All language subtitles for Kardeşlerim 38. Bölüm @atvturkiye

Nasıl yani? Ben anlamadım.

Bizi hatırlamıyor mu şu an?

Ne yazık ki şu an için öyle.

Hayır ya, olamaz öyle şey.

Hani iki eli kanda olsa da beni tanır.

Değil mi "mother"ım?

En sevdiğin evladın Oğulcan.

Hat... Yok mu?

Bu tip kafa travmalarında
çok sık olmasa da

hafıza kaybı rastladığımız bir durum.

Takip ve gözlem altında tutacağız.

Kaza nasıl olmuş peki? Bir bilginiz var mı?

Kazayı görenlerin ifadesine göre

Şengül Hanım bir kapkaççı
saldırısına uğramış.

Ve çantasını çaldırmış.

Ayrıca çok şiddetli bir şekilde itilmiş.

Ve kafasını çarpmış.

Şerefsiz herifler.

Peki yakalanmışlar mı?

Yok maalesef.

Ama hastane polisinden bilgisini alabilirsiniz.

Sizinle şöyle bir konuşalım lütfen.

Tabii buyurun.

Çok garip şey gördük.

Ama bu açık ara birinci sırada.

Şok oldum yemin ederim.

Anne.

Tamam.

Dokunma, dokunma.

Sen bizi hatırlamıyor musun?

Bak kızın Aybike. Bak oğlun Oğulcan.

Az önce çıkan adam vardı ya o babam benim.
O senin kocan Orhan.

Kuzenlerimiz; Ömer, Asiye.

Sana bir şey ifade etmiyor muyuz şu an?

Şengül Hanım'ı her hafta görmek istiyorum.
Kontrollere gelecek.

Ayrıca psikolog desteği
ve düzenli olarak da

terapilere katılması gerekiyor.

Bu yüzden lütfen hastaneden
çıkışınızı almadan önce

psikiyatri kliniğine uğrayıp randevunuzu alın.

Hastanede kalmasına gerek yok yani.

Yok hayır.

Bu tip durumlarda hastanın
eski düzenine geri dönmesinin

hatırlamasında yardımcı olduğunu gözlemliyoruz.

Başka sormak istediniz bir şey var mıydı?

Ya doktor hanım.

Ben aslında bir şey soracağım.
Biraz tuhaf olacak biliyorum ama.

Şimdi siz...

Karınız unuttu diyorsunuz hatırlamıyor diyorsunuz ya.

Yani kesin mi bu?

Yani üstünüze afiyet, benim karım uyanıktır.

Biraz da kurnazdır.

Bizim de bu aralar pek aramız iyi değildi.

Acaba diyorum yani arayı yumuşatmak için
böyle bir şey yapmış olabilir mi?

Yani böyle bir şey yapabilir mi ya?

Açıkçası biz yaptığımız tetkiklere istinaden
somut bir şey bulamadık.

Bu tip kafa travmalarında
hafıza kaybı görülmesi çok normal.

Ayrıca ben şahsen şimdiye kadar
yalan söyleyen bir hastaya hiç rastlamadım.

Tekrar geçmiş olsun.

Sağ olun doktor hanım sağ olun.

Tatlım günaydın.

Günaydın anneciğim.

Okula mı çıkıyorsun?

Evet.

Malum, karneden önceki son düzlükteyiz.

Ay aman kazasız belasız şu dönem bir bitsin de.

Üniversite yıllarına biraz daha yaklaşmış olalım.

Olalım olalım.

Bir şey soracağım sana.

Sen bu sabah Şengül Hanım'ı gördün mü hiç?

Yok, neden ki?

Allah Allah.

Ya kahvaltılık alışverişine diye çıktı.

Bu saat oldu hala dönmedi.
Arıyorum cevap da vermiyor.

Nerede ki bu kadın ya?

Neyse neyse, sen geç kalma hadi.

Hadi.

Dikkat et kendine.

Tamam canım.
Hadi iyi dersler.

Görüşürüz anneciğim.

Görüşürüz.

Allah Allah ya. Nerede kaldı ki bu kadın şimdi?

Hayırdır oğlum?

Asiye'yi mi özledin?

Bugün fotoğraf sunumu var ya.
Hangisini seçsem diye bakıyordum.

Anlıyorum.

Bakayım.

Hiç beğenmedim.

Niye?

Bence çok güzel yani. Işığı çok güzel.

Fotoğrafın derinliği de var.

Asiye de güzel poz vermiş.

Verememiş.

Anlamadım.

Oğlum benim çektiğim fotoğraflarda Asiye daha bir güzel bakıyor.

Niye?

Çünkü ben onun sevgilisiyim.

Şimdi sen onun arkadaşı olduğun için

aynı olmaz yani. Anladın mı?

Dur bak ben göstereyim sana çektiklerimi.

Bak.

Nasıl aşık aşık bakmış. Görüyor musun?

Gerçi bunları ayrılmadan önce çekmiştim ama.

Neyse işte. Benim çektiklerim daha güzel.

Olabilir.

Doğrudur.

İyi.

O zaman bakmaya devam etmeyeceksen
hadi çıkalım ufaktan.

Sen pek beğenmedin Dorukçuğum ama

bence çok güzel bakmış.

Ya çocuklar.

Vallahi iyice geç kaldınız okula.

Hadi siz buradan dönün ya.
Biz bundan sonrasını hallederiz.

Yok ya "father"ım olur mu öyle şey?

Biz de eve gelelim.
Bir "mother"ımı doğal ortamında görelim.

Değil mi kuzen?

Olur.

"Mother"ım.

Sen şimdi hiçbir şey hatırlamıyor musun ya?

Dükkan mükkan falan, fırın.

Ağaçlar, kaldırım. Hiç mi yok?

Oğlum çok zorlama.
Bildiğini de unutturacaksın kadına şimdi.

He oğlum ya. Tamam yeter gitme kadının üstüne tamam.

Belki eve gidince hatırlarsın anne.

Zaten az kaldı. Geldik hemen.

Evet çok iyi bildiği bir yere götürmek yardımcı olabilir.

Filmlerde falan öyle oluyor ya.

Neyse ya neyse. Niye durdunuz?
Hadi hadi yürüyün.

Bak bakalım. Neresi burası?

Neresi?

Anne bizim evimiz işte. Burayı da mı hatırlamadın?

Hiç mi?

Hiç.

Azıcık bile mi?

Tamam neyse hadi. Geçelim içeri.

Geç Şengül geç, geç.

Senin evin ya yabancı yer değil, yürü.

İşte burası da bizim evimiz.

Yıllardır beraber yaşadığımız yer.

Ne güzel çiçeklermiş onlar. Hanginizin?

Hatırladı galiba.

"Mother"ım senin çiçeklerin.

Bak burası da bizim eski kümes.

Şimdi burada Ömerler yaşıyor.

Siz burada mı yaşıyorsunuz?

Niye?

Anaları babaları ölünce sen öyle istedin vallahi.

Onlar eve girerse ben çeker giderim dedin.

Biz de o zamanlar öyle bir çözüm bulmuştuk.

Neyse içeri girelim. Belki hatırlamana yardımcı olur.

Amca.

Ne oldu? Ne düşünüyorsun?

O kadar çok şey düşünüyorum ki
vallahi beynim ters döndü.

Dök içini rahatla "father"ım.

Acaba bizi kandırıyor mu bu ya?

Yok ya. Olur mu öyle şey?

Hayır ya hayır ya!
Vallahi olmaz öyle şey ya.

Sağlıklı bir insan böyle bir şey yapamaz.

Oğlum sen anan bir süredir niye bu evde yok
hatırlamıyorsun galiba ya.

Senin anan sağlıklı düşünen bir kadın mı?

Yani yengemden bahsediyoruz.
Yapmaz diyemem amca.

Yapmaya kaldı mı yapar da işte.
Koskoca doktoru kandırabilir mi?

O var.

Abartıyorsunuz. Vallahi abartıyorsunuz ya.

Ya "mother"ım gerçekten hiçbir şey hatırlamıyor.

Ya ben oğluyum. Hissederim anlarım.

Vallahi artık ne düşüneceğimi bilmiyorum.

Benim kafa gitti. Hadi.

Vallahi hatırlamıyorum.

Hiçbirinizi tanımıyorum.

Hem ben nereden bileceğim?
Belki beni kandırıyorsunuz.

Getirdiniz burası senin evin dediniz.

Ne bileyim ben bunun gerçek olduğunu?

"Mother"ım olur mu öyle saçma sapan şey ya?

Aybike, Oğulcan. Burası da senin evin.

Hatırlamıyorum.

Nereden bileceğim ben bunun doğru olduğunu?

Anne böyle deme bak. Gerçekten çok üzülüyorum.

Ya yenge.

Bak, bak bu sensin.

Bu senin çocukların. Bu da amcam.

Bak pikniğe gitmişsiniz.

Anne, anne, anne.

Bak bu da babamın doğum günü.

Şurada bizim bahçede kutlamıştık.

Çocuklar.

Hadi bak içeri girelim dediniz girdik.

Hadi bundan sonrası bende. Hadi okula.

Amca istiyorsan kalalım.

Okulda son günler zaten. Bir şey yapmıyoruz.

Yok yavrum yok. Siz düzeninizden olmayın ya.

Yapılacak bir şey yok zaten. Görmüyor musunuz?

Siz nereye gidiyorsunuz?

Okula.

Kalalım mı?

Ha yok yok. Benim için rahatsız olmayın siz lütfen.

Aybike. Hadi kızım hadi, hadi yavrum.

Ben şimdi Sabahat'ı ararım.

Emel'i de alır gelir.

Burada beraber otururuz.

Amca sen işe gitmiyor musun?

Yok kızım yok.

Arayıp izin isteyeceğim ya.

Bu halde nasıl gideyim kızım baksana.

Amca bir şeye ihtiyaç olursa ara hemen.

Ararım oğlum ararım hadi.

"Mother"ım bak hatırlıyorsan hatırla artık ya.

Vallahi bak iyice ben gıcıklaşmaya başladım.
Biz gidiyoruz şimdi.

Dönene kadar bizi hatırla tamam mı?

Sen zorlama tabii kendini ama
hatırlarsan iyi olur diyor ağabeyim.

İyi hoşça kalın, görüşürüz o zaman.

Hadi selametle hadi.

Beni hatırlamıyor ya. Beni beni!

Nasıl hatırlamazsın ya?

Ya kimmiş o kıvırcık?

Günaydın.

Ben de sana bakınıyordum şimdi.

Ben de işte eşyalarımı falan içeriye koydum.

Biz dün gece her şeyi konuştuk,
hallettik değil mi?

Yani hiçbir problemimiz kalmadı.

Evet.

Konuştuk hallettik.

Son kararın.

Yani her şeyi çözdük.

Gitme fikri falan hepsini çıkardın aklından.

Netiz.

Netiz.

Yani konuştuk, hallettik.

O evde de kalmaya devam edeceğim.

Güzel o zaman.

O zaman çıkışta bir şeyler yapmaya falan ne dersin?

Yani belki ikimize de iyi gelir.

Yani dün o gerginlikten sonra...

Ben pek uyuyamadım.

O yüzden bugün biraz dinensem iyi olur.

Yani başka zaman yaparız plan.

Bakarız ama ya yine de. Ne dersin?

Yani belki o saate kadar kendini toparlarsın falan.

Olur.

Bakarız.

İyi dersler o zaman sana.

Teşekkürler o zaman sana da.

Akıllı kız.

Şey...

Benim ödev sunumum falan vardı da.

Hani belki şans öpücüğü olur
benim için de diye düşündüm.

O yüzden öptüm yani.

Neyse.

Görüşürüz o zaman.

Görüşürüz.

Bundan sonra görelim bakalım.

Kim daha zeki?

Kim daha güçlü?

Esas oyun şimdi başlıyor.

Vay, vay, vay, vay.

Bu ne güzellik?

Suzancığım.

Kovulmak yaramış. Maşallah alev atıyorsun.

Çekilir misin önümden Akif?

Bak hallere bak bak.

Sen hayırdır ya?

Senin ne işin var?

Ha tabii alışkanlık değil mi?

Ha Suzan?

Patron karısı olarak girdiğin şirkette asistan oldun.

Ondan da kovuldun ama işte ayaklar alışmış.

Hala geliyor.

Hadi canım hadi. Güle güle hadi.

Ağzımı açmıyorsam seni adam yerine koymadığımdandır.

Allah Allah.

Ben ne yaptım ki?

Ne yaptım ben?
Hiçbir şey yapmadım ben.

Sen bu şirkete ihanet ettin.

Neticesinde de kovuldun, bu kadar.
Sonucuna da katlanacaksın.

Öyle mi?

Öyle.

Bana bak Akif.

Belki ispatlayamam.

Ama bana kumpas kuranlardan birinin
sen olduğunu gayet iyi biliyorum.

Belki bu seferlik paçayı sıyırmış olabilirsin.

Ama böyle bir durum bir daha asla yaşanmayacak.

Bundan sonra

bir yerden ateş çıkarsa

orada yanan sen olacaksın.

Bak laflara bak bak.

Bak sen şu laflara bak.
Sen Suzan Hanım'a bak sen bak!

Sen Resul ile geze geze iyice
patronculuk oynamaya başladın ama

unutma ki Suzan Manyaslı

senin boyun Akif Atakul ile uğraşacak kadar
uzamadı daha.

Anladın.

Belki patronun olmam.

Ama ona çok yakın biri olabilirim.

O uyar mı?

Ne var be?

Ya sen ne diyorsun Allah aşkına tikli?

Suzan Özkaya olup

elindeki her şeyi teker teker
almaktan bahsediyorum.

Bunda anlamayacak hiçbir şey yok.

Ay sen Suzan Özkaya mı olacaksın?

Ay inanamıyorum sen delirdin.

Sen vallahi kafayı yedin ha.

Ya Resul seni buradan kovdu kovdu.

Adam senden nefret ediyor.

Sen neyden bahsediyorsun?
Ne evlenmesinden bahsediyorsun sen ya?

Günaydın Resul Bey.

Günaydın.

Ben de tam Akif'e işe dönüşümü müjdeliyordum.

Çok sevindi sağ olsun.

Benden daha fazla sevinmiş olamaz ama.

Ne oluyor ya?

Ortak sen ne yapıyorsun ya?

Bu kadın şirketimize ihanet etti.

Sen de kovdun.

Şimdi ne yapıyorsun Allah aşkına ya?

Bize ihanet eden Suzan değilmiş Akifciğim.

Suzan'ın taklidini yapan Ayla imiş.

Neyse ki yakın zamanda fark ettik de...

Suzan da özrümü kabul etti.

Araya fazla zaman girmeden
yolumuza devam ediyoruz.

Seni tekrar aramızda görmekten
çok mutluyuz Suzancığım.

Ve her zamanki gibi çok hoş görünüyorsun.

Teşekkür ederim ben de çok mutluyum.

Artık gidelim mi? Belki öncesinde
kahvaltı falan yaparız.

A! Süper düşündün.

Görüşürüz Akifciğim.

Ne oldu şimdi ya?

Ne oluyor? Bunlar bizim kumpasımıza nasıl uyandı ya?

Bir de biz uzaklaştırmaya çalıştıkça
daha da yaklaşıyorlar.

Delireceğim.

Her zamankinden güzelsin Suzancığım...

Delireceğim, delireceğim ya!

Şu okula macerasız geleceğimiz bir gün olacak mı?
Bak gerçekten çok merak ediyorum ha.

Hani tek derdimizin böyle kimya form...

Bu da büyük dert ya.

Hani ama tek derdimizin bu olacağı
bir gün olacak mı ya?

Bence olmayacak gibi ama...

Artı bir.

"Sister"ım seni çok iyi niyetli gördüm.

Senden de yok mu bir artı bir?

Yok benim aklıma başka bir şey takıldı.

Şimdi annem teyzemde kalıyorsa

teyzemin "Nerede bu kadın?" diye
meraktan ölmesi gerekmiyor mu şu an?

Doğru diyorsun ha.

Her yerde yengemi arıyordur şimdi.

Yengemin telefonu kapalıysa ulaşamaz da.

Evet kapalıydı açmak da hiç aklıma gelmedi ki.

Alo teyze nasılsın?

İyiyiz Aybikeciğim, siz nasılsınız?

İyiyiz iyiyiz.

Ben şey için aradım...

Anneme ulaşamayınca meraktan ölmüşsündür diye aradım.

He yok aramamıştım.
Dün geldi bizde kalmak istedi ama..

Biz de eniştenin memleketine yola çıkacaktık.

Siz İstanbul'da değilsiniz yani.

Yok, eniştenin memleketine geldik.

Peki annen iyi mi?

Bir şey mi oldu yoksa?

İyi iyi ya ben...

Kafam karıştı ya tamam hadi. Hadi öptüm.

Teyzem İstanbul'da değilmiş ki.

Annem onda kalmıyordu yani.

E nerede kalıyordu ki o zaman?

Nerede kalıyorken kaza geçirdi?

Bilmiyorum.

Bence o da bilmiyor.

Ya da hatırlamıyor.

Tamam moral bozmayın ya.

Elbet hatırlayacak yengem.
Hep böyle kalacak hali yok ya.

İnşallah.

Tamam neyse, sınıfa gidelim hadi.
Okuldayken de geç kalmayalım derse.

Çok kısa bir işim var hemen geliyorum.

Tamam sorun yok, bekliyorum.

Merhaba. Gel bakalım, gel bakalım.

A! Baba gelmiş.

Resul hoş geldin.

Bu ne güzel bir sürpriz.

Bak.

Yeni sahiplendim.

Oğlumuz. Mito.

Bak bu da baban.

Merhaba de.

İyi yapmışsın Ayla.

Kırk yılda bir ilk defa iyi bir şey yapmışsın.

Ama beni ilgilendirmiyor.

Beni ilgilendiren tek şey
hala imzalamamış olduğun protokol.

Ben sana imzalamayacağımı söylemiştim Resul.

Niye bu kadar ısrar ediyorsun hiç anlamıyorum.

İmzalayacaksın.

Yoksa seni ihaleye fesat karıştırmaktan
savcılığa verir tutuklatırım.

Ne diyorsun sen ya?

Ne ihalesi? Anlamıyorum.

Suzan kimliğiyle beni sattığın ihale.

Ama ne yazık ki masken düştü.

"Evet evet."

"Bu hanımdı."

"Dediğim gibi bana adının Suzan olduğunu ve
Resul Özkan'ın asistanı olduğunu söyledi."

Bu kanıtlar seni içeride tutmaya yeterli. Emin ol.

Bu iş artık burada bitsin Ayla.

Yarına kadar imzalamış ol.

Hadi bakalım.

Ya biliyorum müdür bey biliyorum.

Önceden haber vermem gerekirdi ama

işte yani terslikler üst üste geldi.
Ne yapayım yani?

Şimdi de karım kaza geçirdi.

Yani onu tek başına evde bırakabilecek bir durumda değilim ki.

Amca senin mazeretlerinden sıkıldık ama ya.

Bu kaçıncı?

Ya.

Tamam bak haklısın diyorum ya. Tamam haklısın.

Özür dilerim olmayacak bir daha.

Sen en iyisi karının yanında kal. Gelme bugün.

Hatta böyle de devam et.

Ne?

Nasıl yani?

Bir dakika yani beni işten çıkarıyor musunuz yoksa?

Alo.

Alo.

Of! Hay Allah'ım ya.

Yengem gerçekten mi bizi hatırlamıyor?

Yoksa yalandan mı öyle yapıyor?

Gerçekten hatırlamıyor kuzum.

Bu sefer gerçekten hatırlamıyor.

Kuzum.

Sen içeride televizyon izlesene.

Tamam.

Şengül.

Sen gerçekten hiçbir şey hatırlamıyor musun bacım?

Vallahi zorluyorum zorluyorum
hiçbir şey hatırlamıyorum.

Beni de mi?

Niye küstüğümüzü falan?

Küs müydük biz?

He ya, küstük.

Sadece benle de değil.

Bütün ev halkı, mahalle küstü seninle.

Niye ki? Ben kötü bir şey mi yaptım?

Hem de ne kötü bir şey.

Bence sen hatırlamamakta doğru yapıyorsun bacım.

Hatta sen hiçbir şey hatırlama bence.

Şöyle gel otur otur. Anlat ne yapmışım.

İçerideki küçük kız var ya Emel.

Yeğenimmiş o benim. Çok tatlı bir şeye benziyor.

He ya öyledir.

Onu sattın sen.

Ne?

Ben nasıl böyle bir şey yaparım?

Niye?

Vallahi manyağın birine verdin.

Hem de ağabeyinden ablasından
izinsiz verdin bacım.

Niye ki?

Vallahi biz de öyle söyledik sana ama...

İşte oğlumu hapisten kurtaracağım murtaracağım
bir şeyler sıraladın.

O vakitte de kocan seni kovdu mu evden?

Ondan sonra da senin bu kaza oldu işte.

Ben nasıl bu kadar adi
bu kadar şerefsiz bir kadın olabilirim?

Günaydın sevgilim.

Bugün nasılsın bakayım?

İyi değilim Berk.

Sabah hastaneden aradılar.
Anneniz kaza geçirdi diye hastaneye çağırdılar.

Ne?

Kapkaççı saldırısına uğramış.
Kafasını yere çarpınca da şu an hafızasını kaybetti.

Ne diyorsun sen Aybike?
Şaka mı yapıyorsun? Şaka mı bu?

Hayır keşke öyle olsa.

Hadi ya.

Çok üzüldüm.

Umarım bir an önce toparlar.

Umarım.

Bir şey daha var.

Teyzemde kalıyor sanıyorduk ya.

Orada kalmıyormuş.

Yani kadın neredeydi, ne yapıyordu, kimde kalıyordu?
Kimse bir şey bilmiyor şu an.

Berkciğim Şengül Hanım bir süre bizde kalacak.

Misafirimiz olacak.

Misafirimiz mi?

Kurban olayım ne olursun Aybike duymasın.

Neyse ya, böyle işte.

Sen ne yaptın? Ödevi hazırladın mı?

Hazırladım, hazırladım.

Dolaptaydı hatta. Gidip alıp geleyim ben.

Tamam.

Söyle benim oğlum. Güzel oğlum benim.

Şu hayatta sahip olduğum tek şey.

Söyle anneciğim söyle.

Şengül Hanım evine dönmüş.

Merak etme diye haber vermek istedim.

Öyle mi?

Çok güzel dönmüş demek.

Bir aile daha kurtuldu desene.

Sevenler ayrılmadı ha.

Çok güzel.

Anne sen...

iyi misin?

İyiyim oğlum.

Gayet iyiyim.

İyi tamam.

Benim derse girmem lazım.

Konuşuruz sonra.

Tamam oğlum.

İyiyim.

İyi, mutlu ve yalnız bir kadın.

O kadar yalnızım ki.

Üstüne üstlük bir de zavallıyım.

Kesene bereket.

Buyur ağabeyim, ne istedin?

Kolay gelsin.

Bunlar niye ayrılmış ya?

Onlar ikinci kalite ağabey.

Ya millet burun falan kıvırıyor.

İşte "Bunlar ezik." falan diyor.
Ben de onları buraya koyuyorum.

Yani daha ucuz değil mi?

Daha ucuz. Yani aynı malın şekilsizi.

Ama ucuz.

Bir poşet alayım mı ya?

Buyurun.

Şunu bir tartar mısın sana zahmet?

Burası otuz sekiz oldu ağabey.

Şunları çıkartırsak ne olur peki?

Onları çıkarırsak yirmi sekiz olur.

Böyle oldu mu?

Olur olur ağabey.

Allah kolaylık versin.

Sağ olasın. Kolay gelsin.

Ya bunu yaptığına inanamıyorum ya.

Tamam biliyorduk psikopat msikopat ama bu bambaşka bir şey.

Kafayı yemiş ya.

Ya yemin ederim ben hala şokum.

Hani benim aklım almıyor ya.
Kapıyı kilitlemek falan böyle bir şeyi nasıl yapabilir?

Benim de aklım almıyor vallahi.

Ama yani sizi dinlemediğim için çok üzgünüm.

Şimdi bırak üzgünü müzgünü.

Dediğim gibi zil çalınca malzeme odasında, tamam mı?

Tamam.

Ya ben sizi de böyle zor durumda bırakıyorum ama.

Gerçekten gidecek hiçbir yerim yok.

Ya yok Cemile bizi zor durumda falan bırakmıyorsun.

Biz yardım edeceğiz tabii ki sana.

Tolga geliyor lütfen gülümseyin.
Hiçbir şey çaktırmayalım.

E çaylarınız.

Kolay gelsin Cemile.

Teşekkürler.

Ne oldu?

Ne konuşuyordunuz siz?

Hiç.

Öyle havadan sudan. İşte çay verdim.

Öyle.

Anladım.

Zaten anlatacak çok da fazla bir şey yok değil mi?

Evet, evet, geçti hepsi.

Güzel.

Peki o zaman biz ne yapıyoruz?

Çıkışta bir şeyler yapıyor muyuz?

Nasıl hissediyorsun kendini?
İstiyor musun bir şeyler yapmak?

Yani Tolga açıkçası...

Ben biraz yani yorgun hissediyorum da kendimi.

Eve gidip dinleneyim.

Başka zaman yapsak.

Tamam. Başka zaman yapalım.

Sen nasıl istersen.

Sen dinlen.

O zaman ben okul çıkışı bırakırım seni.

Tamam.

İyi güzel.

O zaman madem şimdi senin yanındayım.

Eğer senin de iznin olursa

Cemre manzaralı bir kahveni içerim.

Tamam.

Selam.

Selam.

Ya sen bir ara iş falan arıyordun.
Yani ben öyle bir şey duymuştum da.

O durum devam mı?

Yani devam.

Benim bir arkadaşımın oto yıkamacısı var da.

Ya tesadüfen öyle eleman aradıklarını duydum.

Ve sen de eğer istersen
yani düşünürsen seni önerebilirim.

Düşünür tabii ya.

Niye düşünmesin?

Olur tabii.

Söyleyebilirsin.

Süper o zaman.

Biz tamamen okaysek
ben çıkışta hatta bırakayım seni.

Oto yıkamacıya.

Tamam olur.

Teşekkürler Süsen.

Ne demek ya, biz arkadaşız sonuçta.

O zaman görüşürüz.

Sonra.

Görüşürüz.

O değil de ben düşündüm de

sizden olur.

Yani yakışıyorsunuz ha.

Olsak olurdu da.

Kısmet.

Kız!

Şengül!

Salçayı nereye koyduydun ki acaba?

Buldum buldum.

Sen benden korkuyorsun değil mi?

Ben seni kardeşlerinden ayırmışım.

Çok özür dilerim.

Çok özür dilerim, beni affet.

Ne olursun beni affet.

Ahan da yakaladım seni bak.

Yemin ediyorum vallahi de billahi de yakaladım.

Hani hiçbir şey hatırlamıyordun lan sen?

Hani hiçbir şey hatırlamıyordun?

Madem hatırlamıyorsun ne diye
çocuktan özür diliyorsun ya?

Ya bıktım ben senden kadın.

Vallahi billahi ben senin yalanından dolanından

dalgandan dümeninden bıktım usandım ya!

Dur Orhan Ağabey! Hele bir dur.

Ben anlatacağım sana her şeyi.

Ben anlattım ne ettiğini.

Yok, hiçbir şey hatırlamıyor.

Öyle bütün gün boş boş bakınıp durdu.

Ben inandım vallahi.

Haksızlık ettin sen şimdi.

Korkuttun bak kadını.

Yengem nereye gidiyor?

Şengül.

Şengül.

Şengül.

Ya bir dur Şengül.

Şengül.

Bir dur kurban olayım. Ne yapıyorsun ya?
Ne yapıyorsun ya?

Bir dur.

Madem bana hiç inanmıyorsunuz,
madem benden bu kadar nefret ediyorsunuz

niye hala peşimden koşup geliyorsunuz?

Ya tamam tamam. Affedersin ya.

Yanlış anlamışım ben seni. Affedersin kızma.

Kızarım. Bakın size bir şey diyeyim mi?

Ben sizden hiç hoşlanmadım.

Bence siz hiç iyi biri değilsiniz.

Allah Allah niyeymiş o?

Öyle tabii.

Ben niye niçin yaptığımı bilmiyorum ki.

Böyle kuş gibi ortada kalıvermişim.

İki tane kazık gibi çocuk
çıkmış diyor ki sen bizim anamızsın.

Ben o kadar yaşlı mıyım?

Sonra sen de böyle kaşlarını çatıp çatıp
bana bakıyorsun, kızıyorsun, bağırıyorsun.

Ben ne yapacağımı şaşırıyorum vallahi.

Sonra o Sabahat denen kadın anlattı.

Meğer ben ne kadar kötü bir insanmışım.

Ne kadar kötü bir kadınmışım.

Hani hatırlasam bir dert hatırlamasam bir dert.

Hiçbir şey hatırlamıyorum.

Siz de ama biraz halden anlayınız lütfen rica ediyorum.

Heh, bak tam şimdi eski Şengül'e döndün he.

O da böyle sinirlendiği zaman sayar dökerdi üst üste.

Aman ne kadar güzel!

Siz hiç yabancılık çekmiyorsunuzdur.

Çekmiyorum, çekmiyorum. Hadi gidelim eve.

Hadi gel.

Ya tamam tamam. Özür diledim ya.

Affedersin tamam.

Gel.

Hadi eve.

Dokunmayınız, ben yürüyeceğim.

Çok güzel ya. Vallahi bak.

Dünyanın sekizinci harikası ya.

Şu güzelliğe bak.

Canım benim.

Şimdi de Harika'nın çektiği fotoğraflara
bakalım o halde.

Tabii ki hocam. Sekizinci harika.

Ve Oğulcan adlı fotoğraflarımız.

Elinize sağlık çocuklar.

Kaan.

Bunlar da senin karelerin sanırım.

Evet hocam, benim karelerim.

Bu da Kaan'ın dokuzuncu harikası herhalde.

Ne saçmalıyorsun Doruk?

Benim çektiklerim daha güzeldi.

Gerçi sen onları da çöpe tıkmışsındır da kesin.

Gerçekten çok iyi kareler yakalamışsın Kaancığım.

Sağ olun hocam.

Ben de beğendim hocam.

Hocam, modelim iyiydi benim.

Yani çalışması çok kolaydı onunla.

Tabii hocam tabii.

Ben de şahidim. Bayağı böyle "hahaha, hihihi"

gülerek eğlenerek çekildi bu fotoğrafların hepsi.

Oldukça keyifli görünüyor.

Evet.

İyi bir iş çıkarmışsınız.

Bu çok güzelmiş. Bunu çok beğendim.

Ben de.

Kaan bak bu fotoğrafı net istiyorum.
Bence benim en güzel pozum.

Hadi gel şimdi...

Şimdi komik poz veriyoruz tamam mı?

Tamam.

Üç, iki, bir.

Evet.

Şimdi korkmuş.

Nasıl korkmuş?

Öyle korkuyor gibi işte.

Tamam hadi gel.

Gel say.

Üç, iki, bir.

Şimdi.

Şimdi üzgün olsun.

Şimdi üzgün.

Okay.

Say.

Üç, iki, bir.

Okay, çok güzel oldu.

O zaman şimdi...

Aşık.

Aşık mı?

Aşık nasıl poz vereceğiz ki?

Üç, iki, bir.

Doruk.

Çok güzel olmuş.

Yalnız baksana ben
nasıl yakışıklı çıkmışım fotoğraflarda.

Ay Doruk bu kadar da beğenemezsin kendini ya.

Hayır ya hayır.

Burnu büyüklük yapmıyorum.

Bu fotoğraflar başka.

Bak.

Yakışıklıyım.

Çünkü çok mutluyum.

Yani bunun seninle bir ilgisi var.

Benimle bir ilgisi yok.

Sanki...

Sen yanımda olduğun için bir başka bakmış gözlerim.

Baksana.

Yalnız ben de sen yanımda olduğun için
böyle ayrı bir güzel çıkmışım sanki.

Öyle mi dersin?

Ya bunlar bizim en güzel fotoğraflarımız herhalde.

En güzel fotoğraflarını ne çabuk unutmuşsun.

Asiye Hanım.

Unutana değil unutturana bakmalı Doruk Bey.

Bunun da suçlusu benim yani öyle mi?

Doruk.

İstersen bu tarafa bak. Sıradaki sunum sizin galiba.

İyi çocuk kötü çocuk çalışması hocam.

Tek karelik dev bir anlatım.

Çok düşünülmüş bir fotoğraf.

Evet.

Biraz kolaya mı kaçılmış sanki?

Siz hiç merak etmeyin hocam.

Benim ödevimde yeterince efor sarf edildi.

İlerleyelim hocam.

Evet hocam bu ben.

Herkesin çok iyi bildiği namıdiğer kötü çocuk Tolga.

Sen mi?

İlerleyelim hocam.

Evet.

Bu da yine hepimizin çok iyi bildiği

çok iyi tanıdığı

herkese kendini çok ama çok iyi gösteren...

iyi çocuğumuz Berk.

Beyinsiz herif.

Hastasın sen biliyorsun değil mi?

Merak etme kanka seni de düşündüm bak.

Gel lan buraya.

Bırak.

Ve yine herkesin çok iyi tanıdığı

hepimizin çok ama çok iyi bildiği

iyi çocuğumuz tatlı çocuğumuz Doruk.

O tatlı Doruk senin kafanı oraya sokup kırmadı ya.

Ondan sendeki bu saçma özgüven.

Sen bir dene istersen.
Hala çok geç değil kanka.

Çocuklar.

Dersteyiz.

Kendinize gelin lütfen.

Ömer.

Babamı arayın. Yalvarırım kurtarın beni.

Bu da dünya iyisi Oğulcan'ımız hocam.

Çok severiz.

Yok yok yani.

Herifin sataşmadan millete bulaşmadan
geçirebildiği ders süresi

iki ha fazla değil Ömer.

Ruh hastası ya.

Oğlum.

Asıl hasta olan ben miyim siz misiniz?
Bir iyi düşünün isterseniz.

Hocam.

Sakın yanlış anlaşılmasın.

Yoksa hepsi çok iyi çocuklar.

Ya oğlum gerçekten böyle
insani bir yanın olduğunu düşünüyor musun?

Bak elini vicdanına koy.

Tabii varsa.

De ki.

Ben iyi bir insanım.

Bunu yapabileceğini düşünmüyorum ben ya.

Bence sen de çok fazla konuşma Ömercik ya.

Ben tutup da senin "loser"lığını
resmedemediğim için buraya koymadım.

Ay canım.

Yoksa sen de bu kafayla ancak zavallı olursun.

İyi falan değil yani.

Tolga.

Yeter.

Tabii hocam.

Bu okulda tek bir zavallı var o da sensin be oğlum.

Sadece zavallı da değil.

Aynı zamanda eziksin.

Sevilmiyorsun ve güçsüzsün.

Ben sana göstereyim mi gücümü?

Ne diyorsun ya?

Göstersene ağabeylerine.

Doruk tamam.

Otur yerine.

Yeter.

Yeter dedim size!

Gel Doruk sen de buraya. Otur yerine.

Hepinizi disipline vermeme az kaldı.

Derste olduğunuz gerçeğini
unutuyorsunuz bakıyorum.

Aklınızı başınıza alın artık. Oturun.

Gerildi aslan parçası.

Ben bir şey yapmadım.

Ay her şey nasıl bir anda böyle aleyhime döndü
ben hiçbir şey anlamadım.

Ay canın yanmasın. Al biraz da başına tut.

Sağ ol canım.

Yalnız Aylacığım böyle olmuyor.

Biz daha düne kadar senin nasıl
zeki biri olduğundan bahsediyorduk ya.

E sen şimdi böyle söyleyince ben biraz hayıflandım.

Hatta ne yalan söyleyeyim
hayal kırıklığına uğradım yani.

Ya bunda anlaşılmayacak bir şey yok.

Rakip şirketin patronu olacak adam
senin kim olduğunu anladı.

Böylece de foyamız meydana çıktı.

Demek ki bu işin peşinde biri var.

O yüzden patladı, bu.

Ha o biri derken.

O biri Suzan tabii ki.

İşten kovulunca oyuncağı alınmış çocuk gibi
nasıl sinirlendiyse.

Etrafa saldırmış belli ki sevimsiz.

Vallahi kovulmadı.

Şirketteydi bugün ya.

Vallahi Resul ile şirketin koridorlarında

böyle fısır fısır bir şeyler.

Bir muhabbet bir muhabbet olacak iş değil ya.

Yani gidip her şeyi Resul'e Suzan anlattı.

O da kendini affettirmek için Suzan'a

işe geri aldı öyle mi?

Vallahi kuvvetle muhtemel.

Of, of ya!

Ya ben nasıl her şeyi böyle bir anda
elime yüzüme bulaştırdım?

Anlamıyorum ki.

Şu protokolü de zaten elime tutuşturdu
yarına kadar imzalayacaksın diye.

Hayır yani ne acelesi varsa?

Vallahi ben biliyorum ne acelesi var da...

Hadi o da bana kalsın.

Çok sinirliydi yalnız.

Gerçekten hiç böyle görmemiştim ben onu.

Tatlım.

Senin bu yüzün gözün o gittikten sonra oldu değil mi?

Yani biz yanlış bir şey düşünmeyelim.

Ay yok canım. Olur mu hiç öyle şey?

Ne münasebet?

Ay canım çok sıkkındı.
İki kadeh bir şey içeyim dedim.

Merdivenin boşluğuna basmışım.

Kendimi yerde buldum.

Of! Omuzum da çok acıyor zaten.

O çok iyi olmuş o.

Ne?

Ne iyi olmuş?

Ayla.

Sen Resul'ün senden boşanmamasını

ve Suzan ile arasının açılmasını istiyorsun.
Öyle değil mi?

Yani evet öyle de diyebiliriz.

Öyle de diyebileceksek oradan düşmen çok iyi olmuş.

Nasıl yani?

Ben hiçbir şey anlamadım.

Akifciğim.

Sen şu kafanda kurduğun şeyleri bize açıkça anlatır mısın?

Neboş.

Biz şimdi ne yapıyoruz biliyor musun?

Bilmiyorum.

Ayla'yı alıyoruz hastaneye gidiyoruz.

Sen de hastaneye gidince bir doktora artık

kırık çıkık çarık çürük neyin varsa gösteriyorsun.

Böylece planımın ilk kısmı başlamış oluyor.

Biz bitti demeden...

Bitmez.

Hadi.

Biz çıkarken Tolga daha sınıftaydı.

Süsen kapıda bekliyor. Biz onunla gideceğiz.

Sonra da işe bırakacak beni zaten.

Tolga inşallah koridorda karşımıza çıkıp olay çıkarmaz.

Ya çıkarırsa çıkarsın kızım korkma şundan ya.

Ömer haklı.

Kimse sana istemediğin bir şeyi yaptıramaz.

İstemediğin yerde zorla tutamaz.

Hadi.

Cemile.

Tolga.

Ne yapıyorsunuz burada?

Ne oluyor?

Tolga bak ben sana dün gece
güzelce anlatmaya çalıştım.

Ama sen anlamadın.
Lütfen şimdi olay çıkarma.

Olay çıkarma ne demek ya?

Hem ne bu eşyalar bavullar falan?

Ne yapıyorsunuz siz? Nereye gidiyorsunuz?

Ben o evi boşalttım artık orada kalmayacağım.

Asiyelere gideceğim.

Ne demek Asiyelere gidiyorum ya?

Sen bana iyiyiz dedin.

Ben sana dün gece sordum.

İyiyiz bir sorun yok dedin.

Sabah geldim yine sordum.

Orada da bana iyiyiz dedin, bir sorun yok.

Emin misin dedim eminim dedin bana.

Sen yalan mı söyledin bana Cemile?

Evet.

Ya çünkü sana biz diye bir şey olmadığını anlattım.

Ama sen anlamak istemedin.

Yani bana yapacak başka bir çare bırakmadın.

Bırakmadım çünkü seni
anlamak istemiyorum dedim Cemile.

Anladın mı?

Yani sen sinirlisin kızgınsın diye
şu anda bana böyle konuşuyorsun.

Bu yüzden böyle düşünüyorsun.

Hayır Tolga. Kız sadece seni istemiyor artık
kabul et şunu.

Ya neyini kabul edeceğim? Sen bir şeye karışma ya.

Yavaş.

Tolga lütfen.

Bak olay çıkarmanı istemiyorum lütfen.

Ver şunu sen benimle geliyorsun Cemile.

Oğlum bırak şunu.

Ya gelmiyorum Tolga gelmeyeceğim.

Kız gelmiyorum diyor işte.
Niye anlamıyorsun oğlum?

Anlaman için illa dayak mı lazım sana?

Senin bünye böyle mi çalışıyor?

Oğlum.

Senin bizimle derdin ne?

Aptal aptal bu kızın kafasını
bir sürü düşünceyle doldurup duruyorsun.

Tamam anladım senin sevdiğin yanında.

Mutlusun. Seninki de yanında mutlusunuz.

Da yani senin bizimle derdin ne ben onu anlamıyorum.

Tolga tamam.

Bak onların hiçbir suçu yok.

Anladın mı?

Gidelim mi lütfen?

Hadi.

İzin vermeyeceğim Cemile.

Beni bu şekilde ortada bırakıp gitmene
izin vermeyeceğim.

Vallahi aklıma ne geldiyse buldum getirdim.

Acaba bu kızgın herif de kim?

Beni kandırıyor mu diye düşünme, al.

Elimde kapı gibi evlilik cüzdanı var.

Hakikaten evliymişiz biz.

Ne kadar gençsiniz burada.

A bak ben de.

Sen on sekiz yaşına bastığın gün seni kaçırdım.

Anan baban çok kızdı köpürdüydü ama...

Neyse sonradan rızalarını aldık.

Anam babam hayatta mı?

Yok Allah rahmet etsin.

Hepsi göçtü gitti.

Aybike'me bak. Bak bak Allah'ını seversen.

Oğulcan'a bak topaç gibiydi maşallah ya.

Heh iti an çomağı hazırla.

Hoş geldiniz.

Ne o? Ne yapıyorsunuz?

Ananız acaba bir şeyi hatırlar mı diye
albümleri çıkarttım. Onu gösteriyordum.

Hatırladı mı bari?

Yok tık yok.

Siz okuldan mı geliyorsunuz?

Evet "mother"ım.

Ben okulun en başarılı öğrencilerinden Oğulcan Eren.

Ha bu da kızın. Ehlerinden.

Adilik yapma Oğulcan.

Evet anneciğim okuldan geliyoruz.
İkimiz de ortalama kıvam öğrencileriz.

Aç mısınız peki?
Ben bir şey hazırlıyor muydum bunlara?

Tabii canım hazırlamaz olur musun?

Günde en az iki çeşit kek ve bir tane börek.

Soframızda eksik olmaz.

Ne yapıyorsun?

Oğulcan sus diyorum ya sus.

Sen hiç zahmet etme anneciğim.
Biz atıştırıyoruz bir şeyler.

Aç da kalmıyoruz zaten.

Sorun değil yani.

Ev sahibi.

Efendim Haluk Bey?

Size biraz zaman tanıyayım dedim ama
bu böyle olmaz.

Artık yeter.

Ya evet çok haklısınız ama...

Yani bir sürü aksilik oldu.

Ben en yakın zamanda toparlayacağım parayı.

Kırk sekiz saate kira yatmazsa

mahkeme kararı çıkartıp atacağım sizi oradan.

Başka da lafım yok.

Haluk Bey.

Allah'ım yarabbim ya.

İki güne kadar kirayı ödemezseniz
kapının önüne koyacağım sizi diyor.

Niye ödemiyorsunuz kirayı?

Sıkışığız da bu ara biraz.

Beni bugün işten attılar biliyor musunuz?

Nasıl ya?

Ananız da bu halde çalışamaz.
Ne yapacağız bilmiyorum.

"Father"ım dert değil ya. Biz Aybike ile çalışır...

kirayı hallederiz ya bir şekilde.

Oğlum ne diyorsun Allah'ını seversen?
İş bulmak kolay mı ya?

Hem işi bulsan ne olacak?
Bir ay çalışman lazım para almak için.

İki gün sonra kirayı ödememiz lazım diyorum ya.

Ne yapacağız peki?

Birinden bulacağım ben.

Kimden?

Tanımazsınız oğlum. Daha önce aldığım biri işte.

Amanın çok yaşa kızım.

Ay bu çocuğun elleri buz gibi olmuş.

Bura biraz soğuk değil mi?

Siz niye sobayı yakmıyorsunuz?

Kömür yok.

Niye?

Of.

Tamam bugün biraz soğuk geçecek gibi.

Şey yapalım.

Ben hepinize montlarınızı vereyim.

Giyeriz bunları üşümeyiz.

Evet ya.

Zeki "sister"im benim.

Çok iyi düşündün değil mi?

"Father"ım üzülecek takılacak hiçbir şey yok ki ya.

Şimdi montumuzu da giydik mi...

Sıcacık olur.

Sen de giy.

Zahmet verdim sağ ol.

Olur mu öyle şey?

Bu kim?

Oğulcan.

Teşekkür ederiz zahmet oldu sana da.

Yok canım ne zahmeti? Saçmalama.

Asiye bugün başla derlerse başlarım işe.

Geç kalırsam merak etme tamam mı?

Tamam etmem de sende yine de telefon falan kalsın al.

Siz de dikkatli olun ha. Kapıyı mapıyı kilitleyin.

Tamam Ömer. Merak etme.

Hayırlı işler Ömer sana da. İyi geçer umarım her şey.

Bakalım göreceğiz artık.

Görüşürüz.

Görüşürüz.

Görüşürüz.

Biz bu ara biraz sıkıştık da.

Evde yiyecek bir şey de yok.

Hazır fırının önünde inmişken simit mi alsak?

Simit çay falan yaparız.

Ya bende hiç para kalmadı. Evden çıkarken kirayla aidatı ne varsa ödedim.

Ya boş ver iyi yapmışsın ya.

Tolga'ya borçlu kalacağımıza aç kalalım daha iyi.

Doğru söylüyorsun.

Sen bekle burada ben geliyorum şimdi.

Tamam.

Buyurun kızım.

Ben üç simit alacağım ama ne kadar?

Yedi buçuk lira.

Kızım askıda simit var.

İki tanesini buradan bir tanesini de askıdan verebilirim.

Zaten onlar ihtiyaç sahipleri için.

Tamam o zaman ben bir tanesini askıdan alayım.

Buyurun kızım.

Afiyet olsun.

Teşekkür ederim.

Biraz sert gibiler ama.

Olsun ya çaya batırınca yumuşar onlar.

Hem Sıdıka ne derdi bize yetimhanede?

Bayat ekmek yoktur çaya bandırılmamış ekmek vardır.

Unutmayalım bunları.

Tamam Salih.

Hallediyorum ben o zaman onu.

Hadi kal sağlıcakla.

Ne oldu ufaklık?

İstediğin oldu mu?

Memnun musun?

Oldu Cemil Ağabey oldu.
Çok teşekkür ederim ya.

Çok sağ ol.

Vallahi benim yaptığım ekstra bir şey yok.

Sonuçta maaşını sen ödüyorsun.

Aksine benim sana teşekkür etmem lazım.

Sayende fazladan eleman çalıştırıyorum.

Cemil Ağabey bu durum ikimiz arasında kalsın lütfen.

Ömer'in maaşını benim ödediğimi kimse bilmesin.

Merak etme kimse duymaz.

Fakat sen neden böyle bir şey yapıyorsun?

Asıl sen onu söyle bana.

Hiç yani.

Öylesine.

Öylesine öylesine.

Yedim ben de.

Neyse ne.

Merak etme. Kimse duymaz.

Ben gideyim o zaman.

Haberleşiriz bir şey olursa.

Tamam. Babana çok selamlarımı ilet.

Olur, olur iletirim.

Kolay gelsin.

Sağ ol.

Ben gidiyorum o zaman.

Görüşürüz.

Görüşürüz.

"Mother"ım bu günü nasıl unutursun ama ya?

Nasıl hatırlamazsın?

İki tencere sarmayı tek başıma yedim diye
az kalsın düşüp bayılıyordum.

Ya ben bunu hatırlayacağına kesin emindim.

Oğulcan kadın adını hatırlamıyor.
Sen dalga mı geçiyorsun?

Aybik hiç kıskanma.

Bu öyle bir şey değildi.
Bu ikimizin arasında özel bir andı.

Az sebze aldıydım onu pişirdim.
Yanına da yoğurt ekmek.

Bu gece de böyle doyacağız ne yapalım?

Ellerine sağlık babam.

Bakayım.

Güzel görünüyor.

Elinize sağlık Orhan Bey.

Ben şu çocuklara da götüreyim.
Onların da yemeği yoktur.

Götür tabii. Götür götür.

Ne oldu niye öyle bakınıyorsunuz birbirinize?

Hayır yani sen o çocukları çok düşünmezdin de
o yüzden şaşırdılar.

Niye düşünmezmişim ki?

Bir alıp veremediğim mi vardı çocuklarla anlamadım.

İşte bak biz de anlamadık ya.

Biz de tam olarak onu anlamadıydık.

Ha şey ananın telefonu kızım.

Şarja taktıydım.

Kim mesaj attı ki acaba?

Bakabilirim değil mi anne?

Bak Aymine bak.

Aymine değil. Aybike, Aybike.

Aybike.

Ay ayıp oldu kıza.

Yok yok olmamıştır.

Al götür gel hadi.

Ben zaten baksam da tanımam
anlamam ki kim olduğunu.

Ben götürüyorum bunu çocuklara.

Bugünü kaynattın ama yarın temizliğe bekliyorum.

Gelmemezlik etme.

Patron diye kaydetmiş annem.

Kim bu gizemli patron ya?

Oğlum ne gizemli olacak ya?

İşte son gittiği kadındır. Kim olacak yani?

Yaz. Annem gelemiyor de.

E ben gideyim temizliğe.

Hem para geçmiş olur elimize.

Kızım senin okulun yok mu?

Okuldan sonra gideyim.

İyi tamam. Madem istiyorsun git.

Ama yaz annem hasta de.

Tamam.

Ben kızıyım.

Annem biraz rahatsız da.

Eğer konum atarsanız onun yerine gelebilirim ben.

Hadi bakalım.

Bakalım ne diyecek.

Tamam konum atmış.
Bu gel demek oluyor herhalde değil mi?

Hadi hayırlı olsun yeni işin ha.

Ben de yemekten sonra
gidip birinden borç isteyeceğim.

Hayırlısı bakalım.

Baba hemen geri isteyecek biri değil değil mi?

Sonra mahcup olmayalım.

Tamam ya sen onu düşünme oğlum tamam.

Ben halledeceğim merak etme sen.

Hadi siz başlayın. Ben Şengül'ü bekliyorum hadi.

Eline sağlık babacığım.

Afiyet olsun güzel kızım.

Güzel güzel.

Bak çok güzel yerde duruyorsun.
Harika bir yerdesin şu an.

Dur, dur bir dakika bekle bakayım.

Güzel.

Misafirimiz de geliyor.

Hadi hazır ol hadi kapattım.

Hadi göreyim seni.

Çıkıyor muymuş?

Çıkıyor çıkıyor.

Vallahi helal olsun bu Ayla'ya çok zeki kadın ha.

Sen de bir tutturdun zeki zeki diye.

Neresi zeki canım?
Hem zeki olsa gül gibi adamı kaçırır mıydı?

Bir kere gül gibi adam kısmı tartışılır.

İkincisi de elinde tutmak için
gerekli bütün entrikaları bütün kumpasları

bütün katakullileri yapıyor ya.
Allah Allah daha ne yapsın kadın?

Aman işi işten geçmiş.
Onların hepsi de senin fikrin zaten.

Aylacığım.

Vallahi tebrik ederim.

Şahane oynadın.

Öyle mi diyorsun?

Vallahi Akifciğim yani ne diyorsan yaptım.

Artık inşallah yine elime yüzüme bulaşmaz.

Bulaşmaz.

Bulaşmaz neden çünkü bu sefer plan

Akif Atakul'un planı. Tabii ki işler.

Hadi inşallah bakalım.

Sen hiç merak etme Aylacığım.

Nerede bir entrika var kumpas var.

Akif hepsini halleder.

Neboş şımartıyorsun beni.

Hadi inşallah.

Orhan Bey.

Sen burayı ATM sandın herhalde.

Ama öyle bir şey yok.

Yok yok, öyle değil ya.

Yani şimdi...

Ev sahibi çok sıkıştırdı.

Acil paraya ihtiyaç olunca da
ben en hızlı senden bulurum diye düşündüm.

Vallahi benden para bulman için

aldığın borcu ödeyebildiğini görmem lazım.

Ama şu anda öyle bir şey yok.

Çizdiğin tablo felaket.

Nasıl yani?

Aldığı borcu

zırnık ödemeden tekrar borç isteyen adamın sonu bellidir.

Sanırım, yakın zamanda benim başımı ağrıtacaksın.

Yok ya. Olur mu öyle şey?

Merak etmeyin ödeyeceğim ben ya.

Yani ben bir iş bulacağım çalışacağım ödeyeceğim.

Halamın bıyığı olsaydı diyorsun yani he.

İyi.

Öde bakalım.

Ben buradayım.

Yani iki bin daha vermeyeceğim mi diyorsun?

Yok.

Vermiyorum.

Önce...

Aldığın borcu getir.

Ne kadar almıştın?

On bin.

Faiziyle ne yapıyor?

On beş.

İşte onu al getir.

Masaya koy.

Ondan sonra başka borçlara bakalım.

Anlaştık.

Hem ne demişler?

Önce hareket.

Sonra bereket.

"Mother"ımın Asiyelere yemek götürdüğü an
benim için zirvedir, nirvanadır.

Bence de.

Ama böyle pamuk birine dönmesi için
illa kafasını mı vurması gerekiyordu?

Keşke hep böyle kalsa desem
ayıp etmiş olur muyum he?

Olmazsın.

Çünkü galiba ben de aynı şeyi düşünüyorum.

Tolga değil mi o?

İyi akşamlar.

Rahatsız etmiyorumdur umarım.

Oğlum senin ne işin var lan burada? Yürü git!

Gelmişsin böyle akşam akşam.

Ben Cemile ile konuşmak için gelmiştim.

Ama Cemile seninle konuşacak
hiçbir şeyi kalmadığını söylemişti bugün.

O zaman Cemile size doğru söylememiş.

Ya da siz doğru anlayamamışsınız.

Çünkü bizim Cemile ile konuşacak bir sürü şeyimiz var.

Ama tabii bunu siz bilmiyor olabilirsiniz.

Hadi sabah konuşursunuz o zaman, hadi.
Hadi yürü hit.

Ben bunu bir an önce konuşmak istiyorum Oğulcan.

Ve konuşmadan da hiçbir yere gitmeyeceğim.
Tamam mı?

E iyi o zaman sabaha kadar dikil orada bekle.

Asiye.

Bak bence zorluk çıkarma.

Hatta çağır Cemile'yi bak konuşacağım.

İnsan gibi. Bir şey yapmayacağım.

Pardon da...

Bir şey yapmayacağım derken.

Hayır yani ne yapabilirsin?
Onu anlamadım da.

Ben zaten ona bir şey yapamam Aybike.
Siz bunun neyini anlamıyorsunuz?

Cemile!

Cemile bak hadi çık dışarı buradayım.

Bir konuşalım bak duyuyorsun beni biliyorum.

Cemile.

Oğlum sen ruh hastası mısın lan?

Kafayı mı yedin? Manyak mısın lan sen?

Oğlum bak çekil önümden diyorum. Kes sesini.

Tolga tamam yeter.

Ne işin var senin burada?

Seninle konuşmak için geldim.

Beni sadece yarım saat dinlemeni istiyorum senden.

Başka bir şey de istemiyorum.

Ben geçen gece seni sabaha kadar dinledim
ve ikna olmadım.

O yüzden seni ne duymak ne de dinlemek istiyorum.

Lütfen gider misin?

Cemile.

Biliyorum sen böyle bir şey istemiyorsun.

Benim buradan gitmemi istemiyorsun.

E sen anlamamakta direniyorsun ama.

Kız seni istemiyor. Gitmeni istiyor işte.

Evet. Gitmeni istiyorum.

Tamam.

Rahat bırak beni.

Bu insanları da rahat bırak.

Olmaz.

Ben seni bu kadar seviyorken
senin beni bırakıp gitmene falan izin veremem.

Senden izin istemiyorum zaten.

Cemile.

Cemile bir dur.

Bak lütfen.

Rica ediyorum dur tamam mı?

Beni dinle.

Bak bir şekilde konuşalım tamam mı?

İkimiz, baş başa. Ya içeride ya dışarıda.

Ama bir şekilde konuşalım.

Şu mevzuyu bir şekilde çözelim.

Bak ben senden başka bir şey istemiyorum tamam.

Siz de içeri geçin. Bak rica ediyorum, lütfen.

Oğlum seninle birini baş başa bırakmam için
delirmiş olmam gerek he.

Tolga çekilir misin? İçeriye geçeceğim.

Emin misin?

Eminim.

Tamam.

Buyur geç.

Ama şunu da unutma.

Sen dışarıya çıkıp beni dinleyene kadar

ben burada seni beklemeye devam edeceğim.

Unutma tamam mı?

Alo Ömer.

Yeni işe başladık bir arayın sorun arkadaş ya.

Ömer.

Tolga geldi. Cemile'yi zorluyor konuşacağız diye.

Ne diyorsun kızım sen?

Evet.

Oğulcan ile gerildiler. Şu an biraz sıkıntı var.

Tamam geliyorum hemen.

Kardeşim acil bir işim çıktı da.
Beni idare eder misin?

Tamamdır sorun yok.

Eyvallah.

Senin scooterı alabilir miyim?

Dikkatli kullanacaksan al.

Bende o iş.

Gece gece senle uğraşacağımz bir de.

Manyak herif.

Oğlum donduk lan burada donduk.

Sen sabaha kadar manyak gibi
burada mı bekleyeceksin?

Gitsene lan evine.

Oğlum.

Kız inadı bırakıp çıkıp benimle konuşana kadar

burada böyle aynen sabaha kadar bekleyeceğim.

Sen git evine ne yapıyorsan yap ya.
Sobanın başında mı duruyorsun ne yapıyorsan yap.

Sabah yetmiyormuş gibi bir de
gece gece uğraşıyoruz beyefendiyle ya.

Cemile.

Cemile bak burada bekliyorum.
Hadi gel çık dışarıya bir konuşalım.

Bak lütfen rica ediyorum sana ya.

Ya sen bu şekilde neyi düzeltebileceğini sanıyorsun?

Sen ne hakla bu saatte insanların evine gelip
bağırma cesaretini buluyorsun kendinde?

Cemile ben buraya bağırmaya falan gelmedim.
İnsan gibi konuşmaya geldim.

Zamanında konuşsaydın o zaman benimle insan gibi.

Yalanlar söylemeseydin bana.

Yok Mete yalan söylüyor yok Ömer beni dövdü. O bu.

Ben zaten senin yanındaydım. Değil miydim?

Ama artık her şey için çok geç.

Duydun mu beni?

Çok geç.

Hep siz bulandırıyorsunuz bu kızın kafasını.

Hep siz yapıyorsunuz.

Hep sizin yüzünüzden bu hale geldi bu kız.

Ya senin psikopat olduğunu anlamak için
bizim yalan dolana mı ihtiyacımız var?

Aybike ile bize attığın çamuru unuttuk mu?

Amcama yaptıklarını. Her şey ortada işte.

Asiye.

Siz de damarıma basmasaydınız o zaman.
Ne yapayım yani?

Damarına basmayacakmışız ya. Oldu paşam.
Başka bir isteğiniz var mı?

Lan sen ne atlıyorsun lan oradan sürekli?

Sürekli atıyorsun kendini ortaya.
Bir şeyler söyleyip duruyorsun.

Oğlum sen daha geçen gün
katil olmanın eşiğinden döndün.

Sen kime neyin ahkamını kesiyorsun lan?

İkisi aynı şey değil.

O yanlışlıkla oldu geri zekalı.

Tolga gider misin?

Bak polis çağıracağım yoksa.

O kadar oldu yani he.

Beni buradan yollamak için polis çağıracak kadar

doldurdular yani bu herifler seni. Öyle mi?

Senin benim evimde ne işin var lan?

Geldi süper gereksiz kahraman ya.

Yürü git lan. Hadi evine hadi.

İpini koparan bizim eve geliyor arkadaş.

Cemile.

Sen bunun için bana böyle davranıyorsun değil mi?

Bu herif sana ne derse onu yapıyorsun değil mi?

Bu herif sürekli senin kafanı bulandırıyor değil mi?

Ama oğlum Ömer ben sana şunu söyleyeyim.

Ben sana bunu ödeteceğim.

Ödetmezsen adam değilsin lan.

Hadi abisinin gülü.

Hadi.

Ömer, Oğulcan.

Ne oluyor oğlum ya?
Bıktım ya.

Ne oldu? Yine ne diye kavga ediyorsunuz?

Ya bu psikopat bizim bahçeye gelmiş
Cemile ile konuşmak istiyor.

Evet, konuşmak istiyorum kız arkadaşımla.

Ama senin bu işgüzar oğlanların bana izin vermiyorlar.

Bir dakika bir dakika. Bu saatte mi oğlum?

Cemile, kızım sen bu oğlanla konuşmak istiyor musun?

İstemiyorum.

Onunla ne konuşmak ne de görüşmek istiyorum.

Hiçbir şeyini istemiyorum.

Duydun mu çocuğum? İstemiyor.

Şimdi git bir sakinleş.

Sonra isterse konuşursunuz, hadi.

Hala bakıyorsun ya. Hadi oğlum hadi!

Tamam.

Ben şimdi buradan gidiyorum.

Ama bir daha geldiğimde.

Bu evi sizin başınıza yıkacağım.

Hadi hadi.

Vurma lan kapıya.

Sus lan.

Ömer.

Cemile.

Tamam sakin ol. Geçti gitti, gel.

Tamam hadi çocuklar siz de içeri hadi.

Hadi çocuğum hadi.

Amca kusura bakma.
Seni de itle köpekle muhatap ettik ya.

Ahan da.

Alo.

Lan Ömer.

Neredesin?

Yıkadığın arabanın anahtarı nerede?

Patron hemen geliyorum. Hemen geliyorum.

Evet.

Bakalım neredeymiş bu fotoğraflar.

Biz de yükleyelim.

Şuna bak.

Az çekmişsin oğlum. Bin tane çekseydin.

Video çekmiş bir de adi herif.
Videoyu ne ara çektin oğlum?

Şifre koymuş.

Bir de parola koymuş ya.

Ne koyar ki bu şifresini ya?

Ortak genler var tabii.

Zor olmuyor bulmak.

Oğlum ne yapıyorsun sen?

Ne yapıyorsun ya?

Hiç.

Eski sevgilimin fotoğraflarına bakıyorum.

Hatta galiba videosunu da çekmişsin.

Ona bakmaya çalışıyordum.

Sen kimsin benim bilgisayarımı benden izinsiz kullanıyorsun? Sen kimsin ya?

Gerçekten ayıp ediyorsun he.

E ağabeyinim oğlum.

Sen bir sakin olsana ya.

Sen.

Benim üç gün önce ayrıldığım kız arkadaşımın
fotoğraf koleksiyonunu yap.

Hatta bir de üstüne gizlice videosunu çek.

Ama ben ayıp etmiş olayım öyle mi?

Manyak mısın oğlum sen he?

Kime artistlik yapıyorsun lan sen?

Doruk dışarı çık. Odamdan dışarı çık Doruk!

Çıkmayacağım.

O videoyu izlemeden hiçbir yere gitmeyeceğim.

Doruk çık dışarıya!

Çıkmayacağım oğlum aç şunu.

Aç şunu.

Oğlum!

Allah Allah.

Ya maşallah dediğimiz dört dakika yaşıyor.

Ne oldu? Bitti mi cicim ayları ne oldu?

Ne bu gürültü oğlum ne oldu?

Ne bu kavga?

Oğlun eski kız arkadaşıma yürüyor baba.

Olan bu.

Arkadaş yine mi Asiye ya?

Yine mi Asiye? Delireceğim artık ya.

Oğlunuz benden izinsiz
benim bilgisayarımı karıştırıyor.

Bence de olan bu.

Doruk.

Oğlum gerçekten böyle bir şey yaptıysan
çok büyük ayıp.

Çok büyük suç.

Ayrıca ne olmuş yani?

Adı üstünde.

Eski sevgilin.

Evet ya.

Senin canına minnet zaten değil mi?

Yeter ki biz Asiye ile ayrılmış olalım.

Unutmuşum doğru.

Aynen öyle.

İkiniz de umurumda bile değilsiniz artık.

Ne yaparsanız yapın, ilgilenmiyorum.

Gerçekten öyle bir şey yok.

Gerçekten öyle bir şey olmadı.

Tamam Kaancığım tamam.

Olabilir de.

Hem olsun da.

Beni karıştırmayın.

Ben bu ergenlerin aşk hayatından acayip sıkıldım.

Beni karıştırmayın.

Vallahi ucuz atlattım.

Öldürürüm lan. Öldürürüm.

Of çok soğuk.

Siz ne yapıyorsunuz burada?

Yatacağım.

Yatacaksınız.

He yatacağım. Yatmayayım mı?

Burada bu yatakta.

Ha yok.

Çok rahatsız oluyorsanız...

Siz burada yatın.

O zaman biz de içeride yatayım.

Olur mu öyle?

İyi olur vallahi. Çok teşekkür ederim.

Allah'ım ya.

Tamam öyle olsun hadi.

Yirmi yıldan sonra bunu da yaşayalım hadi tamam.

Allah rahatlık versin Orhan Bey.

Size de efendim size de.

Herifi bir ahbabımın kızı zorla işe aldırdı.

Hatta kız maaşını kendi cebinden veriyor.

Yoksa ben tanımadığım etmediğim böyle aylak birine

araba emanet eder miyim Hüseyin?

Olacak iş mi bu?

Hah geldi sonunda.

Nerede anahtar?

Sırf senin hatırına sorun çıkarmıyorum Cemil.

Yoksa susulacak rezalet değil bu bilesin.

Affedersin ağabey.

Ne desen haklısın.

Maaşımı.

Süsen mi ödüyor?

Böyle mi aldım ben bu işi?

Ne sandın sen?

Kız kırk dil döktü de tamam dedim.

Yoksa ben senin gibi kendini bilmeze
iş verir miydim be?

Daha ilk günden yaptığın işe bak.

Süsen'e söyle o zaman. Parası cebinde kalsın.

Çalışmıyorum.

Git kendine yeni bir eleman bul.

Böyle biriymiş de aylakmış da...

Kim o ya?

Şengül.

Şengül.

Oh.

Ya Şengül.

Ödümü koparttın ya.

Sen ne yapıyorsun bu saatte burada?
Niye oturuyorsun ya?

Orhan Bey ben hiçbir şey hatırlamıyorum.

Olsun.

Ne olacak ki hatırlarsın. Merak etme.

Hatırlamazsan da ne yapalım?
Baştan öğrenirsin.

Siz çok iyi bir insansınız.

Çocuklarınız, yeğenleriniz.

Hepiniz çok iyi insanlarsınız.

Ama ben çok köyü bir kadınmışım.

Çocukları kümese tıkmışım.

O gariban yavrucağı birilerine vermeye kalkmışım.

Kardeşleri birbirinden ayırmışım.

Ben ne kadar kötü ne kadar kötü bir kadınmışım.

Sen şimdi öyle kötü kötü deme.

Kötü değildin de yani...

Takıntılıydın biraz ya.

Takıntılı mı? Neye takıntılıydım?

Senin para takıntın vardı Şengül.

Ben bütün bu kötülükleri para için mi yapmışım?

Yani yaşadığın her acayiplikte...

Böyle daha çok parayı...

Nasıl diyeyim yani...

Sen parayı seviyordun ya.

Sen parayı çok seviyordun Şengül.

Madem ben bu kadar takıntılıydım
bu kadar kötü bir kadındım.

Sen nasıl beni seviyordun ki?

Çünkü

sen iyi bir eştin.

İyi bir anaydın, iyi bir insandın.

Yanlış anlama. Hala iyi bir insansın.

Ama ben hiçbir şey bilmiyorum.

Ben neyim bilmiyorum vallahi.

Aman Şengül ne olacak ya?

Dediğim gibi bilirsen ne ala. Bilmezsen de

bir yirmi yılı daha baştan yaşar gideriz.
Ne olacak yani?

Hadi kalk ya burası buz gibi hasta olacaksın.

Hadi kalk yatalım.

Hadi.

Hadi gel.

Ömer.

Hı.

Ömer Cemile yok.

Sen bir ses falan duydun mu hiç?

Yok, nereye gitti ki bu?

Ay bilmiyorum, Tolga falan gelmişse duyardık değil mi?

Duyardık herhalde.

Bavulu da burada.

Günaydın.

Günaydın ablacığım, bir dur.

Ya fırına falan gitti diyeceğim de.

Üstünde para da yoktu.

Dışarı bakalım.

Tek başına ekmek almaya gidemiyor musun
ben onu anlamıyorum.

Ya sıkılıyorum sen neyini anlamıyorsun Aybike?

Altmış saniyelik yol neyini anlayacağım?

Sıkılıyorum ama.

Cemile yok. Cemile'yi gördünüz mü?

Yok.

O manyak kaçırmış olmasın?

Her şeyi yapmış olabilir o ruh hastası.

Polisi arasak mı?

Bilmiyorum ki arasak mı?

Heh geldi.

Ne oldu? Neden hepiniz dışarıdasınız?

Başına bir şey mi geldi diye merak ettik.

O manyak seni kaçırdı falan zannettik.

Merak etmeyin.

Tolga artık ne bana ne de size bir şey yapabilir.

Ben gidiyorum.

Nereye gidiyorsun?

Kader diye bir arkadaşım vardı yurtta.

İzmir'e onun yanına gidiyorum.

Nereden çıktı şimdi bu?

Sabaha kadar düşündüm Asiye.

Yani benim buralardan uzaklaşmam gerekiyor.

En azından bir süre.

Yoksa Tolga bizi rahat bırakmayacak.

Yani bu iyi bir karar mı kötü bir karar mı?

Şu an bir şey diyemiyorum Cemile.

Emin ol iyi Ömer.

Yani ben size dün yaşattığım rezilliği
tekrar yaşatmak istemiyorum.

Zaten yeterince bela açmıştım başınıza.

Başımıza bela açtığından falan değil de.

Eğer sen gerçekten kendini iyi hissedeceksen

git.

Yani böyle daha iyi hissedeceğim sanki.

Sabah Canan'ın yanına gittim.

Ona da bir özür borçluydum.

Şansıma o da İzmir'e ailesinin yanına gidiyormuş ziyarete.

Birlikte yola çıkalım dedik.

Her zaman burada bir evin olduğunu bil tamam mı?

Biliyorum.

Bir evim.

Ve kardeşlerim var.

Hemen mi gidiyorsun?

Yani böylesi daha iyi Aybike.

Her an çıkacakmış gibi hissediyorum bir yerden Tolga.

Haklısın.

Ben bavulunu getireyim.

Emel'i de çağırır mısın?

Cemile.

Hayırdır kızım?

Orhan Amca ben İzmir'e gidiyorum.
Arkadaşımın yanına yerleşeceğim.

Kız dün gece olanlar yüzünden mi?

Bak o çocuk sana bir şey yapamaz yavrum.
Biz varız burada ya.

Yani böylesi daha iyi olacak Orhan amca.

Ben İzmir'de daha huzurlu hissedeceğim kendimi.

Eh be güzel kızım.

İyi, sen nasıl istersen.

Yolun açık olsun o zaman.

Sarılayım Şengül Abla.

Sever miydim ben bu kızı?

Severdin ya "mother"ım. Severdin sarılabilirsin.

Gidiyormuş da.

Sonra ben sana anlatırım. Bizde de olay çok.

Cemile Abla.

Bücürüm.

Ben gidiyorum.

Beni sürekli ara tamam mı?

Tamam.

Ben yazmayı öğrenince mektup bile yazarım sana.

Süper fikir.

Mazlum ağabey ile Talya da orada.
Belki görüşürsünüz.

Gidince yazacağım hemen. Aklımdalar.

Ne zaman ihtiyacın olursa buradayız tamam mı?

Biliyorum.

Her şey için çok teşekkür ederim.

Bana evinizi ailenizi açtığınız için
teşekkür ederim sizlere.

Hoşça kal Cemile.

Dikkat et tamam mı?

Sizi çok seviyorum.

Hepinizi çok seviyorum.

Hadi hoşça kalın.

Kendine iyi bak.

İyi ki tanıdık seni.

Tolga ile takıldı diye başına gelene bak.

Kız huzur bulmak için şehir değiştirdi resmen.

O manyaktan kaçmak için aya bile
çıkacağım dese inanırım.

Haydi.

Hadi gel ben de seni parka götüreyim hadi.

Al şunu tut.

O zaman ben maili gönderiyorum.
Revize edeceğimiz hiçbir şey kalmadı.

Olduğu gibi gönderelim Suzan olur.

Tamam.

Hadi bakalım hayırlısı.

Ben şimdi bankaya geçiyorum.

Talimatları vereceğim.

İstediğimiz hesap dökümlerini alacağım.

Başka istediğin bir şey var mıydı?

Hayır şimdilik yok. Teşekkür ederim.

Görüşürüz.

Suzan.

Aslında bir şey var.

Çok yakın bir arkadaşım yeni bir
İtalyan restoranı açmış.

Böyle peynirler falan hep İtalya'dan geliyor dedi.

Orayı denemek istiyorum bu akşam.
Benimle gelir misin?

Tabii başka bir programın yoksa.

Olur.

Gelirim tabii ki.

Benim de hoşuma gider.

Yani yeni yerler denemek.

O zaman sen ofise geri dönme.

Ben akşam saat sekiz gibi seni evden alırım. Olur mu?

Tamam.

Görüşürüz.

Görüşürüz.

Bu serbest takılma olayı çok hoşuma gitti he.

İnsan kendini bir havalı hissediyor he.

Allah'tan sadece karne günleri böyle.

Yoksa her sabah seni beklesek biz bitmiştik.

Beklesenize bir beni dur.

Bilgisayarı mı satıyorsunuz?

Evde satacak başka bir şey kalmadı.

Olsa onları da satacağız.

Oğlum sen patron falan
bir şey diyordun eyvah meyvah.

Bıraktım işi ya.

Adam rekorlar kitabına girecek arkadaş.

Dünyanın en hızlı iş bırakan adamı benim kuzenim.

Farklıydı oğlum hiç karıştırma canımı sıkma şimdi ya.

Süsen bulmadı mı sana o işi ya?
Ne oldu ben anlamadım.

Hı buldu buldu.

Siz geçin ben geliyorum.

Süsen.

Selam.

Sen bana iyilik yaptığını falan mı düşünüyorsun?

Çünkü buradan hiç öyle durmuyor da.

Ne?

Anlamadım.

Ben iş bulmana tamam dedim.

Bana sadaka vermene değil.

Ömer ben...

Onu öyle yapmadım ya.

Ben o amaçla yapmadım.

Öyle bir şey yapmadım
o amaçla düşünmedim ama yaptın.

Maaşımı da sen verecekmişsin.

Allah razı olsun.

Beni bu kadar küçük düşürmene gerek yoktu ya.

Bir daha sakın böyle bir şey yapma.

Sakın.

Ayla.

Ben şimdi Resul'ün odasına giriyorum.

Sen de iki dakikaya gel gecikme. Başlasın operasyon.

Hadi bakalım.

Bittik biz bittik ortak.

Vallahi bittik billahi bittik.

Sorma başımıza geleni.

Nasıl kurtulacağız biz bu işten ya?

Ne oluyor Akif? Nedir?

Ya bu Semih yok mu Semih?

Eski topçu.

Hani jübilesini yaptıktan sonra
internette magazin sayfası açtı falan.

Tamam biliyorum. Ne olmuş ona?

Feci bir haber düşmüş önüne ortak.

Önce yayınlamak için beni aradı yayınlayayım mı diye.

Ama yayınlarsa biz biteriz. Ne bu şirketin itibarı kalır.

Ne senin itibarın kalır.

Vallahi çok fena.

Ne haberi Akif? Anlatsana!

Al. Al kendin gör al.

Ayla Hanım'ın içeride birkaç fotoğrafını çekeceksin.

Sonra kapının önüne çıktığında
ben sana haber vereceğim.

Hastanenin önünde de birkaç tane
fotoğrafını çekeceksin.

Bu, bu kadar.

Tamamdır ağabey.

Sonra işte çektiğin fotoğrafları
sizin haber müdürü Semih'e götüreceksin.

Gerisini o halledecek.

Anlaşıldı ağabey. Set-up"ı anladım ben sıkıntı yok.

Ulan senin kadar "set-up"ı hızlı anlayan
dört tane adamım olsa.

Bambaşka bir durumdaydım ben he.

Al, al hayrını gör.

Teşekkür ederim.

Hayra karşı hadi.

Bu ne Akif?

Kaydır kaydır. Kaydır daha neler var. Kaydır.

Bu ne demek oluyor Akif?

Vallahi şu demek oluyor.

Yenge hanım dün hastaneye gitmiş herhalde.

Çıkarken de işte magazinciler fotoğrafını çekmişler.

İçeriden de raporları falan almışlar.

Tabii göz mor kol askıda.

Aile içi şiddet diye haber yapacaklarmış.

Aile içi şiddet mi?

Aile içi şiddet. Buyur.

Böyle bir şey nasıl olur Akif?

Bak ben Ayla ile ne yaşarsam yaşayayım
böyle bir şey yapmam mümkün değil.

Ya biliyorum ortak biliyorum.

Tabii ki mümkün değil.

Ya mümkün olur mu böyle bir şey Allah'ını seversen.
Gel şuraya otur.

Bir sakin sakin konuşalım gel ya.

Ben de biliyorum yapmayacağını.
Hadi tamam ben bir şekilde

Semih'i ayarlarım. Sıkıntı değil.

Ama diğer magazin siteleri de girecek bu habere.

Asıl o zaman ne yapacağız biz?

Of bittik.

Gel.

Resul. Müsait misiniz?

Gel Ayla.

Hatta tam zamanında geldin.

Hayırdır?

Bunun ne olduğuyla ilgili bir fikrin var mı Ayla?

Kim çekmiş ki bunu?

Magazincinin biri.

Peki yaptığı haberin konusu hakkında bir fikrin var mı?

Neymiş?

Aile içi şiddet Ayla.

Nasıl olabilir canım böyle bir şey?

Ne saçmalık bu ne rezalet?

Vallahi ben de söyledim.

Nasıl böyle bir saçmalık nasıl böyle bir rezalet
olabilir dedim ama işte.

Ya ben dün merdivenlerden düştüm.

Hastaneye gittim gece doktora göstermek için.

Demek ki o sırada benden habersiz çekmişler.

Tamam ben bir şekilde Semih ile konuşacağım.

Halledeceğim bu işi. Ne yapalım?

Ya ben boşanma protokolünü imzalamıştım.
Onu bırakmaya geldim.

Ama yani çok şaşırdım hiç böyle bir şey beklemiyordum.

Yalnız şu an bu...

Boşanmanın ne yeri ne de zamanı.

Çünkü şu an boşanmanız
bu haberi doğrulamaktan başka bir işe yaramaz.

İşte o da bizim işimize yaramaz açıkçası.

İyi de bizim boşanmamızın
bununla ne alakası var Akif?

Biz Ayla ile başka sebeplerden dolayı ayrılıyoruz.

Ya Resul, bunu ben biliyorum.

Ama millete bunu nasıl anlatacaksın?

E çıkan haberleri görecekler.

Ayla'nın yanağı morarmış. Kolu askıda.

Raporları görecekler. Üstüne bir de boşanma davası.

Diyecekler ki; "Tamam, işte bu yüzden boşanıyor bunlar."

Biteriz biteriz ortak.

Bütün bu hisse senetlerimiz, şirketin değeri

itibarı her şeyi yerle bir olur biteriz ya.

Koca Resul Özkaya'sın sen ya.

Bu kadar mühim bir iş adamısın.

Birden bire karısını döven rezil,
aşağılık bir adama döneceksin ya.

Olur mu hiç böyle bir şey? Bir düşün.
Mantıklı bir düşün ya.

Ne yapacağız peki?

Ne yapacağız?

Öncelikle bundan kurtulacağız.

Öyle.

Sonra da ben akşam için bir yemek organize edeceğim.

İşte maaile.

Nebahat, Ayla, sen, ben.

Böyle mutlu mesut.

Pozlar vereceğiz. Magazincileri çağıracağım.

Sizin baş başa güzel pozlarınız olacak
böyle gülerken falan.

Böyle kurtaracağız ne yapacağız?

Başka çare yok.

Peki tamam.

Dediğin gibi olsun Akif.

Ama Semih'i de aramak lazım.

Tamam.

Ben Semih'i de ararım.

Ben bu işi hallederim.

Ben bunu kimse için yapmam aslında ama.

İşte ortağım için yaparım be.

Kral kardeşim için yaparım.
Başka kimin için yapacağım ki zaten?

Tabii bir de kraliçe için.

Oldu o zaman ben Nebahat'i arayayım da yani.

Akşama hazırlansın.

Bana bak.

Bu manyak hazır biz evde yokken

eve gidip Cemile'nin kapısına dayanmış olmasın.

İsterse gitsin. Evde yok ki.

Gerçi doğru söylüyorsun.

Annem onu iyice bir para--

lar diyeceğim de.

Yeni versiyon "mother" da biraz...

Öpüp bir yemek verecekmiş gibi bir hava var.

Ne yapar bilemedim.

Yengem şaşırtıyor bu aralar beni ya.

Asiye'ye yemek götürmüş.
Sonra eskiden yaptıkları için özür dilemiş falan.

Garip.

Hep böyle kalmasını istesem ayıp etmiş olur muyum?

Ya pek de ayıp etmiş olmazsın. Öyle kalsın ya.

Evet ya.

Günaydın çocuklar.

Günaydın hocam.

Sağ olun hocam.

Oturun lütfen.

Sizin sınıfın karnelerini, takdir ve teşekkür belgelerini dağıtma şerefi bende.

Hazır mısınız bakalım?

Hazırız hocam.

Siz yerlerinizden kalkmayın.

ben sıralarınıza dağıtacağım.

Vallahi hocam karneyi bilmem de
parti için hazırım akşam.

Tamam, ama önce karneler.

Tamam.

Bence sen kesin takdir aldın.

Ay evet takdir almışım.

Bir tane de sen versene ya.

Bana verdiğin o güzel pozlar için seni takdir ediyorum.

Belgesi olsun adı da.

Ne bu? Espri falan mı?

Ne oldu Asiye Hanım?
Hoşunuza gitmedi mi?

Oğlum hiçbir dersten çakmamışım da.

Takdiri bulamadım.

Öp hocanın elini bakayım.

Takdir.

Almasan şaşardım zaten.

Teşekkür almışım ben de.

Yani vallahi ben...

Ne takdir ne teşekkür hiçbir şey almamışım.

Öyle düz.

Ama bir şey olmaz ya. İdare eder.

Ben de aynı durumdayım.

Aslında ben takdir alırdım da.

Malum.

Kafamı meşgul edenler oldu da biraz.

Bu dönem.

Ha onun da suçlusu benim yani.

Ha bire üzdün beni.

Derslerime odaklanamadım.

Yalan mı?

Benim de kimya not ortalamamı düşürmüş ya.

Kimya.

Bir de kimya.

Zayıf mı var?

Zayıf yok tatlım da.

Bir teşekkür etmeyi unutmuşlar ama.

"Wonderful"um.

Sen ne aldın?

Sen zaten benim takdirimi aldın da
okul ne vermiş onu merak ettin.

Vallahi okul bana teşekkür etmeyi uygun bulmuş.

Ben de çok bozmak istemiyorum.

Koca yürekli sevgilim benim.
Görüyorsun değil mi?

Kaan.

Sen ne aldın?

Takdir.

Aferin sana.

Her konuda muhteşemsin.

Teşekkür ederim.

Genel olarak sınıfın durumu gayet iyi.

Tebrik ederim.

Rica ederiz hocam.

Bugün erken paydos. Çıkabilirsiniz.

Hepinize iyi tatiller.

Madem erken çıkıyoruz.

Bir şeyler mi yapsak birlikte?

Çok isterdim ama...

Annem rahatsız ya. Onun yerine bir işe gitmem lazım.

Patronuyla öyle konuştuk.

Anladım.

O zaman ben bırakayım gideceğin yere kadar.

Yok ya ben giderim kendim.
Hem akşam partide beraberiz.

Orada takılırız.

Bak şimdiden dans sözü alıyorum o zaman. Bozmak yok.

Tamam.

Söz mü?

Söz.

Bak sonra mekanı beğenmedim,

şarkıyı beğendim, yok efendim o oldu bu oldu yok.

Söz.

Tamam söz söz.

Bozmayacağım.

Süper.

Anlaştık o zaman.

Şimdi gönül rahatlığıyla dağılabiliriz.

Kolay gelsin.

Sağ olun.

Eleman bakıyor musunuz hala.

Bakıyorum bakıyorum da.

Daha genç birine bakıyorum.

Halden bir sürü kamyon geliyor.

O kasaları indir kaldır falan.

Ya zor iş yani. Sana gelmez.

Tamam anladım. Sağ olun.

Şey.

Bir de bunlar atılacak şeyler mi?

He onlar çöp.

Alabilir miyim peki?

Ne yapacaksın ki onların hepsi çürük yani.
İçine bir şey koyup taşıyamazsın.

Sobada yakmak için.

He tamam tamam anladım.

Tabii alabilirsin.

Sağ ol.

Dur içeride daha var onları da getireyim.

Allah Allah.

Ya Berk'in evi işte burası.

Ben anlamadım. Yanlış konuma falan mı bakıyorum?

Komşu ev mi acaba?

Başka ev yok ki.

E Berk işte.

Aybike.

Berk.

Ne işin var senin burada?

Hani işe gidecektin sen?

Ben işe geldim zaten.

İşe mi?

Nasıl yani? Bizim evde mi?

E bak işte konum öyle gösteriyor.
Anlamadım ki.

Aybike geldin mi? Hoş geldin.

Ben de seni bekliyordum çıkmak için.

Ya ben anlamadım. Beni nasıl bekliyordunuz?

E dün telefonda konuştuk ya.

Sen dedin annemin yerine ben temizliğe gelirim diye.

Ben de kuaföre gideceğim.
Kapıyı açmak için bekliyorum seni.

Annem temizliğe size mi geliyordu?

Evet.

Hem çalışıyordu hem de bizde kalıyordu.

Ne yaptınız Allah aşkına?

Kadını evden falan mı kovdunuz?

Vallahi acıdım haline.

Acıdım da gel kal dedim bari.

Anne.

Neyse ben çok geç kaldım.

Sen o zaman banyolardan başlarsın.

Çok iyi temizle yalnız. Bütün pislikler gitsin, tamam.

Ben çantamı alıp çıkıyorum. Hadi kolay gelsin.

Benden sakladın.

Annemin sizde kaldığını söylemedin Berk.

Çünkü annen öyle istedi Aybike.

Ne olur Aybike burada kaldığımı

burada çalıştığımı duymasın dedi.

Ama inan kaza ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum.

Yemin ederim senden duydum ne olduğunu.

Ne olduğu umurumda bile değil.
Berk anlamıyor musun ya?

Bu ilişkiye ben bir şans daha tanımadan önce
sana şart koştum.

Dedim ki; yalan yok.

Ne olursa olsun yalan yok dedim.

Ama sen bilmiyorum dedin.

Yalan söyledin Berk.

Aybike ne olur dur.

Yapma böyle.

Bırak!

Konuşmak istemiyorum seninle.

Ya Aybike nereye gidiyorsun ama?
Bir dinle ne olur bir dur.

Nereye istersem oraya gidiyorum Berk.

Sen de git evini temizle.

Ama banyoları iyice temizle olur mu?

Bütün pislikler gitsin.

Ya Aybike bir dur konuşalım.

Aybike nereye gidiyorsun?

Aybike.

Of!

Of anne ya of!

Yani vallahi bravo sana Harika.

Ya o kadar zor dönemlerden geçmemize rağmen

sen ne yaptın ettin şu teşekkürü aldın ya.

Seninle gurur duyuyorum kızım.

Ya anneciğim teşekkür ederim.

Vallahi bak.

Beni eziklemesinler diye.

Ben çabaladım.

Çalıştım, yılmadım ve başardım.

Aferin sana kızım.

Anneciğim bunlar ne?

İkinci el satış mı yapıyorsun yine?

Yok.

Bu sefer öyle değil.

Giyeceğim.

Nerede giyeceksin?

Resul Bey.

Beni yemeğe davet etti de.

Bir arkadaşı İtalyan restoranı açıyormuş.

Oraya gideceğiz.

Vay vay vay vay.

Resul'e bak sen.

Resul Bey.

Sadece yemek.

Harikacığım sadece yemek.

Abartmayalım.

Anneciğim.

Bu sadece bir yemek falan değil.

Bak vallahi eminim buna.

Sen dün ne dedin?

Adam karısına boşanma protokolü bırakmış.

Peki bugün ne yaptı?

Seni yemeğe davet etti.

Yani mesaj gayet açık değil mi sence?

Bilmem.

Öyle mi düşünmeliyim?

Anneciğim.

Sen öyle düşün.

Başka bir şey düşünmene gerek yok.

Ver bakayım şunları.

Anne.

Bu ne?

Bu ne? Hadi bunu geçtim bu ne?

Soluk bunlar ya.

Bak şimdi.

Sana güzel bir kombin yapacağız tamam mı?

Tamam da.

Abartmayalım anneciğim.

Tamam mı?

Tamam anne tamam.

Abartmayacağım.

Bakalım.

Bakalım neler yapabiliyoruz?

Demek dönemin stresini atacağımız yer burası ha.

Güzelmiş. Ben beğendim.

Acaba sonunda kavga etmeden
bir parti bitirebilecek miyiz?

Ben en çok onu merak ediyorum.

Yani Tolga gelmezse olur gibi.

Bence gelmez ya. Yani karneye gelmedi.
Kutlamaya mı gelecek?

Süsen gelmiş bile.

E siz herhalde kral kraliçe olmaya adaysınız yine.

"Wonderful"um o bir seferlikti.

Bu gecenin kral ve kraliçesi biziz.

Başkasına kaptırmam.

Selam.

Selam.

Ya sen ne kadar güzel olmuşsun ya!

Çok teşekkür ederim Harikacığım.

Ben gideyim yiyecek içecek bir şey bakayım.

Hadi biz de gidelim.

Bence konuşması için biraz zaman ver.
Yani siniri geçsin öyle konuşursunuz.

Ya iyi de Asiye ben gerçekten
onu üzmek için yapmadım ki.

Ya harbiden onu düşündüğüm için yaptım ya.

Ben senin niyetini anlıyorum ama.

Ya sen de onu anla. Ağrına gitmiş demek ki.

Ben anlıyorum, anlıyorum.

Gerçekten ağlayacağım ya.

Ömer Ağabey.

Nasılsın? Ne yapıyorsun?

İyiyim ağabeyciğim. Sen nasılsın?

Ben de iyiyim teşekkürler.

Karne nasıl?

Tabii ki takdir aldım ağabey. Sen beni ne sanıyorsun?

Aferin.

Senin nasıl karnen?

Söylememe gerek var mı?

Tabii ki şimdi.

Yani bunu da bir tane selfie ile
kutlamamız gerekiyor ama.

Hadi yap bakalım.

Yaparım tabii.

Şöyle.

Oldu tamam.

Çok çok teşekkürler.

Ne demek? Görüşürüz.

Görüşürüz ağabey.

Selam.

Konuşmayacak mıyız?

Bilmiyorum.

Ya ne demek bilmiyorum ama tatlım ya?

Tamam hatalıyım. Özür dilerim.

Ama annen istedi böyle yapmamı.

Berkciğim bilmem farkında mısın ama

biz en başından beri
annelerimizin istediğini yapmıyoruz.

Şimdi mi yapacağın tuttu?

Üstelik ben annem nerede diye kafayı yemişim meraktan.

Neyse, tartışmayacağım seninle.

Asiye'nin yanına gidiyorum ben.

Aybike.

Sen Doruk'u gördün mü?

Geldi mi acaba?

Görmedim. Doruk'u falan görmedim.
Sen de merak etme ya.

Boş ver ilgilenme artık Doruk ile.

İlgilenmiyorum ya ben Doruk ile zaten artık.

Allah Allah.

Ne oldu canın mı sıkkın senin?

Yani biraz.

Neyse Doruk da gelir yani sen korkma.
O kaçırmaz böyle bir geceyi.

E korkmuyorum diyorum ya.

İlgilenmiyorum yani.
Ben üstünü kapatmaya çalışıyorum artık onun.

Anlat, anlat heyecanlı oluyor böyle.

Aybike.

Bundan sonra böyle mi olacağız Doruk?

Yine aynı evin içinde yabancı mı olacağız?

Zaten öyleydik.

Ve aslında neysek.

Öyle olmaya devam edecek.

Kardeş değiliz yani artık.

Bu kadar kolay mı ya buradan dönmek?

Bundan sonra herkes

tek çocuk bizim evde.

Sen tek.

Ben tek.

Hatta.

İstediğin kadar Asiye videosu çekip izleyebilirsin artık.

Bana karşı bir sorumluluğun yok yani.

Amma nazlı adamsın.

Amma nazlı adamsın be.

Selam Doruk.

Selam Nera.

Nasılız? Parti iyi başladı mı?

Çok güzel başladı.

Ama müzikler kötü. Sen çalmayı düşünmez misin?

Yok ya.

İnan hiç o havamda değilim bugün biliyor musun?

Bence olmalısın.

Çünkü bana öncekinden sözün vardı.

Evet ya.

Kaldı o da haklısın.

Süper.

Ya bu partide de ne veli var ne öğretmen var.

Bayağı güzel bir partiymiş ya.

Ay bütün dönem tepemizdelerdi zaten.

Bari buraya gelmesinler.

Doğru diyorsun.

Asiye ben senin fotoğraflarını bastırdım bu arada.

Arabadalar. Ne zaman istersen de verebilirim.

Gerçekten mi?

Vallahi.

Çok teşekkür ederim.

Rica ederim ne demek.

Kırk yılda bir şey istemiş.
Ben tabii ki yapacağım onu.

Nebahat Hanım sizi bir tek alabilir miyim?

Tabii.

Şöyle geçeyim.

Yalnız beni şöyle çek, buradan çek.
Çünkü bu tarafım daha güzel.

Bir de şuaraya gülümseyebilir misiniz?

Tabii.

Elbisemi boydan da alın.

Ya ortak sen ne yapıyorsun ya?

Ya biz bu organizasyonu
sizin aşkınızı belgelemek için yaptık.

Niye böyle cenazede gibi duruyorsun?

Biraz tebessüm et. Az bir, bir gül ya.

Resul Bey, bir de sizi eşinizle beraber alabilir miyim?

Tabii ki buyurun.

Akif niye arıyor şimdi beni?

Hem de görüntülü.

Efendim Akif?

Suzan ne yapıyorsun kız?

Ya ben niye aradım seni biliyor musun?

Hani sen şu Suzan Özkaya olmakla alakalı
bir şeylerden bahsediyordun ya.

Bak bak ne göstereceğim bak.

Evet ışık çok güzel. Bir de buraya bakabilir misiniz?

Evet, çok güzel.

Teşekkürler.

Ayrılık iddiaları doğru mu?

Resul Bey çıkan iddialar doğru mu?

Ya arkadaş ben bayılıyorum sana ya.

Sürekli plan yapıyorsun. Sürekli patlıyorsun.

Nasıl olacak bu işler ya?

Biz çok acıktık kusura bakma.
Daha fazla konuşamayacağım.

Yemeğe gidiyoruz hadi.

Öptüm.

Senden nefret ediyorum Akif!

Allah'ın belası.

Ya gençler hadi acıkmadık mı ya?

Hadi.

Hadi çocuklar size de kolay gelsin.

Hadi yeter bu kadar.

Hadi bakalım iyi akşamlar.

Hayatım.

Hadi ortak.

Cemile.

Selam Tolga.

Selam Cemile.

Beni aradığın için çok teşekkür ederim.

Bir an önce buluşup konuşalım mı? Ne dersin?

Tolga ben gidiyorum.

Hoşça kal demek için aradım seni.

Nasıl yani? Nereye gidiyorsun?

İstanbul'dan gidiyorum.

Olmayacağım artık buralarda.

Peki nereye gidiyorsun?

Boş ver.

Gidiyorum işte bir yere.

Yani sen benden uzak kalmak için mi
gidiyorsun peki İstanbul'dan?

Yok zaten gitmek istiyordum ben.

Tabii son yaşadıklarımızın da etkisi var bunda.

Cemile yapma ne olur.

Yapma ne olur.

Bak haklısın sinirlisin kızgınsın bana biliyorum ama

mantıklı düşün bak lütfen.

Ben çok düşündüm Tolga.

Umarım bir gün dürüst biri olmayı başarabilirsin.

Çünkü ben biliyorum.

Senin içinde bir yerde iyi biri var.

Bundan çok eminim.

Ama ben yapamıyorum.

Ben seni iyileştiremiyorum.

Beceremiyorum bunu.

Kendine çok iyi bak.

Cemile dur kapatma.

Hoşça kal Tolga.

Gitme dur, bir dinle, dur kapatma, ne olur.

Allah kahretsin be, Allah kahretsin!

Allah kahretsin hepinizi geberteceğim.

Onlar yüzünden gittin biliyorum, onlar yüzünden gittin.

Ama hepsini ödeteceğim, hepsini ödeteceğim!

Vallahi bilmiyorum Asiye.

O kadar kızgınım ki
Berk'i nasıl affedeceğim bilmiyorum.

Ya yengem istememiş söylemesini Aybike.

Berk'in bir suçu yok ki.

Tamam da madem bir söz verdik birbirimize
yalan söylemeyeceğiz diye.

Tutsun o zaman.

Neyse hadi çıkalım.

Senin haberin var mıydı bundan?

Hayır yoktu.

Ay ne gıcık kız şu da ya.

Sarı saçlarını yolasım geldi.

Evet gençler.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

İyi akşamlar.

Şimdi bütün gençleri piste bekliyorum.

Herkes dansa.

"Wonderful"um.

Dans edelim mi?

Vallahi ayakkabımı yeni aldım.

Bak çok seviyorum basmayacaksan olur.

Söz ya tamam basmayacağım.

Hadi gel.

Bu arada

senin bu akşam için bana bir dans sözün vardı.

Hatta ne olursa olsun diye verdiğin söz.

Şimdi.

Benimle dans eder misin?

Ben senin gibi değilim tatlım.

Verdiğim sözü tutarım.

Vay.

Bu da iyiymiş.

Kız sana iyilik yapmak istemiş.

Sadece nasıl yapacağını bilememiş bence.

Yani fazla kızdın.

Öyle mi diyorsun?

Evet. Niye kötü bir niyeti olsun ki zaten?

Ömer ben gerçekten onu bilerek
öyle şey yapmak istemedim yani.

Dans edelim mi?

Dans.

Dans edelim mi?

Oldu bunlar.

Dans edelim mi?

Olur.

Doruk'u kıskandırmak için dans ediyoruz galiba.

Bilmiyorum.

Rahatsız olduysan bırakalım.

Yok canım niye rahatsız olayım?

Alt tarafı bir dans sonuçta. Bak herkes ediyor zaten.

Doğru.

Bu da ödev için miydi Asiye?

Efendim.

Hani sırf Kaan çağırdığı için değil de.

Ödev için gelmiştin ya bizim eve.

Bu da herhalde Kaan ile
dans etmek istediğin için değil.

Ne bileyim ben.

Müzik ödevi için falan olsa gerek herhalde.

Değil mi?

Ya Doruk biraz fazla abartmıyor musun ya?

Herkes dans ediyor, biz de dans ediyorduk.

Yani ne olabilir ki sonuçta?

Öyle mi paşam?

Tadınız mı kaçtı?

Doruk sen güzel güzel şarkını söylesene.

Arkadaşlarla muhabbet etsene sohbet etsene.

Niye burada bizimle zaman geçiriyorsun?

Bak, bak, bak.

Ona mı bozuldun sen?

İlginizi çektik demek ki he.

Güzel.

Oysaki ben gözlerinizi Kaan Bey'den
alamıyorsunuz sanıyordum Asiye Hanım.

Şaşırdım.

Doruk abartmaya devam ediyorsun.

Daha da abartıyorsun.

Bence komik duruma düşme.
Gerçekten öyle bir şey yok.

Ne biçim konuşuyorsun lan sen he?

Doruk.

Kimmiş oğlum komik?

Tamam dur!

Sakin ol.

Bak yanlış anlıyorsun.

Tamam sakin olun.

Doruk tamam sakin ol.

Ne oluyor Asiye?

Bir şey olduğu yok.

Doruk yine saçmalıyor.

Oğlum ne biçim konuşuyorsun lan sen benimle?

He saçmalıyor maçmalıyor.
Asiye'ye hava mı atıyorsun lan?

Doruk tamam sakin ol.

Oğlum ben senin...

Ömer!

Ne yapıyorsun lan ruh hastası?

Oğulcan.

Lan oğlum dur dur!

Lan dur!

Gel lan buraya sen.

Hayır Ömer lütfen Ömer hayır.

Çekil lan!

Ömer lütfen!

Az bir bırakın şunun çenesini koparayım ya.

Ömer tamam.

Ya bırak!

Sizin yüzünüzden lan.

Gel lan buraya.

Senin yüzünden oğlum.

Senin yüzünden oldu her şey.

Cemile senin yüzünden gitti. Duydun mu beni?

Tamam dur.

Oğlum dur dur.

Tamam yeter.

Lan ne yeteri yetmez.

Geberteceğim oğlum sizi.

Kaan tutsana! Ömer dur!

Ömer!

Öldüreyim mi seni?

Hoşuna gitti mi lan?

Ömer tamam.

Geberteceğim lan seni.

Lan oğlum buradayım gel.

Gel lan.

Lan bırak.

Ya Tolga def ol git artık def ol git!

Ben şimdi gidiyorum.

Ben şimdi gideceğim.

Ama ben senin peşini bırakmayacağım oğlum.

Ben senin peşini bırakmayacağım.

Ben senin peşini bırakmayacağım lan. Duydun mu?

Bırakma oğlum buradayım gel.

Gel oğlum gel.

Bırak lan sen de.

Şerefsiz herif.

Ömer iyi misin?

İyiyim iyiyim.

Asiye iyi misin? Tuvalete gidelim mi?
Elini yüzünü yıkarsın.

Yok ben yıkarım elimi yüzümü de.
Sen Ömer'e baksana.

İyiyim, iyiyim bir şey yok.

Var mı bir şey?

Yok. Sende?

Yok.

Madem siz benim sevdiğimi elimden aldınız.

Şimdi ödeşme sırası bende.

Niye kilitlediniz?

Ne oluyor?

Ne oluyor?

Açın kapıyı. Ne oluyor?

Kapıyı açın.

Kapıyı açın.

Yardım edin!

Beni duyan var mı?

Ya kapıyı açsanıza ya.

Yanacaksak beraber yanalım.

Yardım edin.

Ne oluyor?

Kapıyı açın.

Kapıyı açın!

Açın kapıyı.

Kapıyı açın.

Niye duymuyorsunuz beni? Kapıyı açın.

Beni duyan var mı?

Perde yanıyor lan.

Ömer.

Oğlum yangın var.

Dışarı çıkın.

Dışarı çıkın.

Burası da yanıyor. Burası da yanıyor buraya da bakın.

Sakin olun sakin olun!

Tamam sakin olun bir.

Sakin.

Sakin tamam sakin.

Berk.

Burada bir kapı var. Anahtarını bulun.

Tamam anahtar kimde?

Anahtar.

Kapının anahtarı kimde?

Dikkat edin.

Kapının anahtarı kimde?

Anahtar kimde?

Anahtar kimde?

Nerede anahtar nerede anahtar?

Anahtar nerede?

Anahtar nerede?

Kim var yetkili burada oğlum? Anahtar nerede?

Anahtar nerede?

Anahtar nerede?

Anahtar lazım. Çalışan kim var burada hadi.

Burada.

Gel, gel, gel, gel, gel. Koş, koş, koş.

Koş, koş, koş, koş hadi!

Aybike, Harika.

Harika geçin. Geç, geç, geç!

Sakin, sakin.

Sakin tamam sakin.

Herkes bu taraftan.

Sakin sakin sakin.

Hadi çık.

Tamam sakin.

Sakin, geçti. Hadi çık.

Yavaş, yavaş, yavaş.

Hadi!

Geç, geç, geç, geç, geç! Sakin, sakin!

Çabuk, çabuk!

Tamam sakin sakin.

Asiye.

Asiye yok.

Asiye.

Hadi bakayım.

Asiye, Asiye!

Ömer.

Ömer!

Ömer yardım et!

Asiye, geldim ağabeyciğim.
Kurtaracağım seni.

Ömer.

Ömer nefes alamıyorum yardım et.

Kızlar. İyisiniz değil mi?

İyiyiz.

Harika.

İyiyim iyiyim tamam.

Aybike.

İyiyim sen?

İyiyim.

Süsen, iyisin değil mi?

Herkes burada mı?

Berk.

Berk iyi misin?

Asiye ile Ömer nerede?

Asiye.

Ömer ile Asiye nerede?

Ömer!

Asiye!

Ömer ile Asiye yok.

Ne demek Asiye yok oğlum?

Ya gören yok mu?

Asiye!

Kimse mi görmedi?

Asiye Ömer!

İçeriden çıktığını gören yok mu?

Ömer!

Asiye, Ömer! Ömer'i gördünüz mü?
Asiye'yi gördünüz mü?

Asiye! Neredeler gören yok mu ya?

Ömer yardım et ne olur!

Asiye dur.

Açıl lan.

Açıl!

Açıl!

Kurtaracağım Asiye.

Ömer!

Ömer!

Asiye.

Ömer!

Kurtaracağım ağabeyim dur.

Asiye.

Ömer.

Asiye.

Asiye gel.

Geldim, geldim tamam buradayım.

Geldim geldim.

Ömer!

Kimse yok mu?

Yardım edin! Kimse yok mu?

Asiye.

Kurtulacağız.

Kurtulacağız.

Yardım edin!

Yardım edin!

Yardım edin!

Ömer.

Ömer ben nefes alamıyorum.

Nefes alamıyorum.

Ömer!

Ömer!

Asiye.

Asiye.

Yardım edin.

Yardım edin!