All language subtitles for Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 330. Bölüm

af Afrikaans
sq Albanian Download
am Amharic
ar Arabic
hy Armenian
az Azerbaijani
eu Basque
be Belarusian
bn Bengali
bs Bosnian
bg Bulgarian
ca Catalan
ceb Cebuano
ny Chichewa
zh-CN Chinese (Simplified)
zh-TW Chinese (Traditional)
co Corsican
hr Croatian
cs Czech
da Danish
nl Dutch
en English
eo Esperanto
et Estonian
tl Filipino
fi Finnish
fr French
fy Frisian
gl Galician
ka Georgian
de German
el Greek
gu Gujarati
ht Haitian Creole
ha Hausa
haw Hawaiian
iw Hebrew
hi Hindi
hmn Hmong
hu Hungarian
is Icelandic
ig Igbo
id Indonesian
ga Irish
it Italian
ja Japanese
jw Javanese
kn Kannada
kk Kazakh
km Khmer
ko Korean
ku Kurdish (Kurmanji)
ky Kyrgyz
lo Lao
la Latin
lv Latvian
lt Lithuanian
lb Luxembourgish
mk Macedonian
mg Malagasy
ms Malay
ml Malayalam
mt Maltese
mi Maori
mr Marathi
mn Mongolian
my Myanmar (Burmese)
ne Nepali
no Norwegian
ps Pashto
fa Persian
pl Polish
pt Portuguese
pa Punjabi
ro Romanian
ru Russian
sm Samoan
gd Scots Gaelic
sr Serbian
st Sesotho
sn Shona
sd Sindhi
si Sinhala
sk Slovak
sl Slovenian
so Somali
es Spanish
su Sundanese
sw Swahili
sv Swedish
tg Tajik
ta Tamil
te Telugu
th Thai
tr Turkish
uk Ukrainian
ur Urdu
uz Uzbek
vi Vietnamese
cy Welsh
xh Xhosa
yi Yiddish
yo Yoruba
zu Zulu
or Odia (Oriya)
rw Kinyarwanda
tk Turkmen
tt Tatar
ug Uyghur
Would you like to inspect the original subtitles? These are the user uploaded subtitles that are being translated: Müvekkilim ile duruşma öncesi görüşeceğim. Kötü bir şey olmadı, değil mi İlyas? Yok, iyiyim ben. Ben hiç böyle şey görmedim. Tam olarak ne ile suçlandığını bile öğrenemiyoruz. Bunlar beni ne ile suçlayacaklarını gayet iyi biliyorlar. Mahkemeye kadar geldik, daha ne istiyorsun? Ben ileride bir şey olduğuna inanmıyorum. Senin sorguda edindiğin bir intiba var mı? İntiba. Benim edindiğim intiba buradan çıkış yok. İlyas böyle şeyler söyleme lütfen. Ha bu arada sana tatil sözü vermiştim ya, sonra sözünde duramayan adam muamelesi yapma bana. Şartlar ortada. Hiç kusura bakma, buradan çıkarız. Direkt havaalanına gideriz. Abim burada mı? Abin de burada. Annen de burada. Anamın ne işi var burada? İlyas, annenden bahsediyoruz. Gelmek istedi, geldi. Ona birisi hayır gidemezsin diyebilir mi? Ben derdim de. Neyse. Bu İlyas'ın Özgür bize biraz umutlu konuşuyor. Sen ne diyorsun? Sen yine de bugüne dair umutlanma. Bugün çıkarmazlar. Hangi gün çıkarırlar? Bir gün. Babası kadar mı yatar abisi kadar mı yatar? Onu de bana. Herkes kendisi kadar yatar ana. Çiledir bu. Onun da çilesi ne zaman dolarsa o zaman çıkar. Eh Hızır, İlyas daha duruşmaya çıkmadan sen hükmünü verdin. Hatice birileri hüküm vermese burada ne işimiz var? Bu kadar yıldır mahkemeye çıkarım hiç bu kadar çabuk mahkemeye çıkan görmedim. Dayı ne diyor Hatice? Tutuklarlar diyor. Bence de. Ne demek bence de? Allah korusun! Allah korusun. Tabii Haticem, hem dışarıda hem içeride. Amcam geliyor. Müsaadenizle aile ile ayaküstü görüşsün. Duruşmadan önce kelepçe takmadığınız için teşekkür ederim. Tabii ki Avukat Hanım. Ben çıkışta izin verecektim zaten. Belki çıkışta hayatımızda olmayacaksınız ya. O yüzden dedim. Biz hep hayatınızda olayacağız, Avukat Hanım. Abi sen anamı niye getirdin? Ben mahkeme salonunda ağlayayım diye mi? Mahkeme salonunda belki ağlarsan sana acır da bırakırlar diye getirdim. Boşuna getirmişsin. Uşağım. Sen yine de bunlara dik gitme. Hurşit'i de getirdim. Ne yaptıysan onun üstüne yık. Ne diyorsun Hurşit? Öyle bir reislik yaparsan ben de bunları ana oğul tanımam, bir tek seni tanırım. Eyvallah. Hatice abla, hayırdır? Niye öyle sımsıkı tutmuşsun kocanın elini? Kaçmasın diye mi? He kaçmasın diye. Yok ki bir mahkeme bu abi kardeş bana çektirdiklerinizin hesabını size sorsunlar. Neymiş o onu vurmuş, bu bunu vurmuş! Asıl bunlar bu teyze kızına neler ettiniz onu sorsunlar! Nerede o kuzenin? Amca öncelikle şunu söyleyeyim. İlyas amcam bana yine kızıp da tekrardan küsmesin dedi. Olur da bugün tutuklanırsan diye, içeri ile alakalı birileri ile görüşüp tedbir alacakmış. Bak. Bitmedi o birileri. Görüş görüş bitmedi o birileri. İlyas gerçekten bu sefer bitecekti ki seni aldılar. Nasıl abi? Sordum ben, anlat kimlerle görüşüyorsun diye. İlyas amcam olmadan anlatmam dedi. Seni kandırmış abi gene. Sen buna niye inanıyorsun ben anlamıyorum. Haklısın. Herkesi kandıracak birileri olacak bu hayatta. İlyas Çakırbeyli. Ana, sen gelme. Niçin? Başkasının anası mı gelsin? Niye gelmiyormuşum? Ben seni doğurmayı tam yirmi dört saat bekleyip, acı çekmişim. İçeride diyecekleri neyse daha mı çok canımı yakacakmış? Düş önüme, Reis. Adnan. Gazeteciler içeride mi diyorsun? Ben görmedim abi kimseyi. Boşanma davasında bile geliyor bunlar. Böyle bir davada nasıl yoklar anlamadım. Belli ki dava büyük dava Zafer. Duruşmaları takip edecekler. Tahliye kararı yok diyorsun yani, Fahri Baba. Reis öyle dedi. Hangisi abi? Fark eder mi Ercan? Etmez tabii. Abi reis tutuklanırsa bizi yanına göndermek için suç mu üstlenelim suç mu işleyelim? Nasıl yapalım? Niye yapmadığımız bir şeyi üstleniyoruz ki? Yapalım gidelim. Ben diyorum ki bu Akif çıkmayacak mı buradan? Çıktığında vuralım, bitsin gitsin. Yavaş yavaş. Burada İlyas müebbet yesin diye uğraşmıyoruz. Bu nereden çıktı? Hakkını helal et abi. Benim gibi abi bulunur. Ama senin gibi kardeş bulunmaz. Sen hakkını helal et. Seninle yollarımız burada ayrılıyor, İlyas. Seninle yollarımız hiçbir zaman birleşmedi, Akif. Bir daha birbirimizi göremeyiz. O yüzden buraya ben getirmek istedim seni. Niye? Kendini mi asacaksın? Sen Cengiz'e mi gönderme yapıyorsun? Cengiz kim Cengiz? Şu bizim tanık Cengiz, kendini asmış da. Gerçi Alpaslan asmış. Kendini astı diye göstermeye çalışmış. Neyse dikkat et kendine. Senin de başına böyle bir şey gelmesin. Ne de olsa Alpaslan içeride değil. Alpaslan dışarıda. Bence sen kendini asma. Şimdilik hücreye koyacağız, güvenlik sebebi ile koğuşun belli değil, İlyas. İyi olur. Benim de zaten biraz kafa dinlemeye ihtiyacım vardı. Burada çok vaktin olacak. Bu giydiğin elbise sana iki beden büyük olmuş galiba. Sen burada çalıştığına, burada görevli olduğuna emin misin? Selamün aleyküm. Aleyküm selam. Gel, Şahin Ağa. Bence gelmeyeyim. Hatta siz de çıkıp gidin. Hayır olsun. Kardeşini kurtarmaya. Ne oldu? Az önce evlatlar içeriden haber ettiler. İlyas'ın sevki çıkmış. Sabah olmadan başka bir cezaevine naklediliyormuş. Nereye? Nereye olduğunun bir önemi yok. Bu gece yapacaklar. Allah korusun ama maalesef öyle görünüyor. Kader. Eyvallah. Şahin Ağa. İnsan kaderini değiştirebilir mi? Eğer insanın kaderinde kendini değiştirmek varsa neden olmasın be evlat? İlyas. Güvenlik sebebiyle bu cezaevinde kalman uygun bulunmadı. Nakledileceksin. Bu saatte. Sevk var zaten onlarla birlikte gideceksin. Onlar dediklerin kimler? Ne o? Korktun mu? Korkma korkma, dedim ya uzun yıllar yatacaksın. Sana bir şey olmaz. Sana bir şey olmasında. Komutanınız Bey'i bekliyordum. Sorayım. Buyurun, Hızır Bey. Kardeşimin sevk edileceğini duyduk komutan. Doğru duymuşsunuz. Bu saatte ne sevkidir? Güvenlik sebebiyle böyle takdir etmişler. Malumunuz düşmanınız çok. Düşmanımız çok da ben bun kararı veren düşmanımızı merak ettim. Hızır bey, biz verilen talimatları yerine getiriyoruz. Komutanım, amcam tek başına mı sevk edilecek? Dört kişiler. Özel bir ring aracı isteyebilir misiniz? Güvenlik sebebiyle. Maalesef. Onlar seni mi uğurlamaya gelmiş? Öyle. Hızır Çakırbeyli! Saygılı ol lan. Hızır Çakırbeyli! Façalı dayı diyor ki kardeşi gibi Hızır Çakırbeyli de geberecek! Geçmiş olsun, İlyas. Sağ ol, komutan. Senden önce bir gardiyan başefendi vardı burada. Ne oldu ona? Görevden alındı. Ben ona demiştim bu giydiğin elbise senden iki beden büyük diye. Açın kelepçeleri. Hoş geldin, İlyas Reis. Geçmiş olsun, İlyas Reis. İlyas! İlyas, yürü takılma hadi. Takılmamak için durdum zaten. Başefendi. Biz hiçbir işimizi yarım bırakmayız! Ben de sen işini yarım bıraktın diye geldim zaten. Çakal. İlyas! Kes sesini, çekil! İlyas! Hücredeydi. Tekrar sahip çıktılar adamlarına. Senin buraya gelmen doğru bir karar değil. Nasıl geri gönderdiler seni anlamadım. İtler azaldığında anlarsın. O yüzden getirttiysen seninkileri İlyas, burası savaş çıkaracağınız yer değil. Hepiniz zarar görürsünüz. Amacımız kâr olsaydı ticaret yapardık. Cezaevine gelip yatmazdık. Geç bakalım. Abi. Geçmiş olsun. Ercan, Ercan. Senin ne işin var burada Ercan? Şahin Ağa'ya çok ısrar ettim. Zorla attırdım kendimi buraya. Millet buradan dışarı çıkmanın peşine düşer. Bizimkiler içeri girmenin peşinde. Oturun. Yemek hazır reis. Sen önce bir kahve yap da içelim. Yemek muhabbetinin üstüne iyi gider. Emredersin, reis. Nasıl oldun reis? Bize bunu yapanı bulup hesabını görünce daha iyi olacağız. Reis sana bunu yapan Façalı'nın yeğeniymiş. Hücredeydim, dün koğuşa çıkardılar. Bu itin dayı dediği Façalı Haşmet'in kardeşi de ha bu cezaevinde yatıyor. Onları ayrı koğuşa aldılar. Hangi kardeşi? Behzat. Bunların hepsi tek bir koğuşta mı kalıyor? İki koğuştalar, reis. ama borularını öttürüyorlar burada. Nasıl peki? Nasıl oluyor da bu dünki zibidiler bu işi bir şekilde beceriyor? İçeri girenlerin çoğu hırsızlıktan. Bunların iş yaptığı, yaptırdığı, mal alıp sattığı adamlar. Adamlar olmayanlara da burada sahip çıkınca herkes bunların adamı oldu. Peki bu Behzat koğuşundan hiç dışarı çıkmıyor muymuş? Çıkmıyor reis. Ne güzel. Abisi evinden çıkmaz. Bu koğuşundan çıkmaz. Peki bunları nasıl indireceğiz? Bir hal çaresi düşündünüz mü? Bana bakın bu İlyas hastaneden koşa koşa kendini buraya boşuna sevk ettirmedi. Hastanede yattığı süre kadar burada yatamayacak. Bütün koğuşlara haber salın. Kim işini bitirirse dilesin benden ne dilerse. Behzat dayı, beni artık tanıyorlar. Koğuşlarına giremem. Ama diyorum ki birini mi soksak içeri? Bak hele bak, benim kana susamış sivri yeğenime bak. Kolay mı öyle yeğenim içeri adam sokmak? Hem ben seni bir kere ardına kattım, işini yarım bıraktın. Ne diyeyim dayı? Kaç delik açtım yine de yırttı şerefsiz. İlyas'ın yarası taze. İlla revire pansumana çıkacak. Olmadı telefon açacak, o da olmadı görüşe çıkacak. Hazırlıklı olun. Sağ salim yerleşmiş koğuşuna İlyas. Ama evlatlar diyor ki burada savaş çıkacak. Dadaş. Keşke biz burada Façalı Haşmet'in işini bitirmeden İlyas'ı oraya yollamasaydık. İlyas'ı bilmiyor musun Tipi? Kendisine böyle bir şey yapanı bitirmezse biter. Biz de bunu İlyas'a yapanları bitirmezsek, biteriz, biliyorsun değil mi, Hızır? Biliyorum da her istediğimi yapamıyorum işte. Bir aydır şu Façalı denen Haşmet illetini arıyoruz bulamıyoruz. Fuat. Hızır sana söylüyor. Ben söyleyeceğimi söyledim. Bu Haşmet denilen herif mekanından dışarı çıkmıyor. Nasıl çıkmıyor ya? Bu adam işlerini nasıl yürütüyor? Ya adam Issızlık Şebekesi'nin lideri. Niye çıksın dışarı? Dolunaysız gecelerde kendisi de hırsızlık yapmıyor. Etrafındaki şerefsizler toplayıp toplayıp getiriyorlar dayılarına. E o zaman biz bir adam ayarlayıp mekana soksak. Var mı tanıdığın hırsız? Yok da buluruz herhalde. Bul o zaman hadi. Ya ben nereden bulayım? Zaten bütün hırsızlar bilir ki Tufan bir hırsız yakaladı mı onu gömer. Dayı. Madem bu adamların dünyası hırsızlıktan ibaret bizim ile ortak bir yönleri olmamalı. Bunlar niye bize musallat oldular? Ben anlattım da ikna olmadı, bir de siz anlatın. Ya nesine ikna olayım Fahri Baba? Neymiş? Bunlar hırsızlık yapıyorlarmış. Çaldıkları malları İzzet'in gemisi ile dünyanın her yerine ulaştırıyorlarmış. İzzet ölünce de bunların işleri bozulmuş, onu da bizden biliyorlarmış. Ya bunların çaldığı teyip ne ki işleri bozulsun? Araba teyibini nereden uydurdun enişte? Teyip mi kaldı? E bunlar ne çalıyor? En küçüğü araba diyelim enişte. Ne yapacaklar arabayı? Artık eskisi gibi değil, her şeyin kaydı var. Ben konuya son kez bir açıklık getireyim. Bu Façalı ve çetesinin çalmadığı bir şey yok. Ve eğer ortada çalıntı bir şey varsa bunun mutlaka uluslararası bir karşılığı da vardır. Fuat. Arkadaşlar reel piyasadan gelmedikleri için çalma çırpma işinden anlamazlar. Yani size şöyle söyleyeyim. Sizin ürettiğiniz tabancanın demirini bile çalıyorlar. Varın gerisini siz düşünün. Düşünüyoruz Boran, düşünüyoruz da bir yere varamıyoruz. Yani istediğimiz yere varamıyoruz. Her ayıyı ininden çıkarmanın bir yolu varsa bu dayıyı da ininden çıkartmanın mutlaka bir yolu vardır. Ayıyı ininden çıkartmanın iki yolu var. Ya inine dumanı basacaksın, ya da inin önüne bal peteği koyacaksın. Mekanına mı saldıralım diyorsun yani? Ben genelde ayı nasıl ininden çıkarılır onu anlattım. Yoksa bu Haşmet'i ben nereden bileyim? Amca. Bir aydır takip etmediğimiz herhangi bir yeğeni mekanı eşi, dostu kalmadı. Baskılarımızdan da vurduklarımızdan da bir yere varamadık. Bir tek bu Haşmet ile Behzat'ın görüşmedikleri bir abileri varmış. Görüşmüyorlar, konuşmuyor, birbirlerinden pek hazetmiyorlar diye pek üstüne düşmedik. Bana neyi söylüyorsun yeğenim? Yani durduk yere birini öldürelim demiyorum. Ama abisi ölse, cenazesine gelir mi diye soruyorum. Ailenin reisi sensin. Gereğini yap. Peki amca. 13484

Can't find what you're looking for?
Get subtitles in any language from opensubtitles.com, and translate them here.