All language subtitles for Camdaki Kiz 81

(Jenerik müziği)

*Bu dizide Türkan, Zeynep, Mercan
Doğu Anadolu ağzıyla konuşmaktadır.

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

(Gerilim müziği devam ediyor)

Nalan.

Nalan.

(Hafize) Bak, sana yine bu sevdiğin
kompostoyu yaptım, vişneli.

Hadi birazcık iç, al yavrum.

(Hafize) Güzel kızım.

Bak, ne zamandır ağzına
doğru düzgün bir şey koymuyorsun.

Komposto da olmasa yere
yıkılacaksın be yavrum.

Hadi bir lokma iç, hadi güzel kızım.

(Hafize) Al yavrum.

Hay maşallah. Hadi bakalım
afiyet bal şeker olsun.

-Biraz daha içseydin.
-Hayır.

Sağ ol Hafiş, yeter.

O zaman ben buraya bırakayım, sen arada
yudum yudum iç, olur mu yavrum?

(Hafize) Nalan, hadi gel üstünü
değiştirelim yavrum.

Bak, o günden beri hep yıkanıp yıkanıp
aynı şeyi giyiyorsun.

Şöyle üstüne daha rahat
bir şeyler giy, olur mu? Hadi güzel kızım.

Yok, çıkarmam ben bunu.

Ee...

Bu benim...

...yas kıyafetimmiş.

Benim yasımı bununla tutmam lazım Hafiş.
Ben bunu çıkaramam.

Bir şeyler hazırlasam
benim hatırım için yer misin?

-Hadi.
-Kalkamam ben buradan Hafiş.

Dün mesaj attı ya Hayri, geleceğim dedi.

Gelir birazdan, şimdi ben onu bekliyorum.
Kalkamam şimdi buradan.

Hadi.

(Müzik)

Ulan Laz kızı bizi ne hâle getirdin?
Vallahi billahi ya!

Şimdi yürü babam yürü.

(Telefon çalıyor)

(Telefon çalıyor)

Lan beni uzaktan takip ediyor da
dümen mi yapıyor bu?

(Telefon çalıyor)

Efendim hayatım?

-Neredesin sen?
-(Hayri ses) Sokaktayım.

Hangi sokakta?

Yani işte bildiğin, normal sokaktayım.

(Laz kızı ses) Nereye gidiyorsun
bu kadar erken saatte?

Şeye gidiyorum ya, hale gidiyorum.
Meyveleri, sebzeleri falan alayım.

Şimdi Murat'ı göndersem
nerede çürük var, çarık var onu alacak.

(Hayri ses) Yani kendim gideyim dedim.
Sen ne yapıyorsun?

Ben de toparlanıyorum.

Kerim'in aldığı hiçbir şeyi
almak istemiyorum yanıma.

Seninle tertemiz başlamak
istiyorum yeni hayatımıza.

İyi, güzel. O zaman desene
kendi evimizdeyiz diye.

Evet, tadilat bitmek üzereymiş.

Ustalar yarın akşama anahtarı
teslim ederiz dediler.

İyi, güzel. O Kerim (***) haber var mı?

Vallahi ilginç bir şekilde yok,
biliyor musun?

Ona senden ayrılıyorum namuslu bir
hayat yaşayacağım dediğimden beridir...

...sesi soluğu çıkmıyor.

Yani bir tek mesaj attı.
Ne zaman çıkacaksın evden diye...

...o kadar. Herhâlde ihtimal vermiyor
evden gideceğime.

İyi, tamam. Hiç muhatap olma.
Ararsa falan açma.

Şimdi beni katil etme yani.

(Hayri ses) Hiç üstümüze sıçratma onu,
tamam mı?

Tamam aşkım, sen merak etme.

Senin yarın boşanma duruşman kaçtaydı?

11.00'de.

(Laz kızı ses) Of hadi tamam,
bitsin gitsin artık şu duruşma da...

...benim meyhaneye gidip kutlayalım.

Oradan da yeni evimize geçeriz.

Sensiz girmeyeceğim yeni eve.

Tamam, tamam hayatım.
Bak, ben de kapatıyorum, hale geldim.

İşim bitsin ondan sonrasında
yine konuşuruz, tamam mı?

Hadi öpüyorum seni, hoşça kal.

Tamam aşkım, hadi görüşürüz.

Tamam, görüşürüz. Hadi.

Ulan Laz kızı beni yaktın, yaktın!
Var ya senin ayağına dümenden...

...boşanacağım bir daha ya.

Neyse.

Dayanamayacağım ben.

Arayacağım şunu.

(Telefon çalıyor)

-Efendim Billur?
-Hayri, ne yaptın?

Nalan'ı terapiye ikna edebildin mi?

Gidiyorum işte şimdi, konuşacağım.

O ne demek ya?
Ne yap ne et götür kızı.

Ömrü boyunca böyle camın kenarında
oturacak değil ya?

Tamam, ben de böyle olmasını
istemiyorum da Billur, ne yapayım işte?

Şimdi gideceğim 50 tane şaklabanlık
yapacağım.

Ağzından gireceğim, burnundan
çıkacağım halletmeye çalışacağım işte.

(Hayri ses) Yani ben de mutlu değilim
bu hâlinden.

İyi, tamam. Haber verirsin.

(Hayri ses) Tamam. Şey bu doktor...

...tamam diyorsun, değil mi?
Yani boşa şimdi zaman harcatma bana.

İyi, iyi, merak etme. Ben bir şey
biliyorum da sana söylüyorum, değil mi?

İyi, süper. İnşallah şey yapar, ne
yapayım konuşur falan ne bileyim...

...belki hap falan verir
bir şekilde düzeltir.

Tamam, haber verirsin, olur mu?
Haber bekliyorum senden.

(Hayri ses) Tamam, tamam.

Ne haberleşeceğim lan seninle,
ne haberleşeceğim?

İyi ki bir Koroğluların gelini oldun be.

Buldumcuk oldun, buldumcuk. Artist!

Böyle bir sanki kız kendi kendine
bu hâle geldi de...

...sen sorumlusu değilmişsin gibi.
Bir de diyor ki canım burnumda.

Senin canın çıksın inşallah!

Feride teyze uyardı da
biz dinlemedik işte...

Sen kime söyleniyorsun?

Söylenmiyorum ya kimseye.

-Ay!
-Ne oldu?

Ay, başım döndü gibi oldu yine.

-İyiyim, iyiyim, bir şeyim yok.
-Mustafa Bey aradı mı?

Kan testi sonuçları ne olmuş?

Hayatım, bugün çıkacakmış.

Merak etme, bir anda kalktım ya,
ondan döndü.

Hem benim midem zaten her şeyden
etkileniyor biliyorsun, hassas.

O yüzden bozulmuştur.
Bir şey çıkmayacak, korkma.

İyi, tamam.

Sen Nalan'la mı konuştun?

Hayır, Hayri'yle konuştum.

-Nasılmış Nalan?
-İyi değil Muzaffer.

Yemiyor, içmiyor, konuşmuyor.

(Billur) Ne yapacağımı şaşırdım.

Benden bir şey saklamıyorsun, değil mi?

Hayri bir şey yapmadı değil mi kıza?

Yok, saklamıyorum.

Saklamıyorum Muzaffer.

Yani daha ne yapacak?

Kızı resmen eve kapattı.

İş yok, aile yok, çoluk çocuk yok.

Bir resim kursuna başlamıştı
onu da bıraktı.

Yani kendine sarıp sarıp duruyor
işte işsizlikten.

Ama var ya terapisti doktor
ona çok iyi gelecek.

Hangi doktor?

Ben sana sormadan
bir şey yaptım Muzaffer.

Ama kızma, tamam mı?

Hani bu Sedat'ın gittiği terapist var ya.

Ben Nalan'a randevu aldım.

Hayri bugün doktora götürecek Nalan'ı.

İkna edebilirse tabii.

Anladım. Kızmadım tabii ki ama
bu biraz riskli değil mi?

Sonuçta Sedat da oraya gidiyor,
karşılaşmazlar mı?

Onu ben ayarladım.
Sedat dün terapiste gitmiş.

Takvimine baktım, bu hafta
başka randevusu da yok.

Ben o yüzden bugüne ayarladım.

Yani karşılaşacaklar, merak etme,
tamam mı?

(Kapı vuruldu)

Gel.

Kahvaltı hazır.

Selen Hanımlar da gelmiş. Ben de size
bir haber vereyim dedim, hadi.

-(Billur) Tamam, hemen geliyoruz.
-Geliyoruz.

Tamam, meraklanma artık.

Bir şey olmayacak.

Hem bak, o doktor nasıl Sedat'ı
iyileştirdiyse Nalan'ı da iyileştirecek.

İnşallah.

İnşallah.

(Müzik)

Nalan.

(Hafize) Bak, aklıma ne geldi yavrum.

İki tane sandviç hazırlasam,
sahile gitsek. Bak bugün hava çok güzel.

Orada sandviçlerimizi yesek.

(Hafize) Bir temiz hava alsan, olur mu?

(Müzik)

Geldi.

Hafiş, Hayri geldi.

Hafiş, aç kapıyı, Hayri geldi.

Ee...

Nasıl hâlim, şey mi, çok mu,
fazla mı dağınığım?

Yok, iyisin yavrum.

Toplasa mıydım acaba ya,
şey mi yapsaydım?

-İyi gibi sanki, neyse.
-(Hafize) İyi, iyi böyle.

Beni doktora götürecekmiş, öyle yazmış.

Ama ben gitmeyeceğim.

Öyle gelsin diye tamam dedim.

Tamam mıyım ben şimdi? 'Okay'.

(Kapı zili çaldı)

Nalan nerede?

Gülüm.

(Hayri) Maşallah iyi gördüm bugün seni.

Sen geleceksin diye.

Ya işte söz verdim mi gelirim,
biliyorsun.

Hadi gidelim mi doktora?

Biraz oturalım öyle çıkarız, olmaz mı?

Şey yaparız ya, şimdiden gitsek,
sıkıntı olmasın, çıksak?

Niye sıkıntı olacak?

O kadının abileri mi peşinde yine?

Yok, şükür atlattım.
Arabayı uzağa bir yere park ettim.

Geldim, yani gidebiliriz, problem yok.
Olur mu? Hadi.

(Hayri) Hazırsan.

Sen görüşüyor musun hâlâ o kadınla?

Nalan, kurban olduğum canım benim.

Yani görüşüyoruz Nalan.

Ben sana daha önce de söyledim bunu.

Görüşmek zorundayım. Kızın abileri
evleneceğiz sanıyorlar.

Söyledim bunu sana.

-Mecburen, öyle mi?
-(Hayri) Evet.

Öyle içip içip elin tanımadığın kadınını
eve alırsan böyle olur.

Dua et abileri o gece sana
bir şey yapmadı.

Artık siz ne hâlde buldularsa,
evleneceksiniz diye tutturuyorlar.

(Hayri) Ya ömrümün baharı...

...gülüm benim bak,
bak bir daha anlatıyorum sana.

Ben bir tek kadının abilerinin
içeriye girdiğini hatırlıyorum.

O da hayal meyal.

(Hayri) Ya içmişim.
Allah kahretsin ki o gece çok içtim.

Ama başka bir şey hatırlamıyorum,
yemin ederim hatırlamıyorum.

Ya sabah uyandığımda kadın
bir sürü şey anlatmış.

Yattık, kalktık, bir sürü şey söylemiş.

Ömrümün baharı amma velakin
bak sana yemin ederim...

...ben o geceye dair herhangi bir şeyi
yemin Allah için hatırlamıyorum.

Hatırlamıyorum ya.

Bence sen o kadını seviyorsun.

Sevmiyorum.

O zaman sevmiyorsan niye bana
öyle söyledin o gece?

-Tamam, bir daha anlatayım.
-Niye âşık oldum dedin?

-Tamam.
-Niye olanları anlatmadın bana?

Tamam gülüm, bir daha anlatayım.

Ben sana bunu binbir kere anlattım,
milyon kere anlattım...

...kurban olayım bir daha anlatayım.

Benden nefret diye.

Beni sevme diye,
benden vazgeç diye yaptım.

(Hayri) Yani ne olsun,
o kadın seni de mi öğrenseydi Nalan?

Ha, daha mı iyi olacaktı?
Yani bunun için yaptım.

Seni korumak için yaptım gülüm.

Ya bu kadın öyle bir bela ki...

...ya bunun abileri öyle bir birbirinden
bela ki vallahi var ya anamdan...

...emdiğim sütü burnundan getirdiler ya.
Bana silah çektiler Nalan.

(Hayri) Kardeşimle evlen, bacımızla
evlen diye baskı, baskı, baskı...

...artık ben de ne yapayım, dedim ki
evliyim arkadaş, düşün yakamdan dedim.

Yine kurtulamadım gülüm.

Ya o kadın her dakika bizim eve gidiyor,
Türkan'a baskı, boşan, boşan, boşan.

O da şaşırdı, ben de şaşırdım,
kurban olayım ya.

(Hayri) Aynısı sana da olmasın diye
yaptım ömrümün baharı.

Vallahi anla beni ya.

Hadi kalk, bu doktora gidelim.
Vallahi bak, bu doktor sana iyi gelecek.

Şifa olacak sana, olur mu?

Hadi doktor saati geliyor, ha gülüm?

Ha?

Bence sen o kadını seviyorsun.

İstediğin kadar hatırlamıyorum de
o gece beni aldattın.

Ben de doktora gelmiyorum.

(Gerilim müziği)

Git.

Hadi tamam, git. Sevgilin beklemesin.

Sonra Allah korusun seni bulamaz...

...ortalığı ayağa kaldırır falan,
ne yaparız sonra, değil mi?

Ya sana bin kere söyledim ama gülüm,
ömrüm sana söyledim.

Ne sevgilisi ya? Başıma bir olay gelmiş,
benim sevgilim falan değil ya.

Git diyorum Hayri!

Aranızdan çekiliyorum,
daha ne istiyorsun?

Tamam, vazgeçtim.

Vazgeçtim, doktor falan demiyorum.

(Hayri) Tamam hadi gel
baştan başlayalım.

Ben daha öncekiler gibi gitseydim,
gelseydim, seninle görüşseydik.

Biz seninle birlikte sokaklarda
orada buralarda gezseydik de...

...bu kızın abileri seni de mi bulsaydı?

Ya kaç kilometre öteye park
ediyorum arabayı ama Nalan ya.

Sırf yakalanmayayım diye yürüyerek,
gizlene gizlene geliyorum ki...

...acaba beni takip ediyorlar mı diye.
Niye?

Bunların hepsini sana gelip
dokunmasınlar diye.

Sana bir zararı olmasın diye
bu insanların.

Ben biliyorum, tamam, kabul ediyorum.
Bunların hepsi benim kendi suçum.

Kendi suçum.

Ben sevdiğim kadını da
kendimi de ne hâle getirdim?

Hepsi benim yüzümden.
Ben her gece Allah'a dua ediyorum.

Allah'ım diyorum ben bu kıza
bunları yaşattım...

...al benim canımı diyorum,
al canımı diyorum.

Öyle söyleme, sus.

Hadi gülüm.

Hadi kurban olayım sana olur mu Nalan?

Hadi kalk gidelim şu doktora, olur mu?
Kurban olduğum, ne olursun.

İyi olman lazım. Ben eski Nalan'ı
çok özledim, vallahi çok özledim...

...billahi çok özledim.

Ha? Bak, bu doktor sana şifa olacak,
gel bak, senin iyileşmen lazım.

Bana destek olman lazım,
bu beladan kurtarman lazım beni.

Ha ömrümün baharı?

Hafize Hanım'la konuştun mu peki?
Belki sana söylemiyordur ama...

...Hafize Hanım'a anlatıyordur ha?
-Nalan'ı tanımıyor musun sen bir tanem?

Bir şey anlatmak istemediğinde
asla ağzından laf alamazsın.

Dünyanın en ketum insanı oluyor.

Sordum, kaç kere sordum,
tek bir laf bile söylemedi.

O hâllerini çok iyi bilirim.

(Billur) O kız da bir sürü şey
yaşadı işte, biliyorsun yani.

Hepsi de birbirinden zor.

İşte annesini, babasını öğrendi,
onların öldüğünü öğrendi.

Feride teyzeyi zaten biliyorsun.
Yani kıza yapmadığını bırakmadı.

Biz bu şeyleri anlatırken zorlanıyoruz.
O kızcağız bunların hepsini yaşadı yani.

(Billur) Çok normal değil mi
bu hâle gelmesi?

(Muzo) Öyle tabii.

Bir de hayatı boyunca her şeyin üstünü
örtmeye çalıştı.

Hiçbir şey yokmuş gibi yola devam etti.

Belki bu doktorla birlikte
biraz derinlere iner...

...gerçeklerle yüzleşir, değil mi?

İnşallah. Gerçekten şu kızın yüzü
artık bir gülsün.

-Hadi gel.
-Hadi.

(Müzik)

(Sude) Yeni ev nerede?

Ne yapacaksın kız nerede olduğunu?

Merak ediyorum arkadaşım
nerede oturacak.

Ne bileyim apartman dairesi mi,
gecekondu mu?

Vallahi bence hiçbir önemi yok.
Hayri yanımda olsun yeter.

(Laz kızı) Kapatacağım kapımı oturacağım.

Aa! Bu ne güzelmiş kız.
Götürüyor musun bunu?

Baksana ne kadar açık, bırak kalsın.

Aa! Bana versene bunu.

Baksana ne kadar güzel oldu.

Aşkım çok isterdim ama
konuştuk ya bunu...

...Kerim'in aldığı hiçbir şeyi
götürmüyoruz bu evden.

(Laz kızı) Biz sana yenisini alırız,
boş ver, bırak onu.

Siz Hayri'yle ne gibisiniz
biliyor musunuz?

Böyle iki tane uçak düşün.

Aynı anda çok hızla kalkıyorlar ve
ortada buluşup, çarpışıyorlar.

(Sude) Aynı öylesiniz.

Biz Hayri'yle hayata yenik başladık Sude.

İkimiz de yaralıyız.

(Laz kızı) Yaralarımız bizi
birbirimize çekti zaten.

Ama bak gör darmadağın olmayacağız.

Bu hikâye mutlu sonla bitecek.

Yani inşallah dediğin gibi olur da.

Yani ben hâlâ senin burayı bırakıp
gideceğine inanamıyorum.

Yani bence inan.

Hayri karısından boşanacak,
biz arkasından hemen evleneceğiz.

(Laz kızı) Sen de nikâh şahidim
olacaksın, haberin olsun.

İnansan iyi edersin yani.

Ne bileyim daha iki ay oldu
adamı tanıyalı.

Hani biraz zaman mı verseydin tanımaya?

Ya şurada ailemize güvenemiyoruz,
iki ayda kime güveneceğiz?

(Sude) Ki kaldı ki bence o adam...

...boşandıktan sonra yan çizecek.

Yani çizebilir.

Her şey olabilir.

Hayır.

O hiç kimse benzemiyor Sude.

Hayri gerçekten öyle biri değil.

Bak, ben Hayri'ye güveniyorum.

Görürsün sen de güveneceksin.

(Laz kızı) Anlıyorum seni.

Tanımıyorsun adamı, korkutuyor bu seni.

Ama birazcık tanı sen de rahat edeceksin.

Ya tamam. Bu evden çıktın gittin,
yeni evine yerleştin.

Kerim'den de oldun.

Abi herif çark etti gelmedi eve,
ne olacak sonra, ne yapacaksın?

O zaman korkacak benden.

Tamam korkacak da ne yapacaksın?

Adamı zorla tutup nikâh masasına mı
oturtacaksın?

Benim kaybedecek hiçbir şeyim
kalmadı Sude.

Bu dünyada en çok kaybedecek
bir şeyi olmayandan korkacaksın.

Uf!

Kız o ne biçim laf?

(Sude) İçim ürperdi ha!

Korkacak bir şey mi var?

Zaten ne bu konular yani
böyle her şey güzel giderken?

Bırak Allah'ını seviyorsan ya.
Her şey gayet güzel.

-Tamam.
-(Laz kızı) Tamam mı?

Sen onu bunu bırak da...

...şu arabanın anahtarını versene bana,
taşınma işlerini halledeyim.

Kerim'in aldığı arabayı götürmek
istemiyorum artık bir yerlere.

Vereyim tabii hayatım.
Nereye gideceksin peki?

-Benim küçük bir işim var.
-Al.

Bir ayar çekeceğim birine. Ver aşkım.

-Kimmiş o?
-Ya ne soru sordun ya!

Ne meraklı karısın.

Hadi kalk, geçerken seni de
eve bırakayım.

Osman'ın merak etmesin sonra seni.

Tamam, hadi.

-Burası böyle mi kalacak?
-Ben dönünce bitirim bunları.

(Selen) Teşekkür ederim.

İsmail, sen mi yaptın ya bu menemeni?

-Ben yaptım, afiyet olsun.
-İnanılmaz olmuş. Döndü, kusura bakma.

Vallahi gerçekten çok lezzetli.

-(Levent) Babacığım, tattın değil mi?
-(Rafet) Tattım, tattım.

Gayet iyi olmuş, eline sağlık oğlum,
çok güzel.

Müthiş.

Sedat nerede?

Babacığım, o tenise gitti.

Oradan şeye geçecekmiş şirkete.

Billur kızım, senin neyi var,
bir şey yemiyorsun?

Bir şeyim yok babacığım. Biraz midem
kötüydü de yani üşütmüşüm galiba.

Herkes tabağındakileri bitirdi,
bir tek sen yemiyorsun.

Yani midem kötü babacığım,
başka bir şey yok.

Bir şey yok, değil mi?

Yok. Yani ne olabilir ki?
Çok şükür her şeyimiz var.

Yani hakikaten biraz solgun
görünüyorsun ama değil mi?

Evet, evet.

Bir şeye gitsek, Mustafa Bey'e,
bir muayene olsan yine de?

Biz de kan testi sonuçlarını
bekliyoruz zaten.

(Selen) Gittiniz siz zaten? Tamam 'okay'.

(Levent) Akıllıca.
(Telefon çalıyor)

Hah, hastaneden arıyorlar, Mustafa Bey.

İyi doktor.

Efendim?

Evet, benim.

Gerçekten mi?

Tamam. Biz yarın geliriz Muzaffer'le
birlikte hastaneye.

(Billur) Tamam, teşekkürler.
Kolay gelsin.

Seni bu kadar mutlu edecek
ne çıkmış olabilir?

-Bebek çıkmış.
-Aa!

(Billur) Hamileymişim!

-Ne diyorsun ya?
-Aa!

Hayatım görüyor musun?
Bizim kızlara arkadaş çıktı aşkım.

Baba oluyorsun! Billur, çok sevindim.

(Selen) Tebrikler.
Babacığım, görüyor musun?

(Rafet) Canım, canım. Maşallah.

-Vallahi bravo.
-Çok güzel.

Ay!

Seni çok seviyorum.

Ben de seni çok seviyorum.

(Müzik)

Ah benim canım.

Galip abi, beni aramışsın.

Açamadım, doktorumun yanındaydım.

Yok, o aklımda ya,
sakın iptal etme toplantıyı.

Aynen, hemen geliyorum ben şimdi.

Bugün o anlaşmayı
halletmek istiyorum, tamam mı?

İptal etme sakın. Hadi görüşürüz.

(Müzik)

(Hayri) Geldik. Nalan.

Sen nasıl bu hâle geldin?

Ne oldu sana ya?

Hadi gel, gel gülüm.

Gel gidelim.

Gel gülüm.

-Burası mı?
-(Hayri) Evet burası Nalan'ım, gel.

Sen niye getirdin ki beni buraya?

Beni hiç kimse iyileştiremez.
Sanki bilmiyoruz.

Ama Nalan'ım, evde ne konuştuk gülüm?

Gireceğiz doktora anlatacağız derdimizi.

Önden ben gireceğim, her şeyi
anlatacağım ki tam anlasın diye.

Sonra da sen gireceksin,
derdini anlatacaksın.

Bak vallahi iyi gelecek bu doktor sana,
yemin ederim ya.

Ya bak, bunların hepsi neden oluyor
biliyor musun bence? Uykusuzluktan.

Birazcık uyusan, birazcık istirahat
etsen, gıdana baksan vallahi bitti gitti.

Hadi gel, gel ömrümün baharı, hadi.

Hayri, beni kimseye
iyileştiremez diyorum.

Bak, beni sadece sen iyileştirebilirsin.

Senin yanımda olman lazım.
Benimle olman lazım.

Ben kimseyle konuşmak istemiyorum,
kimseye hiçbir şey anlatmak istemiyorum.

Gülüm ben zaten buradayım.

Ben zaten buradayım gülüm de işte
doktora anlatalım derdimizi...

...bir şifa olur.

Belki bak, bir ilaç falan verir,
uyursun, geçer gider.

Bak, ne yap biliyor musun bence,
ilk baştan başla, anlat her şeyi.

Feride Hanım'dan başla mesela.

De böyle böyle, böyle böyle
anlat içindekilerini...

...böyle bütün pisliği, irinini kus
geçsin gitsin. Hadi gel gonca gülüm.

Gel gülbaharım hadi.

(Müzik)

Sen ne yaptın bu kıza?

Nasıl bu hâle getirdin sen onu?

Ben ne yapabilirim ki?

Hangi sıfatla, ne diyebilirim ki ben?

Üf!

Doktorum ona iyi gelsin diye
dua etmekten başka ne yapabilirim ki?

(Müzik)

(Nazife) Geldi yine kara bela.
Canından bezdirdin kızı ya.

Vah Türkan vah. Lanet olasıca seni.

Adın neydi senin?

-Sen Nazife misin?
-(Kısık sesle) Allah belanı versin.

Bana bak homurdanma. Yaşına başına
bakmam, alırım ayağımın altına.

Hadi uza.

(Gerilim müziği)

Mercan sen burada oyun mu oynadın
eve bomba mı attın annem?

(Kapı vuruluyor)

Yine geldi.

Allah'ım yine geldi.

Ya Rabb'im sana sığınıyorum.

Ya Rabb'im sen beni kurtar bu kadından,
bana dayanma gücü ver.

Neredesin kız Türkan?

Ben sana bin kere demedim mi
bu kapıyı çaldığım zaman açacaksın diye?

İş yapıyordum. Uçarak mı geleyim?

Sen bana gider mi yapıyorsun lan?

Ne bu havalar falan?

Camı pencereyi indireyim mi yine?

Bak ne güzel yenilerini taktırmışsınız.

İstersen yine indireyim de
sana da spor olsun?

Böyle silersin süpürürsün falan
ne dersin?

Bir şey demiyorum.
Soru soruyorsun cevap veriyorum.

Hah, şöyle yola gel.

Vakit daraldı, yarın büyük gün.

Nasıl hissediyorsun?

Niye ne olmuş ki yarına?

Sen benimle (***) mı geçiyorsun?

Yarın sizin boşanma davanız yok mu?

Var.

Ben onu diyorsun diye düşünmedim.

Boşanacağız bitecek.

Bana bak.

Sen hele bir çark et,
bir film falan çevirmeye kalk...

...Hayri'yi bir boşama, gör o zaman
nasıl bela oluyorum başına.

Kaçacak delik ararsın.

Benim burnum çok pis koku alır.

Yerin dibine de girsen alır
çıkarırım seni oradan, anladın mı?

Ayağını denk al.

Vallahi bir şey olmayacak.

Gideceğiz, boşanacağız.

İyi.

Yarın ben de geleceğim adliyeye.

Seninle kapının önünde buluşuruz,
tamam mı?

Geç kalma, erken gel.

(Gerilim müziği)

(Kapı kapandı)

(Arabayı çalıştırdı)

Kız ne yapacaksın, yarın bir
daha mı boşanacaksın Hayri'den?

Evet, yine boşanacağım abla,
ne yapacağım başka?

Bu melanet benim başımı mı yesin?

İki tane çocuğum var,
ben bu yaşta öleyim mi?

Gideceğim yalandan
boşanacağım işte yine.

Tövbe tövbe!

Of!

(Geçiş sesi)

(Müzik)

Nasıl yapacağım ben?

Nasıl yapacağım?

Ben Nalan'ı o hâlde görüp bir şey
yapmadan nasıl duracağım?

Ah Nalan.

Sana ne oldu böyle?

Sen nasıl bu hâle geldin?

(Sedat) Of!

(Kapı vuruluyor)

Baba.

(Sedat) Gel, buyur otur. Hoş geldin.

-Hoş bulduk.
-Buyur.

Ne yapıyorsun?

Neyin var senin?

Bir şeyim yok baba,
ben iyiyim.

Sabah spora gittim, tenise.

Oradan doktoruma geçtim.

Kahvaltı yapmadım,
herhâlde ondan enerjim düştü.

Yani seni sarsacak
bir şey olmadı, öyle mi?

Yok baba, ben gayet iyiyim.
Her şey yolunda.

Ben sarsılmadım ki.
Bir şey yok.

O zaman benim bilmem gereken
bir şey yok?

Yok babacığım. Her şey yolunda.

Dediğim gibi enerjim
düştü sadece, o kadar.

O zaman ben sana enerjini yükseltecek
bir haber vereyim.

Ne oldu? Bir şey oldu.

Güzel bir haber almışsın belli ki.
Ne oldu?

-(Rafet) Söyleyeyim mi?
-Söyle.

Söyleyeyim yani.

Babacığım söyler misin?

Merak ettim, söyle.

Muzo'nun bebeği olacak.

-Ne diyorsun ya?
-Ya.

-Gerçekten mi?
-Gerçekten.

Vallahi çok sevindim ya oh be!

Gözümüz aydın baba.

Şuraya bak, nereden nereye geldik.

Ya.

Bir tane ilaç vermiş.

O kadar laf anlattık sana şey yap diye.

Bir tane ilaç için
peşine bizi göndereceksin.

-Ne oldu?
-(Hayri) Ne?

Ne oldu diyorum.

(Hayri) Bir şey olmadı.
Reçeteye baktım.

Doktor bir tane ilaç yazmış.

Bunu da her gün aynı saatte
içersen işe yarar diyor.

Sen ben içeri girmeden
ne dedin doktora?

Ne diyeceğim gülüm?

Durumu anlattım işte,
durumdan bahsettim.

Yemiyor içmiyor, konuşmuyor dedim.

Her gün sandalyenin,
koltuğun önünde oturmuş...

...camdan dışarı bakıyor dedim.

Beni her dakika arıyor,
günde bin defa arıyor.

Bundan beni kurtar dedim.

Öyle mi dedin gerçekten?

Böyle der miyim Nalan?
Seni güldürmek için yapıyorum.

Doktor Hanım, biz böyle bir şeyin
içine düştük dedim.

Bu kadın benim gülüm,
benim baharım, ömrüm dedim.

Ne yap ne et bizi bu işten kurtar dedim.

Ama doktor beni çok sevmedi gibi.

Niye sevmesin ki?

Ne bileyim? Sanki bizi
birbirimize yakıştıramadı gibi.

Aman, yakıştırsa ne olur
yakıştırmasa ne olur.

El âlem ne derse desin? Biz birbirimizi
sevdikten sonra, değil mi gülüm?

Neyse, beni geç,
sen nasıl buldun doktoru?

İyi. Konuştuk işte,
bayağı bir şey konuştuk.

İyi, güzel.

Neyse, hadi gel ilaçlarımızı alalım,
eczaneye gidelim.

Ondan sonra sen yemeğine gıdana bak,
her şey geçecek bak yemin ederim.

Bence senin tek amacın
ne biliyor musun Hayri?

Bana bu ilaçları dayayıp...

...beni uyutup o kadınla
rahat rahat görüşmek.

Hayda! Ama Nalan döndük başa.

Ben niye öyle bir şey düşüneyim
canım benim?

Ben senin iyi olmanı istiyorum.
Hadi gel gidelim eczaneden ilacı alalım.

Ondan sonra eve git,
güzel bir gıdana bak.

Dinlenirsen geçer.

(Hayri) Gülüm vallahi
bir dinlen, geçecek.

Dinlenerek geçmez Hayri.
Keşke öyle olsa.

İçeride de bir ton şey konuştum,
hepsini yeniden hatırladım.

Yaralarım tekrar açıldı gibi sanki.

Neyse, doktor iyileşeceksin dedi.

Şükür, bak vallahi güzel olacak,
yemin ederim.

İlaçlarına başla, birazcık dinlen,
vallahi bitireceğiz bu işi.

Of!

İki aydır şu koltuktan
sadece uyumaya kalkıyor.

Gördükçe benim içim parçalanıyor.

İnşallah şu doktor iyi gelse de...

Gelecek.

İyi gelecek merak etme.

-İnşallah.
-İyi gelecek.

Ne zamandı sizin numaradan
boşanma davası?

Vallahi abla, Hayri yarın 11.00'de dedi.

-Nalan bilmiyor hâlâ, değil mi?
-Yok, yok.

Aman sen de sakın söyleme,
ağzından kaçırma.

Bilmesin daha iyi abla.

Tamam söylemem.

Hayri Bey'in yaptığı bütün saçmalıklara
tamam, eyvallah dedik artık.

Ama yani vallahi aklım almıyor.

Bir insan evli değilken
niye ben evliyim der?

Onu geçtim, niye numaradan boşanır?

Abla söyledim ya işte.

Bekârım dese, o kadın bir evlenir
artık Hayri'yi salmaz bir yere.

O zaman da Hayri, Nalan ablaya
nasıl gidip gelecek?

Elini ayağını birden kesse...

...Nalan abla daha da kötü olurdu.

O yüzden evliyim diyor,
beni ortaya atıyor ki...

...bir yandan Nalan ablaya
alıştıra alıştıra şey etsin...

...bir yandan da o kadın
Nalan ablayı bulsun istemiyor.

Beni bilsin, onu şey yapmasın ki...

...Hayri de Nalan ablayı
koruyabilsin diye.

Sağ olsun, ne kadar düşünceli birisi.

İyi ki Nalan'ı düşünmüş.
Baksana ne hâlde kızcağız.

Türkan vallahi lafım sana değil.

Zaten sen de mağdursun.

Ama şeytan diyor ki Nalan'ı al karşına,
anlat her şeyi.

Yok efendim, o kadının kardeşleriymiş...

...yok boşanma davasıymış,
hepsi yalan de anlat.

Ama tabii anlatamıyoruz.

Konuşamıyoruz. Niye?

Çünkü olan yine bizim Nalan'a olacak.

Hayri'ye bir şey olduğu yok.

Geldiler.

Bak, bak kızı kapıya kadar
bile geçirmiyor. Attı gitti öyle.

İşte kadın takip ederse gelip
Nalan ablayı görmesin diye.

Yapma Türkan ya.

Kızlar, kendinizi toparlayın,
bu konuları kapatın.

Azıcık gülümseyin.

Nalan'a bebek müjdesiyle,
güzel haberler verelim. Olur mu?

-Tamam.
-Hadi.

İnşallah şu doktor da iyi gelmiştir.

Gel kızım.

Hoş geldin.

(Hafize) Hoş geldin yavrum.

Siz de hoş geldiniz.

Geleceğinizi bilmiyordum.

(Türkan) Hoş bulduk abla.

Ben biraz uzansam size ayıp
olmaz değil mi? Yoruldum biraz.

Doktora gittiniz mi yavrum?
Nasıl geçti görüşmen?

Fena değil. Oradan buradan konuştuk.

Ben gideyim yatayım.

Nalan sana çok güzel bir haberim var.

Hayırdır?

Teyze oluyorsun. Ben hamileyim.

-Gerçekten mi?
-Evet.

Çok sevindim arkadaşım.

Bu çok güzel bir haber.
Tebrik ederim.

Ama önce Muzo'yla siz
mutlu olun tamam mı?

Siz mutlu olun ki
sizin çocuğunuz da mutlu olsun.

Siz birbirinizi öyle bir sevin ki...

...o da sevmeyi
sevilmeyi öğrensin, bilsin.

Onu çok sevin tamam mı? Söz ver.

Onu çok sevin ki sonu bana benzemesin.

Ben şimdi izninizle gerçekten
fazla yorgunum. Gideyim yatayım.

Çok çok sevindim, tebrik ediyorum.

(Müzik)

Abi, Nalan yengeyi
doktora götürdün, tamam.

Laz yenge de şimdi boşanacaksın sanıyor,
o da tamam.

Ama abi, yarından sonra ne yapacaksın?

Yarından sonra ne yapacağım?
Hayatımın tadına varacağım.

Keyfime bakacağım, aşkımı yaşayacağım...

...gönlümü yaşayacağım,
ne istiyorsam onu yapacağım.

Ama görsen, beni nasıl seviyor Murat.

Her dakika arıyor her dakika soruyor.

Oradan kapatıyorum
oradan arıyor. Taciz üstüne taciz.

Görmen lazım. Benim de
hoşuma gitmiyor değil yani.

Tam benim kalemim, tam
bana göre bir kız bu vallahi bak.

Abim iyi de Nalan yenge ne olacak?

Nalan yengenin Allah yardımcısı olsun,
Nalan yengen iyileşecek.

Doktora götürdük. Benim
o doktoru gözüm tuttu.

O Nalan'ı iyi eder.
İlaç verir, bir şey yapar.

Artık Nalan da beni sürekli
zırt pırt aramasın.

Artık bir şekilde beni
unutur, yakamdan düşer.

Ama düşünüyorum, Nalan beni
tamamen unutsa, o da zoruma gider.

Olsun, olsun. Ben arada
ona da gider gelirim. Ne yapayım?

Lan onlar bensiz yapamazlar oğlum,
beni unutamazlar.

Ama bilmiyorum.
Her şey yoluna girer be.

Dedi dersin, Hayri
hallettin lan yine dersin.

Ben bu kadar yalanı boşa mı söyledim?

Nalan'ı korumak için söyledim.

Laz Kızı'na niye yalan söyledim?

Nalan'la ayrılacak zamanı yaratmak için.

Kız benim için nelerden vazgeçti
ne bedeller ödedi.

Şimdi onu dımdızlak
ortada bırakamam Murat.

Ama şimdi de kaçacak yerim kalmadı.

Laz Kızı her dakika bastırıyor,
o da haklı.

Bütün umutlarını bana bağlamış.

Vallahi bilmiyorum işte.

Boşanacağım, o da o evden çıkacak.

Biz birlikte olacağız,
mutlu olacağız, evleneceğiz.

Ondan sonra düğün,
vur patlasın çal oynasın.

(Murat) Abi sana bir şey söyleyeyim mi?

Laz yenge eğer senin zaten
evli olmadığını öğrenirse...

Aman, aman.

(Murat) İşte o zaman sen bittin.

Bak yarın onun için çok dikkat et
gözünü seveyim.

Vallahi hemen ensende olur,
benden demesi.

Yok oğlum, her şeyi hesapladım.

Ona yarın öyle bir film çekeceğim ki
görmen lazım, Oscar alırsın.

Ondan sonra boşanma işi hakkıyla bitsin.

Ondan sonra biz mutluluk, eğlenceler
neler ayarladık ya.

Kafamıza göre parti yapacağız.

Abi yaptığın hiçbir işin
önünü sonunu düşünmüyorsun.

Aynısını bana kim söyledi biliyor musun?
Nalan'ın doktoru söyledi.

Tabii, oturdum anlattım.

Hocam bizim ilişkimiz böyleyken
şöyleydi, böyle bir aşktı falan dedim.

Bütün her şeyi anlattım.
Sonra bana döndü dedi ki...

..."Hayri Bey siz yarını
hiç hesap etmiyorsunuz...

...günü kurtarıyorsunuz sadece." dedi.

Vallahi hocam nasıl öğrendiysek
öyle yaşıyoruz hayatı, dedim.

Tamam işte. Beni dinlemiyorsun
bari okumuş kadını dinle.

Abi bu işin sonu hiç iyi değil.

Oğlum bize yarınımızı düşünmeyi
öğrettiler de biz mi öğrenmedik?

Biz bugün kalktık, doyduysak bin şükür,
yaşıyorsak bin şükür.

Öyle hayatı hesap ederek yaşamak
tuzu kuru insanların işi.

Onlar plan yaparlar temiz temiz
her şey muntazam...

...önünü arkasını düşünür.

Biz doyduysak şükür, nefes
alıyorsak şükür. Bu kadar basit.

Hayat dediğin nedir ki zaten?

Dalma derinlere, boğulursun oralarda.

Benim adım Hayri,
bir şekilde hallolur.

Ben artık gider.

Nereye?

Nereye olabilir sence?

Aşkımın yanına.

Yarın beni yakalasa ne olur?

Beni mahveder, mahveder.

Keser.

-Hadi görüşürüz.
-Görüşürüz.

Allah'ım.

(Gerilim müziği)

Mezesiz hiç olmadı.

Evden çıkacağım diye alışveriş yapmadım.

Bir şeyler mi sipariş verseydik?

Mezeye ne gerek var gülüm?
Sen varsın ya.

-Kerim (Bip) gelmez değil mi?
-Gelmez.

O şimdi gurur yaptı ben ondan ayrılınca.

Aramaz sormaz, gelmez de.
Merak etme.

Vallahi kendi bilir ister
gelsin ister gelmesin.

Kendi zararlı çıkar.

Vallahi tam bir kıro.

Boş ver Kerim'i artık.

Güzel şeylerden bahsedelim.

Bahsedelim. Neyden bahsedelim?

Yeni eve bir tek bu bavulu mu
götüreceksin?

Evet. Kerim'in aldığı bir çöpü
bile götürmek istemiyorum.

Hayatıma tertemiz başlamak istiyorum.

Seninle olan hayatımıza yani.

O zaman yeni hayatımıza.

-Şerefe.
-Şerefe.

Sana bir şey diyeceğim.

Yarın Türkan bir sıkıntı çıkartmaz
değil mi? Vazgeçmek falan gibi.

Yok, kızı öyle bir korkutmuşsun ki...

...hâkim sormadan kendi söyler
ben boşanmak istiyorum der.

Ne yapayım? Seni çok seviyorum.

Ne yapsaydım, ona mı bıraksaydım?

Yok canım, ben hâlimden memnunum.

İyi ki gelmişsin, iyi ki almışsın beni,
iyi ki bulmuşsun.

Bize.

Bize.

(Gerilim müziği)

Dünya, al bakayım kızım, bak aslan bu.

Yiyor.

(Rafet) Siz anlatın bakayım.
Ne oluyor bu evde?

Size bir kardeş mi geliyor?

Size bir kardeş mi geliyor?

(Rafet) Oynayacaksınız siz de
cıvıl cıvıl koşturacaksınız.

Bu evde hep çocuk sesleri olacak.

Al bakayım sen bunu, al kızım.

(Rafet) Aferin sana.

Keşke annem de görebilseydi.

(Selen) Annem bizi görüyor zaten.

Şu anda huzurla bizi izliyor,
merak etme.

Ben sana sormayı unuttum.

Nalan'a söyledin mi mutlu haberini?

-Ne dedi? Ne yaptı?
-Söyledim.

Çok sevindi, havalara uçtu resmen.

Bak keşke onu da çağırsaydık,
ben tamamen unutmuşum.

Şimdi arasam ayıp olur ama gelir mi?

Ben aradım aslında ama
bir işi vardı, değil mi Billur?

Hafiş'le ayda bir dışarı
yemeğe gidiyorlarmış.

Bugüne denk gelmiş o da.

(Selen) Tamam.
O zaman bir dahaki sefere...

...onu güzel bir yemeğe çağıralım
tamam mı?

Ben de Nalan'ı çok özledim.
Güzel olur.

Gel.

Döndü sen hâlâ burada mısın?

Bak İsmail'le benim aramı açacaksın.

Karımı geç vakitlere kadar
çalıştırıyor dedirteceksin.

Yok beyim, olur mu öyle şey?
Aşk olsun.

Biz Tako'yla, Billur Hanım'la
Muzocuğumun...

...yavruları için ilk
hediyeyi almak istedik.

(Billur) Ne diyorsunuz...

Çok teşekkür ederim.

Çam sakızı çoban armağanı.

Ne gerek vardı?

Bu ne böyle?

Çok güzelmiş.

Ağlayacağım vallahi.
Şuna bakın.

Çok güzel.

-Güle güle kullanın.
-Çok teşekkür ederim.

Allah analı babalı büyütsün inşallah.

-(Döndü) Kuzum benim.
-Çok teşekkür ederim.

Canım benim.

Baksana şuna.

Tako, sen ne zaman evleneceksin?

Hayalindeki kadın gelmedi mi daha?

Yakında beyim, hissediyorum, gelecek.

(Rafet) Gelecek yani inanıyorsun sen.

Ne zaman gelecek peki?

Onu ben bilemem beyim.

Bir de tipini tarif et, saçı başı nasıl?

(Tako) Esmer, omuzlarına kadar
siyah saçları var, sonra...

...kocaman akıl fışkıran gözleri var
ama her şeyden önemlisi...

...çok komik ve çok sevimli biri.

Hadi bakalım hayırlısı Tako.

İnşallah!

İnşallah.

İnşallah.

(Kapı vuruluyor)

Bu yine mi geldi ya?

Allah'ım ya Rabb'im bu saatte ya!

(Kapı vuruluyor)

Allah'ım sen yardımcım ol.

(Gerilim müziği)

Kim o?

(Hayri) Benim, Türkan açsana.

Açsana benim ya, niye açmıyorsun?

Anahtarı dükkânda unutmuşum.

Sen kapıyı çalınca
ben yine o geldi sandım.

Yok ya ne alakası var? Evde o.

Çocuklar yattı mı?

-Yattılar.
-İyi bari.

Şunu al.

(Hayri) Bir su içeyim.

Bismillah.

Oh. Elhamdülillah.

Tamam, korkma ya
sıkıntı yok, bir şey yok.

Sana demesi kolay.

Sana öyle baksa, sen de korkarsın.

Tamam, yarın kurtuluyoruz bu işten.

Öğlen yine geldi.

-Bir esiyor bir gürlüyor.
-Niye?

Adliyeye o da gelecekmiş,
takip edecekmiş.

Ben boşanmazsam hele bir
bana neler edermiş.

Tamam işte, bitti gitti
yarın bu işi halledeceğiz.

Adliyesiydi falan gideceğiz
orada dümenden...

...kurtaracağız, bitireceğiz bu işi.
Rahat ol.

(Türkan) Ne yapacağız?

Ya zaten evli olmadığımızı öğrenirse...

...sana kıymaz, edeceğini bana eder.

Tamam öyle bir şey olmayacak,
rahat ol diyorum sana.

Ben her şeyi düşündüm,
bir ayar vereceğim.

Mahkemesiydi falan hallolacak işte.

Sen nasıl izin kopardın da
geldin bu saatte?

(Hayri) Ne yapayım, yalan söyledim.

Murat'la dükkânda
hesapları kontrol edeceğiz...

...orada yatacağım dedim.

İnşallah takip etmedi.

Yok, o kurnazsa ben de kurnazım.

Çıktım bekledim dışarıda yarım saat,
baktım gelen giden yok...

...evde kaldı zaten
ben de çıktım buraya geldim.

Yarından sonra ne olacak kızlara?

Ne olacak kızlara?

-Yine babasız mı kalacaklar?
-Hayır.

Hayri, sen hele bir o kadına
boşandık de...

...bir daha seni buralara zor gönderir.

Ben ne diyeceğim kızlara?

Analarıyım. Ne hesap vereceğim,
nasıl bakacağım yüzlerine?

Nalan abla gibi değil ki.

Hiç çocuklara vicdanı olmaz, hiç acımaz.

O kim ki beni kızlarımla
görüştürmeyecek?

Tamam işte, halledeceğim.
Her şeye bir çözüm bulacağım.

Bir formül uyduracağım
ama sıkıştım şu an.

Bari sen yapma.

Hadi git yat.
Sabah bir sürü işimiz var.

Allah için bari sen bana yardımcı ol.
Git yat.

Ben kızlarımı öyle
bir yetiştireceğim ki...

...öyle bir eğiteceğim ki...

...hiç analarının
çektiğini çekmeyecekler.

O çaresizliği hiç bilmeyecekler.

Kaderlerini de başkasının
insafına bırakmayacaklar.

(Duygusal müzik)

Nalan, sevdiğin domatesli makarnadan
yaptım yavrum.

(Müzik)

Güzel kızım, hadi iki kaşık ye.

İlaç içeceksin, aç karnına olmaz.

Güzel kızım, Hayri bugün
gelmeyeceğini söyledi.

Bak iki büklümsün, gel şuraya yavrum.

Çok merak ediyorum nasıl biri.

Acaba daha güzel bir kadın mı?

Daha mutlu bir kadın mı?

Belki şeyi daha iyi biliyordur...

...birine sevgi göstermesini...

...mutlu olmasını daha iyi biliyordur.

(Nalan) Hayatı yaşamaktan
korkmuyordur belki.

Merak ediyorum.

O kadının nesi Hayri'nin
aklını başından aldı?

Çok merak ediyorum.

(Hafize) Yapma böyle güzel kızım.

Hayri sana, ben mecburiyetten
görüşüyorum, demedi mi?

(Hafize) Onu seviyor olsa
sana gelmez.

Sence hâlâ beni seviyor mudur?

Seviyordur yavrum niye sevmesin ki?

Bakarsın bir mucize olur da
bunların hepsi geçer Hafiş.

Geçer yavrum, geçer.

Neler geçmedi ki? Bu da geçer.

Makarnanın içine azıcık da
acı koydun mu?

Koydum. Tam senin sevdiğin gibi oldu.

(İç çekti)

(Duygusal müzik)

(Sessizlik)

Bugün konuşamadık.

Nasıl geçti doktor görüşmen?

(Sessizlik)

İyi.

Şey enteresanmış tabii.

Hiç tanımadığın birine...

...içini dökmek, kendini anlatmak.

Enteresanmış.

Şey gibi hissediyor insan.

Anlattıkça, konuştukça...

...eskilere gittikçe...

...üstü açık yaralarının hepsi teker teker
kabuk bağlayacakmış gibi hissediyor.

Öyle hissettiriyor.

İyi olacak yani. İyi geldi.

İnşallah yavrum. İnşallah kızım.

Eline sağlık. Acısı
tam istediğim gibi olmuş.

Afiyet olsun.

Bana şey dedi.

İlacını içmeden muhakkak
bir şeyler ye.

Ama yetti bu kadar. Doydum.

Buna da şükür yavrum.
Günlerdir ağzına bir şey koymadın.

Allah o doktordan razı olsun.
Ne muradı varsa versin.

(İç çekti)

Bana bugün ne sordu, biliyor musun?

Ne sordu yavrum?

Nasıl bir ailede büyüdün, dedi.

Ben de adıma yaraşır
bir ailede büyüdüm dedim.

Keder dolu bir evde.

Tabii insan konuştukça düşünmeye
başlıyor ya, şeyi düşündüm...

Dedim ki bambaşka bir evde
büyümüş olsaydım...

Bambaşka anne, babayla;
kendi anne babamla...

...mutlu iki insanla büyüseydim o evde...

...ne değişirdi acaba?

Bambaşka bir insan olur muydum,
onu düşündüm.

Ya da gidip yine
Hayri gibi birine âşık olur muydum acaba?

Annem bana anlattı Hafiş.

Defalarca anlattı, defalarca!
Defalarca anlattı, söyledi.

Dedi ki uzak duracaksın ondan.

Olacakların hepsini bana
tek tek anlattı bu kadın.

Dedi, iki gün seninle olacak...

...sonra da senin gibi...

Annem anlatırken ben bunları
niye dinlemedim, onu düşündüm.

Sonra dedim ki...

...herhâlde şeyden...

Bana ömrüm boyunca bu kadar
eziyet çektiren bir kadının lafını...

...ben dinlemek istemedim bence.

İnadına Hayri'ye gittim.

Ve bir tek inattan da değil.

Ben kendimi bilmiyor muyum?
Annemin lafından ne zaman çıkmışım!

Ben hep duydum.

Annem her söylediğinde
ben aslında duydum, hissettim.

Doğruyu söylediğini ben hep bildim.

Bildim de yine de gittim be!

Yine de gittim çünkü ben...

Ben mutlu olmak istemem Hafiş.

Ben kendi bildiğim yoldan
yürümek isterim.

Ben huzurlu olacağım yerde durmam.
Ben kendimi bilirim.

Oh!

Hadi bakalım.

Şimdi şu küçücük şey mi acaba
bana Hayri'yi unutturacak?

Şifa olacak yavrum, inşallah.

Olsun.

Bugün seninle gurur duydum.

Çok büyük bir şey başardın.

Ne güzel bir hismiş.

Ne ne güzel bir hismiş?

Birinin seninle gurur duyması
çok güzel bir hismiş.

Çok güzelmiş.

(Duygusal müzik)

Sarma çok güzel.

Çok güzel.

-Ben bu gidişle 50 kilo alırım. Ay!
-Almazsın, merak etme.

Alırım, alırım. Haberi duyduğumdan beri
iştahım açıldı, bir şey oldu.

Hiç doymuyorum.

Muzaffer ben kilo alırsam
beni yine seversin, değil mi?

-Garanti veremeyeceğim.
-Yaa!

Yaa! Yapma öyle.

Ben şu an itibarıyla bir anneyim.
Ne yiyorsam bebişko için yiyorum.

O büyüsün diye.

Sana bir şey diyeyim mi? Sen gerçekten
çok güzel bir annesin, biliyor musun?

Yaa...

Sabahtan beri de Nalan'ı
düşünmeden edemiyorum.

Ne yaptı, ne etti?

Doktorla konuştu mu, iyi geldi mi?
Bize de bir şey söylemedi.

İçimi de bazen bir umutsuzluk kaplıyor.

Sanki o kız hep öyle kalacakmış gibi.

Hep o pislik yüzünden! Hep!

Yani hayatına girdiğinden beri...

...kızın hayatı vallahi düzelmiyor. Of!

-Billur bana bunu yapma artık.
-Ne yapmayayım? Yemeyeyim mi?

Yalan söyleme artık.

-Yalan söylemiyorum.
-Söylüyorsun.

Kız evden çıkmıyor.

Ne yaptıysam ne ettiysem çıkaramadım.

(Billur) Gülmüyor bile artık.
Yemiyor, içmiyor.

Biz bunu seninle sabah da konuştuk zaten.

Ben sana asıl nedeni soruyorum.
Asıl nedeni söyle bana.

Belki kızın derdine çare olacağım.
Söyle.

Anlatacağım...

...ama kimseye söylemeyeceksin.
-Söylemeyeceğim, tamam.

-(Billur) Nalan'a bile.
-(Muzaffer) Tamam, söz.

(Gerilim müziği)

Nalan hayatındaki en büyük
hayal kırıklığını yaşıyor.

Daha büyük bir darbe alamazdı.

Hayri'yle iki yıldır ilişkileri var ve
güzel gidiyor.

Yani Hayri onu el üstünde tutuyordu.

Ama şimdi...

...Hayri' Nalan'ı aldatıyormuş.

(Billur) İki ay önce öğrenmiş.

Kaldıramıyor bunu.

Baş edemiyor yani.

Nasıl baş etsin!

Bu kızın yüzü hiç gülmedi, Muzaffer. Hiç.

Hayat bu kızın gülümsemesine bile
izin vermedi.

(Gerilim müziği)

Haysiyetsiz, şerefsiz!

Pislik herif seni! Sen...

...bunu nasıl yaparsın!

Tamam...

...ben de yaptım.

Ben de en az onun kadar
pisliğin tekiydim.

Ama hatamı geç de olsa anladım.

Geç de olsa anladım, temizlendim.

Ulan Hayri!

Ulan Hayri! Sen hangi şartla...

...hangi cesaretle sen bunu
o kıza yapabiliyorsun?

Onun o güzel gülüşünü nasıl solduruyorsun!

Peki ben bunu uzaktan izler miyim?

Bu yaptıklarına daha fazla
müsaade eder miyim?

Ben buna müsaade etmem.

Ben senin layığını biliyorum.

(Gerilim müziği)

(Sessizlik)

Az kaldı be!

Kurtulacağım bu hayattan.

Hayri'ye de kavuşacağım.

Yazık...

...kim bilir hangi gariban
gelip burada yaşayacak.

(Kapı açılıyor)

Kapıda bekleyin lan siz!
İşim kısa sürecek.

Senin burada ne işin var?

Kendi evim değil mi lan!
Gelip giderken sana mı soracağım?

Doğru söylüyorsun, senin evin.

(İç çekti)
Ben de çıkacaktım şimdi.

İstersen hemen çıkabilirim.

Ama hazır gelmişken
şunları da sana teslim edeyim istersen.

Hesabı kesip masaya koymuşsun.

Sadece bu eve gelirken
aldıklarımı götürüyorum.

Bu eve gelirken senin bir (Bip)
var mıydı lan?

Hatırlayamadım.

Ben giyinip çıkayım.

Nereye?

Aç şunu.

-Kerim...
-Bön bön bakma lan suratıma! Aç şunu.

Ne çaldığına bakacağım.

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

Çantayı da getir lan!

-Kerim sence biraz...
-Çantayı getir lan!

(Gerilim müziği)

(Kerim) Bu ne lan?

(Kerim) Bu ne?

Kredi kartlarını bırakmışsın,
bunu yürütmüşsün.

Kerim, Allah seni inandırsın
yemin ediyorum unutmuşum. Çantamda kalmış.

Tabii tabii! Boşalt lan bunu da!
Boşaltsana lan şunu!

Al.

Bu da senin.

Lan!

Şimdi senin bu afra tafran yok mu!

İki gün sonra salya sümük ağlayarak
buraya geri dönmek istediğinde...

...kapı sana kapalı olacak.
Haberin olsun.

Sana geri dönmeyeceğim artık Kerim.
Merak etme.

Yok güzellik merkezi açacağım,
yok namuslu kadın olacağım!

Bunların hepsi palavra.
İki gün sonra suyu çıkacak.

Gene bu hayata döneceksin.
O zaman sakın beni arama. Sakın!

Sen benim kapımda paspas bile olamazsın.

Dediğim gibi sana geri dönmeyeceğim artık.

Giyinip çık...

Kerim... Kerim...

-Kerim ne olur.
-Bunca yıl yedin...

...içtin, gezdin, hayatını yaşadın lan!
Vedalaşmadan mı gideceksin lan benimle?

(Arama tonu)
Açmıyor.

Açmıyor.

O da belki gitti de
adliyenin önünde bekliyor.

Zaten inşallah öyle yapsın.
Onun için her yeri söyledim.

Duruşmanın saatini de söyledim,
adliyenin yerini de söyledim.

Gelsin, kendi gözleriyle görsün.

Allah'ım sen benim aklıma
mukayyet ol ya Rabb'im!

Yahu Türkan ne konuşuyorsun karnından
mırmırmır?

Yahu Hayri, hadi sen gittin de
bu kadına binbir türlü yalan söyledin.

-Ee?
-Ya adliyenin içine girerse...

...bakacak biz orada boşanmıyoruz,
öyle oradan oraya dolanıyoruz.

O zaman ne olacak, hiç düşündün mü?

Yahu Türkan böyle bir şey olabilir mi?
Biraz aklını, mantığını kullan.

Ne yapacak, orada hâkime
hele getir ben şu deftere bakayım...

...bunlar boşandı mı, boşanmadı mı
diyecek?

Vallahi ben onu bunu bilmem.

Ama o kadın bir öğrensin ki
biz ondan aylardır her şeyi saklıyoruz...

...boşanmışız, çoktan da söylememişiz;
sen o zaman gör.

O iki çocuğun da anasız kalır,
sen o zaman anlarsın.

La ilahe illallah!

Yahu niye sürekli kötü kötü şeyler
söylüyorsun...

...kötü kötü şeyleri çağırıyorsun?

Yahu çok güzel olacak.
Ona öyle bir film oynayacağız.

Seninle ben, ikimiz.
Bitecek gidecek bu iş.

Hep kötüyü çağırıyorsun ama!

Hadi sen de Allah'ını seversen
bırak onları. Bırak, bırak!

Bırak bunu. Ellerini yıka. Hadi gidelim.
Bu duruşmanın saati var. Hadi yahu!

Allah'ım sen bana bugün yardım et,
ben daha senden bir şey dile...

Habire bir şeyler söylüyorsun ama!

(Müzik)

(Sessizlik)

(Laz kızı dış ses) Babam... Baba
öteye git. Baba lütfen, ne olursun gelme.

Baba... Baba ne olursun gelme.
Baba öteye git.

Baba lütfen yapma, git.
Baba ne olursun gelme.

(Geçiş sesi)

Bitti.

Bitti artık, bu sondu.

Bir daha ağlamak yok.

Ben de güleceğim artık.

Çocukken hiç gülmediğim kadar güleceğim.

(Müzik)

(Kuşlar ötüyor)

Ah!

(Billur dış ses) Nalan hayatındaki
en büyük hayal kırıklığını yaşıyor.

Daha büyük bir darbe alamazdı.
Hayri onu el üstünde tutuyordu.

Ama şimdi Hayri, Nalan'ı aldatıyormuş.
İki ay önce öğrenmiş. Kaldıramıyor bunu.

Sedat Bey?

Devam. Devam, iyiyim ben. Devam.

Devam.

Ah!

(Gerilim müziği)

Bugünlük yeter. Yarın görüşürüz.

Bu böyle olmayacak.
Bu şerefsizin yaptığı...

...yanına kâr kalmayacak. Kalmamalı.

(Gerilim müziği)

(Arama tonu)

Enişte...

...bu akşam buluşmamız lazım.

Seninle konuşmam gereken bir konu var.

İşimiz var.

(Gerilim müziği)

Aferin kız...

...burası mezarın olmadı.

Sen de artık sevileceksin.

Hadi bakalım.

Yolumuz açık olsun.

-Günaydın, Hafiş.
-Günaydın kızım.

Daha iyi misin yavrum?

Bilmem.

İyi gibiyim.

Değil gibiyim.

Çok tuhaf rüyalar gördüm.
Çok hatırlamıyorum ama tuhaftı bayağı.

Hayrolsun. Uzun zamandır
doğru düzgün uyumadın ya...

...rüyalar da birikti.

Hayri hiç aramadı.

Mesaj da atmadı.

Biliyor musun...

...Hayri sahipsiz bir ruhmuş.

Sahipsiz ve doyumsuz.

Dün biraz...

...Hayri'yi anlattım da doktora...

Türkan'ı anlattım, kendimi anlattım.
Bu yeni gelen kadını anlattım.

Ne dedi peki?

Hayri annesini çok küçükken mi
kaybetti, dedi.

Ben de evet, dedim.

Öyle anlatmıştı bana, hatırlıyorum.
Beş, altı yaşındaymış falan.

Annesini o yaşlarda kaybetmiş.

Annesiz büyüyünce...

...annesinin sevgisi olmadan,
annesinin kucağı olmadan büyüyünce...

...doyumsuz, sahipsiz birine dönüşmüş.

Annesinin doyuramadığını
dünya nasıl doyursun, değil mi?

(İç çekti)

Hayri sağa, sola bir bak, gelmiş mi?

Yoo, gelmemiş daha. Gelen giden yok.

O öyle sinsidir ki bir yerlerden
izlemiyorsa ben de Türkan değilim.

Tamam, Türkan yürü, boş ver.

Sen zaten ne diye şu saatte şu adliyedeyiz
diyorsun, ben onu anlamıyorum!

Gel, beni bul; yalanımı çöz desen
daha iyiydi vallahi.

Sanki gelme desem gelmeyecek mi?
Yine gelecek.

Çenen çalışacağına ayakların çalışsın.
Allah için yürü!

Senin işlerinden çenem çalışıyor benim.
Ne çalışacak başka!

Hayri aha, aha! Gelmiş, orada.

Tamam, bakma. Yürü.
Öte git benden. Ayrı.

Hadi bakalım...

...başlıyoruz.

(Gerilim müziği)

Ee, biz nereye gidiyoruz şimdi böyle?

Yahu ne bileyim nereye gidiyoruz!
Bir yere gidiyoruz işte. Boş ver, Türkan.

-Hele bir bak arkana, geliyor mu?
-Bakayım mı?

Evet, bir bak.

-Tamam, dur, bakacağım.
-Tamam.

Orada.

Yemin ediyorum boş boş dolaştığımızı
şimdi fark edecek, Hayri.

Tamam, dur. Allah için ağzından
hayırlı bir şey çıksın.

-Ne yapacağız?
-Ne yapacağız?

Üç deyince soldan, tamam?

-Üç deyince soldan.
-Tamam.

Üç. Gel.

(Gerilim müziği)

Nereye kayboldu bunlar iki dakikada?

(Gerilim müziği)

-Hayri...
-Hişt!

Ses etme. Üç dakika bekleyelim.

(Telefon çalıyor)

Arıyor.

Allah'ım ya Rabb'im!

Film olacağız, dedin; al, film oluyoruz!
Oldu?

Sus Allah için! Bana zaten
gelenler gelmiş Türkan.

Bir de üstüne dır dır dır, apır sapır!

(Sessizlik)

(Tuş sesi)

Mesaj yazdım.

(Gerilim müziği)
(Tuş sesi)

(Mesaj geldi)

Yahu ne diyor? İnanmış?

Tamammış bir tanesi.

Hişt! Geldiğimizi görmemiş.

İyi işte, Allah'ıma şükür Hayri.

Diyordu ya yok ben
yalanın kokusunu alırım...

...ben her şeyi bilirim. Sevin, onu da
öyle parmağına dolamışsın ki...

...o da artık senin yalanlarını yutuyor,
Hayri kına yak!

Yahu senin bedduaların işe yarasaydı
ben şimdiye kadar zaten hayatta değildim.

İyi, sabaha kadar seninle
burada bekleriz.

Sen beklersin, ben beklemem.
On dakika anca beklerim.

Ben de çok meraklıyım!

Şuraya bak!

Şu küçücük şey büyüyecek, büyüyecek;
benim torunum olacak öyle mi?

(Rafet) Allah Allah!

Tabii daha şimdilik çok ufak babacığım.

Ama doktor birkaç aya
cinsiyeti de belli olur, dedi.

Bir de kız oluyormuş!

Düşünsenize bizim kızlarla
ortalıkta çete gibi dolaşırlar artık.

Yani o zaman ne oluyor?
Üç tane torunum olacak.

Fakat Levent ben daha çok
hayal ediyordum.

Babacığım niye öyle diyorsunuz?

Muzo'yla Billur'un bir çocukları daha
olabilir.

Sonra Sedat var. Kim bilir o
kaç tane çocuk yapar!

Bu konuda sizi epey mutlu eder.

(Sedat dış ses) Ben, Nalan'ı düşünmeden
tek nefes bile alamıyorum.

(Geçiş sesi)
Ben onu nasıl kaybettim!

Ben onun kıymetini nasıl bilemedim!

Ben onu hak ettiği gibi nasıl sevemedim!
(Geçiş sesi)

Tabii canım. Ben öyle
lafın gelişi söyledim.

Al kızım.

-Sedat nerede?
-Dışarıda işleri varmış babacığım.

(Mesaj geldi)
(Rafet) İyi.

Selen mesaj attı. Toplantı
başlamak üzereymiş, biz gidelim.

İyi. Levent...

...bana Galip Bey'i gönderiver bakayım.
-Tamam, babacığım. Şimdi söylüyorum.

(Kapı açıldı)

(Kapı kapandı)

Buyurun efendim.

Galip...

...bana Nalan'ın seveceği türden
güzel bir çiçek buketi hazırlat, tamam mı?

Ne bileyim içinde manolya,
orkide falan olsun.

Manolya bu mevsimde yoktur herhâlde.
Sen bak işte.

Şöyle güzel, kokusu filan da
hoş olan bir buket hazırlat bana.

Lilyum olabilir mi efendim?

Olur.

Onu hemen hazırlat, sonra da
benim arabaya koydur, tamam mı?

Tabii efendim, memnuniyetle.

Bu arada Nalan Hanım
çok kıymetli bir insan.

Tarafımdan sevgilerimi, selamlarımı
iletirseniz çok mutlu olurum.

İletirim tabii.

Nalan gerçekten çok kıymetli
çok sevilecek bir insandır.

Ben de onu çok seviyorum.

Yanlış anlama, Sedat yüzünden değil yani.

Nalan'ı sevdiğim için
onu görmeye gidiyorum.

Hadi bakalım, sen de elini çabuk tut.
Şöyle yakışıklı bir buket yaptır.

Siz hiç merak buyurmayın, efendim.

(İç çekti)
Evet...

...şöyle bir gideyim bakalım da...

...bir de ben gideyim kendi gözlerimle.

Acaba durumu nasıl?

Hah. Hayri, Hayri. İşte.

-Tamam, sana ne?
-Senin manyak orada bekliyor.

Tamam, sana ne?

Bugünden sonra bir daha
görmeyeceksin onu.

Aman, kurban olayım bir pot kırma,
tamam mı?

Ben kurtuldum.
Allah senin yardımcın olsun.

Türkan, halledeceğim ben.
Elini ayağını öpeyim karışma, dur.

Sanki ben karışmaya çok meraklıyım.

Gülüm, hadi buyur.

Sen niye geldin? Ben arayacaktım seni.

Bavulumu falan almıştım evden çıkarken.
Çıkmışken de size uğrayayım dedim.

(Hayri) İyi yapmışsın.

Bu kadar kısa mı sürüyor bu işler?

Şey yaptılar...

Soruyorlar, boşanmak istiyor musun?
İstiyorum. Boşan.

Boşanmak istiyor musun?
İstiyorum. Boşan. O kadar.

İyi.

-Kâğıdı göreyim.
-Ne kâğıdı?

Boşanma kâğıdı Hayri.

Ona imza atıyorsun, sonra gönderiyorlar.

(Hayri) Postayla falan
eve gönderecekler herhâlde.

Neyse.

Çok da gerek yok şimdilik.

Sen zaten alacağını almışsın.
Daha kâğıdı ne yapacaksan?

Neyse. Senden de kurtuldum ya,
gider kutlarım artık.

Bir poşet kına alıp yakarım bir tarafıma.

Neyse. Biz şey yapalım,
akşam buluşacağız zaten.

Evet, kutlamaya gideceğiz.

Oradan da eve geçeriz.
Ustalardan anahtarı aldım zaten.

İyi, güzel. Ben Türkan'ı eve bırakayım.

(Laz kızı) Niye? Eli ayağı yok mu?

(Hayri) Ama yazık yani.
Otobüsle, dolmuşla mı geçsin?

Onu bırakayım, sonra dükkâna gideyim.
Oraları çekip çevireyim.

Sonra görüşürüz, tamam mı?

Tamam.

Hadi görüşürüz.

Hadi Türkan.

Hadi.

(Gerilim müziği)

Hakikaten bu kadar kısa mı sürüyor
bu işler?

Gerçi ben nereden bileceğim?
Kaç kere boşandım hayatımda?

Dur, ben çözeceğim bu işi.

(Arama tonu)

Rıza ne haber?

İyi, ne olsun?

Senden bir şey rica edecektim.

Yok canım, emir değil.
Rica edeceğim sadece.

Ben şimdi adliyedeyim de
bir şeye bakmanı rica edecektim.

Hayri - Türkan Ersoy.
Bu sabah 11.00'de duruşmaları vardı.

Bunun bir zamazingosu varmış,
kâğıt mı ne veriyorlarmış.

Aynen, karar kâğıdı.

Sana zahmet olmazsa ona bakıp
bana fotoğrafını atsana.

Tamam.

Tamam, sağ olasın.

Tamam canım, sen de. Öptüm, baybay.

Ben eşeğimi sağlam kazığa bağlayayım da.

-Afiyet olsun efendim.
-Teşekkürler.

Bir isteğiniz olursa buralardayım.

-Bitti mi?
-Bitti.

-Oh be.
-Şükür, yemin ederim şükür.

Çok şükür abi.
Vallahi seni çok merak ettim.

Laz yengenin yanındasındır diye
seni de arayamadım, konuşamazsın falan.

İnandı mı?

İnandı, öyle bir inandı ki.
Lan bir dümenler çevirdim.

Bana diyordun ya önünü arkasını
hesap etmiyorsun, ne olacak diye.

Oldu işte. Hayri yine başardı oğlum.

Ne bileyim Hayri? Üzülsem mi sevinsem mi
bilemedim.

Ama inşallah her şey istediğin gibi olur.

Olacak, her şey güzel olacak.

O Laz kızını şu masada gördüm ya,
o gün ateşi yüreğime düştü ya...

...Allah bana nasip etti.
Başardım sonunda.

Ev tutmuş, dizmiş.
Akşam parti de yapacağız.

Beraber uyuyacağız bugün oğlum.

Nalan'la Türkan da kafamda tamam.

Onlar bir ömür himayem altındalar.
Bir şekilde onlara da yetişeceğim.

Olur, yaparım.

İyi de hangi parayla yapacaksın abi?

Tamam, Nalan yenge kendi yağında
kavruluyor, eyvallah da...

...sen şu an zaten çoluğa çocuğa
yetişemiyorsun.

Bir ev kurmak falan kolay iş değil abi.
Nasıl yapacaksın?

Onu da o gün geldiğinde düşünelim.
Bugünün muhabbeti mi?

Bırak, günü yaşa oğlum.

Hadi şu harçları yapayım, sonra gideceğim.

Nalan'a gitmem lazım, kızlara gideceğim.

Akşam da kutlama var.
Sırıtma, sırıtma oğlum. Yürü.

Ah be abi.

(Gerilim müziği)

(Telefon çalıyor)

(Telefon çalıyor)

(Telefon ısrarla çalıyor)

-Efendim gülüm?
-(Laz kızı) Neredesin?

Dükkândayım.
Hazırlıklar, kebapları falan hallettim.

Murat hanımının yanına gitti,
hasta mı olmuş, ne.

O gelsin, çıkacağım. Sen neredesin?

(Laz kızı) Kuafördeyim.
Kutlamaya hazırlık yapıyorum.

Oo, süper.

İyi, tamam. İşlerimizi bitirelim,
haberleşelim, olur mu?

(Laz kızı) Tamam bir tanem.
Bu gece bizim gecemiz olacak.

Çok mutluyum. Seni çok seviyorum.

Ben de sana karşı boş değilim.

(Laz kızı) Delisin.

Deliyim, sana deliyim gülüm. Tamam.

Hadi, müşteri geliyor. Kapatayım,
sonra haberleşiriz, tamam mı?

-Konuşuruz.
-(Laz kızı) Tamam canım.

Hadi öpüyorum.

Hadi bakalım Hayri.

Son durak.

Nalan'la da konuşayım,
sonrasına ondan sonra bakarız.

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

Hâlâ arayayım mı aramayayım mı
onu düşünüyorum.

Ah Nalan.

Ah Nalan.

(Kapı zili çaldı)

Hafiş.

Gelmiş olabilir, bak bakayım.
Aç kapıyı.

Tamam.

Hoş geldiniz Rafet Bey.

(Rafet) Habersiz geldim. Nalan evde mi?

Evde, buyurun.

(Duygusal müzik)

Rafet Bey.

Kızım.

Habersiz geldim, rahatsızlık vermeyeyim.

Olur mu öyle şey? Aşk olsun, buyurun.

Buyurun.

Çok teşekkür ederim, çok naziksiniz.

Hadi geçin. Buyurun, oturun.

(Duygusal müzik)

Habersiz yakalanmış olduk.

İyi ki geldiniz ama.

Eviniz çok güzelmiş kızım.

Sağ olun Rafet Bey.

Rafet Bey çay, kahve ya da
yiyecek bir şey. Ne ikram edeyim size?

Evet. Ne içersiniz, aç mısınız?

Yok, yok. Çok teşekkür ederim.

Ben zaten fazla kalmayacağım.
Evden de bekliyorlar.

-Çok teşekkür ederim Hafize Hanım.
-Peki.

(Duygusal müzik)

(Rafet) Kızım.

Bir derdin, problemin yok, değil mi?

(Rafet) Benim yapabileceğim
bir şey var mı?

Biz de gerçi...

...uzun zamandır ihmal ettik seni.

(Rafet) Tabii hepimiz bu konuda suçluyuz.

Arayıp soramadık.

Aradan bayağı uzun zaman geçti.
Affet bizi.

Affet, tamam mı?

Aşk olsun Rafet Bey, olur mu öyle şey?

Siz geldiniz ya, o yeter bana.

Gülcihan seninle zaman zaman görüşüyordu.

Eve davet ediyordu.

Tabii o zaman biz de görüşüyorduk ama...

...o da göçüp gidince işte böyle araya...

...zaman girdi.

Affet bizi kızım, olur mu? Affet.

Bu ihmalkârlığımızı affet.

Böyle konuşmayın ne olur.

Olsun.

(Nalan) Şey, biz Gülcihan Hanım'la
konuşmuştuk.

Vefat etmeden önceki gece.

Konuştuk, ertesi güne sözleştik.
Birlikte yemek yiyecektik.

Oradan buradan konuşacaktık.

Hasret giderecektik de...

...olmadı işte. Kısmet değilmiş.

Demek seni aradı?

Sanki böyle biliyormuş gibi...

...herkesle vedalaşıyor gibi yapmış.

(Rafet) O sırada seni de aramış demek ki.

Kızım tekrardan kusura bakma.

Affet bizi. Bu ihmalkârlığımızı affet.

Hakikaten hiç önemi yok.

Hem ayrılmadan sizinle ne konuştuk?

Siz benim ailemsiniz.
Öyle her gün görüşmemize gerek yok.

Bunu hiçbir şey değiştiremez,
biliyorsunuz.

Kızım.

Ben seni her zaman...

...kendi kızım gibi gördüm.

Onun için sana babalık etmekten
tabii ki çok memnun olurum.

Hatta sen beni rahmetli babanın
yerine koyarsan...

...daha da memnun olurum.

(Rafet) Hepiniz benim evladımsınız.

Yukarıda Allah var.

(Rafet) Seni aslında
bütün hayatım boyunca...

...gelinim olarak görmek istedim,
biliyor musun?

Ama tabii acı...

...acı günlerimiz de oldu.

Mutlu günlerimiz de oldu.

Ben senin hakkını ödeyemem kızım.

Onun için affet bizi.

(Duygusal müzik)

Kızım.

Bana anlatmak istediğin...

...bir sorun, bir problemin var mı?

(Rafet) Varsa hiç çekinmeden söyle.

Bak, ben senin babanım.

Neye canın sıkılırsa...

...bana söyleyeceksin.

Ben ne yapar ne eder
ona çözüm bulurum.

Bulamazsam da gerekirse
yerleri yerinden oynatırım.

(Rafet) Tamam mı?

Sağ olun.

Ama iyiyim.

İyiyim çok şükür, hiçbir problem yok.

(Kapı zili çaldı)

Hafiş.

-Hişt.
-Ne oluyor?

Rafet Bey geldi, içeride.

Tek mi? Kiminle gelmiş?

Tek gelmiş.

(Duygusal müzik)

(Rafet) Bana müsaade kızım.

(Nalan) Biraz daha otursaydınız.

Gideyim, beni beklerler.

Ama unutma. Ne zaman bir sıkıntın olursa
beni arayacaksın, tamam mı?

Olur. Muhakkak ararım.

Hadi bakalım.

Evet.

Unutma Nalan. Bir sorun olursa
beni arayacaksın.

Tamam. Sağ olun.

Hafize Hanım.

-(Hafize) İyi akşamlar.
-(Rafet) İyi akşamlar.

(Duygusal müzik)

-Kim gelmiş?
-(Hafize) Hayri geldi. Yukarı yolladım.

Nerede şimdi?
(Kapı zili çaldı)

-(Hafize) Kapı çaldı.
-Sen aç.

Gitti, gitti. Neredeyse yakalanıyordum.

Allah'tan şey olmadı.

-Hoş geldin.
-Hoş bulduk.

Aç mısın? Sana yemek hazırlayalım mı?

Yo, iyiyim. Şey yapmayalım.

(Sessizlik)

Hafize ana, bize biraz müsaade etsen ya,
olur mu?

Peki.

(Sessizlik)

Gelmeni hiç beklemiyordum.

Yani gelmezsin diye düşünmüştüm.

Şey mi oldu?

O kadın peşini mi bıraktı?

Gel, oturalım. Oturup konuşalım.

Gel, gel, şöyle geç.

-Ne oldu? Bir şey oldu.
-Yo, bir şey olmadı. Gel.

(Duygusal müzik)

Şimdi Nalan, birtakım yeni
gelişmeler oldu.

Yani bir müddet seni aramayabilirim,
gelemeyebilirim de.

Gelemem. Bir süre gelemem.

(Hayri) Ama sana söz, tekrardan geleceğim.

Bir şekilde seni göreceğim, tamam mı?

Bir ricam daha var.

Beni arama.

Ben seni ararım. Bir şey olursa
ben seni ararım, sorarım.

(Hayri) Ama şu ara değil.

Şu ara biraz zor.

O kadın kötü bir şey mi yaptı?

Şimdi boş verelim bunları, olur mu?

(Hayri) Konuşup canımızı sıkmayalım
ama sana söz.

Küçük işler var, onları yoluna koyarsam...

...geleceğim, seni tekrardan göreceğim,
tamam mı?

Tamam değil desem ne değişecek sanki?

(Sessizlik)

Bunların hepsi seni
üzdüğüm için oldu Nalan.

Ben bunu biliyorum.

Bu başıma gelenler hep bundan.

(Hayri) Ama kendimi affettireceğim sana,
söz veriyorum.

Hoş, senin yerinde olsam benim gibi
bir adamı affetmem ama.

Sen benim için bir mucizeydin.
Allah bana o mucizeyi verdi.

Ama işte sen misin Nalan'ın
kıymetini bilmeden dedi.

Kendine göre hesaplar yaparsan...

...hayat da önüne böyle bir taş koyarmış.

Bunlar hep senin ahını aldığım için oldu,
biliyorum.

Bana bunları söylemek için mi geldin?

Hem bunları söylemek için geldim...

...hem de beni affetmen için geldim.

Beni affet Nalan.

Sen benim için bir mucizeydin.
Gülüşün, bakışın, Hayri deyişin.

(Hayri) O kız sana bakar mı derler ya,
bana baktı işte.

Her şey için teşekkür ederim.

Beni sevdiğin için, bana inandığın için...

...güvendiğin için sağ ol yani.

Ben bir şey yapmadım ki.

Olur mu?

Sen beni gördün, gözlerimin içine baktın.
Beni bu hâlimle sevdim.

Bu yontulmamış hâlimle...

...bu cahil, terbiyesiz hâlimle sevdin.

(Hayri) Onun için senden af diliyorum.

Bana kızma Nalan.

Beni affet, olur mu?

Sana kızmıyorum.

(Duygusal müzik)

Çünkü ben yaptım Hayri.

Ben şu koca dünyada...

...geldim, aradım.

Geldim, seni buldum.

(Nalan) Sen bir şey yapmadın.

Sana kızgın değilim.

Ama seni çok sevdim.

Ben bu hayatta seni çok sevdim.

Kendimden çok.

(Duygusal müzik)

Ben gideyim artık.

Ama söz veriyorum geleceğim,
o gözlerinin içine bir daha bakacağım.

Tamam.

(Duygusal müzik)

(Duygusal müzik devam ediyor)

(Duygusal müzik devam ediyor)

(Duygusal müzik devam ediyor)

(Duygusal müzik devam ediyor)

(Duygusal müzik devam ediyor)

Gitti mi?

Gitti.

Bence onu ben seçtim,
biliyor musun Hafiş?

Sonumuzun böyle olacağını
çok iyi bildiğim için.

Bile bile koştum ona.

(Duygusal müzik)

Annem öldükten sonra
sudan çıkmış balığa döndüm.

Annemin verdiği güveni aradım her yerde.

Sonra o güveni Hayri'de buldum.

Ne yaşarsam yaşayayım
yanımda Hayri varsa güvendeydim.

Ama bir şey daha eksikti,
onu da bulmam lazımdı.

Annemin ölümünden sonra...

...bende eksik kalan o şeyi
bulmam lazımdı.

Acı.

Çünkü benim yaşamak için
o acıya ihtiyacım vardı.

(Duygusal müzik)

Hayri'nin bana bu acıyı
getireceğini biliyordum.

O yüzden seçtim onu. Bilerek.

Bildim de seçtim.

Çocukluğumda yaşadığım acı
bana yetmedi çünkü.

Kalbimde o acıyı hissetmezsem
ben yaşayamam dedim.

Aksini düşünmek korkuttu beni.

O yüzden seçtim, o yüzden sevdim onu.

O yüzden bu yaşananlarda
Hayri'nin hiçbir suçu yok.

Tamamen benim eserim.

Bunu kendime...

...ben yaptım Hafiş.

(Duygusal müzik)

(Sessizlik)

(Meyhaneci) Oğlum sen geç, ızgaraya bak.
Etler yanmasın.

-Eyvallah abim.
-(Meyhaneci) Afiyet olsun.

Oh, yine şahane duruyorlar.

Mutluluğunun sebebi o mu?
Hayri mi yoksa?

Hani bana hep Allah yüzünü güldürsün
diyordun ya.

Sonunda güldürdü be abi.

Allah gönlüne göre versin be kızcağızım.

Verdi vallahi. Bu sefer verdi.

Sen ufaktan demlen. Hayri gelince
sıcakları servis ederim.

-Afiyet olsun.
-Eyvallah, tamamdır. Sağ olasın.

(Telefon çalıyor)

(Telefon çalıyor)

Oğlum neredesin?

Alt tarafı bir tane
boşanma tutanağı bulacaksın.

Amma uzun sürdü.

Tamam, dinliyorum.

Nasıl iki sene önce boşanmışlar?

Anlamadım.

Evet.

Evet, adı Türkan.

Tamam, gönder bakayım.

(Mesaj geldi)

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

Tamam abi, sağ ol.

Tamam, hadi baybay.

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

Baba. Gelme baba, lütfen baba.

(Laz kızı dış ses) Baba gelme lütfen, git.
Baba öteye git.

(Gerilim müziği)

Senin neyin var lan?
Niye bir değişiksin?

(***) başın ayrı oynuyor.
(Geçiş sesi)

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

(Laz kızı dış ses) Bir karar vereceksin.

Ya elimi tutacaksın...

...ya da şu an beni aklından,
telefonundan sileceksin.

Bak, biz seninle bir yolun eşiğindeyiz
şu an Hayri.

Ya beraber çıkacağız bu yola...

...ya da eski hayatlarımıza...

...paşa paşa geri döneceğiz.
(Geçiş sesi)

(Hayri dış ses) Ben varım.
Her türlü yola varım.

Her türlü yola da çıktım zaten,
görmüyor musun?

Tutuldum çünkü.

Şimdi sen bana desen ki git,
bundan sonra git desen de gidemem.

Birine inanmak o kadar zor ki benim için.

-Bu şehir aşkımızdan alev alacak.
-(Hayri dış ses) Aynen öyle.

(Laz kızı dış ses) Bana bir
yamuk yaparsan, anladın mı?

Sürekli beni tehdit ediyorsun.
Ne olacak bu söyle bakalım?

-Ne olabilir ki?
-Kalbim kırılırsa...

...ben de seni kırarım.

(Geçiş sesi)

Bunca zamandır beni
evliyim diye kandırdın, öyle mi?

Demek sen de kimseye
yâr olmayanlardansın Hayri.

(Gerilim müziği)

(Meyhaneci) Kızım, neydi o gürültü?
Bir şey mi oldu yoksa?

Nereye gidiyorsun?

Hayri gelmeyecek miydi?

Kendine dikkat et, tamam mı?

Hakkını helal et, beni unutma.

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

(Arama tonu)

(Hayri ses) Buyur hayatımın anlamı.

Neredesin bir tanem?

(Hayri ses) Türkan'a gidiyorum.

Ne o, boşandın ama ayrılamıyor musun
eski karından?

Şimdi benim ayağıma giyecek
çorabım falan bile yok yani.

Dedim eve gideyim,
üstümü başımı falan toplayayım.

Hani yeni evde kalacağız ya,
bir hazırlık yapayım dedim yavrum.

(Laz kızı ses) İyi düşünmüşsün.

Bak, ne diyeceğim sana.
Sen hiç acele etme.

Bekle Türkanların orada, geliyorum ben.

Sen de mi geliyorsun?
Meyhaneye geçmedin mi sen?

Düşündüm taşındım da...

...az çektirmedim Türkan'a.

Resmen zulmettim kadına.

Şimdi siz de boşandınız.

Otomatikman Türkan'la benim de
yollarım ayrılmış oldu.

Gelip hellalleşmeyeyim mi yani?

-Gülüm...
-(Laz kızı ses) İtiraz etme ne olur.

Böyle içim daha rahat edecek.

Ben gelirim, seninle beraber çıkarız.

Şimdi ne gereği var gülüm böyle bir şeye?

Boş versene.

Gerek olmaz olur mu ya?

Kimseyi kırmamak gerek.

İnsan kırdığı yerden kırılmadan
can vermezmiş.

Öyle derler.

Tamam gülüm, sen nasıl istersen
öyle olsun.

Ben evdeyim, bekliyorum seni.

(Laz kızı ses) Geliyorum.

Deli kız, deli kız!

Aklımı aldın benim, aklımı.

(Gerilim müziği)

(Sessizlik)

İçindeki sıkıntı biraz geçti mi yavrum?

Hayır.

Geçmez o. Kalır orada.

İlacını getirdim, al.

İlacını iç, uyu diyorsun öyle mi
doktorum gibi?

(Nalan) İçelim bakalım.

-Hafiş.
-(Hafize) Efendim?

Ben yarın bu doktora bir daha
gideyim diyorum.

(Hafize) Git yavrum, git tabii.

Ama sabah olunca bir ara da
müsaitliği varsa öyle git.

(Sessizlik)

(Gerilim müziği)

Yarın annemi anlatacağım ona.

(Gerilim müziği)

Bana yaptıklarını anlatacağım Hafiş.

Korseyi anlatacağım mesela.

O soğuk duşları anlatacağım.

Verdiği cezaları anlatacağım.

(Gerilim müziği)

O kazanları anlatacağım ona.

Buharından nefes alamadığım
zamanları anlatacağım.

(Hafize) Anlat kızım.

Anlat ki derdine deva bulasın.

Kibrit kokusunu anlatacağım ona.

O burnumdan hiç gitmeyen
kibrit kokusunu anlatacağım.

Bana kefenini verip,
kendini yıkattığını anlatacağım.

Ben niye böyle oldum...

...bunların hepsini anlatacağım.

Onu da anlatacağım.

(Gerilim müziği)

Allah rahatlık versin.

(Hafize) Sana da kızım.

Kar kürelerini de anlatacağım.

Hatta ilk kar küremi
annemin hediye ettiğini anlatacağım.

(Nalan) O kar kürelerinin içine
beni nasıl hapsettiğini...

...nasıl orada nefes alamadığımı
anlatacağım.

(Gerilim müziği)

(Hayri dış ses) Bütün bu ışıltının altında
ne var mesela?

(Geçiş sesi)

Niye merak ettin ki bu kadar?

Vuruldum çünkü sana.
(Geçiş sesi)

(Hayri dış ses) Her şey yeniden
başlıyormuş gibi...

...bir heyecan bastı içimi.

(Laz kızı dış ses) 12 yaşındaydım
sokağa düştüğümde.

-Evden kaçtım.
-Evden mi kaçtın? Niye?

Rahat mı battı, ne oldu?

Babam battı.

(Gerilim müziği)

Merak etme layığını buldu o.
(Geçiş sesi)

(Gerilim müziği)

(Sessizlik)

Baba, sen şimdi gideceksin...

...bir daha gelmeyecek misin?

(Mercan) Biz babasız mı kalacağız?

(Hayri) Olur mu kızım?

Ben sadece artık burada kalmayacağım.

Ama ara ara yine gidip geleceğim.
Hiç sizi bırakır mıyım?

(Hayri) Sizin babanız var babanız.

Ömür boyu ben sizin yanınızdayım.

Gel bakayım şöyle gel.

(Hayri) Sizin arkanızda
babanız var, babanız.

Hem de dağ gibi. Her zaman da olacak.

Siz üzmeyin kendinizi.

Daha önümüzde uzun yıllar var.

Okuyacaksınız.

Ondan sonra gelin olacaksınız.

Çok büyük insan olacaksınız siz.

Biz de bunları göreceğiz annenle ben.

Zaten ananız da benden çok sıkıldı.

(Hayri) Yeter artık, canından bezdi o da.

Ben sadece burada kalmayacağım.

Ama ara ara gidip geleceğim.

Sadece burada yatmayacağım, tamam mı?

Ama size söz veriyorum...

...her sabah siz okula gitmeden
geleceğim, sizi böyle...

...öpeceğim öpeceğim...

...öyle uyandırıp,
öyle göndereceğim okula.

-Tamam mı?
-Tamam baba.

(Duygusal müzik)

Sen de hakkını helal et Türkan.

Sana çok çektirdim biliyorum yani.

Sen bizi yaktın, Nalan ablayı yaktın.

İnşallah kendini de yakmazsın Hayri.

Haklısın.

Hakkını helal etmesen de haklısın.

Ama ben sana söyleyeyim.
Ben bir gün geleceğim...

...ve sana kendimi affettireceğim
vallahi bak.

Benden yana ne hakkın varsa
kuruşu kuruşuna...

...lirası lirasına helal olsun sana.

Ben senden razıyım.

Ama senden bir isteğim var.

Nalan'ı yalnız bırakma.
O senin gibi değil.

(Hayri) Ben şimdi onun yanına
çok gidip gelemem.

Sen onu ara, sor, yanına git.

Yoldaş ol ona, olur mu?

Biz Nalan ablayla
başımızın çaresine bakarız.

Sen merak etme.

Şu ortalık bir durulsun.

Ben de bir kafamı toplayayım.
Zaten yine gider gelirim.

Bir şeye ihtiyacınız olursa,
bir şey olursa...

...her zaman beni ara.
Siz de bir şey isterseniz kızım...

...tamam mı? Annenize söyleyin.

Deyin ki babam bize bunu alsın.
O söyler bana, tamam mı?

Öyle işte.

(Hayri) Hadi kızlar ben sizi
yatırayım, uyutayım.

Ondan sonra gideyim, olur mu?
Geç bakayım kızım.

Geç, geç, geç! Oy, oy, oy!

Şöyle ört bakayım üstünü.

Al bakayım.

Hadi şöyle güzel güzel uyuyun.

(Duygusal müzik)

Benim güzellerim.

(Duygusal müzik)

(Gerilim müziği)

(Geçiş sesi)

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

Hayri.

Beni aramana o kadar sevindim ki.

(Nalan) İyi ki aradın.

Çok özlemiştim seni.

Yine benim yanımda olacaksın
değil mi? Benimlesin.

Seni o kadar özledim ki.

Hayri, bir bak...

Hayri.

Bir şey söylesene Hayri.

(Nalan) Hayri?

(Gerilim müziği)

Hayri!

(Nalan) Hayri, nereye gidiyorsun?

Hayri!

Hayri, cevap ver! Nereye gidiyorsun?

(Nalan) Hayri, nereye gidiyorsun?

(Gerilim müziği)

Hadi bakalım Hayri Efendi.

Ben geldim buradayım, seni bekliyorum.

Bir de bana anlat bakalım
bu Nalan'a yaptıklarını.

Bir de bana hesabını ver bakayım.

Lan, ben o kızın tek damla gözyaşına
bu şehri yakarım be.

Şerefsiz!

(Gerilim müziği)

(Gerilim müziği devam ediyor)

(Korna çalıyor)

Geldi mi baba?

Ben gidiyorum.

(Hayri) Hadi yat kızım. Yat, yat, yat.

Yat babacığım, yat.

Gel bakayım sen de fındık, gel buraya.

(Hayri) Hadi yat.

(Gerilim müziği)

Ağlama kızım. Niye ağlıyorsun?

(Hayri) Ben yine geleceğim gizli gizli.

Hiç bırakır mıyım sizi ben?

Türkan, hani diyordu ya
konuşayım, helalleşeyim diye...

...ben bakayım şimdi moduna...

...öyleyse şey yaparız, tamam mı?

(Duygusal müzik)

Sen de kendine iyi bak Türkan.

Kendine iyi bak ki kızlara da iyi bak.

Nalan'a da iyi bak, tamam mı?

Hepsine iyi bakarım sen merak etme.

(Duygusal müzik)

Hadi kal sağlıcakla.

(Duygusal müzik)

Biz de babama bakmaya gidelim mi ana?

Yok ana kurban, biz gitmeyelim.
Kalalım burada.

Yat annem sen, yat.

O çamuru üstümüze sıçratmayalım.

(Gerilim müziği)

(Hayri dış ses) Şimdi sen
bana desen ki git...

...bundan sonra git desen de gidemem.

Seni kıran kendi kırılsın gülüm.
Ben bir yola çıktım.

Tamam mı? Bu yoldan dönen de
namert olsun. Oldu mu?

Gülüm?

Bitti işte! Vallahi bitti, gitti işte!

Şükürler olsun, kavuştuk yani.

Ne diyeceğim sana, hani dedin ya...

...Türkan'la ben konuşayım,
böyle ne bileyim işte...

...helalleşelim falan mahiyetinde.
Ben söyledim.

Yani diyorsan çağırayım dışarı,
konuşun burada. Bitsin, gitsin.

Hani konuşun ama sen bilirsin.

Ya da daha sonrasında
şey yaparsınız, olur mu?

(Hayri) Olur mu gülüm, ne diyorsun?

Ne oldu?

(Duygusal müzik)

(Laz kızı dış ses) Aşk olacak,
sevda olacak.

-Bu şehir aşkımızdan alev alacak.
-(Hayri dış ses) Aynen öyle.

Bana bir yamuk yaparsan, anladın mı?

Kestirebiliyor musun? Merak ediyorum.

(Duygusal müzik)

(Hayri dış ses) Sürekli beni tehdit
ediyorsun.

Ne olacak, söyle bakalım ne olabilir ki?

(Laz kızı dış ses) Çok basit.
Beni kırarsan, kalbim kırılırsa...

...ben de seni kırarım.

(Gerilim müziği)

Türkan.

Türkan!

(Gerilim müziği)

Aman, aman!

(Duygusal müzik)

(Nazife) Aman!

Komşular yetişin!

Yetişin Hayri'yi öldürüyorlar!

(Nazife ağlıyor)

(Nazife) Yetişin! Kimse yok mu?

Hayri'yi öldürüyorlar, koşun!

Oy, sen belalara gelesin!

Sen belalara gelesin!

Hayri, Hayri kurbanın olayım!

(Türkan) Hayri, kurbanın olayım
gözünü aç Hayri!

Kurbanın olayım Hayri!
Gitme, bırakma bizi!

Sen paramparça olasın!
Felç olasın inşallah sen!

Hayri, Hayri hakkımı helal ettim!

(Türkan) Hayri, kurbanın olayım aç gözünü!

Sana kurban olayım!

(Zeynep) Baba!

Baba!

(Türkan) Bak, nereye kaçıyorsun? Kaçma!

Kurbanınız olayım yardım edin!

Kurbanınız olayım yakalayın!

Hayri, ben sana kurban olayım!

Kocamın, çocuklarımın başını yedin!

Ben ne edeyim? Ben nereye gideyim Hayri?

Bir yardım edin Allah'ınızı severseniz!

(Duygusal müzik)

("Müslüm Gürses -
Dinleyin Geceler" çalıyor)

Seninle birlikte yaşayacağım
küçücük, iki göz bir evim olsun...

...azıcık aşım olsun,
mis gibi kokan bir evim olsun istiyorum.

Ben de etrafta o kadınlar gibi
başım dik...

...onurlu bir şekilde
gezmek istiyorum etrafta.

Kocam sen ol istiyorum.
Hayat hep benden aldı Hayri, hep.

Ta ki sana kadar. Şimdi seni bulmuşken...

...hayallerimin hepsini
seninle yaşamak istiyorum.

("Müslüm Gürses -
Dinleyin Geceler" çalıyor)

"Dinleyin geceler"

"Duyun sesimi"

"Benden daha yalnız değilsiniz ki"

"Nedir bu karanlık?"

"Nedir bu sessizlik?"

"Benden dertli değilsiniz ki"

"Benden dertli değilsiniz ki"

"Uzanan elimi"

"Tutun ne olur"

"Benden daha güçsüz değilsiniz ki"

"Ağlamayın, susun susun"

"Susun ne olur"

"Benden daha yalnız değilsiniz ki"

"Ağlamayın, susun susun"

"Susun ne olur"

"Benden daha yalnız değilsiniz ki"

("Müslüm Gürses - Dinleyin Geceler"
çalmaya devam ediyor)

"Var mı bu dünyada"

"Ben gibi yalnız?"

"Var mı bu dünyada"

"Ben gibi bahtsız?"

"Doğuştan kadersiz"

"Doğuştan şanssız"

"Benden dertli değilsiniz ki"

"Benden dertli değilsiniz ki"

"Uzanan elimi"

"Tutun ne olur"

"Benden daha güçsüz..."

Başınız sağ olsun.

"Değilsiniz ki"

"Ağlamayın, susun, susun"

Hayri! Hayri!

Ben ne yapacağım? Hayri, Hayri!

"Benden daha dertli değilsiniz ki"

"Ağlamayın, susun, susun"

"Susun ne olur"

"Benden daha yalnız değilsiniz ki"

Bu dizinin sesli betimleme,
ayrıntılı altyazı ve...

...işaret dili çevirisini kapsayan
eşerişimi Kanal D tarafından...

...Sesli Betimle Derneğine
yaptırılmıştır.

www.sebeder.org

Sesli Betimleme Metin Yazarı ve
Seslendiren: Çiğdem Banu Yeşilırmak

Ayrıntılı Altyazı Çevirmenleri:
Hatice Başpınar - Büşra Taşcıoğlu...

...Ece Naz Batmaz - Eylül Yılmaz -
Gülay Yılmaz

İşaret Dili Çevirmeni: Berrak Fırat

Editörler: Ela Korgan -
Zerrin Çınar - Samet Demirtaş

Teknik Yapım: Dağ Prodüksiyon
ve Yeni Gökdelen Tercüme

(Jenerik müziği)

(Jenerik müziği devam ediyor)