All language subtitles for Atesböcegi 002. Bölüm

.

(Jenerik Müzik.)

Kadınların çoğu ruh eşi diye bir şeye inanırlar.

Bu hayatta sadece onlar için yaratılmış ,onları arayan bir eşleri olduğunu hayal ederler.

Ruh eşleri rastlaştıkları anda kalplerinde bir kıpırtı olurmuş,ilk görüşte aşk buna denirmiş.

Oysa bunların erkeklere çocukça ve saçma gelir ve ben de o erkeklerden biriyim.

Daha doğrusu öyleydim.

Evet yumruk yap bakayım.

Hıh.

Tamam mı,sıkıyor mu?

Iıh.

Yok sıkmıyor.

Şimdi elini başının üstüne kaldır.

Daire çiz.

Aslı biraz geniş al.

Barış Bey siz benimle alay mı ediyorsunuz ?

Şu korkunu dağıtıyorum.

Telaşlanmana gerek yok ilkokulda beş sene Kızılay koluydum.

Niye korkayım canım?

Korkmuyorum ben.

E elin titriyor.

Titremiyor.

Titremiyor.

Bu...

...yanığa refleks.

Güzel savunma,ben seni keşke avukat olarak alsaydım.

Hih.

Kapı çalıyor.

Eyvah.

Basıldık.

Hih.

Nişanlınız mı Barış Bey?

Ben açıklayabilirim.

Derim ki elimi yaktım,sarıyordu derim.

Şaka yaptım aslında.

Hem ayrıca zaten pansuman yapmak suç kapsamında değil.

Korkma o kadar.

Gel Teo.

Naber patron?

Ya dijital sistem takılmış sadece.

Attım resedi tuttum kulağından getirdim.

Sıkıntı yok.

Teo sen nereden çıktın ya?

E patron aradı.

Küstürmüşsün yine arabayı.

Ben de aradım seni ama ulaşamadım.

Ee patron arayınca işin rengi değişiyor.

Hayda senin eline ne oldu ya?

Hıh.

Sorma.

Sıcak motor tuttum da.

Aşk olsun sana ya.

Kaç yıllık şoförün yapacağı hata mı bu?

Neredeydi aklın?

Bir an aklım gitmiş.

Allah Allah.

Araba iyi ama ya merak etme sıkıntı yok.

Sağ ol canım valla hızır gibi yetiştin.

Ee Aslı Hanım biz hep böyle Teo'yu mu çağıracağız?

Hı?

Teou'yu.

Ateş böceği bana hiç bakma,ben o topa giremem.

Adam patron.

Yok barış Bey,olur mu öyle şey?

Ben şimdi onun dilinden anlamıyorum ama çözeceğim merak etmeyin.

Ee geç oldu Teo bıraksın seni.

Yok canım gerek yok ben giderim kendim.

Gidemiyorsun ki,yolda kalıyorsun.

İyi geceler.

Adamcağız şoförünü şoförle yolluyor ya .

Aslı sen niye öğrenemedin bu arabayı?

Öf yakışıyor mu kızım sana ya?

Yalnız patron kız bozuldu ha.

Sen de şoförlüğünü öve bitiremedin ama hiçbir şey görmedik.

Ya kız vallahi iyi şoför ya.

Gerçi şimdi arka koltukta Barış Buka var.

Yani anlıyor musun hani?

Karizmatik.

Paşa tamam.

Tamam sakin ol tamam.

Ama yani insanda bir çarpıntı olur anlıyor musun?

Bir eli ayağı birbirine dolaşır.

Tabi tabi.

Anlatabildim değil mi olayı yani?

Yanlış mıyım?

Doğrusun doğru.

Değil mi?

Anlayışlı,sevecen,romantik...

İyi geceler Teo.

İyi geceler patron.

Vallaha ateş böceği emir büyük yerden,seni ben bırakacağım eve.

Yanıma otur o zaman Teo ben kullanacağım.

Çok sinirliyim.

Tamam sakin ol.

Ay abla ya bu kaza meselesi çok yıprattı oğluşumu.

Ah bak odasından çıkmıyor evlatcığım.

Aman bunca yıl çıktığı yeter ona.

Abla.

Aklıma çok güzel bir fikir geldi.

Acaba diyorum ki Miami'ye Ferda teyzesinin yanına göndersek.

Ne dersin?

Ah deli Ferda.

Hah tamam onun yanında gönder zaten oğulcuğunun iki gram aklı var onu da orada bıraksın gelsin.

Ha ha hakikaten ha.

Ferda ablam da ne delidir ama değil mi?

Ah söyleyene bak.

Ay aşk olsun abla.

Yani ne deliliğimi gördün sen benim?

Hem Ferda abla çok sever Hakan'ı.

Handan bak ne geldi aklıma.

Miami bu mevsimde çok sıcaktır.

Tam New York zamanı.

Sen oğulcuğunu alıp acaba New York'a mı gitsen?

Aygerçek mi söylüyorsun abla?

Ay vallahi ağzından bal damlıyor senin.

Ama yok yok bence öyle yapmayalım.

Diyorum ki böyle ailecek hep beraber mi gitsek ne dersin?

Ay yok yok ben hiç rahatsız etmeyeyim sizi.

Yani sen oğlanı başbaşa gidin şöyle güzel bir tatil yapın hakkınız çünkü ha.

Ay tamam abla ben hemen gidip Hakan'a haber vereyim.

Handan!

Yani otur şuraya deli deli konuşma ya.

Allah Allah.

Yani senin salak oğlun yüzünden mafyanın şantajına uğradık.

Yani ne Miami'si ne tatili?

Ay ne kızıyorsun abla ya?

Barış zaten oğlumu kaderine terk etti gitti.

Oğluşcuğum kahrından odasında öldü mü kaldı mı belli değil.

Yani kahrından ölünse ben ölürdüm çünkü seninle aynı evde yaşıyorum.

Neyimi gördün sen benim?

Kurban ol sen bana.

Ay ay ay.

Bana mı dedin onu,bana mı dedin?

Bana mı dedin lan onu?

Bana mı dedin onu?

Ay.

Annenim ben senin,vurma beni oğlum.

Korkma anne ya dolu değil zaten.

Oğluşum iyi misin sen?

Anne ya ben hapse girmekten çok korkuyorum.

Orası çok kötü adam dolu,çiğ çiğ yerler beni orada.

Oğluşum,paşam keşke yüzün güzel olacağına ah bahtın güzel olaydı.

Sen de annen gibi kara bahtlı olup çıktın başıma.

Anne ya o kadar balık yağı içtim yine de hiçbir şey hatırlamadım.

Uff iş üstüme kalacak,hapislerde çürüyeceğim.

Hayatta müsaade etmem ben böyle bir şeye.

Kapı gibi annen var senin.

Bekle.

Efendim teyze hanım.

Teo'cuğum.

Ben bu çocuğum balla börekle büyüttüm.

Hapisanelerde çürüsün diye mi büyüttüm?

Teo lütfen bir şey yap,yardım et.

Tamam ben seni arayacağım daha sonra.

Ay ay bir dakika.

Dur Teo kapatma,sakın kapatma.

Yalnız müsait değil ama teyze hanım,ben sizi sonra arasam diyorum.

Ay ne demek müsait değilim?

Asıl ben müsait değilim.

Yaralı bir anneyim ben.

Bu kadar acıyı çekmeye hiç müsait değilim.

Duyarlıyım,hassasım.

Biricik evladım hapislerde çürürse ölürüm ben ölürüm.

Tamam siz merak etmeyin ben işin üstündeyim zaten.

Bu gece kulübe de gideceğim.

Bu kamera kayıtlarına bakacağım bu akşam,merak etmeyin siz yani.

Aslan Teo'cuğum benim.

Ama tabi böyle çok erken erken sevinmeyelim,şimdi ne olacağı belli olmaz.

Kaç ay geçti üstünden silinmiş olabilir yani bazı şeyler.

Olsun Teo,sen bulursun yine o alçağı.

Yani valla teyze hanım siz bana baya Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'yı aratıyorsunuz ama artık hayırlısı olsun ne diyeyim yani.

Yani bu bizim oğlanın o geceyi hatırlanması şart.

Ay hatırlamıyor diyorum işte,çocuk hatırlamıyor.

Ya ne yapayım kafasını kırıp içine bakayım?

Hay.

Anne ya aslında böyle kafama bir şeyle vursak hafızamı canlandırsa hani eski Türk filmlerinde oluyor ya.

Ya benim de aklıma geldi ama ay ben sana kıyamam oğluşum.

Nasıl yaparım ben böyle bir şey?

Ben kıyarım.

Ay.

Olur bu.

Ay abla nasıl kıyacaksın oğluma?

Ay yok kıyamam buna hatırası var doğru.

Dur bakalım başka..

Heh şu daha iyi galiba bakayım.

Ah evet bu çok iyi olur bu hem daha ağır.

Teyze korkutuyorsun beni.

Yok evlatçığım yani hiç korkmana gerek yok.

Ben iyi niyetli vuracağım hafızan açılsın bir.

Ay yok yok ben dayanamam buna.

Ona vurma bana vur.

Yok yok teyze kafası gidik olan benim sen bana vur.

(Gülüyor.)

Canlarım benim ya bu tatlılığınız da olmasa hiç çekilmezsiniz.

Çok şekersiniz ya.

Teyze bu ne ya şimdi,şaka mı yani bu?

Aa yok oğlum ben manyağım,gerçekten kafana vuracaktım.

Ay canım benim ya.

Ee patron da benim gibilerin peşinden he.

Efendim.

Ya ben sana başka bir şey soracağım.

Ben seni demin gördüm böyle bir sinirliydin,gergindin.

Ne oldu?

Bir de soruyor musun Teo?

Adamın arabasını bozdum yine ya.

Ee.

Ya o takılmaz ki böyle şeylere.

Sen niye canını sıkıyorsun?

Ettiği lafı duymadın mı?

Ama adam haklı.

Kaçıncı kez bozdum arabasını?

Ama yok bu Kara Şimşek beni sevmedi.

Ya sevmiştir sevmiştir sen sıkma canını.

Ay kız anne!

Ay falında para var ama öyle böyle değil,böyle tomar tomar.

Onlar ödenecek faturalardır.

Arzu sen şu taşları al git bakkala de ki.

Annem yarım kilo pirincin parasını geri istiyor de.

Ay ne gerek var ki anne?

Yani pirinci alıp pilav yaparız taşları da alıp ve bahçenin duvarına öreriz.

Bak bu terlik geliyor.

Anne gözünü seveyim ya benim fanilayı renklilerle mi yıkadın?

Şu hale bak.

Bir fanila için makine açacak değilim.

Giy içine,ne olacak,kim görecek ki?

Allah Allah.

Ay Aslı geldi.

Otur yerine,otur.

Saliha'nın yeni gelinine yemek yapmıştım onun parasını getirmişlerdir bakarım ben.

Kızım niye müdahale etmiyorsun sen?

Şu fanilanın haline bak pespembe olmuş ya.

Ben pembeyi çok severim,onu kenara koy büyüyünce ben giyerim baba.

Hıhı.

Sevim faldaki tomar tomar para geldi işte.

Bununla tam altı yüz yetmiş beş lira oldu.

Mete yarın şu ustayı bul da sen bahçe duvarı için.

Aslı'ya yük olmayalım o yüzden.

Babacığım söylesene babaanneme sürprizi.

Ne söyleyecekmiş?

Anneciğim bundan sonra Aslı'ya çok da fazla yük olmayacağız.

Zira ümmetin Eğilmez kafe açıyor.

Ne?

Yaa.

Ay abi şu söylemediğin iş şu kafe işi mi?

Ay harika.

Ay oğlum kafe nasıl hangi parayla açacaksın peki?

Anneciğim mal sahibi bizden üç ay kira almıyor.

Biz mi?

Biz kim?

Biz yani...

Eğilmez'ler olarak biz.

Anne evet öyle biz hani açacağız.

Şey abi nerede bu kafe?

Mahallede mahallede.

Aa mahallede kafe açacak yer mi var oğlum?

Anne o da sürpriz olsun ya.

Biz içini falan bir toparlayalım göstereceğiz zaten.

Siz içini dışını toparlıyorsunuz.

Kimle toparlıyorsunuz içini dışını?

Anne biz toparlıyoruz.

Kim toparlayacak?

Yani abi...

Şey diyorum hani yarın.

Gidip görsek mi kafeyi?

Tabi bakarız yani.

Bakacağız artık.

Yaşasın kendi kafemiz olacak.

Her gün hamburger yiyeceğiz.

(Gülüyorlar.)

Ayy çok kazanırsak evi de elden geçiririz he.

Aslı'ya da yeni bir araba alırmışız.

Alırız.

Alırız kız,en güzelinden alırız şöyle oh.

Ne var orada bakayım daha.

At bunu at çöpe at.

Hoş bulduk abi iyi akşamlar.

Size emanet.

İyi akşamlar.

Bir şey diyeceğim sen arabayı niye evin oraya çekmiyorsun?

Annemler bilmiyor.

Taksiciyken çok dertliydiler.

Şimdi özel şoför olduğumu duyarlarsa yıkılırlar.

İyi de sen kötü bir şey yapmıyorsun ki niye yıkılsınlar ya?

Ya yapmıyorum da işte.

Ya zaten deneme süresindeyiz ya bir de bu iş olmazsa çok üzülürler.

Neyse hadi sen dön.

Yok olur mu canım?

Bırakacağım ben seni eve hadi.

Ya burası bizim mahalle birşey olmaz.

Ya tamam iki sokak değil mi zaten?

İşte bırakırım hadi.

Sen nereden biliyorsun iki sokak olduğunu?

Efendim.

Aslı.

Aa.

İyi akşamlar.

İyi akşamlar.

Mürvet teyzeden mi?

Evet.

Mahallemizin şen duludur da kendisi.

Yazık kadıncağızın ayakları falan tutmuyor biz de işte böyle hayrına yemek falan şey yapıyoruz.

Vallahi çok iyi yapmışsınız elinize sağlık.

Bu İzmir köfte değil mi?

Aa.

Ay nereden bildiniz?

Bravo.

Sever misiniz?

Tabi canım İzmir köfteyi kim sevmez ya?

Gerçi işte bekar adam misafir misali umduğunu değil bulduğunu yer ama ne yapalım?

(Gülüyor.)

Ama ben üzüldüm şimdi.

Yani.

Size de yaparız yersiniz.

Olur.

Tamam o zaman Teo biz Gül ile gideriz ya.

Tamam hadi iyi akşamlar o zaman.

İyi akşamlar.

Hulusi abiler orada.

Tamam.

İyi akşamlar Teo.

Kız bak vallahi yemin ederim insaniyet namına yaptım.

Ay yazık bekar adam ev yemeğine hasrettir o ya.

Ondan şey yaptım ben.

Başka bir şey arama altında tamam mı?

Tamam aramam.

Senin kıyafetin ne güzelmiş be.

Ay eline ne oldu?

Ya onu sonra anlatırım da ya benim üstümü değiştirmem lazım ne iyi hatırlattın.

Yürü durağa yürü.

Hadi yürü.

Ya annemin giydirdiği şeylere bak.

Bir düşünsene böyle şoförlük yaptığımı kızım.

Ay ne var be ne güzel olmuşsun işte.

Hem fena mı yakışıklı patronunun da birazcık gözü gönlü açılır.

Aman onun gözü gönlü falan açılmasın yeterince açık zaten.

Niye kız?

Ay sen bir anlat bakayım bana ya şu yakışıklı patronu birazcık,bir dinleyeyim bakayım ben senden.

Şişt.

Sana diyorum,yakışıklı diyorum,patron diyorum.

Nişanlı diyorum.

Ay aman biliyoruz be.

Ama valla helal olsun kadına.

Cillop gibi adamı kapmış yani.

Kapmış kapmış da...

Kadından bir iz yok evde.

Nasıl ya,niye?

Niyesini de sen düşün işte niye.

Anlamadım kızım söyle niye.

Ya kızım adam eve gelen kızlara nişanlı olduğunu söylemiyor.

Bu kadar basit.

Ha yok artık daha neler sen de.

Bence kesin öyle yani bu akşam bana bile...

Ne?

Ne sana bile bu akşam ne?

Çok geç oldu Gül Hadi görüşürüz.

Bu akşam sana bile ne?

Kız sana diyorum.

Bu akşam sana...

Kızım git.

Ya söyle dedim.

Deli misin kızım sen?

Deliyim var mı?

Söyleyeceksin.

Şimdi bir dakika.

Kafamız karışmasın.

Ne kadar tost most,çay,kahve,ıvır zıvır lazımsa belirleyelim.

Çiçek ona göre yazsın.

Senin kafe kaç kişilik oğlum?

Anne şimdi koyacağımız masalar ne kadar yer kaplayacak bilmiyorum ki.

İki yüz üç yüz kişi var mıdır abi?

Kızım kafe kiraladım ben Mithatpaşa'nın eski açını değil.

Tövbe estağfurullah.

Aslı!

Benim.

Ne oldu kızım?

Yok bir şey anne.

Ateş böceği geldi tamam mı söylemiyoruz.

Kızım!

Kızım!

İyi akşamlar.

Hoş geldiniz kızım.

Selam Gül.

Selam.

Aa siz defter kalem falan,Temmuz'da ödev mi yapıyorsunuz?

Hayır sana sürpriz hazırlıyoruz ateş böceği.

Aa neymiş o?

Söylersek sürpriz olur mu akıllım?

Sen de halası şimdi yani...

Çok mutlu olacağın bir sürpriz hiç merak etme.

Düşün ki beni bile mutlu etti.

Hatta senin eve geç gelişine konuşmayacak derecede yani.

Ateşböceği eline ne oldu?

Aslı aa ne oldu eline?

Bana bak biri bir şey mi yaptı kız doğru söyle.

Yok abi ya.

Paslı çivi mi battı yoksa?

E tabii tüm mahalleyi yıkıyorlar.

Oduncu Cemal'in köpeği mi?

Terzi Hamdi'nin kedisi mi yoksa?

Bana bak kırtasiyeci Osman'ın oğlu mu ısırdı?

Hiç bakmayın vallahi çocuk ısırıyor.

Doğru.

Yok ya ofiste küçük bir kaza oldu.

Ofiste ne kazası kızım?

Ofis kazası Neşe teyzeciğim.

Böyle fotokopi makinesinin oraya böyle elini koyunca e o da böyle şak diye kapanınca...

Kızım acıdı mı?

Acımıyor,acımıyor.

Hiçbir şeyi yok vallahi.

Ay ben kimme söylüyorum kim cevaplıyor ya!

Çabuk anlat bak çatlayacağım meraktan.

Sus.

Tamam sus kızım annemler duyacak .

Anlat anlat ne oldu.

Ya Gül...

Çok acayip bir akşamdı.

Önce araba bozuldu.

Sonra mucizevi bir şey oldu.

Sonra da evde...

Aa dur.

Sar,başa sar,çabuk sar.

Ne dedin sen?

Mucize mi dedin?

Ne mucizesi?

Bir anda belirdile, birden etrafımızı bir sürü Ateşböceği sardı.

Adım Ateşböceği ya.

İlk kez gördüm ben onları,sanki bizi selamlamaya gelmişlerdi.

Masal gibiydi.

Kadınlar masalları sever.

Büyülü karşılaşmaları,mucizevi işaretleri...

Mutlu sonları düşlerler.

Gel gör ki biz erkekler masallara inanmayız.

Tıpkı ruh eşlerine falan inanmadığımız gibi.

Kaderin bu ruh eşlerini karşılaştırmak için her yolu denediğine,mucizelere,işaretlere,hiçbirine inanmayız.

Ta ki gün gelip onları yaşayana kadar.

Tamam.

Başını bir kaldırdın.

Barış Bey.

Ah o,o sana bakıyor.

Nasıl bakıyor?

Nasıl bakacak Gül?

Nişanlı bir adamın bakmayacağı gibi bakıyor.

(Bağırıyor.)

Aşık gibi mi?

Çapkın gibi Gül çapkın gibi.

Bak ne diyeceğim.

Hani diyorum,şimdi bu adam özel şoför derken diyorum bizim anladığımız gibi bir özel şoförden bahsetmiyor muydu diyorum.

Saçma sapan konuşma be.

Üf yok artık daha neler.

Niye öyle bakıyordu o zaman?

Yani şimdi ben...

Aşık gibi mi diyeceğim sen yine bana kızacaksın o yüzden benhiç söylemiyorum.

Gül.

Bu kadar yakışıklı,başarılı,zengin,üstelik nişanlı bir adamın...

Benim gibi bir özel şoföre aşık olması mı yoksa benimle ceviz kırmayı düşünmesi mi daha mantıklı?

Haklısın yani öyle bakıldığı zaman doğru.

Ama mantıklı bakmasak,masallara inansak...

Masallara inanmak galiba bizi birazcık şaşırtıyor.

Yani düşünsene kızlar gidip kurbağayı öpüp prens yapıyor sonra o kurbağanın canı bir gün eninde sonunda sinek çekiyor.

Masallar bir kızın sevgilisidir ama mantık onun dostudur.

Ehh seni ya.

Ah be Gül.

Keşke bende senin gibi masallara inanabilsem.

Günaydın.

Günaydın.

Barış Bey biraz vaktiniz varsa dün geceki meseleyi konuşabilir miyiz?

Hangi meseleymiş o?

Klasik araba.

Biliyorsunuz çiçeğe çarpan araba da bir klasik ve...

Müzakereye yetişmem lazım.

Çiçek'in davasını ciddiye almıyor.

İkidir konuyu kapatıyor.

Ya başka işi var baksana haline.

Ya ben susayım diye rol kesiyorsa?

Abartma,dün geceyi de abarttın zaten.

Adamın sana yan gözle baktığı falan yok hatta hiç baktığı yok.

Sabah sabah ne bakacak be bu niyetler gece dökülür gelir.

Kızım adamın öyle bir niyeti olsa sana mı kalır?

Neler vardır onun etrafında?

Nişanlısına bak standardı anla.

Nasılsın?

Zorlandın mı gece?

Yok,yok sağ olun.

Teo sağ olsun eve kadar götürdü beni.

Elini sormuştum yoksa teo ile zorlanmadığın ortada.

Laf mı soktu o bana?

Ben şimdi...

Sakın sen önce adamın arabasını bozmamayı öğren sonra atar yaparsın.

(Telefon çalıyor.)

Teo dün geceden bir şey çıktı mı?

Harbici adama denk geldik patron,kayıtlar silinmediyse arayacak adam bizi.

İyi,bir umut var yani.

Zaten elimizde kamera görüntüleri olduğunda hırsızı bulmak için günlük iş çok problem değil ondan sonra da Aslı'ya bütün durumu anlatırsın saklamaktan kurtuluruz.

Bankayı ne yaptın peki?

Birazdan başlıyoruz.

Haber bekliyorum arayacaklar beni.

Teo mutlaka alman lazım biliyorsun her şey onlara bağlı.

Biliyorum patron merak etme.

Faruk Bey erkencisiniz.

Hazır mısınız?

Tabii ki,buradan büyük bir zaferle döneceğiz.

İyi,yoksa sizi için hiç iyi olmaz.

İnşallah bu plan Barış Bey'i etkilemek yerine sizden soğutmaz.

Hah ha tam duymak istediğim şeyi söyledin.

Kazanacaksınız İlayda Hanım.

Bu küçük Elif parasını alacak,Barış Bey de ortak olmak için size yalvaracak.

Mavi hapım nerede?

Onlar sizi geriyormuş,bunlar sakinleştirecekmiş.

Böyle böyle zamanlarda pat pat pat oluyor.

İyi,derin nefes derin nefes.

Bak şimdi izle beni.

Barış üzgünüm ama kaybettin.

Barış'çığım kaybettiğini sen de biliyorsun.

Barış,artık kaybettiğini kabul etsen iyi olur.

İki iki.

Üzgünüm barış ama kaybettin.

(Gülüyorlar.)

Hadi hemen halledelim şunu valla dokuz ayın çarşambası aynı güne geldi.

Neyi hallediyoruz Teo'cuğum?

Handan'cığım beyefendi hırsız kızın robot resmini çizecek.

Şimdi bak Hakan.

Sen kızı anlatacaksın biz de robot resmini çizeceğiz.

Tamam mı abi?

Ciddi misin?

Hep merak ederdim o robotu.

Hani nerede abi?

Orada işte.

(Gülüyor.)

İlahi Teo ya şaka mısın Teo,yani sen bizi mi kandıracaksın şimdi?

Bu kez kandıramadın abi.

Bildiğin adam bu,robot falan değil.

Alkış.

Kardeşim ve yeğenime kocaman bir alkış.

Deli etmeyin beni ya.

Ne robotu?

Niye robot olsun çocukcağız?

Ya adı öyle teyze hanım,yok ortada robot mobot bir şey ismi o.

Robot diye isim mi olur ağabey?

Seninkiler biraz çatlak falan mıydı?

Hoş geldiniz Barış Bey.

Şunları alalım Gökhan.

Merhaba.

Merhaba.

Aslı.

Yeni şoförümüz.

Yani bi nevi yeni Teo.

Hoş geldin yeni Teo.

Ben Gökhan.

Memnun oldum.

Ay ben sana yardım edeyim.

Bak burada bekleyebilirsin mekan bize kapatır zaten gelen giden olmayacak.

Of manzaraya bak.

Bütün gün buradayız keyfini çıkar.

Ahmet Bey değil miydi Faruk Bey'in avukatı?

Evet teklif sunuyorum.

Bin lira nafaka,elli bin lira tazminat.

Tabi ki şirket var Faruk Bey'de kalacak.

Ne?

O şirketi babamın parasıyla kurduk biz.

Bunun için bir kanıtınız var mı.

Hayır çünkü parayı elden verdik.

Oyun faslına gerek yok İlayda.

Gerçek teklifinizi alalım.

Barış,şirkette Selen Hanım'ın adının geçtiği tek belge bile yok.

Bence daha fazla uzatmanın anlamı yok siz de karşı teklifinizi sunun.

Bu da bizim teklifimiz.

Yirmi milyon ya da şirketin tamamı.

Yirmi milyon mu?

Şaka mı yapıyorsun?

Neye güveniyor bu herif?

Sadece blöf yapıyor.

Evet gözleriyle başlayalım.

Hakan nasıldı kızın gözleri?

Güzeldi,çok güzeldi abi.

Ya yok onu demiyorum,ne renkti onu soruyorum.

Kahverengiydi ama yine de çok güzeldi.

Evladım daha doğru düzgün tarif etsene şuna detaylarıyla anlat.

Haa tamam.

Gözleri o kadar güzeldi ki,böyle insanı içine alıyordu,böyle baktıkça bakası geliyordu, insanın aşık olası geliyordu.

Ah Allahım sen bana bu aklı verirken öz ailemden mi çaldın?

Ay tamam abla ya ben anlarım onun dilinden.

Geç bakayım sen şöyle.

Heh paşam.

Şimdi söyle bakalım bana paşam.

Kızın gözleri böyle belerik miydi yoksa çekik miydi?

Belerikti anne bayağı belerikti.

Hıh elmacık kemikleri nasıldı peki?

Böyle Amasya elması gibi miydi yoksa Sterling gibi miydi?

Sterlingdi.

Peki böyle çenesi nasıldı?

Kemçik gibi miydi?

Böyle ekmek köşesi gibi tamam ısırmalıktı ortasında da bir tane delik vardı.

Oo paşa benim.

Robot,çiz çocuğum.

Kızın gözleri böyle kahverengi ve iri.

Elmacık kemikleri çıkık.

Çenesi böyle bombeli ve böyle minicik de gamzesi var.

Tıpkısının aynısı abi.

Bravo robot abi.

Hakan emin misin kız bu muydu?

Evet evet abii eminim aynısı.

E peki bu diyorsan budur.

İyi hadi toplanalım o zaman.

Evet biz ufaktan müsaadenizi isteyelim.

Teo'cuğum bizi gelişmelerden haberdar et olur mu canım?

Tabii tabii Cahide teyze tamam.

Hoşçakalın bay bay.

Kardeşim sana şunu vereyim.

Gözümün nuru oğlum benim.

Sonunda toparladın kendini bak,işte benim Metin'im bu.

Ay nereden geldi aklına be abi,ne iyi ettin.

Var ya şey şu temizlik malzemeleri yeter mi sence?

Yeter abiciğim yeter.

Daha var mı baba?

Geldik babacığım,geldik;şurada hemen.

Ay Metin belki o kadar güzel iş yapar ki kafe...

Aslı'yı da alırız yanımıza.

Bakarız anneciğim bakarız.

İş yapmaz mı kız anne bak.

Çörekler senden,pastalar benden.

Başka başka semtten insanlar gelir valla.

Ayy ne semti be?

Benim çöreğime başka vilayetten gelirler vallahi.

Gelirler anneciğim gelirler.

İlk kazandığınız parayla da,ben böyle onu çerçeveletip duvara asacağım.

O da uğur getirir bize.

Ay as kızım as as.

Ben de yanına hemen Bismillah deyip o bereket duamızı asacağım.

Oh vallahi kamyon çarpsa hiçbir şey olmaz bizim kafemize.

Tövbe de kızım tövbe de dilini ısır.

Lak lak bittiyse gidelim mi anneciğim?

Gidelim oğlum gidelim.

Aslan oğlum benim.

Tontiş oğlum.

Hadi yürü hadi.

Hadi kız.

Sakın burayı kiraladım deme Metin.

E ne var ya bir kaç ufak dokunuş bir de temizlik...

On numara kafe.

Oğlum temizliğini tamiratını demiyorum ben.

Yıllardır burayı kimse kiralamıyor uğursuz diye.

Uğursuz mu?

Ay evet bal böceğim.

Yani bir çocukken bizi korkuturlardı,geceleri böyle buradan sesler gelirdi falan.

Anne hatırlar mısın?

Geçen sene bir sigorta şirketi açmıştı ikinci günde kamyon girmişti.

Ay o senin kamyon çenene çarpsın e mi?

Açtı gene o şom ağzını.

Ay bana ne kızıyorsun anne ya?

Ben mi kiraladım burayı?

E be Metin,sevincimi kursağımda bıraktın oğlum.

Anne ben yaş tahtaya basar mıyım?

Ortak garanti verdi,günde elli tane müşteri ben getireceğim dedi.

Bir de ortağın mı var senin?

Hey!

Nasıl mekan ama hah bomba bomba var ya.

Eyvah.

Bomba...

Bombastik kafe.

Nasıl isim ha?

Ha Metin abi?

Bombastik kafe.

Hayır de Metin.

Yok de Metin.

Olmaz de Metin.

Küpeli tacizcinin ortağın olmadığını söyle Metin.

Bak benimle ilgili bütün önyargılarını bu kafe sayesinde şak diye yıkacağım Neşeş anneciğim.

Uzak dur Barbo.

Ne diyosun?

Abi annemi dışarı al.

Bartu uzak dur.

Ya abi.

Yüzü o kadar ısındı ki şuan elim yapıştı.

Şşş.

Sakin anne bak sakin,dışarı çıkalım biz.

Bana eczaneden bir hap al oğlum,tansiyon hapı olsun.

Tamam anneciğim ben alıyorum.

Yapıştı kızım kadın.

Geç buraya sen bakayım.

Allah kahretmesin seni Barbo.

Burayı mı kiralattın abime?

Nesi var yavrucum ya?

Bir boya,bir badana her şey tamam bence bak fışkiyemiz bile var.

Onu mu diyoruz oğlum?

Yani uğursuz burası uğursuz,ne açıldıysa kapandı.

Kafe mi açılır buraya?

Bu çocukla iş yapılır mı hiç?

Sen bunun vukuatlarını bilmiyor musun?

Değişmeye karar verdim.

Bundan sonra başka bir Barbo olacak.

Değişmez bu küpeli çakal.

İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur oğlum.

Bak bu çocuk düzelmek istiyor,alın terimle çalışacağım diyor.

Peki tamam ama müşterilerin nasıl getireceğim buraya kolundan çekip de mi getireceğim.

O Arzu anacım siz hiç reklam diye bir şey duymadınız mı efendim?

Öncekiler salaksa ben ne yapayım ya?

Hiç reklam yapmamıştır.

Sen tanıtımını,promosyonunu,bilmem neyini falan her şeyini bir yap.

Bak bakayım nasıl geliyor buraya müşteri.

Olmaz oğlum olmaz.

Madem buranın bu kadar iş yapacağından emin kendi niye tutmamış o küpeli çakal?

E mal sahibi yüzünden.

Adam hiç anlam veremediğim derecede bana güvenmiyor.

Ve hiçbir şekilde şey yapamadım,anlayamadım.

Hayret.

Çocuğun adı çıkmış dokuza inmiyor ki sekize.

O çocuğun adını duyanın küçük tansiyonu sekize bile inmez.

Bir hap daha ver.

Dokunmasın.

Ver dedim Metin.

Yapma be Arzum be.

Heh.

Bu sefer tamam diyorum kızım,yırttık diyorum bu sefer ya.

Sen gelinliğini seç,giydireceğim sana diyorum ya.

Vermem ben kızımı ona.

Anlamadıysa girip içeri anlatacağım.

Anne dur,tamam sakin.

Sakin,sakin ol ya.

Allah Allah.

Olmaz mı diyorsun sen şimdi burası yani.

Oğlum mekan uğursuz.

Ortağın da uğursuz.

Babanne bence her şey çok güzel olacak.

Zaten babamın uğuru olarak önce ben varım.

Hadi be Kadırgalı be,kırk yılda elimize bir fırsat geçmiş be anne.

(Telefon çalıyor.)

Alo.

Alo.

Gül.

Boşanma görüşmesi seyrediyorum şuan çok heyecanlı kızım.

Patronun verdiği teklif kafaları karıştırdı.

Müvekkilim alicenaplık göstererek teklifi yüzbinlere çıkartıyor ve bu da son teklifimiz.

Peki.

Aaa kızım ben sana asıl bombayı söylemedim.

Karşı tarafın avukatı kim biliyor musun ?

Patronun nişanlısı.

Ne?

Ya adam nişanlısıyla rakip olmuş kızım.

Zengin kafalar bunlar.

Bu da bizim son teklifimiz.

Adam düşüreceğine daha da yükseltiyor.

Barış,elinde hiçbir kanıt yok istersen artık kaybettiğini kabul et.

Barış Bey saatine baktı.

İfadesi sıkıntılı.

Bir tosun oldu diyorsun yani.

Sanki beklediği bir şey var.

Şuan beklenmedik bir şeyler oldu sayın seyirciler.

Sahaya yeni oyuncu girdi.

Teo mu geldi?

Evet.

Teo topu hızla kaleye doğru sürerek koşuyor.

Sizce bu koşu maçın seyrini değiştirir mi acaba?

Şirket sermayesini kayınpederiniz verdi ama parayı elden aldığınız için rahatça yalan söylüyorsunuz.

Yok öyle bir şey bütün parayı ben koydum.

Ama atladığınız bir şey var.

Bankalar belli meblağın üzerindeki dövizlerin seri numarasını kaydetmek zorundadır.

Bu bir şirket açılırken kullandığınız dövizlerin seri numaraları.

Bunlar da aynı gün kayınpederinizin hesabından çekilenler.

Bire bir aynen,bu da parayı ondan aldığınızı kanıtlar.

Ve gol sayın seyirciler gol.

Teo mu attı?

Arayacağım ben seni.

Ay öf tamam tamam hadi.

Kazanacağız demiştin.

Bir şeyler yapsana.

Avukatınızın yapabileceği hiçbir şey yok, suçlu olan sizsiniz.

Ne suçu be ne suçu?

Şöyle.

Eşinizin malvarlığını sömürdünüz daha da kötüsü onun sevgisine ve güvenine ihanet ettiniz.

Bu eşinize yapabileceğiniz en büyük suçtur.

Yürü be patron.

Şimdi bu son teklifimiz,otuz milyon ya da şirketin tamamı.

Müvekkilim bu alicenaplık göstererek seçimi size bırakıyor.

Avukat Bey biliyorum kapı açmamı istemiyorsunuz çünkü kendiniz becerebiliyorsunuz.

Cümlelerin ezberlemişsin ama umursamamışsın galiba.

Umursadım.

Hah.

Öyle işte içimden geldi.

Niye acaba?

Anladınız işte,siz yukarıda konuşurken...

Çok etkileyiciydiniz,çok etkilendim.

Şey yani tamamen mesleki açıdan tamamen avukat olarak.

Anladım korkma.

Ee anne ne diyorsun şimdi?

Tamam siz Barbo abiye güvenmiyorsunuz.

Peki babama da mı güvenmiyorsunuz?

Öyle değil kıvırcık salatam,öyle değil.

Burası uğursuz bal böceğim ondan.

Babam açınca uğurlu olacak belki.

Öyle mi diyorsun bir tanem?

Hadi baba babannemin böreklerini yemeye gelecekler.

Halamın limonatasını içmeye gelecekler.

Seni de sevdikleri için gelecekler.

İşte bu be!

Hay Allah cezanı vermesin.

Hortlak hortladı sandım.

Üzülme Metin abi üzülme.

Bal böceği bize inandı ya da varsın gerisi inanmasın bize be.

Varsın gerisi adamdan saymasın bizi.

Tamam inanıyorum yani.

Abime.

Hani gelir insanlar.

Neden gelmesinler?

İşte bu be!

Oğlum bir yavaş be!

Ya sabır.

Ya sabır.

Ama ne oluyor Metin abi?

Ortamın enerjisi yükseliyor anlatabiliyor muyum?

Böylelikle insanlar ne yapıyor?

Bize inanmaya başlıyor.

Buradaki kötü uğursuzlukların hepsini böyle def etmeye başlıyoruz.

Yerine güzel,pozitif enerjiler geliyor değil mi?

Değil mi Metin abi?

Oğlum senin ortama yaydığın gerginliği enerjiye çevirsek mahalle aydınlanacak lan.

Tamam.

Varsın Neşe anne inanmasın bize be.

Bak hala Neşe anne diyor ya.

Neşe anne diyor ya!

Evet.

Evet anne diyorum.

Ama sor bakalım niye diyorum?

Hani benim annem yokken biz çocukken sen bana bakardın ya.

Gönlümde öyle bir yere koymuşsam...

Çok sevmişsem be Neşe anne.

Tamam tamam tamam Hadi.

Ama benim kurallarım geçecek.

Kısmette varsa Allah verir.

İşte bu be.

Hadi o zaman şak diye temizliğe başlıyoruz tamam mı?

Hadi bakalım.

Şşt.

Sen de ayak altından çekil bakalım bebişim.

Ayy Barış Bey geliyor.

(Alkışlıyorlar.)

Kazandık mı?

Yirmi milyona aldık mı?

Valla yirmi milyona alamadık ama otuz milyona aldık geldik.

Yuh hadi terasa gidelim.

Hadi hadi hadi.

Sen haberi önceden mi aldın ya?

Yoo Barış Bey hiç dava kaybetmez ki.

Ah Allah Kahretsin.

Ya nereden çıktı bu kayıtlar şimdi?

Küveti doldurayım mı?

Rahatlarsınız.

Ne küveti ya?

Ya bu davayı da kaybettim Barış'ı da kaybettim.

Masaj yapayım,iyi gelir rahatlarsınız.

Ya kes!

Nefret ediyorum kaybetmekten.

Meditasyon yapsanız rahatlarsınız.

Ben rahatlamak falan istemiyorum.

Bak bir daha rahatlamak falan dersen seni şu camdan aşağı atarım işte o zaman rahatlarım.

Ben hep kazanmak istiyorum.

Ben Barış'ı istiyorum.

Ben hep kazanmak istiyorum.

Tamam.

Kazanacaksınız.

Yapacağımız tek şey o plan.

İşte birazdan bulacağınız plan.

Yaşam koçunuz ne diyor?

Akıl en iyi huzurlu iken çalışır.

Değil mi ama?

Gelin.

Geleyim.

Gelin.

Oturun.

Şimdi derin derin nefes alın.

Çok güzel.

Kapatın gözlerinizi.

Ee anlatın hadi.

Hangi taktiği uyguladı?

Sahte blöf taktiği.

Hiç gerekçe göstermeden el arttırdı.

Herkesi boş konuştuğuna inandırdı.

Ondan sonra ben getirip delilleri masaya bir koydum,Barış Bey müthiş bir konuşma yaptı ve güm,rakipler nakavt.

Ay ben sizi tanıştırmayı unuttum.

Aslı, namıdiğer yeni Teo.

Yeni Teo mu?

İyiymiş abi bu.

Yeni Teo.

Ben Barış Bey'in yeni şoförüyüm.

Ya bayılıyorum şu şaşkın bakışlara ya.

Ya bir gün taksideyim,ha bu arada ben daha önce taksi şoförüydüm.

Taksiye bir tane teyze bindi.

Elinde de simit.

Beni görünce şöyle bir kaldı.

Elinde simitle.

(Şarkı çalıyor.)

Eğilmez ailesi kahvaltıda ne var?

Ha.

Gece yanlış eve mi geldim ben?

Anne.

Abi.

Abla.

Ne oluyor?

Aa senin ne işin var kızım hala evde?

Nasıl ya?

Evet ya geç oldu kızım hadi gitsene işine geç kalacaksın.

Hadi.

E kahvaltı?

Yok kahvaltı falan.

Bayılıyorsun sen simit kemirmeye.

Hadi yoldan bir simit alıverirsin.

Hadi güzel kızım.

Hadi hadi hadi.

Anne!

Ben doğduğumdan beri her sabah evde kahvaltımı yapıyorum ya.

Ay ettiklerine say bizim işimiz gücümüz var.

Hadi.

Hadi.

Banane kahvaltı etmeden hayatta gitmem.

Aa kalk kızım.

Kalk,kalk,yürü.

Yürü.

Bir şey verseydiniz bari anne.

Öptüm.

Gitti gitti.

Hadi biz de çıkalım hemen,akşama kadar yapacak çok işimiz var.

Orada atıştırırız bir şeyler hadi.

Ay ben de anne Çiçek'i hazırlayayım ondan sonra çıkarız.

Hadi kızım hadi.

Anne be çok güzel olacak vallahi.

Olacak be olacak ya.

Hadi.

Ahhh.

Ne yapıyorsun be tepemde sapık gibi?

Cahide Hanım.

Ne olmuş Cahide'ye?

Hani üniversitede Barış Bey ile sevgili iken tanışmıştınız hani.

Ee.

Sonra kuaförde bir kere karşılaşmıştık sizi çok övmüştü.

Övecek tabi.

Barış okulun birincisiydi ben de ikincisi.

Yani kaleyi içten fethedebilirsiniz.

(Gülüyor.)

İşte bana bunlarla geleceksin.

Ablaaaa.

Abla telefonun çalıyor.

Merhaba Cahide Hanım,ben Avukat İlayda Taş.

İlayda Taş mı?

Geçen gün Barış ile sizi andık bir,hatrınızı sormak istedim.

Nasılsınız?

Nasıl mıyım?

Nasıl mıyım?

Bir de utanmadan soruyorsun nasılsın diye ya.

Cahide Hanım.

Cahide değil Handan'ım ben Handan.

Boşanma davamıza gelmiştin ve utanmadan kocamı savunmuştun.

Ama yani sonuçta ben onun avukatıydım tabii ki savunmak zorundaydım.

Sus.

Sus,aldatan adamı savunma bana.

Bir daha da sakın beni arama.

Hadsize bak ya bunca yıl sonra karşıma çıkmış hortlak gibi yani.

Bir de 'Nasılsınız,iyi misiniz efendim?'.

Ay çok iyiyim çok iyiyim.

Alo.

Alo Handan Hanım.

Alo.

Ay canım Cahide ben.

Oh ya Cahide Hanım çok ayıp oldu,yani çok huzursuz oldum ben böyle.

Ben aslında sizi aradım.

Barış ile beraberdik de sizi andık,bir böyle hatırınızı sorayım istedim ama işte.

İlayda'cığım sen kardeşimin kusuruna bakma canım.

Davetini yap olur m?

Ha öyle mi diyorsunuz?

Tamam o zaman,alayım mı sizi evden?

Tabii tabii uygunum bekliyorum.

Tamam görüşürüz.

(Gülüyor.)

Ayy.

Kız.

Barış Bey.

Efendim.

Ben şu ışıklardan sonra iki dakikalığına yolu uzatsam olur mu?

Hemen döneceğim ama buraya geri.

Bir yere mi uğrayacaksın?

Evet.

Çok kısa.

ggerçekten önemli olmasa sormazdım.

Peki.

Yaşa be aslan patron!

Aferin Aslı.

Bu asaletini hiç bozma.

Kızım taksici değilsin sen artık ya kibar ol biraz.

Abdüş.

Oo ateş böceği.

Taksiye noldu?

Zengin mi oldun yoksa?

Yok be oğlum özel şoför oldum ondan bu aralar uğrayamadım pek.

Al bakalım sen şunları.

Öteki haylazlara da ver.

Bu aralar birazcık düzeniniz şaşacak ama halledeceğiz tamam mı?

Tamam.

Arkaya bakayım bir.

Oo ne biçim yakışıklıymış.

Evlensene bununla.

Şşt.

Ayıp.

Abi böyle kız bulamazsın evlen bununla.

Abdüş kızacağım bak ama.

Al hadi onları götür çocuklara.

Tamam.

Kusura bakmayın çocuk işte.

Önüne dönsene.

Ne biçim bakıyorsun ya?

Asıl o bana ne biçim bakıyor?

Günahını mı alıyorum acaba?

Belki herkese öyle bakıyordur.

Atıştırma diyecektim istersen şurada ilerde ev yemekleri lokantası var.

Sağ olun Barış Bey ben hallediyorum.

İyi tamam sen ye simidini.

Hoş geldiniz Barış Bey.

Hoş bulduk Hasan.

Bu aralar Teo Bey'i göremiyoruz koltuğu boş kalıyor.

Teo şoförüm değil artık terfi etti.

Oo ne güzel.

Yeni şoförünüz yok mu?

Var tabii.

Bakalım bu koltuğu o da hak edecek mi?

Servis için şimdi çocukları gönderiyorum.

Eeee söyle bakalım İlayda.

Nereden esti de aradın sen beni?

Ee uzun zamandır görüşmedik özlemişim tabii.

İnsan eski sevgilisinin ailesini durduk yerde özlemez.

Bekar mısın?

Aa yo yani siz beni yanlış anladınız.

Biz sadece şuanda Barış ile bir ortaklık sözleşmesi imzalamak üzereyiz ama ben zaten sadece...

Bekarsın yani.

Vay vay vay Ateşböceği kitap kurdu olmuş.

Agatha Christie okuyorum dedektif.

Sen de oku bak tam senin kafalar çok seversin.

Bakarım.

Ne yaptın alıştın mı işe?

Alışıyorum alışacağım herhalde,patron çok iyi adammış.

İyi getirdin aklıma be dur.

Patron.

Fransız lokantasında simit bölüşeceğiz patron.

Ateş böceği gönderdi.

Demin verecekmiş de kafayı yakınca kaynamış arada.

Seviyor baya simit yemeyi.

He seviyor simidi de.

Bir şey soracağım patron.

Bu kız hep böyle dışarıda mı yemek yiyecek ya?

Ben hep seninle oturuyordum.

Aslı'yı kayırmak hem dikkat çeker hem de ona haksızlık olur.

Sanki kızı işe almamışız da oy alıyormuş gibi.

Doğru,doğru söylüyorsun daha normal davranmamız lazım.

Eeee anlat bakalım.

He kulüp iş yattı patron bütün kamera kayıtlarını silmişler ama robot resimden sonuç bekliyorum bir eşleşme çıktığı anda gidip ilgileneceğim.

Hızlandır Teo şu işleri.

Git çocukla da konuş,yalan söylemek hoşuma gitmiyor.

Aslı'nın yeğeni ile mi konuşayım?

Evet Teo.

Davanın ilerleyebilmesi için görüşmem gerekiyor de,ailesinden izin alın,bir şey yapın ne bileyim.

Neyi bekliyorsun?

Tamam ben halledeyim o zaman.

Ortaklık fikri Barış ile zıbizi yeniden yaklaştırdı ben de bir hatırını sormak istedim.

Ben seni hep zeki bir kız olarak hatırlıyorum.

Hah.

Cahide Hanım şuanda İstanbul'un en iyi iş hukuku avukatıyım ben.

Yani zeki bir adamla evlensen çocuklarınız zeki olur değil mi?

Ay hep zeki torunlar istemişimdir.

Zeka önemli çünkü ailemin gelecek nesillerini düşünmem lazım.

Evet çok haklısınız.

Şimdi iz Barış ile evlensek çocuklarımız hem güzel hem de zeki olurlar.

Hatta Nobel bile alabilirler.

Bence de öyle.

Ya İlayda diyorum ki sen bir ara müsait olduğun zaman bize uğrasan şu Handan'ın da bir gönlünün alsa.

Olur hatta bugün çok müsaitim.

Harika bekliyorum o zaman.

Anlaştık.

Biliyorum klasörleri taşıyabiliyorsun ve kız olduğun için kayırılmak istemiyorsun.

Siz de benim dediklerimi ezberlemişsiniz.

Ama bu sefer yine de kayıracağım.

Neden?

Elin yaralı çünkü.

Sen kapıyı aç.

Evet bugün de bittiğine göre iyi akşamlar,yarın görüşürüz.

Gidebilirsin demedim.

Bekle biraz üzerimi değiştireceğim sen de içecek bir şeyler al.

Ben bunu bir yerden hatırlıyorum.

Ahmet abiciğim buyur.

Teşekkür ederim,kolay gelsin.

Babana da selam söyle.

Tamam söylerim.

Hadi görüşürüz.

Alo.

Alo Gül patronun evinedeyim.

Gitmeme izin vermedi,sonra da ben üstüme rahat bir şeyler giyeceğim sen de kendine içecek bir şeyler al dedi bana.

Ayy kız bu klasik şey ya.

Çapkın erkek lafı.

Değil mi?

Yani benim bildiğim Amerikan filmlerinde falan hep böyle oluyor.

Ne yapayım kaçayım mı evden?

Saçmalama bir dur.

Üstüne atlayacak hali yok ya

Kız belki kibar kibar yazılacaktır adam sana.

Kibarca tokatlayayım mı adamı?

Ya Aslı saçmalama bir dur.

Daha çözemedik bak biz bu kafayı,zengin kafası kızım bu.

Hem belki bunlar evine gelen herkeseböyle davranıyordur.

Ne bileyim?

Ya kızım taksici insanım ben.

Ne işim olur ya?

Uf.

Bir bu eksikti.

Arayacağım ben seni.

Bak beni ara,ara beni meraktan çatlarım.

Dur kapatıyorum Gül.

Ay.

Çok da zevksiz bir şeymiş.

Ben şey düşürmüştüm sonra İlayda'nın küpesini buldum.

Onu nereden çıkardın?

Buradan.

Hayır onu değil İlayda'yı.

Ha.

Şey yani en mantıklısı o geldi.

Yoksa evinize giren kadından çıkan kadından mı ben bilmiyorum.

Aslı.

İyi misin?

Hıhı.

Tamam.

O zaman geç otur şöyle de dün gece yarım kalan meseleyi konuşalım.

Siz unutmadınız mı onu?

Of ben de neler düşündüm yine ya.

Otur Aslı.

Evet anlat bakalım.

Şimdi bu Klasik Araba Kulübü var ya,ben çok uğraştım ama beni içeri almadılar.

Yani sizin de klasik arabanız olduğu için belki siz girebiliyorsunuzdur,orada oradakileri tanıyorsundur falan diyordum.

Çiçek'e çarpan gri bir klasik araba, İstanbul'da çok fazla yok.

Ben hepsinin plakasını buldum,listeyi de size vermiştim eğer bu kulübe üyeyseniz arabanın da kimin üstüne olduğunu bulabilirsiniz.

(Telefon çalıyor.)

Pardon.

Efendim Hakan.

Barış abi evde misin?

Evdeyim noldu?

Ben bunalıma girdim galiba,hiç iyi değilim.

Sana geleyim mi?

Hayır.

Hayır yani şimdi olmaz,ben arayacağım seni.

Ama çok kötüyüm Barış abi.

Alo.

Alo.

Alo.

Kapatmış ya.

Neyse evdeymiş işte.

Aslı,Teo bugün size gelecek değil mi?

Yeğeninle konuşmak için.

Çiçek miydi?

Evet.

Çiçek ile konuşacakmış,bilgi alacakmış.

Yani gördüğün gibi dava üzerinde çalışıyoruz.

O yüzden sen artık bu araba peşinde koşma olayını bir bıraksan diyorum.

İyi ama Barış Bey ya Çiçek ne söyleyecek ki?

Ben defalarca konuştum.

Bence ilk önce yapılması gereken şey o kulübe gitmek.

Aslı.

Sence ben iyi bir avukat mııyım?

İyi mi?

On numarasınız.

O zaman işime karışma.

Artık davayı bize devret.

Evet ama ben hiç anlamadım yani neden önce oraya...

Her şeyi anlamak zorunda değilsin Aslı.

Benim çıkmam lazım.

Hayda ne oldu şimdi birden ya?

Aa Hakan.

Naber şekerim.

Hiç iyi değilim Cansu ya moralim çok bozuk.

Neden telefonuna el mi koydurdun yoksa?

Yok daha da beter.

Hapse girebilirim.

Saçmalama,hadi gidip bir şeyler içelim.

Hadi.

Yani bu tip arabalar çok fazla olmadığı için sahipleri genelde birbirlerini tanıyorlarmış.

Acaba dedim siz de bunlardan birini tanıyor musunuzdur?

Çok soru sordum farkındayım ama.

Ya siz diğer müvekkilleriniz soru sorunca da kızıyor musunuz?

Kızmadım.

Şimdi bu klasik arabaların sahipleri birbirini tanıyordur çünkü...

Bir daha klasik araba dersen bozuşacağız.

Hadi yandı.

Tamam burası.

İyi günler Barış Bey.

İyi günler.

Tam çözdüm diyorum yine düğüm oluyor ya.

Hayır ben bu adamı anlayamadım.

Bir öyle,bir böyle.

Kerem dur.

Abla.

Sen o soğuk nevale ile nasıl buluşıursun?

O kadın beni kocamdan,yuvamdan etti.

O kadın senin yuvanı yıkmadı.

Seni kocan boşadı,o kadın sadece onun avukatlığını yaptı.

Yapmasaydı abla yapmasaydı.

Gül gibi karın var deseydi.

Boşamasaydı efendim.

Evine dön deseydi.

Ha evine geri dön deseydi o senin *** kocan da hemen koşa koşa sana geri döneceksti öyle mi?

Dönecekti tabii.

Kemal'im bir kere bana aşıktı ama ne olduysa o genç yılanlar yüzünden oldu.

Hah Barış hoş geldin yeğenim.

Yeğenim gelmiş.

Atışmalara başlamışsınız yine.

Barış iyi ki geldin hayatım.

Evde zeki insana hasrettim.

Barış hoş geldin yeğenim.

Ben tatlı dille insana hasretim bu evde.

Ben de dünyanın en güzel teyzelerine hasretim.

Hakan aradı.

İyi değildi pek.

(Ağlıyor.)

Ay sorma zaten...

Tabi ki iyideğil?

Nasıl olsun çocuğum?

Eridi gitti.

Perişan oldu.

Gül bu ne hal kızım?

Düğününe mi gidiyoruz?

Ne var be halimde?

Öf sen de abartma,alt tarafı iki bir şey sürdüm sürüştürdüm.

Kızım gelin başı yaptırmışsın.

Saçma sapan konuşma bak beni sinirlendirme.

Allah Allah her zamanki halim bu benim.

Hayırdır ya kapılarda karşılanıyorum.

Merhaba,hoş geldiniz.

Terlik versene Teo Bey'e.

Bakıyorsun öyle.

Vereyim.

Buyurun Teo Bey terlikleriniz.

Ya bir şey diyeceğim.

Şu beyi meyi,sizi bizi atsak mı acaba?

Bana çok dar geliyor biliyor musun?

İçim sıkışıyor yani.

(Gülüyor.)

Atalım tabii ki Teo'cuğum.

Yani valla.

Buyurun o zaman.

Siz önden buyurun lütfen.

Ay çok mersi,buyurayım o zaman ben.

Hoşgeldiniz oğlum.

Merhabalar.

Siz de hoş geldiniz Hanım kızım.

Anne o Gül,bizim Gül.

Ne yaptın kız kendine böyle?

Aşk olsun yani Neşe teyze.

Ne var halimde benim her zamanki halim bu.

Ne ki yani?

Al bakayım sen şunu.

Merhaba ben Arzu,Aslı'nın ablası.

Memnun oldum.

Abim Metin.

Memnun oldum.

Bu da abimin canparesi Çiçek.

Memnun oldum,Teo ben de.

Teo ismini hiç duymamıştım.

Aslında Teo değil tabii ama kısaltınca Teo oluyor.

Hım benimki de Çiço oluyor.

O zaman bana da Çiço diyin artık.

Vay be bal böceği ismini hemen sattın ha.

Satmadım o lakabım bu kısa ismim.

Tamam o zaman.

Hadi buyurun sofraya hadi.

Buyursunlar.

Barış'cığım.

Teyzem.

Keyfin yok gibi senin.

Yo teyze nereden çıkardın?

Yüzünden.

Bir derdin var sanki.

Yok mu teyze?

Yani Handan senin oğulcuğun yüzünden mafyasından kazasına bir sürü bela var çocuğun başında.

Sonra kalkmış diyorsun ki senin derdin mi var?

Bizim kız biraz duygusaldır da yani soruları onu üzmeden sorsak?

Tabi ki abi siz hiç merak etmeyin,içiniz rahat olsun.

Oo ne yaptın,ne yaptın?

Çok teşekkür ederim,çok sağ ol.

Yeterli.

Ay olur mu canım?

Yersin sen,seversin İzmir köfte.

Sağ ol.

Oğlum siz Aslı ile birlikte çalışıyorsunuz değil mi?

Evet teyzeciğim ben de eskiden şofördüm herhalde o yüzden böyle bir kanımız çabuk kaynadı.

Eskiden halamın şoför olduğunu duyunca çok şaşırdın mı?

Biraz ama ben daha önce de böyle bir kadın şoför görmüştüm,sonra o çok zengin oldu ve kendine gri bir klasik araba aldı.

Sen biliyor musun o arabaları?

Hıhı bir kere görmüştüm.

Peki onun şoförü de kadın mıydı?

Tam göremedim bilmiyorum.

Ama kadın olsa görürdün ya değil mi?

Böyle uzun uzun saçları uçuşurdu.

Onun mor şeyi uçuşuyordu.

Mor şey mi?

O ne bal böceğim?

Hani böyle upuzun oluyor,tüylü tüylü.

Tüylü mü?

Hıhı boynuna dolamıştı,camdan uçuşuyordu.

Biliyorum ya ben onu şey neydi o?

Böyle fular gibi kadınlar takıyor süs olsun diye.

Neydi patriş miydi onun adı neydi ya?

Ha otriş mi?

Hah otriş.

Aynen öyle.

Ha böyle fular gibi,kadınlar takıyor ya böyle süs atkısı gibi bir şey.

Emin misin bal böceği?

Camdan mor bir şey mi uçuşuyordu?

Evet.

İçkisine ilaç atılır ruhu duymaz.

Arabasını çaldırır polise gitmez.

E araba kaza yapar haberi olmaz.

Peki şekerim yani o geceyi anlat suçluyu bulalım dersin onu da hatırlamaz.

Yani abla resmen oğluşumdan soğuttun beni.

Soğumanı istemiyoruz teyze.

Hakan'ın aklını başına getirmeni istiyoruz.

Bak görüyorsun mafya peşimde,zaman daralıyor.

E kızın halası desen arabanın peşinde.

Halası polis miymiş?

Ha yok polis değil.

Ama zeki bir kız.

Tehlikeli derecede zeki.

Aslı kaç kez sordu şeyi,yani hiç daha önce böyle mor fulardan falan bahsetmemişti.

Tabii biz şimdi Teo Bey gibi sormayı beceremedik ondan.

Ben nasıl düşünemem peki bunu?

Benim aklıma nasıl gelmez böyle bir şey?

Tamam Ateşböceği.

Sen kendini niye suçluyorsun ya?

Bir sakin ol.

Ben kendim şoförüm Teo.

Yani ben nasıl buna ihtimal vermem?

Senin aklına nereden geldi?

Geldi işte,ne bileyim benim işim bu yani benim o yüzden.

Vay Barış abim gelmiş.

Ne yaptın abi?

Gönderebildin mi misafirini?

Ne misafiri Hakan?

Hani beni eve almadın ya o misafir.

Hakan sen bunalımda değil miydin?

Yok ya eve tıkıldım ya ondanmış.

Böyle sahil,deniz,kızlar falan derken kendime geldim Valla.

Ah paşam.

Bu muymuş senin derdin?

Hiç öyle bakma Barış'cığım.

Sen haftada bir,iki;ben her gün bu delillerle beraberim.

Ne oldu ki teyze ,niye öyle dedin şimdi?

Allah Allah.

Yok birşey canım merak etme sen.

Ben gidiyorum,siz hiç keyfinizi bozmayın lütfen.

Tamam güle güle.

Otur otur paşam.

Ne söyleyeyim sana?

Bak biz başka ipuçları da bulacağız tamam mı?

Sen düşünme artık ya iş bize rahat ol sen.

Vallahi çok teşekkürler Teo Bey.

Ne demek abi?

Teşekkürler bu arada.

Ne için?

İzmir köfte çok güzeldi,eline sağlık.

Ne demek yani?

Sen iste her zaman yaparım.

Eyvallah.

Ay bu Barış da bir aksileşti.

Yani bu çocuğa aşk lazım abla aşk.

Aşk mı?

Aşkı mı kurtaracak Barış'ı hapisten?

Ay tabii ki kurtaracak.

Aşk her şeye kadirdir.

Evet tabii sen Kemal'e aşık olup yıldırım nikahı kıydığın zaman her şeyden kurtuldun tabii.

En azından ben evlendim.

Sen onu da yapamadın ya.

Aa ben evlenmek istemedim ki.

İsteseydim tabii ki evlenirdim.

Teyze neden istemedin peki?

Ay istemedim değil Hakan'cığım,onu isteyeni bulamadı da ondan evlenemedi.

Aa nasıl isteyecek birini bulamadım canım?

Aramadım ki ben böyle bir şeyi.

Hem beni de isteyen vardı.

Haa Cihan beyi saymıyoruz tabii.

Niye saymıyoruz?

Hanımım çiçekler sizin için.

Ay ne kadar güzel.

Kimden bunlar?

Kendisi de burada.

Çağırmamı ister misiniz?

Ay tabii isterim.

İstemez miyim?

Ay tabi ki çağır.

Ay baksanıza ne kadar güzeller.

Soğuk nevale.

Merhaba,çiçekleri beğendiniz mi?

Beğenmedim.

Ben hiç çiçek sevmem.

(Gülüyor.)

Ama çok yakışmış.

Al bakayım şunu.

Bunlar çok güzel kokuyorlar,çok güzel çiçekler bunlar.

Çok güzel kadın ya anne.

Resmen ateş ediyor.

Ben şimdi sana bir ateş ederim.

Babanın avukatıydı o,sevmiyoruz biz onu.

Ben çok sevdim annne.

E biz de tam Barış'ın evlenme vaktinin geldiğinden söz ediyorduk.

Öyle değil mi Handan'cığım?

Ay ne münasebet ablacığım?

Bekarlık sultanlıktır diyorduk.

Hayır canım ne münasebet?

Bekarlık maskaralıktır.

Evlensin,yerini bilsin,yuvasını kursun.

Aman canım ne demişler?

Derdin yoksa söylen,borcun yoksa evlen.

Bekarın yakasını it parasını da bit yermiş de demişler.

Aa harman yel ile düğün el ile.

Yürü Hakan.

Eşeği düğüne çağırmışlar ya odun eksik ya su demiş.

Anne.

Siz rolleri mi değiştiniz?

Yoksa benim kafam mı karıştı?

Yürü dedim sana yürü.

Anne ya.

Yürüsene oğlum.

Hiç değişmemişsiniz var ya eskiden de böyle tatlı tatlı atışırdınız.

Ay evet o kadar tatlı ki,tatlıdan şeker komasına gireceğim.

Ay hele o Hakan boş gezenin boş tatlısı.

Evet Hakan neden barışla çalışmıyor?

Ah çok güzel bir soru.

Çalışmıyor,neden?

Çünkü hiçbir becerisi yok.

Aaa olur mu canım öyle şey*

Asistanlık yapar.

Ne bileyim getir götür,fotokopi...

Aa.

Neden ben bunu daha önce düşünmedim?

Cahide Hanım'cığım şimdi ben şu imzayı bir atayım siz gerisini merak etmeyin,Hakan da bizde çalışır.

Barış'ın hayatta en sevdiği şey dürüstlüktür.

Net ve açık olursan imzayı alırsın.

Dürüstlük,dürüstlük demek ben demek.

Yani.

Müthiş derecede dürüst ve açık birisiyimdir.

Ne düşü geçiyorsa aklımdan,ağzımdan da o çıkar.

İçim dışım bir benim.

Ufaklık ona çarpan şoförde bir kadın atkısı gördüğünü söyledi.

Ve Hakan da bir kız tarafından soyulduğunu söylüyor.

Hakan'a güvenmiyorum ama en azından bilgiler uyuştu.

Yani.

Kızın psikolojisi ne durumda?

Patron kız melek gibi bir şeydi ya,bana çarpan şoför belki beni fark etmemiştir falan diyor.

Bir insanda gram kızgınlık olmaz mı ya?

Ailesini bile o teskin ediyor valla ben böyle bir şey görmedim ya.

En iyi tedaviyi aldığından emin miyiz?

Araştırdım doktorunu,iyi bir adam.

Ama tekrar yürümesi altı ayı bulacak demiş.

Okulu kaçıracak diye de baya üzülüyorlar yani.

Sen yine de çocuğun dosyasını hazırla bana da,ben de bir yere göstereyim.

İsteyeceğini tahmin ettim hazırladım o yüzden.

Bak bu da ateşböceğinin dosyası,belki bakmak istersin.

Pişt.

Ya bir İzmir köfte mevzusu oldu da ona şey yaptım.

Sana yeniden şarkılar söyleten köfte he.

Yani.

Ya şimdi sana bir şey soracağım.

Şimdi ben bir kıza İzmir köfteyi çok sevdiğimi söylüyorum.

O da gidiyor kendi elleriyle yapıyor,getiriyor,koyuyor önüme ve bana onu yediriyor.

Bu ne demek şimdi?

Oğlum ne olduğu belli işte.

Hah değil mi yan?

Ya hoş benim çok gönlüm yok da böyle bir kızın bana kesik olması şey oldu yani bir hoşuma gitti.

Böyle bir şey oldum yani.

Yeni bir hikaye galiba.

Ha bugün bugün daha yeni.

Güzel miydi bari?

Off.

Köfteyi diyorsun değil mi?

Efsaneydi ya.

Bu çay soğudu,ben başka şeyler alacağım.

İstiyor musun?

Erkek kadın fark etmez.

Bulacağız onu.

Cezasını çekecek.

Teo bulacak.

Barış Bey mahkemede parça parça edecek onu.

Söz.

Günaydın patron,ben geldim haberiniz olsun.

Günaydın.

Ah ne güzel hava mis gibi vallahi.

[Ben bir kızı İzmir köfteyi çok sevdiğimi söylüyorum.]

[O da gidiyor kendi elleriyle yapıyor,getiriyor,koyuyor önüme ve bana onu yediriyor.]

Bu ne demek şimdi?

Pardon ya siz böyle sabah keyfi yapıyorsunuz ben başınızda bekliyorum.

Şey ama böyle çok güzel bir sabah ya ben bir enerji doldum.

Nesi güzel?

Kargalar ötüyor.

Karga mı?

Ben duymadım.

Aman hem ötsün.

Ne olacak ki?

Ötmesin.

Yani sesi çirkin olan bir hayvanın ötmesi çok saçma.

Uçmak neyine yetmiyor ki?

Tersinden kalktı herhalde.

Neyse ilişmeyeyim de.

Girme dediğim yola girdin,dönüşü kaçırdın,bizi trafiğe soktun.

Bugün her şeyi yanlış yapıyorsun senin derdin ne?

Sizsiniz.

Ben miyim?

Evet.

Sabahtan beri barut gibisiniz ya.

Kargalarla kavga ettiniz resmen.

Siz böyle olunca benim de elim ayağıma dolaştı.

O el ayak dolanmaları aşktan olur yalnız.

Ne?

Köfteler diyorum.

Fazla yediysen.

Barış Bey.

Ne dediniz siz?

Köfteler diyorum.

Fazla yediysen.

Köfte mi?

O ne ya?

Sen biliyorsun ne olduğunu.

Köfte.

Barış Bey.

Yoksa ateşiniz mi var sizin?

Ne yapıyorsun?

Havale geçirenler böyle garip konuşur ya.

Köftelerin hiçbir anlamı yok yani öyle mi ?

Bak yine.

Köfte nedir Barış Bey?

Hayır canınız çektiyse ben gideyim bir ekmek arası yaptırayım geleyim.

Çok sağ ol.

Benim iki dakika işim var,geleceğim.

Buraya park edilmesi yasak.

O zaman oraya park etme sen de.

Dörtlüleri yak,arabaya geç.

(Telefon çalıyor.)

Alo.

Tamam söyle dosya numarasını bakayım.

Yedi yüz altmış üç.

Aslı Hanım not alır mısınız?

Yedi yüz altmış üç,iki yüz yirmi yedi,yirmi üç.

Tamam,bakıp haber vereceğim.

Kaç?

Yirmi üç.

Aaa.

Kırıldı bu.

Barış Bey ben söz veriyorum aynısından alacağım size.

Tamam önemli değil,dert etme.

Yok,olmaz öyle şey.

Hem bakın görüyorsunuz değil mi?

Siz gergin olunca her şey ters gidiyor bir.

Lütfen sakin olun lütfen.

Tersinden mi kalkmış nedir?

Bu kadar çalışınca kafa gidiyor demek arada.

Telefonum nerede ya?

Anam lunaparkta gondola binmiş gibi oldum ya.

Ay tepe üstü durmaktan kan beynime doldu.

Ne oluyor be?

Neredeyim?

Niye herkes aşağıda?

Ayy.

İmdat.

Barış Bey ben hangi güçle bastım,ne yaptım bilmiyorum.

Tansiyonum mu indi çıktı ben anlamadım.

Sakin ol.

Arabayı çekiyorlar.

Aa ama ben size demiştim çekerler diye.

Ne yapayım Barış Bey gidiyor bu.

Ben sizi alamayacağım galiba.

Fark ettim.

Öndeki çekiciyi takip etsene.

Yirmi yıllık şoförüm abi ilk defa çekicitakip ediyorum.

Sağ olun Barış Bey.

Yenge de bir şekilde bırakmamış arabayı,vallahi helal olsun.

Yenge değil.

Şoförüm olur kendisi.

Abi o zaman iki defa helal olsun.

Kahvaltıda kesin yürek yemiş demek ki.

Patronuna çekiciyi taksiyle takip ettiriyor.

Valla her babayiğidin harcı değil be abi.

Sağ olun,var olun Barış Bey.

Barış Bey.

İnanın nasıl oldu anlamadım,çok özür dilerim.

Duyulmuyor.

Özür dilerim diyorum.

Çekmiyor,çekmiyor.

Çekiyor Barış Bey.

Çekici,çekici.

Ama siz ceza falan ödemeyin ben halledeceğim tamam mı?

Tamam,ben gidiyorum o zaman.

Gidiyor musunuz?

Evet,sen hallet.

Gitmeyin Barış Bey.

Barış Bey ben usuleten demiştim Barış Bey.

Gitmeyin Barış Bey.

Gitmeyin Barış Bey.

Önlerine geç de durduralım.

Tamam abi.

Çok çekici bir kız.

Yenge değil diyor ama havada aşk kokusu var Vallahi ya.

Barış Bey.

Yeterince eğlendiyseniz gidelim Aslı Hanım.

Vallahi ne yalan söyleyeyim sabahki sinir haybından sonra böyle eğlenceli oldu.

O paniğin neydi o zaman?

Yok ya şakadan bağırdım ben.

Şaka.

Ayna Ayna söyle bana.

Benden daha güzeli...

Yoktur.

Ayy.

Ya sen niye böyle hortlak gibi benim karşıma çıkıp çıkıp duruyorsun?

Muhteşem güzelliğinize çekildim.

Barış Bey de böyle çekilecek size.

Nefesi kesilecek.

Ya sapık gibi konuşmasana şöyle tıs tıs.

Cahide Hanım'ın taktiklerini unutmayın.

Barış Bey'i en iyi tanıyan o.

Cahide mi?

Cahide'nin verdiği taktikten ne olacak ?

Ne dedi biliyor musun?

İlk kural dürüstlük.

Dıt geçiniz.

Ama benim başka bir fikrim var.

Ne?

Barış'ı en iyi kim tanıyor?

Kim?

Kim?

Teo.

Evet.

Teo Bey,Barış Bey'in kara kutusu.

Mücevher kutusu olsa ne olacak?

Şu imzayı bir atalım ilk onun ayağını kaydıracağım.

Barış Bey,yoksa yeni şoförünüz bir bayan mı?

Evet Hasan.

Efendim biz varken simit yemesi şefimizi çok üzecek.

Ben ona da bir servis açayım belki gelir.

Müsaadenizle efendim.

Yani seni burada bulacağımı biliyordumama beni kapıda karşılayacağını bilmiyordum.

E şu ezip geçtiğin rakibine bir yemek ısmarlarsın artık.

Tamam.

Börekler geldi.

Şundan bir tane...

Napıyorsun oğlum sen?

Ya Metin abi börekler o kadar güzel kokuyor ki şuanda yani bütün konsantrasyonum falan dağılmış durumdayım yani.

Birer tane atmasak mı ağzımıza sıcak sıcakken ne dersin?

Sen bak bakayım bu suratlara.

Biri Arzu,biri annem.

Bu böreği Çanakkale Boğazı'nı korur gibi korurlar.

Hiç şansın yok.

Harbi mi ya?

Harbi.

Abi o kadar güzel kokuyor ki yalnız şuan da bak...

Ahhh.

Oğlum sana kokan bana da kokuyor.

Çek içine.

Yap işini.

Bu ne?

Bunu bile ters asmışsın ya.

Değil mi abi?

Değil.

Düzelt.

Abi doğru söylüyorsun ya,tamam ben onu şimdi halledeceğim.

Ayy Arzu,Aslı ne zaman geliyormuş?

Aa.

Aslı'nın haberi yok ki.

Nasıl yok ya?

Sabah acilen çıkmış,benim de aklımdan çıkıverdi işte

Çok özür dilerim abi.

İnsan kardeşini nasıl unutur kızım ya?

Hadi belki kızcağız gelecek,görecek burayı,çok mutlu olacak.

Abisiyle gurur duyacak.

Metin abi tamam sakin ol.

Ben arıyorum şimdi,hallediyorum ya.

Gelir o.

Sakin ol.

Pes ya pes.

Sen ne gevrek gevrek duruyorsun?

İşine baksana ya.

Heh bu kalem,bu kalem.

(Öksürüyor.)

(Öksürüyor.)

(Öksürüyor.)

Yavaş,öldürdün kızı.

Efendim.

Yok bir şey ya.

İyiyim,iyiyim.

Abi nasıl vurdun?

Ciğerimi söktün.

Sağ ol.

İyiyim,sağ olun.

İyiyim,iyiyim.

(Telefon çalıyor.)

Ay Gül!

Kız.

Asgari ücretten pahalı kalem mi olurmuş ?

Oluyormuş Gül,oluyormuş ve ben o kalemi kırdım,ben o kalemi kırdım.

Ay yakışıklı patronun kalemini mi?

Nişanlı patronun kalemi.

Üf tamam.

Ee çok kızdı mı?

Yok be,ne kızması?

Bir şey olmaz dedi geçti.

E sen neye üzülüyorsun?

Anlamadım ki ben o zaman.

Ya sabah dövecekti sanki.

Sonra bu oldu,gık demedi ya.

Garip.

Ay canım benim eşref saati,eşek saati diye bir şey var yani şu hayatta.

Normal.

Ya nişanlısıyla da bir garipler zaten.

Hatta bu hikayede her şey garip.

Ne bileyim Teo ile tanışmamız.

Bu bir anda gelen iş teklifi falan.

Her şey garip kızım ya.

Ay Aslı!

Vallahi bak iyice Agatha Christie'e bağladın ya.

Şiştim burada.

Neyse bana bak,önemli bir şey söyleyeceğim sana.

Bizim sana bir sürprizimiz var.

O yüzden akşam saat yedide bu meydanda bizim manavın oraya geliyorsun.

Tamam mı?

Yedi mi?

Yok yetişemem ki.

Yetişeceksin abi,bak tekrarı yok bunun.

Sonra ömür boyu pişman olursun söyleyeyim.

Hadi öpüyorum.

Kendine çok iyi bakıyorsun.

Bay bay.

Sen iş hukukunun en iyi avukatısın İlayda.

Niye kalkıp bir boşanma davası aldın ki?

Barış'ın hayatta en sevdiği şey dürüstlüktür.

Seninle açık konuşacağım Barış.

Bu davayı sadece seni etkilemek için aldım.

Eğer seni alt edersem benimle ortaklığı imzalayacağını düşündüm.

Hmm.

Kartlar açık oynuyoruz yani.

Peki benimle ortaklığı niye bu kadar çok istiyorsun?

Çünkü vizyonumuz aynı.

Ve eğer sen uluslararası bir hukuk firması kuruyorsan bence ben de bunun içinde olmalıyım.

Çünkü ben işimde çok iyiyim ve bunu hak ediyorum.

Bence de.

Ya dalga geçme benimle.

Yoo geçmiyorum.

Kararımı vermiştim zaten ben.

Sadece başka bir firmaya gidip gitmeyeceğini merak ediyordum.

Nasıl yani?

Yani eğer bir yedeğim olsaydı bana söylediğin kadar değer verdiğine inanmayacaktım.

Delisin sen.

Ee testi geçtiğime göre o zaman artık ortak sayılırız.

(Gülüyor.)

(Hıçkırıyor.)

İyi misin?

İyiyim,iyiyim.

Mutlu olduğumda böyle hıçkırık tutuyor ama merak etme,çok nadiren mutlu oluyorum.

Şimdi geçti.

Aslı'ydı değil mi canım?

İlayda Hanım'ı ofisine bırakacağız Aslı Hanım.

Tabi Barış Bey.

Bir dakika,bir dakika.

Bu kız senin şoförün mü?

(Gülüyor.)

Şuna bak.

Canım ya ne tatlı.

Barış,neden bu işi yapıyor?

Özel bir sebebi var mı?

Kendisine sorabilirsin İlayda.

Bana niye sormuyorsunuz İlayda Hanım?

Lütfen bak canımız sana emanet.

Önüne bakar mısın lütfen?

Ben korkarım böyle şeylerden.

Lütfen.

Çok enteresan.

Buyurun İlayda Hanım.

Hayatım ben yüz metre ileride ineceğim.

Orada tümsek var.gidemem.

Hava güzel,sen de yürümüş olursun biraz.

Öyle mi?

Yeni şoförü gördün mü baba?

Gördüm gördüm.

Arkadaş ya kendine hatun şoför yapmış ya.

Bana bak lan.

Ne diyorsun?

Ben de seni göndereyim,bir hatun şoför yapayım mı kendime ha?

Öl de öleyim baba ama şimdi bir hatuna verme.

Bu okumuş herifler de bir cins oluyor.

Ama biz o cinsi yola getirmenin bir yolunu buluruz evelallah.

Ay cann çok şekersin.

Kelebek gibi uçuyor,arı gibi sokuyor manyak.

Telefonum.

Arabada kalmış.

İlayda Hanım çok iyi bir avukattır.

Eminim öyledir Barış Bey.

Bundan sonra ortak olacağız yani sürekli görüşeceksiniz.

Anlıyorum Barış Bey.

Sorun yaşamak istemem.

Yaşamayacaksınız Barış Bey.

Sen de söyleseydin nişanlına ya.

Kadın şoför aldım diye.

Allah Allah.

Bir değişik çift ya.

Güzel haberi hemen sizinle paylaşmak istedim.

Barış ile imzayı atıyoruz.

Ah canım çok sevindim.

İnşallah başka imzalar da görürüz.

Ne kadar güzel bir dilek bu böyle.

Kiminle konuşuyorsun?

O soğuk nevaleyle mi?

Tamam canım ben sana yarın Hakan'ı da göndereceğim.

Görüşürüz.

Aa oğluşumu nereye gönderiyorsun?

Barış'ın yanına çalışmaya.

Gerçekten mi teyze?

Barış abimin yanında mı çalışacağım?

Evet.

Ay gerçekten mi?

Ay ay.

Ne güzel düşünmüşsün benim canım ablam.

Evet çünkü bu ailede düşünebilen tek insan benim.

Barış bunlar İtalya'dan getirttiğim son trendler.

Ve bu renk sana çok yakışacak.

Bir kaç tane de içeride var onları da sana gösteririm.

Avukat hayırdır?

Boyunun ölçüsünü mi aldırıyorsun?

Hiç gerek yoktu biz hallederdik onu ya.

Sen beni mi takip ediyorsun?

Eh mecburen.

O kadının avukatlığını bırak diyorum sen hala devam ediyorsun.

Olmuyor ama.

Barış.

Bu mabedime destursuz giren beyefendi kim?

Gereksiz biri Muzaffer.

Sen dediğim kumaşa bakar mısın?

Bayağı yüreklisin avukat ya helal olsun vallahi.

Ya sen şerefinin iki paralık olmasından hiç mi korkmuyorsun ha?

Müvekkilimi bırakmayacağımı söylemiştim sana.

Sana bir video göndermiştim.

Bir çocuğa çarpıyordun.

Çocuk da çok fena yaralanıyordu.

Bayağı da acıklı bir hikayeydi hani.

Tamam araba benim.

Ama çocuğa çarpan ben değilim.

Artık bunu akşam ana haberde anlatırsın herkese.

Az sonra.

Bende de bir video var.

Hem de komedi.

Etek de yakışmış.

Senin terzin kim?

Eğer o görüntüyü kullanırsan ya da ailemi bir daha rahatsız edersen hiç düşünmem veririm yayına.

Madam özel şoförsün bize de şöyle özel bir şeyler yaparsın.

Sen,sen ne diyorsun ya?

Ya gidin başımdan.

Ne oldu?

Bizi mi beğenmedin?

Bir dakika.

Şimdi konuşun bakalım hadi.

Hadi.

Vay bak sen dişliymiş de ha.

Yürüyün gidin buradan,vallahi kafanızı falan patlatırım sizin hadi.

Eğer bir daha bu kıza yaklaşırsanız Bilal babanız Bilal anne olur.

Ona göre.

O ne demek ya?

Git kendisine sor.

Hadi bas.

Yürü.

İyi misin?

Bir şey yaptılar mı sana?

İyiyim ben.

Ama bembeyaz olmuşsun.

Korktum biraz.

Teşekkürler.

Bitir onu.

İyiyim ben gerçekten.

Benim yüzümden başına bir şey gelseydi kendimi affetmezdim.

Kimdi o adamlar?

Ne istiyorlar sizden?

Boşver kapandı konu.

Bir daha karşımıza çıkmayacaklar.

Destursuz,izansız,adapsız ve de edepsiz.

Burası sizin özel terziniz mi?

Duymamış olayım.

Ben terzi değil sanatçıyım.

Heykeltraş gibi.

Bir erkeği alır,yontar,cilalar ve bir prense dönüştürürüm.

Kızlar da kurbağaları prense dönüştürmek için öperler ama sonunda kendileri kurbağa olur.

Aslı da şoför değil filozoftur aslında Muzaffer.

Kalk.

Kalk.

Dön,dön,dön.

Sen her gün mü böyle giyiniyorsun?

Yoksa bu salmışlık bugüne özel mi?

Salmışlık mı?

Dön.

Canlı renkler.

Tamam.

Muzaffer ne yapıyorsun?

Senin göz zevkini kurtarıyorum.

Bu görüntüye her gün maruz kalma diye.

Evet beğendiniz mi filozof Hanım?

Evet çok.

Yani tam benlik,çok rahat.

Çok teşekkür ederim.

Bir sürü rengi var.

Artık Barış'ın gözüne eziyet etmeyi bırakırsın.

Hadi gel biz diğer renkleri değiştirelim.

(Telefon çalıyor.)

Efendim Teo.

Alo patron.

Bu robot resimle bir eşleşme çıkmış.

Harika.

Kimmiş?

Valla söyleyeceğim de Hakan'ı dövmek istersin diye korkuyorum ne yalan söyleyeyim.

Hu hu.

Ablişko neler aldık,neler.

Bir görsen bayılacaksın aldıklarımıza.

Ay neler aldınız?

Vallahi benim olayım buymuş teyze.

Takım elbise büyük yakıştı bana.

Bak abla bak.

Şu gömleğin güzelliğine bak.

Peki bayram değil,seyran değil.

Niye bu kadar çok şey aldınız?

İşe başlayacak ya canım.

Kendin dedin ya teyze.

Unuttun mu?

Yok çocuğum unutmadım.

Ben sizi üstün zekalı olduğunuzu unutmuşum sadece.

Yani böyle bir iş için servet harcayabileceğinizi düşünemedimben.

Ay aşk olsun abla.

Yani kot pantolonla avukatlık yapacak değil ya oğluşum.

Avukatı mı oluyorsun?

Hakim ol daha yüksek rütbeli.

Bir yerden başlamak lazım ama teyze.

Zamanla onu da olurum.

Tabii diplomayı da pazardan mı alacaksın?

Efendim cümleten iyi günler.

Vay Barış abim gelmiş.

Keyifler nasıl abi?

Müthiş Hakan,müthiş.

Keyfifler müthiş.

Ay Barış'cığım bizde de keyifler müthiş.

Ay nasıl heyecanlıyız bir bilsen.

Teyze ironi yapıyorum,hiç iyi değilim.

Maalesef.

Barış'cığım noldu,bir şey mi oldu?

Robot resmi sonuçları çıktı.

Yüzde seksen beş eşleşme var biriyle.

Aa kimle eşleşmiş?

Barış hadi söylesene kimmiş kadın.

Eyvallah teyze kimmiş.

Bakın.

Kim Kardashian ile eşleşti fotoğraf.

Kimmiş kız?

Hakan.

Kaçma gel buraya.

Kaçma diyorum sana.

Çabuk buraya gel.

(Bağırıyorlar.)

Hoş geldiniz.

Bunun üzerinde Büyükşehir Belediye Başkanı şeyi olacak,yazısı olacak.

Nerede o?

Tamam yürü git,tamam.

Aru şişt.

Anne Aslı geliyor.

Ayy geldin sonunda.

Ne oluyor Gül?

İçeri gel,kendin gör.

Ne oluyor?

Anne,abi,kimin burası?

Bir,iki,üç.

Sürpriz.

(Alkışlıyorlar.)

Senin kadar akıllı bir kızım daha önce anlaması gerekirdi

Kafenin adını görmedin mi?

Bal böceği.

Nasıl ya?

Nasıl?

Şimdi burası...

Evet burası bizim.

Bizim kafemiz kızım,biz açtık.

Babam açtı,o tuttu burayı.

Nasıl,nasıl abi?

Rüya değil değil mi bu?

Sen söylemeden ben cimcireyim dedim.

Ya abi peki nasıl tuttunuz burayı?

Barb'a ortak olduk,yani Barbaros Bey.

Eğilmez ailesi ve Neşe anne için,özellikle de Neşe anne için yapamayacağım hiçbir şey yoktur.

Öyle söyleyeyim yani.

Çok sevindim ya.

Ya çok sevindim.

E hadi bizim şarkıyı açalım.

Hazır zaten.

(Şarkı çalıyor.)

Yani şimdi bu kızcağız o koskoca *** kaldırım Hollywood'dan geldi,senin arabanı çalıp kaza yaptı öyle mi?

Vallahi ben şey yapamadım teyze.

Yani aklımda kalan yüz böyle gibiydi.

Hakan biz bu işin ciddiyetini sana nasıl anlatacağız?

Küçücük bir çocuğa çarpmakla suçlanacağız farkında mısın?

Vallahi farkındayım Barış abi.

Yemin ederim düşünmekten kafam çatlayacak.

Uf anne ya.

Ayy kafa travması olacak oğluşum Barış'cığım ya sen de.

Toe sen de hani kulübün kameralarına bakacaktın ne oldu?

Baktım da silmişler hepsini ben ne yapayım?

Hıh şimdi kafan çatlasa da patlasa da o geceyi hatırlayacaksın.

Tamam mı Hakan?

Hadi güveniyorum sana.

Ayy ayy öleceğim yani kahırdan.

Kaderimi yeniden yaz Allah'ım.

Bana verdiğin bu güzelliği al yerine güzel yazılar yaz.

Patron bak ben bulacağım diyorum tamam bana güven,sıkma canını ya.

Ya o zamana kadar Aslı arabayı bulursa.

Açıklayamayız Teo,inanmaz.

Evet biliyorum ama olmayacak öyle bir şey bak Teo sözü,vallahi.

Siz ne yere bakan yürek yakanmışsınız be?

Akamdan ne işler çevirdiniz gizli gizli?

Ay çevirdik vallahi bu deli sayesinde.

Ay hadi abim deli de siz çok akıllısınız abimle iş yapıyorsunuz.

Kız bana bak bir de kardeş olacaksın ha.

Ne yapayım abiciğimdoğruya doğru ne diyim?

Ne ne diyim?

Böyle şey mi olur doğruya doğru ya?

Açılışta gördüğün kalabalık benim sayemde yani Ateşböceği,lütfen bunu es geçmeyin lütfen yani.

Ayrıca Neşe anne de bana inanmıyordu ama bence birazcık utandı yani ben öyle düşünüyorum yani.

Biraz utandı diye düşündüm.

Kız sen de sürpriz falan deyince ben benim doğum günüm sandım.

Kafe açmışız be.

Bomba haber,yılın haberi ya.

Yani bir sürpriz yaptık çok da güzel oldu da yani ne bileyim insan bir iş arkadaşların falan çağırır yani.

Ay evet.

Ay Teo Bey'i çağırsaydın.

Ay Teo Bey.

Delirtme beni.

E tamam.

Şimdi çağırın o zaman.

Yani zengin zümrenin dikkatini çekmek gerekiyor bence ateş böceği.

Bak bir şey söyleyeceğim.

Bu iş hepimizin işi ya lütfen şey yapmayın.

Abim haklı yani sonuç olarak bu iş hepimizin işi.

Yani...

Sonuçtahani bizim bir ağ kurmamız lazım.

Yani bu böyle kulaktan kulağa yayılması lazım anladın mı?

O yüzden ben de o bakımdan söyledim.

Aman be kızım çocuk yorgundur şimdi.

Aman ne yorgun olacak be gencecik adam?

Çağıralım.

Nerede benim telefonum?

Ay yok,yok,yok,yok,yokyok.

[Hoşçakal Hatice Hanım.]

Anne.

Ya neden beni uyandırmadınız?

Geç kaldım ya.

Aa.

Kızım uyandırdım ya.

Seni uyandırıp öyle çıktık biz evden.

Ya benim pantolonum nerede anne?

Dur,deli tavuk gibi koşup durma.

Dur bir dakika,dur.

Bak,ben hazırladım buraya giysini bak.

Giy bunu hanım hanımcık.

Anne ben bunu giymem.

Bu ne ya?

Aa Aslı!

Taksi şoförlüğü bitti artık kızım.

Sen ofiste çalışıyorsun.

Hadi giy hanım hanımcık şunu.

Ayy çok yakışt.

Hadi.

Aferin.

Aferin kızıma.

Hadi hadi.

Ben de poğaçaları alayım.

Hadi kızım.

Ay poğaçalar yandı mı acaba?

Yandı,yandı,yandı.

Ay yandı.

Hay Allah.

E Aslı eğer yandıysa...

bak ben soracak mıyım?

Heh güzel olmuş.

Anne bizim kafemiz mi oldu şimdi?

Ayy evet kızım,evet.

Allah'ım inşallah yüzümüze güler de hayırlısıyla.

Gerçi o küpeli horoza hiç güvenmiyorum ama.

Abin hayata döner gibi oldu ilk defa.

Buna çok seviniyorum.

Sen de maaşını çeyizine ayırırsın artık Aslı.

Aslı!

Hay Allah'ım.

Nerede bu adam ya?

Ay ben yetişemeyince taksiye mi bindi acaba?

Ay ben üstümü de değiştirmedim.

Uf anne ya.

Barış Bey günaydın.

Ben de sizi göremeyince...

Barış Bey.

Barış Bey çıkmıyor muyuz?

Barış Bey iyi misiniz?

Bir şey mi oldu?

Efendim ateş böceği noldu?

Yollarda mı kaldın yine?

Yok patronun evindeyim.

Ama patrona bir şey olmuş ya.

Ne yapacağım bilemedim.

Ne olmuş patrona?

Böyle beni görmüyor,duymuyor.

Ne yapacağım?

Tamam sakin ol şimdi.

Çalışma masasında mı o?

Evet nereden anladın?

Tamam tamam,o öyle çalışırken kopar dünyadan.

Sana kopuğu denk gelmiş,bir şey yok.

He çalışma modu diyorsun.

Aynen öyle.

Yani bak ben sana söyleyeyim,çalışırken o bayağı bir gergin olur.

Yanına çok yaklaşma da sana patlamasın.

Tamam mı?

Tamam sağ ol.

Sağ ol Teo.

İyi tamam,hadi bay bay.

Şirin.

Efendim.

Gel kız gel,börek var gel.

Ben onu gördüm de...

Diyetteyim.

Ya gel ye,bir şey olmaz.

Bu börekler diyet bozmayan börekler.

Gel otur.

Değil mi?

Atın ölümü arpadan olsun demişler .

Çay içecek misin?

İçmeyeceğim.

Ne güzel çalışıyor.

Seviyor işini.

Bir şeye takıldı kafası.

Orayı çözse rahatlayacak.

Kahvaltı etti mi acaba ya?

Sadece kahve içmiş.

Yazık.

Bekar erkek de ne acıklıymış ya?

Çok güzel olmuş bu.

Kim yaptı?

Sen böreğini ye bağını sorma.

Devam et.

Anladım.

Erkeğin kalbine giden yol midesinden mi geçiyor acaba?

Ben size bir şeyler hazırlamıştım gitmeden yersiniz diye.

Şunlar ıspanaklı.

Şunlar da kıymalı.

Yersiniz yani.

Kahvaltılık falan yaparsınız kendinize öyle.

Vallahi niye zahmet ettiniz ya?

Çok sağ ol.

Ay ne zahmeti canım?

Ne zahmeti yani,ne olacak?

İçeride bir sürü var onlardan.

Hem işte kız arkadaşınız falan varsa onunla birlikte şey yaparsınız, tüketirsiniz .

Yani aparatif yaparsınız kendinize.

Oldu o zaman,ben kaçayım.

Hoşçakal.

Sağ ol.

Buranın sekreteri nerede?

Bana bak, bir daha şurayı boş görmeyeceğim ha.

Hoşgeldiniz İlayda Hanım.

Barış nerede?

Gelmedi henüz.

İyi hadi gel biz odamızı seçelim.

Bir şey diyeceğim.

Bence patron gelmeden bir şeye dokunmayın.

Eğer bir gün bir şoföre danışmak istersem ilk sana gelirim olur mu?

Yalnız Teo Bey terfi etti,araştırma şefi artık buranın.

(Gülüyorlar.)

Ay hayatım tebrik ederim ama istersen bu kadar çabuk heveslenme çünkü burası tekrardan yapılanıyor.

Vallahi ben de sizin yerinizde olsam kendimi çok kaptırmazdım çünkü malum bizim patron için insanlık işten daha önce geliyor.

O yüzden.

Artık ben de patronum.

Bunu unutmasan iyi edersin.

Sen de beni unutma topesto.

Artık şefin sayılırım.

Sen nereden şefim oluyorsun be?

Safinaz seni.

Ya nereden çıktı bunlar?

[Sıdıka.]

Aa bak bu kadar bunlar işte,sıkma canını gel.

(Şarkı çalıyor.)

Madde yüz otuz ikiden açabilirim davayı.

İki yüz doksan yedi.

İşte bu.

Günaydın.

Günaydın.

Ben kahvaltı mı ettim demnb?

Evet,Menemen yediniz.

Hem de soğanlı.

Evet.

Siz de mi ya?

Barış Bey bunun tadı soğanlı çıkar,öbür türlü olmaz.

Tamam biliyorum da.

Yiyemezdim ki ben.

Valla afiyetle yediniz.

Hem zihninizi de açtı galiba biraz.

Sanki.

Eline sağlık.

Afiyet olsun.

Ben giyineyim,çıkalım.

Şey Barış Bey...

Ben de üstümü değiştirebilir miyim?

Sizin tabii kafanız başka alemde olduğu için gülemediniz bana ama ben bugün biraz şeyim.

Yani diyorum ki Muzo Bey'inkilerden giyeyim.

Onlar yanımda nasılsa.

Gayet güzel bence.

Ama sen bilirsin.

Yok rahat edemem ben.

Teşekkür ederim.

İyi.

Hah pardon.

İyi idare ettin beni.

Bravo.

Çalışırken başka birine dönüştüğümü söylüyorlar.

Çoğu insan yanımda ne yapacağını bilemiyor.

Tek istediğiniz dikkatinizin dağılmaması.

Ne var ki bunda?

Böyle düşündüğün halde mi hazırladın kahvaltıyı?

Ama siz kendiniz gelmeseydiniz ilişmeyecektim ki zaten size.

Ya ben de öyleyim ders çalışırken.

Annem de bana aynısını yapar.

Yemek yedirir.

Yemek yemek zihni açarmış da.

İyi bir adam ya Aslı.

Biraz gelgitli ama kalbi güzel.

Vallahi bak.

Sen de tribe girip durma artık.

Gidecek miyiz?

Müzik açabilir miyim diye soracaktım da siz çalışıyorsanız...

Tabii tabii açabilirsin.

Ay oğluşum,oğluşum dur bir dakika.

Nazar boncuğu taktın mı tatlım?

Taktım anne taktım.

Söyle bakayım ne diyeceksin Barış abine?

Teyze kaç kere söyledim ya?

Ya oğlum bir daha söyle.

O balık hafızana iyice yerleşsin.

Gel buraya Hakan.

Söyle bir daha.

Barış abi çok üzgünüm.

Eğer beni işe yanına alırsan söz veriyorum çok çalışacağım ve adam olacağım.

Aferin.

Ya gel buraya daha bitmedi söyleyeceklerim.

Vallahi bak şimdi bunları söyle ve orada dur tamam mı?

Sakın hiçbir şeye karışma çocuğum.

Anlasın ne kadar pişman olduğunu.

Tamam mı?

Tamam teyze tamam.

Hadi.

Hadi.

Ay dur taksi çağıracaktım ben sana.

Ayy bak görüyor musun gitti.

O şimdi taksi çağırmayı da beceremez.

Ay Handan niye beceremesin kazık kadar adam?

Allah Allah.

Ne taksisi abi?

Mis gibi arabam var benim.

Şirin noluyor?

Ne bu ses?

İlayda Hanım kendisine oda düzenliyor.

Ya patron Gökhan'ın odasına el koymuş bir şeyler yapıyor orada.

Ben bu işi hiç anlamadım ya.

Dün rakiptiler,bugün ortaklar.

Ya hiç sorma Ateşböceği ya.

Bu ortaklık işi zaten yeni çıktı başımıza.

Kadın var ya patronun yanından ayrılmayacağım diye ne yapacağını şaşırdı ya.

Evet ya.

Kravat iğnesi gibi yapıştı kaldı adama.

Bak ben sana bir şey diyeyim mi?

Sırf kendini göstermek için rakip olmadıysa ben de Teo değilim ha.

Uyuz kadın.

Hiç haz etmiyorum.

Evlat olsa sevilmez abi.

Şişt dedikodu yok.

Önemli olan Barış Bey'in sevmesi.

Şunu bir kaldır bakayım.

Hah bırak bırak.

Günaydın hayatım.

Sen gidebilirsin.

Çok heyecanlı.

Heyecanlı olman güzel de böyle emrivaki yapman pek hoş olmadı.

Ama şey Barış'cığım yani ben odamı seçemeyecek miyim?

Aşk olsun yani.

Mesele o değil.

İlayda.

Öyle kendi başınahareket edeceksen bu işi yürütemeyiz.

Ortaklık fikir birliği gerektirir.

Çok haklısın.

Ama şimdi yani sonuçta benim de bu ilk ortaklığım.

Hem belki sen benim bilmediğim şeyleri bana öğretirsen...

Daha kolay olur.

Seninle müthiş şeyler yapacağız biliyor musun?

Türkiye'nin en iyi hukuk firması olacağız.

Bence de.

Yeter ki ortaklık ilişkisini doğru oturtalım.

Tamam canım merak etme.

O zaman odayı sonra hallederiz.

Sıdıka.

Burası dünyanın en iyi dördüncü fizik tedavi merkezi.

Başhekim arkadaşım Çiçek'in dosyasını inceledi.

Altı ayı çok fazla buldu.

Üç ayda yürüyebileceğini düşünüyor.

Hatta bunun için...

Çiçek'i görmesi gerekiyor.

Yarın sabah orada olmanız lazım.

Sizinle en iyi şekilde ilgilenecekler.

Hah.

Günaydın.

Günaydın.

Hoş geldiniz.

Bu bu bu buyurun,buyurun.

Ne verelim abimize?

Poğaçamız var,böreğimiz var.

Ne istersiniz?

Çayımız var,limonatamız var.

Ne istersiniz?

Ne içiyon abi?

Ya ben adres soracaktım ama.

Kusura bakmayın biz de yeni açtık da öyle heyecan yaptık biraz işte.

Önemli değil.

He iyi tamam o zaman ben göstereyim babacığım sana nereye gitmek istiyorsan.

Kaç saat oldu gelen giden yok ama.

Çaylar da zift gibi oldu iki saat beklemekten.

Dün ne kadar kalabalıktı yani gelirler herhalde.

Saat erken.

Doğru aslında saat o kadar da geçmedi.

Şimdi boş boş oturuyoruz ya ondan bize uzun geliyor.

Gelirler herhalde.

Bekleyelim bari.

Çok iyi bir yere benziyor.

Sağ ol.

Aslı randevunuz ayarlandı.

Gitmeniz şart.

Barış Bey iptal etsek mi sizin için çok sıkıntı olur mu?

Yani burada özel sigorta falan diyor.

Belli kii biz karşılayamayacağız bunu.

Siz birşey karşılamayacaksınız ki zaten.

Yoksa yine sana yardım ettiğim için bağırıp çağıracak mısın?

Yok olur mu hiç?

Aksine Çiçek ile ilgilenmeniz...

Nasıl desem...

Kalbimi titretti.

Ama kabul edemem.

Hangi çalışanım olsa aynı şey yaparım.

Yani sana özel bir şey değil.

Çiçek'in iyileşmesini istemiyor musun?

İstemez miyim hiç?

E kabul et o zaman.

Bunda yanlış bir şey yok ki.

Tamam kabul ediyorum ama bir şartım var.

Anladım.

Maaşından kesilecek.

Ben ilk defa bir patronla çalışıyorum.

Sandım ki dayanamam.

Mutlaka bir arıza veririm.

Ama siz her gün...

beni daha mahçup ediyorsunuz.

Barış Bey.

Burada kal.

(Jenerik.)