel, gel. Otur.
Hoş gelmişsin.
Hadi! Şerefe.
Senin ne işin var burada?
Şey...
İş konuşuyorduk da.
- Şu benim lahmacun fırını var ya?
- Evet.
İşte bu arkadaşlar fırında çalışacak.
Anlaşmaya çalışıyordum.
- Arkadaşlar fırında mı çalışacak?
- Evet.
- Bu kıyafetle mi çalışacak?
- Mevsim sıcak da.
Daha çıplak çalışsınlar.
Şöyle donla falan.
Beni iyice keriz belledin ha!
Paraları alıp kaçtın,
bu karılarla yemek için.
Yok valla kardeş.
Çok azını harcadım.
İşte bak.
Çoğu burada ya.
- Peki, yediğin paralar? Hırsız.
- Memo, itibarımla oynuyorsun.
Sıçtırma itibarına.
Geberteceğim seni.
- Gebertemezsin.
- Niye?
Ben zaten ölüyüm.
Unuttun mu?
Unutur muyum ulan? O yalandı.
Şimdi sahiden öldüreceğim seni!
Yok, öldürme.
Döv daha iyi.
Bana bak, hadise çıkarma!
Beyi rahat bırak!
Savulun lan!
Ben kimim biliyor musun?
- Ben Davaro'yum.
- Evet, eşkıya Davaro. 50 leşi var.
Yerim ulan hepinizi! Savulun!
Vururum hepinizi!
[SİLAH SESLERİ]
Ver ulan çantayı!
Düş önüme bakayım!
Yürü!
Sen de ver ulan!
Biz keriz miyiz!
Eşekoğlu eşek!
[ACIYLA İNLER]
Çok acıdı mı canım?
Dur, kafan yarılmış sarayım.
Eline sıçayım davar oğlu davar.
Terbiyeni bozma puşt oğlu!
Sıçtım ulan ağzına.
Ah canım!
Dur, yarana bakayım.
Ulan bana bak, ya döv ya sev.
Karar ver artık.
Bir türlü karar veremiyorum.
Ah davar kafa!
Ben seni başta vuracaktım ki,
cümle alem kurtulacaktı.
Az daha paralar
gidiyordu elden lan!
[KAPI VURULUR]
Gel.
Süleyman Hıyarto?
Benim.
- Size bir telgraf var.
- Ver bakayım, hayırdır.
[AĞLAYARAK]
Aney!
Ne diyor? Ne oldu?
- Ben mahvolmuşum.
- Desene ulan, ne oldu?
- Avrattan geldi.
- Eee?
Evleniyormuş ağayla.
"Acele yetiş" diyor.
Senin avrat seninle
evli değil miydi?
Evliydi. Ama ben ölünce
karı boşta kaldı.
- Kalınca da...
- Ağa puştu göz koydu.
Allah mesut etsin.
Aslında bizim ağa hıyarın tekidir ya...
Olur mu ulan?
Vermem ben karıyı kimseye!
- Ben köye gidiyorum.
- Sen nah gidersin köye.
- Niye gidemem ki?
- Sen ölüsün. Ben vurdum.
- Ama yalandan.
- Herkes sahi biliyor.
Seni canlı görürlerse,
ben hapı yutarım.
Şerefimi iki paralık mı edeceksin?
- İyi ama, karı elden gidiyor ya.
- Sen köye gidersen, benim Cano elden gider.
- Bırak beni gideyim.
- Olmaz.
- Ayağının altını öpeyim.
- Olmaz diyorum.
Bir gitmeye kalk,
vallahi vururum seni.
Vay ben ölmüşüm, ben yanmışım.
Sen de haklısın.
Göz göre göre pezevenk oluyorsun.
[AĞLAYARAK]
Gitti! Gitti Ayşom!
Yeter lan uzatma.
Bizimki de kalp.
Hem ben sana bir şey diyeyim mi?
Zaten seni karı da bir boka benzemezdi.
- İyi oldu.
- Olsun.
Kargaya yavrusu şahin gibidir.
- Hadi içelim.
- İçelim.
Yoksa sen beni yine
sarhoş edip...?
- Haşa! Ne münasebet!
- O bir kere olur gavat.
Ben küple içsem
sarhoş olmam aslında.
Gayet tabii.
Sen bir kere Davaro sülalesindensin.
- Sen davar oğlu davarsın.
- Sağ ol.
- Sen de hıyar oğlu hıyar.
- Sağ ol, eksik olma.
Ben sarhoş olacağım, sızacağım,
sen de köye tüyeceksin öyle mi?
Bende sarhoş hali var mı ulan?
Var mı?
Yok.
[HORLAMAYA BAŞLAR]
Ayşo!
[DAVUL ZURNA ÇALAR]
Ağam, sorması ayıptır,
bu kaçıncı evliliktir?
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim.
Fena mı canım, Allah'ın gariplerini
ortada kalmaktan kurtarıyorum.
İtin biri başka bir iti vurdu,
bu masum ortada kaldı.
Biz de ağalık görevimizi yaptık.
[KAHKAHA ATARLAR]
Şerefe.
- Dümenden gözyaşı döküyor anne.
- Hem ağlıyor, hem gidiyor nursuz.
Aslan gibi Sülo'nun arkasından
nasıl da kasılıyor.
- Kasılır elbet, ağa karısı oluyor.
- Öyle ya.
[OYNAK MÜZİK ÇALAR]
[ALKIŞLA RİTİM TUTARLAR]
[KAŞIK SESLERİ]
[SESİNİ İNCELTEREK]
Hadi gelin, kalk oyna kız!
- Yok, istemiyorum.
- Hiç olur mu?!
- Gelin dediğin oynar, kalk oyna.
- İstemiyorum dedim ya!
Git başımdan karı!
[KENDİ SESİYLER KONUŞUR]
Kalk ulan, kalk!
Oyna diyorum, kalk!
- Sen kimsin lan?
- Oyna. Çaktırmadan kaçacağız.
- Ben Sülo.
- Sülo!
Bağırma kız, yavaş.
Hadi oyna.
[NEŞELİ NEŞELİ OYNAMAYA BAŞLAR]
Al işte, demedim mi dümenden
ağlıyor diye.
- Köçek gibi kırıtıyor.
- Herif öldüğünle kaldı.
- Baksana, kıçı tavana vuracak.
- Öyle ya.
[ŞAŞIRIRLAR]
Sülo bu!
- Herif hortladı anne!
- Yediler geldi!
- Hayır kız, cinler. Kışt, kışt!
- Hoşt diyorum! Üstüme iyilik sağlık.
Koşun kızlar, koşun!
[KADINLAR BAĞRIŞIR]
Seni ahlaksız!
Kadınlar bağırıyor!
- Ne oluyor? Ne oluyor?
<- Gelini kaçırıyorlar.
Kimmiş kaçıran?
Getirin o puştu.
<- Sülo bu! Vallahi Sülo'dur!
<- Yok canım, Sülo öldü.
- Getirdik ağam.
- Emret ağam.
Herif konuşuyor.
Demek ölmemiş.
- Sen ölmedin mi?
- Ölmemişim ağam.
Ne bok yemeye ölmedin?
Memo seni gebertmedi mi?
- Yok.
- Biz kimi gömdük?
Memo ile bir dümen çevirdik.
Ölmüş numarası yaptık.
Memo sonra beni mezardan çıkardı.
Yalan söylüyorsun ulan kodoş!
Benim oğlum öyle dalavere etmez!
- Çek elini! Tutma beni!
- İşte görmüyor musun, yaşıyorum.
Benim oğlum erdir.
Kanını yerde koymaz.
- Koymuştur Hamo ana. Ne vuruyorsun?
- Çekil!
- Vay alçak Memo.
- Memo puştun teki çıkmıştır.
- Rezil Memo.
- Bütün köye atmıştır kazığı.
Biz de onu bir bok sandık.
Bu evlilik olmasa
ortaya çıkmayacaktım.
- Ama baktım karı elden gidiyor...
- Ben bu karıyı sana vermem.
- Niye ki ağam?
- Çünkü sen resmî ölüsün.
- Ölü adamın da karısı boştur.
- Ama görüyorsun yaşıyorum.
>- Sen merak etme ağa;
resmî ölüydü, şimdi sahiden ölecek.
- Memo.
<- Memo gelmiştir.
Yetti ulan pezevenk.
Rezil ettin beni cümle aleme.
Şerefim iki paralık oldu.
Canını bağışladım diye
başım dertten kurtulmuyor.
Şahadet getir, vuracağım seni.
Memo kardeş, kıyma erime.
Karnımda bebeğini taşıyorum.
Koyma bizi babasız. Bağışla.
Vur lan vur.
Kurtar namusunu.
Hadi Şahinim dinleme
bu kadının lafını...
...babanın kanını yerde koyma.
Rezil etme aleme.
Hassiktir lan.
Memo kurban, beni vurmuyor musun?
Canımı almıyor musun?
Sana bu canı ben
vermedim ki ben alayım.
- Sen cezanı hapiste çekmişsin.
- Sağ ol ağam, Allah senden razı olsun.
Bebeğin babalı büyüsün
ben bilirim babasızlığın ne olduğunu.
Tüh senin suratına tüküreyim.
Vay puşt, vay gavat.
Vay it.
Ulan sende hiç mi şeref yoktur?
Bin yıllık töreyi nasıl çiğnersin?
Şerefsiz, it oğlu it.
Ağam, şeref insan
vurmakla olmuyor.
Şeref; zavallı bir çare
kadınlara göz dikmeklede olmuyor.
Sen benim Sülo'yu vurmamı töre için değil,
avradına konmak için istiyorsun.
Hay rezil it oğlu it. Siktir git.
Seni bu köyden kovuyorum.
- Kovuyor musun?
- Kovuyorum.
Buranın sahibi benim. Seninde,
davarınında, ananında, karınında...
Hoş de ağa, lafına dikkat et.
Ucu kötü yerlere dokunuyor.
Yalan mı lan hepiniz
benim malım değil misiniz?
Evet ağam.
Kıçınızdaki dona kadar bana
borçlu değil misiniz?
Doğru söylüyorsun ağam.
İstersem hepinizi buradan
def edemez miyim?
Edersin ağam.
Nah edersin dümbük.
Söyle lan ağa denen puşt oğlu söyle.
Ne kadar borcu var köylünün?
Ulan hayvan, ulan sen
ağanla nasıl böyle konuşuyorsun?
Konuşma lan.
Haberin olsun silah doludur.
Söyle pezevenk,
borç ne kadardır?
Tut lan şunu.
Al.
Al köpek.
Daha istiyor musun?
Al hayvan.
Al hepsini al.
Ne ettin Memo, hay Allah.
Yav gitti bizim lahmacun fırını.
Şimdi köylünün sana
borcu kalmamıştır.
Tamam mı?
Tamam mı ağa?
Tamam, tamam hiç borç yoktur.
Artık onlara rahat bırak,
şimdi ben gidiyorum...
...dağlara çıkıyorum, eğer köylüye
bir eziyet yaptığını duyarsam...
...vallaha geri dönerim.
İşte o zaman Allah yarattı demem...
...tabancayı anlının çatısına
dayar tetiği çekerim.
- Bilmiş ol ağa.
- Tamam.
Anne, gördüğün gibi
oğlun bi boka yaramıyor.
Yarıyor oğlum yarıyor.
Hem de çok.
Sütümü sana helal etmişim.
Cano, Cano kurban,
sen benim canımsın...
...ciğerimsin, gözümün bebeğisin.
Hayatımda senden
başka avrat tanımamışım...
...başımı çevirip bakmamışım.
Ne yaptıysam sana
kavuşmak için yaptım.
Çalıştım, didindim
gurbet ellerde süründüm.
Mapus’u bile göze aldım.
Seni çok seviyorum Cano.
Ama senin için bile
olsa, birisini vuramam...
...babamın katili
olsa bile vuramam.
Eğer bunun için bana varmayacaksan,
sende kal sağlıcakla.
[MÜZİK BAŞLAR]
Memo, Memo kurbanın olayım.
Memo, bırakma beni Memo.
Emeği geçenler; Phadu, Akıncı,
dj_tallboy, TheodoR, İCEBERK,...
...eposus, awalanche,
EfsanERHAN.
Can't find what you're looking for?
Get subtitles in any language from opensubtitles.com, and translate them here.