All language subtitles for Marasli 10. Bölüm

(Jenerik müziği çalıyor)

Mahur Hanım, Mahur Hanım!

Siz beni yanlış anladınız.

Özün sözün bir sanmıştım ben seni.

Öyle.

Madem korkacaksın...

Bunların korkuyla bir alakası olmadığını biliyorsun.

Ne ile alakası var o zaman?

Bazı yollar vardır, geri dönülmez.

Bazı insanlar varıdr, yolun sonunu düşünmez.

Ben senin için geri döndüm.

Bunu biliyorum.

Keşke dönmeseydim, keşke alıp başımı gitseydim.

Artık etrafımda olmanı istemiyorum.

Halen tehlikedesin.

Başka birini bulurum ben, seninle olmaz.

Artık olmaz.

Ben seni bırakmam, canın halen bana emanet.

Anlaşma anlaşmadır.

Mahur.

Mahur!

Maraşlı bu Acar'ın depoyu patlatmış, karşılığında da beni mi görecek miş?

Evet, bırakmadın ki yakıyordum adamı.

Şimdi olmaz, bırakalım Mahur ile iyice kapışsınlar.

Yüzükleri takalım, sonra halledeceğiz.

Ağabey daha ne kadar bekleyeceğiz, babamın kemikleri daha ne kadar sızlayacak?

Boğalım şunları.

Ne konuştuk acele etmek yok, asla acale etmek yok.

Yavaş yavaş, neden tadını çıkarmıyoruz?

Neden acı içerisinde, sefalet içerisinde yüzdüklerini görmüyoruz?

Aziz hala hiçbir şeyin farkında değil değil mi? Senin ne bildiğini bilmiyor?

Şimdilik bilmeyecek, hala gözümün içine baka baka yalansöylüyor alçak.

O yüzden bir süre daha Aziz'e babacağım demeye devam.

Nasıl dayanıyorsun, nasıl katlanıyorsun onlarla aynı evin içerisinde?

Aziz ile Nihan ile hatta o Sadık ile.

Hayal ediyorum, Aziz'i hayal ediyorum.

Aziz'i beş parasız kalmış, o Nihan'ı gırtlaklarken görüyorum.

Zavallı İlhan hayatında değer verdiği ne varsa ellerinin arasından kayıp gidişini görüyor.

O Sadık, o Sadık'ı korkudan kafayı yemiş görüyorum.

Sen şimdi ağabeyini dinle, sadece birazcık sabır.

Ben yıllarca bekledim, sen de bekleyeceksin.

Ama beklediğine değecek, sadece biraz sabır.

Sabır kardeşim.

Maraşlı bu işin peşini bırakmayacaktır.

Napacaksın ona yüzünü mü göstereceksin?

Deli misin, işin en zevkli kısmı bu.

En yakınlarında olup gözlerinin içine bakıp onları acı çekerken seyretmek.

O zaman malları almak için hamleyi yapıyorum, bu sevkiyat bizim için çok önemli işler büyüyor.

Maraşlı'ya bir şey olmasın, etrafındakilere olabilir ama Maraşlı'ya değil.

Bir de İlhan sorunumuz var tabi, bizim için hala güvensiz.

Güvenecek hale getirelim.

Aklımda bir şeyler var halledeceğim.

Aziz, bana babamı kendi ellerimle öldürttün Aziz.

Seni her gün öldüreceğim, seni öldürüp tekrar dirilteceğim Aziz.

Sonra bir daha öldüreceğim.

Sonra bir daha, bir daha, bir daha, bir daha.

Yaşadığın her günü sana cehennem edeceğim.

Nasıl baba daha iyi hissediyor musun kendini?

İyiyim kızım iyiyim, çıkarsınlar beni artık yav.

A olur mu öyle şey bu gece buradayız.

Evet baba nolur nolmaz.

Artık daha dikkatli yaşaman lazım, bundan sonra sinir stres yok.

Gerçi nasıl olacaksa o.

Hadi çocuklar siz beklemeyin gidin, iyiyim ben.

Olur mu baba öyle şey.

Yok yok kalırız biz de.

Evet baba kalalım biz de.

Yok ya gerek yok ben buradayım zaten hadi siz gidin.

Yoruldunuz zaten gidin eve dinlenin biraz, beni de yarın çıkarırlar zaten.

Hadi hiç beklemeyin iyiyim ben.

Peki baba nasıl istersen.

Tekrar geçmiş olsun.

Hadi yarın görüşürüz.

Görüşürüz.

Bir şey olursa haber verin bana.

Dikkat et kendine.

Ağabey ben de sizinle geleyim.

Tamam.

İlhan, Oğuz mesaj atmış dedesini görmek istiyormuş şimdi İsmet getiriyor.

Peki bir on dakika görsün mademi biz onları bekleyelim.

Peki.

Maraşlı Mahur'u eve bırakır mısın?

Tabi.

Naptınız Türeller?

Ağabey sen nereye kayboldun?

Benzin aldım, babamız nasıl?

İyi daha iyi, bundan sonra daha dikkatli olması gerekiyormuş.

İyi iyi, üzmeyelim biz de artık adamı.

E hadi siz gidin madem, ben daha buradayım.

Tamam, siz beni bırakır mısınız?

Olur.

E hadi.

Hadi gidelim artık.

Maraşlı, bu adamlar peşimi bırakmayacaklar değil mi?

Bırakmayacaklar.

Napacağız, beni yalnız bırakma Maraşlı.

Buradayız evelallah.

Korkuyorum ben Oğuz ya da Dilşad'a bir şey yaparlarsa diye.

Eğer sana bir şey söyler ya da yaparlarsa beni haberdar et yeter, dikkatli ol tamam mı.

Haberleşiriz haydi.

Nerede kaldınız Celal Bey?

Kusura bakmayın.

Maraşlı Celal Bey olmuş.

Karnı aç olan var mı, ya da bir yerlede bir şeyler mi içsek?

Yorgunum ben.

Celal Bey?

Ben görev başında içmem.

Artık bir görevin olduğunu sanmıyorum, yani istiyorsan gidip içebilirsin.

Bu ilişkide ciddi boyutta bir hasar meydana gelmiş anladığım kadarıyla.

Yok ağabey çoktan perti çıktı diyebilirz bence.

Ben anlaşmamı Aziz Bey ile yaptım, ancak onunla bozarım.

Ben de kendi hayatım hakkında karar verebilecek yaştayım.

Bu kararlar sizi tehlikeye sokuyor ama.

Belki de ben tehlike seviyorumdur.

Gördük.

Noldu ağabey?

Sandığımdan daha ciddi boyuttaymış.

Neymiş o ciddi olan?

Aranızdaki şey Celal Bey, elektirik, çekim çekim.

Yani doğu ile batının, kuzey ile güneyin karşı konulmaz birleşimi.

Siz birbirinize dokunmaya korkuyorsunuz, ama nefesleriniz birbirine değdiğinde o kutsal ışık etrafa saçılıyor.

Görüyorum dostlarım görüyorum kardeşlerim, burada çok acayip bir aşk hikayesi görüyorum maşallah.

Ağabey saçmalama istersen lütfen.

Ağabeyinin işi saçmalamak, ben hayatım boyunca saçmaladım.

Ama bir konu var ki o konuda da hiç yanılmam iyi bilirsin.

Nedir o konu Necati Bey?

Zıttıkların birliği Maraşlı Bey.

Diyalektik, diyalektik.

Sarhoş, sarhoş boşver.

Ay siz çok yaşayın.

Siz binin.

Alo.

İlhan.

Efendim.

Baban rahatsızlanmış geçmiş olsun.

Sen nereden biliyorsun?

Yapma birbirimize bu kadar yabancı mıyız?

Ne istiyorsun?

Olup bitenlerden sonra konuşamadık, seni bekliyorum otaparktayım.

Anlamadım, hastanede misin?

Evet hastanenin otoparkındayım.

İstersen ben geleyim diyeceğim ama orada şimdi kimseyi rahatsız etmek istemem.

Geliyorum hemen.

Bittik mahvolduk, yakalyacaklar bizi asacaklar Nuran.

Sadık dur bir sakin ol.

Kaçalım buradan, Behiye'ye haber ver kimseye görünmeden kaçalım buradan.

Ya havle adam şaşırdın mı!

Bittik diyorum Nuran mahvolduk.

Bir şey olduğu yok, kaç yıl oldu geçmiş gitmiş, belki de eriyip gitti kemikler.

Bu kadar yılda kemik erirmiymiş ha, görmüyor musun televizyonda eski mezarları kazıyorlar kemikleri hala çıkıyor.

Belki yanlış yeri kazdın, belki yerini unuttun.

Kaç kere söyleyeceğim Nuran ben kazdım ben gömdüm, biri almış kemiklerini!

Saçma sapan konuşma be adam kim alacak.

Biri almış işte.

Bırak unut bu meseleyi, ceset yoksa mesele de yok.

Senden benden başka var mı bilen, niye böyle yapıyorsun be adam?

Doğru söylüyorsun aslında, senden benden başka bilen yok Nuran.

Yok, gel otur şöyle.

Deli deli konuşup beni korkutma Sadık.

Ne istiyorsun?

Ne istediğimi artık tahmin ediyorsun herhalde.

Öldürecek misin beni?

Beni çok yanlış tanıdın İlhan, ama mecbur kalırsam tabi ki.

Harika.

Bak yaptığın hataları tekrarlama, seninle çok güzel bir geleceğimiz olabilir.

Seninle bembeyaz bir sayfa açalım diyorum sen bizi polise gambazlıyorsun, oluyor mu yakışıyor mu?

Hiç yoktan kalbimi kırıyorsun.

Oradan bakınca pek kalbin varmış gibi durmuyorsun.

Diyorum ya işte, yanlış tanıdın beni.

Bak ben uyuşturucu işine falan giremem, hele şirket üzerinden asla.

İstersen öldür beni.

Bazen bunu gerçekten istediğini düşünür gibiyim.

Ben yokum tamam mı gerekirse babama her şeyi anlatacağım, sıkıldım, yoruldum.

Uykularım kaçıyor, yakında hastanelik olacağım.

Ben yokum tamam mı, seninle de arkadaşlarınla da iş yapmam, asla.

Ben bu şirkete hayatımı verdim, gazetelerde ellerimde kelepçelerle boy boy fotoğraflarım çıksın istemiyorum.

Tamam ikna oldum bu iş sana göre değil.

Ya, nolur bulaşma bana, şirkete de.

Bak ben para bulacağım, hisselerimi geri alacağım tamam mı?

Tabi ne demek.

Ciddi misin?

Evet, ben seni anladım İlhan sen o adam değilsin.

Daha fazla ısrar etmeyeceğim, ben başımın çaresine bakarım.

Alo.

İlhan hadi neredesin arabada seni bekliyoruz?

Geldim geldim.

Hadi.

(Telefon çalıyor)

İlhan tekrar rahatsız ediyorum ama madem ilişkimiz sona erdi, bende sana ait fotoğraflar var,

onları vermeyi unutmuşum.

Ne fotoğrafı?

Gönderiyorum şimdi.

Sen nasıl bir manyaksın acaba.

Baba hadi!

Geliyorum oğlum.

Noldu İlhan?

Yok bir şey.

Niye öyle bakıyorsun?

Teşekkür ederim Maraşlı, bu geceyi size armağan etmek isterdim ama çok acısı var.

İyi geceler.

İyi geceler.

Ağabey ben biraz hava alacağım, sen geç geliyorum.

Olur güzelim.

Hoş geldiniz Necati Bey, Aziz Bey nasıl?

Malesef sizlere ömür.

Aziz Bey nasıl olur, iyileşiyor demişlerdi nasıl olur!

Ölüm bu Nuran oluyor işte.

Dur ya dur şaka yaptım tamam, Allah aşkına kes ağlamayı Nuran Hanım şaka şaka.

Doktor söyledi gayet iyi, hatta bir on yıl daha bizlerle.

Aklım gitti Necati Bey, ölümün şakası mı olur?

Şimdi yaptım oldu ya Nuran, ona gülüyoruz.

Her şeyin şakası olur.

Hayırdır Sadık yorgun gibisin, babama mı üzüldün yoksa?

Üzüldüm tabi Necati Bey, insan üzülmez mi.

Üzülme babam turp gibi, daha uzun yıllar birliktesiniz inşallah.

Hadi iyi geceler.

Bayan.

Efendim.

Aziz Bey için üzülmeyin, güçlü adamdır toparlayacaktır geçmiş olsun tekrar.

Sağ ol.

Ben kaçayım öyleyse, yarın görüşürüz iyi geceler.

Gelme yarın.

Bir daha hiç gelme.

Bayan.

Bana Mahru Hanım demenizi tercih ederim Celal Bey.

Mahru Hanım.

Buyrun dinliyorum.

Savaş hala dışarıda, kaldı ki başkaları da dışarıda.

Tamam ben senin yerine başka birini bulurum, merak etme sen.

Aziz Bey ne diyecek bu duruma peki?

Ne derse desin, umrumda bile değil.

Bana nasıl baktığını görmüyor muyum sanıyorsun.

Ben senin gözünün içini görüyorum Maraşlı.

Bana söylemediğin, ya da söyleyemediğin bir şeyler var görüyorum bunu.

Ama ben bunu bulacağım.

Sizden bir şey saklamadığımı söylemiştim bayan.

Bilmiyorum geri döndüğüm için de kendimi asla affetmeyeceğim.

Nevzat.

Komutanım, nasıl Aziz Bey iyi mi?

İyi iyi, sen ne yaptın?

Depodan çıkan malları dediğin yere koydum komutanım.

Eyvallah.

Şimdi ne yapacağız komutanım?

Bekleyeceğiz, biz şartlarımızı sunduk şimdi onlar cevap verecek.

Ortaya çıkacak mı dersin bu Savaş'ın tasmasını tutan?

Sanmam, ama peşinde olduğumuzu biliyor.

Çok yaklaştık Nevzat, o evde ya da başka yerde bu saldırıyı yapan adam elbet ortaya çıkacak.

Çıktığında da şahsen boynunu kıracağaım.

İnşallah komutanım.

Hadi sen de dikkat et konuşuruz.

Emredersiniz komutanım, iyi akşamlar.

Hoş geldin oğlum.

Hoş bulduk anne.

Nasıl oldu Mahur'un babası, iyi mi?

İyi iyi yırttı kefeni işte.

Aman Allah korumuş, çabucak iyileşir inşallah.

Mahur kızım da iyi değil mi?

O da iyi.

Barıştı mı onlar bir ara babası ile pek iyi değildi arası, öyle bir şey demiştin bana?

Annem sana ne bundan, bir kahve yap da dedikodu yapalım istersen ha.

Tamam tamam sustum.

Zeliş iyi mi?

İyi uyudu çoktan.

İyi hadi ben bir bakayım ona, sen de geç evine.

Dolapta yemek var ısıtayım mı?

Lüzum yok sağ olasın, çık artık.

İyi madem.

Kurban olurum, uyandırdım seni değil mi?

Çok özledim öpmeden duramadım.

Mahur Ablan çok üzgündü bugün babası rahatsızlanmış, o yüzden yanındaydım.

Bırakamadım yani geç geldim o yüzden, kızmadın değil mi?

Bir şiir okuyayım mı sana?

Güzelce uykuya dalarsın olur mu?

Bekle.

Her şey birdenbire oldu, birdenbire vurdu gün ışığı yere.

Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.

Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan.

Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.

Yemiş birdenbire oldu, her şey birdenbire oldu.

Kız birdenbire, oğlan birdenbire.

Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,

Sevinç birden bire.

(Şarkı çalıyor)

Mahru Hanım bana çok kırgın, haklı. Onu yarı yolda bırakdığımı düşünüyor.

Onu yarı yolda bıraktım evet.

Ama bunu onun için yaptım, hakikati öğrenirse hassas kalbi bunu kaldıramaz.

Perişan olur, o perişan olursa da ben çok üzülürüm.

Keşke böyle olmasaydı.

Keşke böyle olmasaydı, keşke başka bir şekilde karşılaşsaydık.

Başka bir diyarda, başka bir şehirde başka bir zamanda.

Bir sabah kalktığında beni yanında göremeyebilir, bunu ona yapamam.

Yoksa kalbim Mahru diye atıyor.

Bu da mı gelecekti bu garip başıma.

Ama geldi, geldi.

Başa gelen çekilir Maraşlı, yapacak bir şey yok.

(Şarkı çalıyor)

Ağabey uyudun mu?

Mahur?

Uyumadın değil mi ya?

Bu saatte.

Malesef daha uyuyacak kadar içemedim.

Araya bir de hastane olayları falan da girince, e babamız can çekişirken de içmek ayıp olur diye düşündüm.

Bunları atlattı diye söylüyorsun herhalde, ne kadar üzüldüğünü gördüm çünkü.

Herhalde canım, ben de haberi alınca ne yapacağımı şaşırdım.

Evden nasıl çıkacağımı bilemedim.

Çok korktum ya, yani benim yüzümden ona bir şey olacak diye çok korktum.

Öyle gidiyorum falan diyince adam çok üzüldü tabi.

Doğru sen New York'a gidiyordun değil mi, niye döndün?

Noldu niye o kadar düşündün?

Ya yok düşünmek değil de...

Bana bak bana söylemeye çekiniyor musun yoksa?

Aslında kendime bile söylemeye çekiniyorum.

Ağabey ben Maraşlı yüzünden gitmedim.

Maraşlı yüzünden gidemedin.

Hatta onun için kaldın.

Utanacak bir şey yok bunda güzellik, utanacak bir şey yok.

Hatta yeryüzünde aşkı daha iyi anlatan bir kelime yok biliyor musun.

Gidememek, çok güzel değil mi gidememek.

Doğru yaptığımdan emin değilim ama.

Saçmalama sakın bana senden hoşlanmadığını söyleme,

adam sana her baktığında benim bile içim sızlıyor.

Ben de öyle düşünmüştüm, öyle hissetmiştim yani.

Ee?

Ama işte bugün birden bire bizden olmaz dedi bana.

Ya sanki ben bunları hiç düşünmemişim, hiç tartmamışım gibi.

Biz apayrı dünyaların insanlarıyız falan dedi bana.

Saçma sapan hiç inandırıcı olmyan bahaneler üretip durdu.

Onlar bahane değil, korku.

Korku?

Evet malsesef aşk böyle bir şey, her aşk kendi içerisinde bir korku duvarı meydana getirir.

O duvar kimi zaman mesafelerden, kimi zaman sınıf farkından, kimi zamansa kaybetme duygusundan oluşur.

Ama aşk söz konusu oldu mu illa ki bir korku duvarı oluşur.

Paketin içinde geliyor yani.

O duvarı aşmak da öyle kolay değil tabi.

Benim korkum yok ama.

O yüzden sen geri döndün, demek ki onun var.

Ona biraz zaman ver biraz korkularıyla yüzleşsin.

Hele bir de duvarı aşarsa işte o zaman önünüzde hiçbir engel kalmaz.

Güven bana.

Ya da nasıl oluyor da böyle aşk hakkında bu kadar fazla şey bilip, böyle rahat rahat...

Uzun uzun konuşabiliyorum değil mi?

Evet bana bak, yoksa senin bana hiç anlatmadığın bir aşk hikayen falan mı var?

Yav benim evden çıktığım mı var benim halim ortada.

Benim tecrübem nerede biliyor musun?

Nerede?

Benim tecrübem o raflarda.

O raflarda dünyanın en iyi aşk romanları var.

Üstüne tanımam, daha iyi bir hikaye biliyorsan söyle onu da okuyayım.

O zaman şimdi neye içiyoruz?

Duvarlara.

Duvarlara.

Yo yo yo, duvarları aşanlara.

Seni korkusuz seni.

Ağabey bak aramızda ama bunlar.

Aramızda, aramızda.

Noldu İlhan?

Bilmem sen anlatmak ister misin?

Anlamadım noluyor?

İşte bunlar oluyor.

İlhan bu gerçek değil.

Allah aşkına yalan söyleme bana.

Bak gerçekten bu fotoğrafları sana kim gösterdi ama bunlar göründüğü gibi değil.

Ozanla öpüşüyorsunuz lan! Ne göründüğü gibi değil!

Ben sana ne yaptım ya ben size ne yaptım, ne istediniz lan benden!

El birliği ile hayatımı bitirdiniz.

Bir de yalandan bana destek oluyorsun, nasıl bu kadar aşağılık olabiliyorsun Dilşad!

İlhan tabiki destek olacağım ben sana.

Bak sana yemin ediyorum o herif beni de kandırdı, benim bu şirket konularıyla hiçbir alakam yok!

Başlarım şirketine de parasına da puluna da, beni aldattın lan hem de en yakın arkadaşımla!

İlhan sana yemin ediyorum bir kerelik bir şeydi, geçmişte kaldı bitti gitti.

Allah senin belanı versin Dilşad, Allah belanı versin!

İlhan dur bak İlhan ben seni çok seviyorum.

Sana yemin ediyorum seni sevmekten hiçbir zaman vaz geçmedim, nolur bana inanmak zorundasın İlhan!

Bizim bir çocuğumuz var!

Bir daha sakın çocuğumuzdan bahsetme, adını bile ağzına alma.

Onun yüzünü bile göstermeyeceğim sana, asla asla!

Oh fena.

Allah belanızı versin sizin.

İlhan bir delilik yapmayacaksın değil mi?

Hala mı o adamı düşünüyorsun?

Ben seni düşünüyorum.

İlhan bir gürültü geldi ama iyisiniz değil mi?

İyiyiz ağabey yok bir şey.,

İyi.

Merak etme sevgiline hiçbir şey yapmayacağım.

Nolur öyle söyleme.

Bu meseleyi kim billiyor başka?

Kimse bilmiyor İlhan.

Savaş'tan başka değil mi?

Kimse bilmeyecek, kimseye ek kelime etmeyeceksin duydun mu beni!

Yoksa bu eve bir daha giremezsin, Oğuz'u bir daha göstermem sana.

Tamam İlhan kimseye söylemeyeceğim, nolur affet!

Yazıklar olsun!

İlhan.

Ne var ağabey?

Sen iyi misin gerçekten?

İyiyim dedim ya ağabey, biraz tartıştık o kadar.

Tamam peki nereye gidiyorsan ben de geleyim.

Gerek yok, hava alacağım sadece.

Gel buraya gel.

Canını ne sıkarsa sıksın ağabeyin yanında biliyorsun değil mi?

Sağ ol ağabey, çok sağ ol.

Dikkatli ol.

Ah Türevler ah, daha yeni başlıyoruz.

(Gerginlik müziği çalıyor)

Yalan söylüyorsun Maraşlı.

Hayır.

Sen aşık oldun.

Hayır!

Ne istiyorsunuz lan benden, ne!

Biz sizi yalnız bırakalım.

Nereye gidiyorsunuz?

Mahur.

Arabanın içerisindeyiz, bir yere gidiyoruz.

Etrafımızı sarıyorlar.

Korkuyorum, çok korkuyorum.

Korkmayın bayan, ben yanınızdayım.

Adamlar var, seslerini duyuyorum ama göremiyorum.

Korkuyorum.

Korkma.

Çok korkuyorum.

Merak etme, merak etme korkacak bir şey yok ben yanındayım.

Merak etme, merak etme.

Yalan söylüyorsun.

Ne?

Yalan söylüyorsun bana.

Mahur?

Yaralanmışsın.

Öleceğim ben, senin yüzünden öleceğim ben.

Mahur.

Yalan söylüyorsun bana.

Mahur, kapıyı açın.

Açın kapıyı, yardım edin!

Yok mu sesimi duyan, yardım edin!

Yardım edin!

Öleceğim, senin yüzünden öleceğim.

Mahur, Mahur, Mahur!

İyi olacaksın merak etme iyi olacaksın.

Mahur, Mahur, Mahur!

Mahur.

(Alarm çalıyor)

Acar Bey bakın size kimi getirdim.

Savaş kim bu?

Maraşlı'nın yakın adamı, yani onun tabiri ile kardeşi.

Bu mu bizim depoyu patlatan?

Ta kendisi.

Şimdi şöyle yapıyorsunuz; Maraşlı'yı arayıp hiç lafı dolandırmadan salağa anlatır gibi diyorsunuz ki;

Malları getir, kardeşini al.

Sağ ol Savaş.

Rica ederim, kimseye borçlu kalmak istemem.

Bizim malları kaldıran sen misin?

Nerede mallar?

Konuş yoksa seni gebertirim.

Yalnız adamı öldürürseniz malları alamayız.

Yo merak etme öldürmem.

Bir ricam daha var lütfen Maraşlı'ya dokunmayın onu vakti geldiğinde ben kendi ellerimle öldüreceğim.

Derisinin yüzülüşünü canlı canlı izlemek istiyorum.

Sen nasıl istersen.

Sami.

Anlaşıldı.

O zaman bundan sonrası sizde.

Günaydın.

Günaydın.

Erkencisin yine.

Çok uyumak iyi değil.

Sen onu bir de benim herife söylesen keşke.

Yav kaç yaşında adam bırak artık.

Bıraktım zaten uyuyor mu Zeliş?

Uyuyor uyuyor derin uyuyordu inandırmadım.

Uyusun uyusun, bugünlerde pek akıllı maşallah.

Ben çıkıyorum Nevzat buralarda olacak haberin olsun.

Tamam oğlum.

Haydi eyvallah.

Hadi hayırlı işler.

(Telefon çalıyor)

Alo.

Alo Nevzat neredesin kardeşim?

Nevzat Kardeşin ile biraz işimiz var.

Sen kimsin?

Tanımadın mı?

Sen kimsin lan Nevzat nerede?

Sami ben Acar'ın oğlu, hani şu mallarına çöktüğünüz Sami.

Nevzat nerede?

Nevzat burada, yanımda.

Hatta dur bak inanmıyorsan sana fotoğraflarını yollayacağım, bekle.

Yolluyorum.

Ulan ben seni gebertmezmiyim, ben seni kazığa ot*** bu benim kardeşim lan!

Biliyorum o yüzden aldık zaten.

Şimdi eğer kardeşini bir daha sağ görmek istiyorsan dediğimi yapacaksın.

Söyle.

Benden aldıklarını geri istiyorum, fazl vaktimiz yok çünkü arkadaşın biraz kan kaybediyor gibi.

Bu şekilde fazla yaşayamaz.

Ne diyor ağabey?

Ne diyecek, tıpış tıpış getirecek malı.

Sevdiklerine kıyamaz böyleleri, öyle değil mi Nevzat Kardeşim.

Ozan.

Mahru çok geçmiş olsun benim de yeni haberim oldu.

Hı hı ağabeyimle Dilşad almaya gittiler birazdan gelirler.

Ucuz atlattı vallahi, ama Aziz Amca kuvvetlidir çabuk toparlanır.

Sen neler yapıyorsun görüşemiyoruz uzun zamandır?

Ne yapayım Ozan bildiğin gibi işte ev stüdyo.

Arada bir kötü adamlarla mücadele.

Nasıl yani ben o adam peşini bıraktı diye biliyorum.

Hayır bırakmadı, aksine bütün ailemin peşine düştü.

Keşke yapabileceğim bir şey olsa.

Neyse en azından Maraşlı var yanında değil mi.

Artık o da yok.

Neden?

Kovdum.

Allah Allah?

Ne oldu niye şaşırdın bu kadar?

Yani ne bileyim aranız iyi gibiydi.

İyi olmuş hiç tekin bir adam değildi zaten.

Öyle mi diyorsun Ozan?

Tabi canım senin bilmediğin çok şey var Mahur.

Anlat o zaman Ozan neymiş benim bilmediğim?

Olur, istersen öğlen buluşalım.

Ozan.

Ozan mı?

Evet zayıf bir karakter, Savaş kim bilir neresinden tuttu.

En azından ben öyle tahmin ediyorum.

Ne dersin?

Olur buluşalım.

Süper haberleşiriz o zaman.

Tamam.

Geç bakalım.

Çok geçmiş olsun Aziz Bey hoş geldiniz.

Hoş bulduk sağ olasın.

Babam geldi.

Yavaş.

Abartma ya ölmedik daha.

Baba.

Kızım.

Hoş geldin.

Hoş bulduk.

Nasılsın iyi hissediyor musun kendini?

İyiyim ben iyiyim hiçbir şeyim yok.

Oturalım hadi hayatım yorma kendini.

Ozan.

Çok geçmiş olsun Aziz Amca.

Eyvallah.

Benim de yeni haberim oldu, şirkette kafayı kaldıramıyoruz.

Niye geldin sen?

Aa o ne demek İlhan, Ozan da aileden sayılır.

Yok önemli bir toplantı vardı da o yüzden sordum.

Ertelendi o.

İyi olmuş.

Dede!

Aslanım.

Oğlum yavaş.

Gel bakayım.

Bırakın yav çocuk özlemiş dedesini.

Naber aslanım?

İyiyim dede sen?

İyiyim.

Çok geçmiş olsun Aziz Bey korkuttunuz bizi vallahi.

Allah'ım dualarımı kabul etti sağ salım geliniz eve.

Sağ olun.

Hadi herkes işine, geldim işte iyiyim hiçbir şeyim yok.

Bütün ailemi de gördüm ya yanımda hiçbir şey olmaz bana.

İlhan dışarıda konuşalım mı?

Kendini çok yorma olur mu dinlen bugün.

Tamam.

Hadi görüşürüz.

Özlemiş dedesini.

Ne var lan yine?

Sen nasıl yaparsın ya böyle bir şeyi?

Ne yapmışım?

Adamları ihbar etmek nedir, ya ikimizi de gebertselerdi!

Sen çok mu korkuyorsun ölmekten, bana pek öyle gelmiyor da.

Saçmalama İlhan şu işi ciddiye al artık.

Bu adamlar tehlikeli adamlar bizim bu işten sıyrılabilmemiz için daha dikkatli olmamız lazım.

İşbirliği yapmalıyız.

İş birliği öyle mi?

Evet eskisi gibi, bak bu Savaş ile başka türlü baş edemeyiz.

Eskisi gibi.

Aynen öyle dostum.

Tamam Ozan dediğin gibi işbirliği yapalım, sen şimdi şirkete git ben de akşama doğru geleceğim.

Gelince beraber detaylı konuşuruz tamam mı?

Ciddi misin?

Başka çarem mi var, dediğin gibi bu adamla başka türlü mücadele edemeyiz.

Süper göreceksin, göreceksin başaracağız eskisinden de güçlü olacağız.

Akşama görüşürüz o zaman.

Görüşürüz.

Mahru nereye?

Stüdyoya gidiyorum ağabey.

Maraşlı yok mu?

Yok kendim giderim ben.

Olmaz öyle bekle sen İsmet götürsün.

İsmet.

İyi akşamlar sayın seyirciler, mavi köşede dünya ağır sıklet boks şampiyonu...

Sami Taysın!

Alkışlayın lan!

Ve kırmızı köşede Maraşlı'nın köpeciği...

Nevzat Kardeşim! Bravo, bravo!

Salon tıklım tıklım dolu, heyecanla maçı bekliyoruz.

Adeta binlerce insan var.

Sami Taysın oldukça hareketli başladı.

Sağ kroşe geliyor.

Kaldırın lan.

Kaldır, kaldır!

Lan hadi oğlum!

Evet Nevzat Kardeşim de bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Oğlum biraz da mide çalışsana.

Mide? Hay hay.

Muhteşem bir nafaka!

Ve Nevzat Kardeşim.

Çocukken sen ateşli bir hastalık falan mı geçirdin ha?

Yo niye?

Çocuk gibi vuruyorsun da, sanki böyle daha tam gelişimini tamamlayamamışsın gibi.

Ah çok sert.

Bak bu daha sertti ha.

Kaldırın lan şunu, kaldır kaldır kaldır!

Seni kan da kesmeyecek Nevzat Kardeş, istersen biz beni buradan böyle morga doğru götürelim.

Sen bilirsin bana bir şey olursa Maraşlı Ağabeyim sizin annenizden emdiğiniz sütü burnunuzdan fitil fitil getirir.

Sonra onunla da yetinmez bir daha getirir.

Ama bu sefer burnunuzdan getirmez.

Durmuyor!

Bir, iki, üç, dört, beş!

Pes mi?

Vallhi ben daha yeni ısınıyordum.

Çıkarın lan şunu, çıkar Nevzat Kardeşimi hissedemiyorum.

Ağabey tamam.

(Küfür ediyor)

Sakin ol ağabey adam nakavt olmuş.

Ve kazanan Sami Taysın!

Sami Taysın!

Kaldırın götürün lan, kaldırın götürün!

Samiye çatmak neymiş göstereceğim ben size.

Geberdi mi lan?

Nevzat'ı aldılar.

Biliyorum haberim var, operasyon için hazırlanıyoruz merak etme.

Operasyon yapamayız, adamlar Savaş ile bağlantılı anlaşılır.

Napacaksın peki adamlar pazarlık etmek istiyorlar?

Bu uyuşturucuları da geri veremeyiz.

O zaman Nevzat'ı öldürürler, Nevzat'dan vaz mı geçelim?

Ne Nevzat'dan ne de başka bir kardeşimden vaz geçmem.

Var mı bir planın peki?

Var.

Malları vermek, Nevzat'ı almak.

Bu mu plan?

Bu plan.

Mahur Hanım böyle tek başınıza geziyorsunuz ama.

Ay İsmet nolur bari sen başlama ya.

Tamam benim çok işim var bekleme sen beni burada.

İşim bitince ben arayayım gelip alırsın olur mu?

Peki nasıl isterseniz.

Hadi görüşürüz.

Dikkat edin.

Ecem.

Çekim başlamadan eşyalarımı toplayayım dedim.

Ya Ecem kaç defa aradım seni neden açmıyorsun?

Biraz konuşalım mı hadi lütfen.

Konuşacak bir şey yok Mahur, sen söyleyeceklerini söyledin zaten.

Ya Ecem ama bak çok şey yaşadım benim amacım seni kırmak değildi ki biliyorsun.

Nolur gitme.

Kırdın ama Mahur.

Tamam Allahbenim belamı versin o zaman ya nolur gitme hiçbir yere.

Çok üzdün beni Mahur.

Biliyorum ama üzmek istemedim gerçekten özür dilerim.

Ayrıca sen haklıymışsın.

Hangi konuda?

Maraşlı konusunda.

Noldu?

Hiç sadece ayrı dünyanın insanları olduğumuzu biraz hızlı fark ettik.

Ben öyle söylemek istemedim aslında, senin üzülmenden korktuğum için öyle konuştum.

Biliyorum herkes fark etti sadece sen değil.

Ama ben fark etmek istemedim herhalde.

Çok şey yaşadın Mahur, hep en yakınında Maraşlı vardı.

Seni koruyan bir kahraman gibiydi, belki de böyle hissetmekte haklısın.

Konuşarak engelleybileceğimiz bir çekim değildi belki de bu, yaşayıp görmen gerekiyordu.

En azından çabuk gördüm, ailemi arkadaşlarımı kaybettikten sonra görseydim kafayı yerdim herhalde.

Ecem dün az kalsın babamı kaybediyordum, kalp krizi geçirdi.

Ne diyorsun sen ya, iyi mi peki şimdi?!

İyi, ama ben çok korktum.

Canım benim ya, gel buraya.

Az kalsın yanı başımda ölüyordu.

Nolur söyleme öyle lütfen.

İyi ama şimdi değil mi?

İyi.

Güzel, bak ne diyeceğim hadi eski hayatımıza geri dönelim.

Tekardan işimize konsantre olalım, güzel fotoğraflar çekelim, güzel hikayeler anlatırım.

Biliyorum çok zor şeyler yaşadın ama unutalım yaşadıklarımızı.

Hem sen yılın fotoğrafçısı Mahur Türel'sin tamam mı.

Hah şöyle gül biraz hadi.

Tamam anlaştık.

Gel hadi çekim başlamadan bir kahve içelim.

Sen mi yapacaksın?

Evet ben yapacağım, hadi.

Senin şu zıkkımları getiriyorum, eğer kardeşimi sağ alamazsam hepsini bir kerede sana içirtirim haberin olsun.

Fazla tıraş yapmayalım, adamın burada atacağım konuma gel.

Bakıyorum erken gelmişsin.

Ben zamanında geldim, sen geç kaldın.

Muhabbeti koyulaştırmayalım Maraşlı, mallar kamyonda mı?

Yavaş.

Sakin.

Adamlarını söyle geri bazsın, ilk önce Nevzat'ı gönder sonra zıkkımlarını alırsın.

Bak sen neyine güveniyorsun acaba?

Babama güvenmediğim kesin.

Bana bak damarıma basma, sıkarım senin şurada kafana aynen döner giderim.

Nevzat'ı çağır.

Maraşlı.

Nevzat'ı çağır.

Getirin lan şunun kardeşini.

Biz biraz makyaj yaptık ama umarım memnun kalırsın.

Nevzat, Nevzat, Nevzat!

Nevzat kalk, kalk kardeşim kalk.

Kalk hadi, iyi misin kardeşim?

İyiyim komutanım.

Üç beş yumrukta ölmeyiz ya.

Hele bu kansızların yumruğu vız gelir tırız gider evelallah.

İyi dayanmışsın aslanım, aferin iyi dayanmışsın.

Kontrol edin kamyonu.

Ağabey mallar tamam.

Kamyonu al takip edin bizi.

Görüşürüz Maraşlı, bundan sonrasını yayan gidersiniz.

Alo.

Baba işlem tamam.

Aferin, daha güvenli bir yere koyun bu sefer.

Merak etme, bende.

Toparlanın gidiyoruz.

Tamam tamam.

Ben iyi dayandım da komutanım, keşke vermeseydin malları.

Kim bilir bu şerefsizler nereye aktaracaklar bu paraları.

Ben o malları bu mallara bırakır mıyım Nevzat, bekle şöyle.

Lan!

Kalk Nevzat kalk hadi.

Yavaş.

Çok güzel şimdi birbirinize bakın, süper bakışlar bende.

Biraz tebessüm.

Süper, şimdi biraz daha yakına geliyorum ama bu sefer birbirinize aşkla bakmanızı isteyeceğim tamam mı?

Aşkla?

Birbirinizin gözünün içine bakın ve oralarda bir yerlerde hapsolduğunuzu düşünün.

Dünyanın en güzel manzarasına hapsolmuşsunuz gibi.

Şuan sana aşkla bakıyorum ben Mahur.

Harika.

Canım bir baksana.

Sen devam etsene geliyorum beş dakikaya.

Tamam.

Noldu?

Bir şey yok.

Niye geldin o zaman?

Eve gittim çıktığınızı söylediler buraya geldim ben de.

İyi de niye?

İşim bu bayan.

Sen biraz gelsene benimle.

Tabi.

Evet.

Sence bu normal bir durum mu?

Çıkarken bana haber vermeliydiniz, sizi korumam gerek.

Neden?

Tehlikedesiniz.

Ondan pek emin değilim ben artık.

O ne demek şimdi?

Evdeki haini de bulmuşsun ya kimden koruyacaksın ki sen beni?

Ondan pek emin değiliz, bunu konuşmuştuk.

Merak etme emin olmak o kadar da zor değil, ben yakında emin olacağım.

Bak biz şimdi ne yapalım biliyor musun ben şirketi arayayım bana bir koruma göndersinler.

Hem senin için rahat etsin hem de benim.

Sizi benden başka kimse koruyamaz.

O nedenmiş?

Çünkü...

Evet?

Çünkü düşmanlarınızı tanıyorum,tamam.

Onları tanımadan nasıl savuşacak bu yeni gelen.

Bence şu anda uzatıyorsun, hadi git.

Olmaz.

Ya git diyorum sana git.

Anlamıyor musun sen benim etrafımdayken ben senden uzak duramıyorum.

Belki sen olabiliyorsun ama ben yapamıyorum.

O yüzden git.

Canım iyi misin, canını mı sıktı yine?

Yok artık canımı sıkamaz, istemiyorum seni git dedim.

İyi demişsin.

Devam edebilecek misin?

Ecem ya aslında benim çıkmam lazım, Ozan ile buluşacağım.

Ne yapacaksın Ozan ile?

Hiç önemli bir şey değil ufak bir söz verdim de, halledersin değil mi?

Hallederim, hallederim merak etme.

Kolay gelsin herkese.

Evdeki haini de bulmuşsun ya kimden koruyacaksın ki sen beni?

Merak etme emin olmak o kadar da zor değil, ben yakında emin olacağım.

Canım sen tutsana bir şunu.

Ne oldu Maraşlı ? Niye geldin yine?

Sana ne bayan , Mahur nerede?

Mahur yok, çıktı. Ozan ile buluşacakmış.

Nereye gitti?

Bilmiyorum.

Ara öğren.

Saçmalama.

Bak o adam tehlikeli, bilmediğin şeyler var tamam mı.

Ozan mı tehlikeli ? Abartma istersen.

Abartıyormuş gibi mi görünüyorum ? Ara hadi.

Ya ara!

Sadık.

Hayırdır ? Seni çok derin düşüncelere dalmış gördüm.

Yoo ne düşüneyim ki Necati bey.

Bilmiyorum ama bu evde böyle çok derin düşüncelere dalmak bana has bir delilik bilirsin.

Estağfurullah, o nasıl söz.

Noluyor ya?

Şey nasıl anlatsam...

Söylesene Sadık.

Ömer Beyin cesedi.

Ne olmuş Ömer Beyin cesedine?

Hani geçen gün ceset meset diye konuşmuştuk ya…

Geveleme Sadık, söylesene şunu!

Ben onu bahçeye gömmüştüm.

Dalga mı geçiyorsun, beni korkutmak için yapıyorsun değil mi?

O adamın cesedi bizim bahçede mi?

Sadık sen kafayı mı yedin! Nasıl yaparsın böyle bir şeyi?

Ne yapayım beyim Aziz Bey ‘’Al şunu hallet.’’ dedi.

Ben de korktum çıkarmaya, bahçeye gömüverdim.

Aferin! Aferin.

Hemen gidip çıkarmamız lazım onu oradan. Ya bahçede ceset ne demek Sadık!

Ben bu kadar yıldır o adamın cesediyle aynı evde mi yaşıyorum?

Üstelik öldürdüğüm adamın cesediyle.

Bu akşam çıkaracağız o cesedi. Duydun mu beni? Bu akşam ilk iş çıkarıp denize atacağız o cesedi!

Malesef yapamayız Necati Bey.

Ne demek yapamayız?

Ceset yok.

Nasıl yok?

Ben çıkarmak için gidip kazdım ama yok, yok işte gitmiş.

Gitmiş.

Saçmalama Sadık nereye gitmiş?

Vallahi billahi yok Necati Bey.

Doğru yere baktığına emin misin?

Eminim, işaret koymuştum.

Hay ben senin işaretine emi Sadık! Ulan yürüyüp gitmedi ya bu adam!

Kesin biri aldı.

Eğer o kadar eminsen o cesedi biri bulup aldı.

Bu evde, bu bahçede ceset olduğunu bilen biri daha var.

Yok, kimse yok.

Bir ben biliyorum bir de Nuran.

Ha Nuran da biliyor yani.

Güzel, güzel bunu bildiğim iyi oldu.

Niye ki Necati Bey?

Çünkü bu iş çok ciddi Sadık Efendi!

Kimseyle hiçbir şey konuşma, bunu iyice araştırmamız lazım.

Eğer biliyorlarsa hepimiz biteriz. Hepimizi cinayetten tutuklarlar!

Yapmayın beyim, bu yaştan sonra ben oralarda ne yaparım?

Ben ne yapıyorsam onu Sadık, ben ne yapıyorsam onu.

Baba, annem seni çağırıyor bir yere gidilecekmiş.

Tamam kızım.

Behiye.

Efendim Necati Bey.

Biraz konuşalım mı?

Necati bey benim…

Lütfen gel.

İkinizi de tebrik ediyorum, harika bir iş çıkarttınız.

Ben halledeceğim, sen merak etme Savaş.

Siz bir şeyi halledemezsiniz.

Öldüreceğim o herifi gö…

Otur bakayım oturduğun yere!

Maraşlı’yı benden başka kimse öldüremez asla, onun da zamanı gelmedi.

Bu adam başımıza iyice bela oldu, on milyon dolar kaybım var Savaş!

Bu kadar aptal bir oğlun varken az bile kaybetmişsin.

Ne yapacağız peki? Bu yaptıkları yanına kar mı kalacak!

Siz hiçbir şey yapmayacaksınız.

Ne oldu, neden kaçıyorsun benden?

Necati Bey ben kaçmıyorum aslında da ne bileyim...

Söyle Behiye, yaşım yüzünden mi ya da içkim yüzünden mi?

Belki de evin delisi olduğum için olabilir ha?

Ben öyle görmüyorum sizi.

Nasıl görmüyorsun?

Deli gibi yani.

Bu da bir adım.

Siz aslında çok zeki ve çok iyi bir insansınız.

Ama çok da yakışıklı bir adam değilim kabul edelim.

O kişiye göre değişir.

O zaman daha ne, daha ne?

Necati bey siz, ben, bizden olmaz.

Olur olur, oldururuz.

Olmaz Necati Bey kimseye anlatamayız, kimseyi ikna edemeyiz ki.

Ederiz herkesi de ikna ederiz, sen hiç merak etme.

Bu sefer de kaçmayacaksın değil mi?

Selam , hoş geldin.

Hoş bulduk.

Şaşırdım doğrusu.

Neden?

Ben geleceğini düşünmüyordum.

Ya bu aralar canım biraz sıkkın Ozan, açıkçası oturup seninle sohbet etmek istedim,iyi gelir diye düşündüm.

İyi yaptın, ne yersin?

Yo aç değilim ama bir şeyler içerim ben de.

Bakar mısınız?

Ben bir americano alabilir miyim?

Tamam ben devam ediyorum sağ olun.

Eee Maraşlı falan diyordun evde , anlat bakalım dinliyorum.

O herifi ilk gördüğüm andan beri hiç hoşlanmadım ondan, iki yüzlünün teki bence.

Öyle mi diyorsun?

Evet.

Ya Ozan bu aralar bir şeyler oluyor.

Teşekkür ederim.

Birileri yalan söylüyor bana bu aralar, kandırıyorlar beni.

Aslında artık kime güvenebileceğimi bile bilmiyorum.

Bana güvenebilirsin Mahur, her zaman. Ben seni hep sevdim.

Aslında aklımda bir tek soru var, o da Savaş.

Bizi o dağ evinde nasıl buldu kim söyledi , neden söyledi?
Bir türlü anlamıyorum.

Hala anlamadın değil mi?
Elbette Maraşlı.

Bak o adama güvenmekle hayatının hatasını yapıyorsun.

Neden öyle diyorsun, neden hata yapıyormuşum ben?

Beni takip ettiğini biliyor muydun?

Öyle mi, neden?

Çünkü Savaş’a çalışıyor.

Maraşlı kaç defa benim için hayatını tehlikeye attı.

Hepsi dümen.

Yaralandı.

Palavra.

Ağabey ,adam korumalara çalışıyor, Mahur diye birisinin koruması.

Bir de kızı var, kızı istersen kaldırabiliriz.

Olmaz, babam beni oyar o zaman.

Direkt bulup indirelim.

Yanında çalıştığı kızın fotoğraf stüdyosu varmış.

Oraya , evine, her yere adam koyun.

Bir tenhada sıkıştırıp delik deşik edelim.

Ağabey emin misin?

Ne demek emin misin?
Ha?
Ne demek?

Bize attığı kazık yanına kar mı kalsın?

Hadi defolun şimdi.

Dağ evinde yerimizi o söyledi diyorsun yani.

Tabi önce seni kaçırdı sonra da Savaş’a haber yolladı.

Mahur bak Maraşlı öyle senin zannettiğin gibi kendi halinde takılan biri falan değil, o herifin başka bir derdi var.

Birilerini takip ediyor, sana sokulmaya çalışıyor.

Bir numaralar çeviriyor, hepsinin bir amacı var.

Ya tamam da ne?

O kadarını bilmiyorum, beni kaçırdıklarından haberin var mı senin ?

Nasıl yani?

O yanındaki herif, onunla beni kaçırdılar bir yere kapattılar.

Saçmalıyorsun Ozan. Maraşlı seni neden kaçırsın?

Mahur sana yemin ediyorum doğruyu söylüyorum, sırf benim ağzımdan laf almak için saatlerce hırpaladılar beni.

Zor kurtardım kendimi, o herifin başka bir derdi var.

Eğer derdi sadece sen olsaydın böyle bir risk almazdı.

Niye şu anda söylüyorsun sen bana bunu?

Niye gidip şikayetçi olmadın o zaman, niye sustun?

Nasıl şikayetçi olayım adam beni öldürmekle tehdit etti, psikopatın teki o yanındaki de öyle.

Nevzat.

Evet o.

Mahur bak dikkat et, ben senin yerinde olsam bir daha o adamla bir araya gelmem.

Bayan bizden olmaz.

Nasıl yani?

Bayağı, biz başka dünyaların insanıyız.

Biz başkayız.

Ben senin gözünün içini görüyorum Maraşlı.

Ve bana söylemediğin ya da söyleyemediğin bir şeyler var görüyorum bunu.

Ama ben bunu bulacağım.

Sizden bir şey saklamadığımı söylemiştim bayan.

Annenizin kaydını izledim.

Ne?

Babanızın kasasından aldım, ona da Savaş göndermiş.

Hıh geldi dengesiz.

Ne işin var senin burada, Ecem mi söyledi?

Napıyorsun!
Maraşlı napıyorsun!

Ben sana demedim mi lan bir daha Mahur’un yanında görmeyeceğim seni diye!

Maraşlı saçmalama, saçmalama ya bıraksana adamı!

Allah kahretsin seni!

İşte şimdi bittin Maraşlı, artık sana hayatta güvenmez.

Seninle sonra hesaplaşacağız.

Mahur, Mahur!

Ağabey, adam kızın stüdyosuna geldi.

Yanında başka biri var mı?

Başka kimse yok yalnız, ben buradayım ağabey.

Hazırlanın çıkıyoruz, bu gece geberecek o şerefsiz.

Tekrardan merhaba.

Hoş geldin.

Ne işiniz vardı o adamla?

Hepsini konuşacağız merak etme, geç içeri.

Hayırdır bayan niye öyle bakıyorsunuz?

Ne varmış bakışlarımda?

Böyle, daha önce bakmadığınız gibi.

Size bir şey sordum.

Bir şey içer misin?

Hayır içmem.

Sizi dinliyorum.

Bana anlatman gereken şeyler var galiba Maraşlı.

Ne gibi?

Bilmiyorum, onu ben sordum.

Yok ben sorunuzu anlamadım, ondan bahsediyorum.

Sorum şu bu garip ve dengesiz davranışlarını neye borçluyuz acaba?

Ne dengesizliğimi gördünüz?

Bir de soruyorsun yani.

Evet, soruyorum, şu hava limanı mevzuyla ilgiliyse o konuda anlaştığımıza inanıyorum.

Biz seninle hiçbir konuda anlaşmadık. Tamam mı?

Bayan ben sizi evinize bırakayım, eğer burada kalacağım derseniz de ben dışarıda bekliyorum.

Bu konuşmanın sonu iyi bir yere gitmiyor çünkü.

Hiçbir yere gidemezsin.

Napıyorsun?

Bu gece bana bazı cevapları vermeden hiçbir yere gidemezsin.

Çocuk gibi kapıyı kilitlemek neymiş?

Sen de beni dağ evinde kilitlemiştin hatırlarsın, ödeşiyoruz.

O seni korumak içindi.

Belki de, belki de değil.

Bu ne demek?

Onu siz söyleyeceksiniz bayım.

Bayım?

Mesela Savaş’ın bizi o dağ evinde nasıl bulduğunu anlatmak ister misin bana?

Anlaşıldı, aç şu kapıyı, benim asabım bozulmak üzere.

İstediği kadar bozulabilir senin asabın! Hiçbir yere gitmiyorsun bana anlatacakların var.

Sesinizdeki ima hiç hoşuma gitmiyor.

Öyle mi bayım?

Öyle.

Geç içeri konuşacağız.

Peki anlaşıldı, yine birileri sizin aklınızı karıştırmış.

Aklım mı daha karışık yoksa kalbim mi bilmiyorum.

Anlamama yardımcı olmak ister misin Maraşlı?

Bayan, ne soracaksan sor, böyle kapalı alan ben de bak rahatsızlık yaratıyor.

Tesadüfe bak ben de kapalı alanlarda kalmayı hiç sevmem ama kaldım hem de seninle.

Ya adamlar peşindeydi senin, öldüreceklerdi hatırlamıyor musun?

Evet doğru ailemden biri beni öldürmek istiyordu değil mi?

Evet, ben de sana bunu ispatladım hatta.

Ozan dedin, Ozan aileden bile değil!

Ya nasıl, Ozan mı yaptı yani? Salak Ozan mı yaptı bunların hepsini?

Evet, demek göründüğü kadar salak değilmiş.

Belki sen de göründüğün gibi değilsindir.

Ne demek bu şimdi?

Sen söyleyeceksin, sen!
Yeter artık ne işler çevirdiğini anlatacaksın bana.

Şirkette konuşsaydık ağabey, niye çağırdın beni buraya?

Biri görüp babama yetiştirir diye ödüm kopuyor, gel gideriz bir yerlere.

Peki.

Bayan, verin artık anahtarı gidiyorum ben hadi.

Vermiyorum, hava alanında beni öpmen de mi numaraydı?

Ben gitmeyim diye mi öptün beni,senin için kalayım diye mi?

Bu nereden çıktı şimdi?

Nereden çıktıysa çıktı, cevap ver.

Ozan mı veriyor bu akılları sana?

Kim veriyorsa veriyor.
Ozan’ı dövdüğün de mi yalan, hı?

Almışsınız adamı kapatmışsınız bir güzel de dövmüşsünüz bu da mı yalan?

Bunları Ozan söyledi sana değil mi?

Kim söylediyse söyledi, doğru mu değil mi?

Evet, doğu aldım dövdüm, çaktım iki tane ağzına.

Çünkü Savaş’la çalıştığını düşünüyordum anladın mı?
Ama kandırmışlar hepi topu salağı.

Bana niye anlatmadın peki?

Niye anlatayım, ne yapacaksın?

Gidip çemkireceksin yine, onu ben yaptım zaten.

O mu anlattı sana bunları?

Evet, o anlattı ve söylediği şeyler kafamı karıştırdı çünkü mantıklı.

Benim lafıma karşılık onun lafı öyle mi?

Bana inanmıyorsun, o sünepe korkağın lafına inanıyorsun öyle mi?

Evet, öyle çünkü hepiniz yalancısınız.

Hepiniz sadece yalan söylüyorsunuz bana, başka hiçbir şey yok.

Belli ki seni de çok yanlış tanımışım.

Ne kadar da salağım.

Silahla mı vurur?

Bilmiyorum ki ama ben arbede olsun istiyorum. Yani boğuşma filan görelim.

Bence silahla vuracak.

İlhan silahla vurmayı beceremez.

Vuracak.

Peki, var mısın iddiaya?

Varım, nesine?

Ben kazanırsam kitap alırsın.

Kitap hıı, ben kazanırsam?

Solaryum ısmarlarım.

Ha ha ha çok komik.

Müzayedede güzel bir bıçak gördüm sen onu alırsın.

Tamam, peki öyle olsun.

Yine de inşallah silahla vurup seyir zevkimizin içine etmez tabi.

Edecek.

(Telefon çalıyor)

İlhan iyi misin?

İyiyim hayatım, sen nasılsın?

Neredesin? Gelsen de biraz konuşsak. Sana anlatmak istediğim başka şeyler de var.

Çok üzgünüm ben İlhan.

Ozan’la beraberiz şimdi.

Selam söyle.

Onun da çok selamı var sana.

İlhan bir delilik yapmayacaksın değil mi?

Yemek yeriz, konuşacağız biraz eski günlerdeki gibi.

Bak sana yalvarıyorum bir saçmalık yapma.

Ha ne diyeceğim hayatım. Sadık’a söyler misin kazma kürek hazırlayıp kolay bir yere koysun.

Neden kazma kürek, ne yapacaksın kazma kürekle?

Bahçede biraz işim var. Sen söyle Sadık’a.

İlhan bak yalvarıyorum beni korkutma.

Tamam, ben de çok öpüyorum hayatım.

İlhan, bak İlhan...

Selamı var, çok özlemiş.

Aleykümselam.

Aç lan aç, şöyle güzel bir müzik aç hadi.

Ver sesi de şöyle neşemizi bulalım azıcık.

(Şarkı çalıyor)

Ağabey biz böyle başımıza buyruk gidiyoruz ama Acer Bey bu olayı öğrenirse hepimizi keser Allahım’a.

Sen bir bak bakayım şöyle etrafına burada Acer Bey var mı?

Ağabey yok da...

Tırsıyor musun lan sen?

Yok ağabey ne tırsması.

Tırsıyor ha bu.

Hayır, ağabey ne tırsması? Tırsma falan yok. Başımıza ihale alacağız o yüzden söylüyorum.

Çek arabayı sağa.

Ağabey yanlış anladın.

Çek lan sağa!

Sizin paranızı ben vermiyor muyum?

Veriyorsun ağabey.

Sen bize iş mi koyuyorsun o zaman?

Hayır abi sen laf yeme diye dedim ben.

Bana bak lan o Maraşlı denen it bu gece ölecek.

Gelen gelir, gelmeyen … gider anladın mı?

Anladım ağabey.

Aferin aferin.

Eğer aranızda korkan varsa şimdi … gitsin. Anladınız mı?

Anladınız mı lan!

Güzel.
Araç bin!

İlhan oğlum nereye geldik biz?

Sessiz sakin bir yerlere.

Ya gidip doğru düzgün bir yerde konuşsaydık. Hı? Hem yemek yerdik acıktım ben.

İlhan delirtme beni ağabey. Biz nereye geldik? Noluyor?

Biz seninle üniversitede tanıştık değil mi?

Evet.

Sen burslu okuyordun, beş parasızdın.

Nereden geliyor bunlar?

Arkadaş olduk ben sana her konuda destek oldum, parasız kaldın yardım ettim beraber yedik beraber içtik.

Her derdimize ortak olduk.

İlhan nereye varmaya çalışıyorsun anlamıyorum.

Nasıl yaptın lan bana bunu?

Silahını çekti, hadi bas tetiğe hadi.

Olmaz, şimdi basarsa bütün eğlencesi kaçar.

Daha hesaplaşmaları lazım.

Nereden çıktı şimdi bu?

Nasıl yaptın lan bana bunu, nasıl!

Ağabey söyledim ya daha önce Savaş tehdit etti beni dedim, şirkete konmak istiyor dedim anlattım hepsini.

Onu demiyorum lan, Dilşad karımla yattın mı?!

Hadi İlhan uzatma hadi hadi.

E hadi.

A daldım unuttum.

Yo kim söyledi, yok öyle bir şey.

Yalan iftira hepsi yalan, asla yapmam sana böyle bir şeyi ben.

Telefon çalıyor belki şirketten arıyorlardır önemlidir.

Dilşad arıyor, aç bakalım ne diyecek.

Efendim.

Ozan sana bir şey söylemem lazım ama İlhan duymasın.

Evet burada.

Ozan İlhan bizi öğrenmiş, nereden nasıl bilmiyorum ama bir şekilde öğrenmiş işte.

Allah senin belanı versin bu şimdi mi söylenir!

Kaçma lan buraya gel, kaçma lan gel buraya!

Ozan kaçma!

Ozan, İlhan noluyor orada!?

Aşağılık herif nereye kadar kaçacaksın!

İşte bu.

Nereye saklandın lan çık ortaya!

Sen kimi öldürüyorsun lan!

Kim kimi öldürüyor ha!

Hadi be İlhan hadi.

Kim kimi öldürecekmiş göreceğiz.

Ben bunu hiç böyle hayal etmemiştim yalnız.

Yalnız çok salak değiller mi, gerçekten can sıkıcı derecede salaklar.

Aslında Ozan eğlenceli bir tipti.

Hadi İlhan hadi artık can sıkıyorsun hadi.

Çok iyi değilmiydi ya.

Sen kazandın.

Bir kere ile ölmez daha vurması lazım.

Vurur vurur merak etme.

Tamam artık ben bile bakamayacağım.

Vursun hıncını alsın çocuk, o kadar şey yaşadı kolay değil.

Tamam bize bu kadarı yeter ağabey her şeyi çektik nereye isterse gömsün.

Ama en zevkli kısmı kaçıracağız.

Üşüyorum.

En zevkli kısmını kaçırıyoruz Savaş ya, en güzel kısım.

En güzel kısım.

Neden yaptın bunu neden!

Neden! Allah belanı versin!

Alo.

İlhan ne yaptın?

Ozan'ı öldürdüm kafasını gözünü yardım, ne yapacağımı bilmiyorum.

Ne yaptın sen İlhan!

Öldürdüm işte, yatıyor karşımda cansız.

Ne yapacaksın peki şimdi?

Ne yapacağız gidip teslim olacağım.

Olmaz olmaz sakın!

Nasıl olmaz?

Bekle, ben geleceğim halledeceğiz bir şekilde kurtulacağız.

Benim için artık çok geç.

Hayır değil İlhan, bak sen sakın bir yere ayrılma ben çıkıyorum hemen.

Ben sana güvenmiştim.

Sen bana hep yalanlar mı söyledin yani?

Bazı doğruların kimseye faydası olmuyor.

Aşık da mı olmadın?

Sevmedin mi beni, onlar da mı yalandı?

Eğer dünyada aşk diye bir şey varsa benim sana duyduğumdur.

Dönüp arkanı gittin ama sonra.

Ben gitmesem sen giderdin.

Nereden biliyorsun, ben gitmezdim.

Üzülürdük, ben istemez miyim şimdi senin kolundan tutayım götüreyim.

E tut götür o zaman.

Götüremem, götüremem.

Neyin hesabı bu, ne var kafanda?

Hiçbir şey yok kafamda, durdu bu kafam kafam aciz.

O zaman kalbini dinle.

O da ilk defa yalnışa götürüyor.

Bak son kez soracağım sana, bir daha konusunu bile açmam.

Sor.

Seviyor musun?

Çok.

Tut o zaman bırakma beni.

Yapamam.

Ben senin kalbini kırarım bayan, biliyorum ben kendimi.

Peki madem.

Bir daha sormam, konuşmam, istemem.

Yalnız olduğuna eminsin değil mi?

Evet ağabey yalnız, içeride kız var sadece.

Tamam bekliyoruz.

Nereye gidiyorsunuz?

Ecem'e giderim herhalde.

Sizi ben bırakayım.

Bayan yanımda dur!

Bayan, bayan yanımda dur!

Yanımda dur, direk arabanın içerisine koşacaksın tamam mı!

Koş!

Koş!

Allah belanızı versin lan, düşün lan peşlerine!

Mahur, Mahur iyi misin?

Mahur, Mahur.

Ben...

Mahur vurulmuşsun, vurulmuşsun!

Hastaneye, hastaneye gitmemiz lazım.

Telefon, Mahur dayan dayan benim güzelim.

Mahur iyi misin?

Değilim.

Telefonun nerede, telefonun nerede!?

Bilmiyorum çantamdaydı.

Ulan kansızlar lan!

Geç oğlum geç, bas bas bas!

Kaçamazsın benden Maraşlı.

Geberteceğim oğlum seni, parça parça edeceğim cesedini yakacağım cesedini!

Mahur dayan dayan tamam mı bak, korkma ben sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim tamam mı.

Korkma benim güzelim nefes al, bastır yarana.

Bastır yarana.

Geç, önüne geç.

Ölecek miyim?

Ölmeyeceksin güzelim ölmek olur mu kurban olurum, ölmeyeceksin.

Tamam mı ölmeyeceksin sen korkma, korkma yetiştireceğim ben seni.

Korkma.

Geç önüne, önüne geç önüne geç!

İlhan.

İlhan!

İlhan iyi misin?

Hepsi senin yüzünden.

Öldürdüm katil oldum, Allah kahretsin.

Dur sakin ol, iyisin değil mi sen?

Allahım ben ne yaptım! Ne yapacağım şimdi?

İlhan.

Kimseye haber vermedin değil mi?

Ne yapacağız?

Önce cesetten kurtulacağız.

Sen bekle beni tamam mı?

Dayan Mahru, dayan Mahru'm geldik.

Gel.

Dayan dayan Mahur, dayan Mahur.

Bastır yaranın üzerine, bastır yaranın üzerine.

İyi olacaksın gözünü açık tut, gözünü açık tut benimle kal.

Çok acıyor, çok acıyor.

Ben şimdi gidiyorum geri geleceğim tamam mı ararbaya gidiyorum.

Gitme.

Gitmem gerekiyor telefon arabada ambülansı aramamız lazım.

Dayan hemen geliyorum merak etme hemen geliyorum.

Gitme.

(Silah sesleri)

Yolun sonu Maraşlı!

Şimdi ne olacak biliyor musun, seni de yarini de gömeceğim buraya ve kimsenin haberi olmayacak.

Burada çürüyeceksiniz Maraşlı!

(Telefon çalıyor)

Ulaşılmıyor.

Burada fena çatışma çıkmış.

Yerde başka kan izleri de var.

Telefon takip ettireceğim konumu belirlememiz lazım durumu acil olabilir.

Tamam ben de destek kuvveti hazırlatıyorum.

Bunlar ne?

Evden istediğin kazma ile kürek işte cesetten kurtulmamız lazım.

Delirdin mi gömecek miyiz?

Ne yapacağız İlhan polise mi gidip teslim olacağız?

Katil zanlısı İlhan Türel olarak gazetede boy boy fotoğrafların çıkarsa ne yapacağız onu düşündün mü hiç!

Benim bir şey düşünecek halim mi var.

İlhan hadi kalk o zaman.

Ya İlhan hadi, hadi.

Anne.

Kızım.

Anne noldu bana böyle?

Korkma hiçbir şey olmadı.

Çok canım acıyor, hareket edemiyorum.

Maraşlı gelecek.

Çok seviyorum anne, çok seviyorum onu.

Biliyorum.

Gitme, yanımda kal.

Gitmem lazım.

Anne nolur gitme.

Çok mu kötü? Üşüyorum.

Korkma geçecek, hepsi geçecek.

Ölüyor muyum anne?

Duyuyor musun maraşlı!

Bu gelen Sami'nin ayak sesleri!

Maraşlı pabucu yarım çık dışarıya oynayalım!

Maraşlı eğer teslim olursan belki kızın hayatını bağışlarım.

Yeter mi bu kadar?

Ne bileyim İlhan.

Yeter herhalde.

Hadi acele edelim.

Doğru bir şey yapmıyoruz.

Bu ana kadar hangisi doğruydu ki, hadi.

Ne yapacağız hayatımıza kaldığımız yerden devam mı edeceğiz?

Evet İlhan bütün günahlarımızı unutup çocuğumuz için yaşayacağız.

Babam gibi konuştun.

Ozan masum değildi, babamla karıştırma.

Hiçbir farkımız yok, hepimizin eline kan bulaştı.

Duydun zilin sesini Maraşlı!

Teklifimi kabul ediyor musun yoksa ikinizi de öldürelim mi?

Tamam tamam tamam!

Ha şöyle.

Kıza dokunmayacaksın ama!

Onunla bir işim yok, benim işim seninle.

Teslim ol kızın hayatını kurtar Maraşlı

Tamam tamam teslim oluyorum tamam.

Silahını al.

Çıkıyorum!

Teslim oluyorum.

Hadi yürü!

Temiz.

(Kapanış müziği çalıyor)