All language subtitles for Eskiya Dünyaya Hükümdar Olmaz 55. Bölüm

.

(Jenerik Müziği.)

Ne oluyor orada?

Bozuldu herhalde.

Baba.

Adnan, nerede kaldı reisler?

Göremiyorum ki abi, gişelerden hemen önce arkamızdalardı.

Elli defa dedim arayı açma diye.

Telefonları da kapalı.

Yer yarıldı içine mi girdiler?

Esra, bak daha yeni uyanmıştır ters ters konuşma olur mu?

Abla, beni tembih etmek için gelmedin ki, onun ters konuşmasın engellemek için geldin.

Sen bir güzel güzel konuş, o ters bir şey söylerse ben ona cevap verebileyim

Peki abla.

Merhaba.

Sen kimsin?

Suzi.

Siz kimsiniz?

Allah hepinizin cezasını versin

Tüm Çakırbeyliler'in hatta bütün erkeklerin.

Yürü, yürü gisdiyoruz.

Getirdi mi Alparslan ekmekleri?

Yok.

Kimle konuşuyordun, kapıdaki kimdi?

İki kadım geldi.

Nasıl iki kadın?

İki güzel kadın.

Biri kısa saçlı, biri uzun saçlı, omuzunda ceket vardı..

omuzunda ceket olan Allah tüm Çakırbeyliler'in cezasını versin dedi ben de hiçbir şey anlamadım

Yenge.

Abla İlyas geliyor, görmek istemiyorum yüzünü.

Yenge.

Yenge.

Bana yenge deme, bana yenge deme abisi kılıklı.

Amca, hayırdır elinde tavayla evin önünde ne bekliyorsun?

Yengen yüzüme tükürdü.

Hangi yengem, ne yengesi?

Eyvah, eyvah ki eyvah!

Hayır yani bunların bu kadın düşkünlüğü nedir, iki gün iki gün kadınsız kalın, bir acı çekin, bir üzülün, yok.

Hasta bunlar vallahi tedaviye ihtiyaçları var.

Hayır, diyeceksin ki onlar hastaysa biz neyiz..

vallahi bu kadın düşkünü adamlarla evli olduğumuza göre biz de hastayız herhalde.

Abla.

Ben artık yapamayacağım, senden tek isteğim boşanmama yardımcı olman.

Boşan tabi.

Bu ne rezillik ya, bizimle kavga ediyorlar başka kadınların omuzunda teselli buluyorlar.

Omuzunda olsa yine iyi, koyunlarında buluyorlar.

Esra sus Allah aşkına, gözümün önüne bir de böyle şeyler getirtme benim.

Abla, sen beni Handan ablalara bırak; eşyalarımı toplayayım, Aydın'a gideyim.

Vekalet falan ne gerekiyorsa oradan yollarım.

İstersen direkt bizim eve gidebiliriz, İlyas giremez bizim eve artık.

Hızır abi neler yaptı da girdi o eve, İlyas mı giremeyecek?

Laf sokma Esra, laf sokma tamam nereye istiyorsan oraya gidelim.

İlyas üzülme ben gider anlatırım, nereden bilsinler misafir olduğumu?

Tükürdü.

Yüzüme tükürdü yüzüme.

İnanabiliyor musun, benim yüzüme tükürdü ya?

Amca, hangi yüzüne tükürdü?

Senin kaç tane yengen var lan?

Bir tane.

Öteki yengen mengen değil, ayrıldım ondan ben.

Gerçi o, az önce yüzüme tüküren de bundan sonra benim yengem değil de neyse.

Ya bu tükürme meselesini çok büyütmeyelim, şimdi dışarıdan bakan herkes öyle anlayabilir.

Tamamen benim hatam, özür dilerim ben Alparslan zannedip kapıyı açtım.

Sen kimsin, kimsin; misafir?

Sen dün gece bizim masamıza gelmişsin misafir olmuşsun, kafamız güzel diye gece vakti yolda gelirken..

geberip gitmeyelim diye getirmişsin bizi evimize bırakmışsın, biz de sana demişiz ki..

gel bizim evimizde misafirimiz ol ama gördüğün muameleye bak.

İlyas benim için önemli değil, sen kızı seviyorsun, senin karın.

Sabaha kadar onu konuştun.

Böyle bir şey için aranız bozulsun istemem, hadi Alparslan beni oraya götür...

...bir de ben anlatayım, dün gece İlyas ile beraber yatmadım bile diyeyim.

Yok, yok bence şuan bence şuan hiç kimse hiçbir şey yapmasın, Hızır amcam gitsin gerekeni anlatsın.

Yoksa şuan sen de gitsen ben de gitsem yengem yüzümüze tükürür.

Tükürür, bana tükürdü ya bana, bana.

[Telefon Çalıyor]

Efendim Vehbi abi?

Alparslan, amcan yok.

Amcam ile birlikteyim.

Reis orada mı?

Hayır, İlyas amcam ile birlikteyim, ne demek amcan yok Vehbi abi?

Alparslan, arkamızdaki arabadaydılar Hızır Ali ile gişelerde kayboldular.

Telefonları da kapalı ikisininde.

Ne olmuş?

Bir dakika, amcam le Hızır Ali ortada yokmuş.

Ya kesin bir yere gitmişlerdir, abim bu bilmiyor mu Vehbi abi?

Tamam Vehbi abi, ben bir sağı solu araştırayım sana dönerim.

Sağ sol neresi Alparslan?

Dayımı arayayım belki oraya gitmişlerdir amca.

Ben de bir Ünal'ı arayayım.

Ya abartmayın, abim diyorum abim, kesin yine birinin peşine takılmıştır bir işin peşindedir.

[Telefon Çalıyor]

Ünal'cığım.

Neredesin sen?

İlyas'ın yanında, Alparslan ile birlikte.

Hızır ile oğlu kaçırılmış, onlar senin yanında oturuyorlar öyle mi?

Kaçırılmış mı?

Dur, dur bir ben bir spikeri açayım.

Ünal Bey sen ne diyorsun, ne kaçırılması?

Ercümentler mi yapmış Ünal Bey?

Operasyon daha büyük Alparslan, sen dayının yanına git, İlyas sen de Suzi ile bana gel.

CIA mi?

Dayına böyle olduğunu söylersin.

Ünal Bey, sen nereden emin oluyorsun Ercüment'in olmadığına?

Ercüment olsaydı sıkarlardı, yolun ortasında koskoca bir araba birdenbire kayboluyorsa bu CIA'Ddir.

Ben bir şey söyleyeceğim kızacaksın.

Sen nereden haber aldın bunları?

Kızacağım şeyi neden söylüyorsun be adam?

Ya gizem yapmanın zamanı mı şimdi, ne yapacaksak onu söyle bari?

Pazarlık yapacağız Yılmaz, pazarlık.

Tabii eğer çok geç kalmadıysak.

Ben Davut Beyi bir arasam mı?

Sen Davut Beyi ara, ben de kiminle pazarlık yapabilirim onu arayayım.

Ne oldu?

Niye geri geldiniz siz?

Çünkü İlyas Beyi gönül eğlendirirken yakaladık.

Yazıklar olsun.

Sen geç şöyle.

Bende kabahat, hayır sen niye karışıyorsun sana ne?

Ya İlyas'dan bahsediyoruz biz Meryem, yapmamıştır öyle şeyler.

Yapmış işte, yapmış.

Hem de kiminle yapmış biliyor musun Ceylan Hanım?

Kiminle?

Senin bana o fitnelediğin, dikkat et dediğin Suzi ile.

Yok artık!

Yok artık falan değil yani sabahın köründe daha yüzünü yıkamadan...

... kıza kahvaltı hazırlarken gördüm, daha ne göreyim?

Daha göreceğin çok şeyler vardır da, evin içerisine girdiniz mi, kesin odalardan birinde Hızır vardır.

Ceylan, bir saçma saçma konuşmaya başlama yine.

Meryem, kahvaltı hazırlayan Hızırdır yanlış mı biliyorum?

İlyas bir kadınla birlikte olsa, kahvemi getir, çayımı getir falan der, kesin o evde biri vardır.

Ben kocamın ne halde olduğunu biliyorum, ne yapacağını, ne yapmayacağını o kadar da değil.

İlyas'ın evinde ne münasebet?

Hızır'ı aradın mı?

Aradım, kapalı telefonu.

Heh işte bak.

Ya sen benim aklıma niye böyle pis pis düşünceler sokup duruyorsun?

Hızır bana da, Esra'ya da, kardeşine de böyle bir saygısızlık yapmaz.

Nerede o zaman Hızır?

Size kim söyledi?

Neyi?

Hızır ile Hızır Ali'nin kaybolduğunu.

Ne diyorsunuz siz, ne kaybolması?

Nereye kaybolmuşlar?

Şimdi Ersan gelecek, detaylarını öğreniriz.

Mobeselerden görebildiğimiz bunlar otoban girişinde yolda arabaları sürüklenerek...

... zorla bir tıra sokulmuş, Nevzat'ın mobeselerden görebildiği bu.

Ercümentler mi, abi?

Ercüment kim, kim bunlar?

CIA.

Ah gitti oğlum!

Ne, nasıl, ne demek gitti?

Alparslan nerede, telefonum, İlyas İlyas?

Meryem.

Sakin ol, sakin, hepsini öğreneceğiz, ne yeğenimi ne de Hızır'ı onların eline bırakacak değilim.

Hızır Ali, oğlum.

Hızır Ali.

İyi misin oğlum?

İyiyim ben, iyiyim iyiyim.

Neredeyiz, burası neresi?

Şu halimize bakılırsa baba, Amerika'dayız.

Ne Amerikası oğlum?

Kimse yok mu?

Kimse yok mu?

Baba, Amerika'da ceza evinde bize bu tulumlardan giydiriyorlardı.

Ne Amerikası oğlum, ne Amerikası?

Kim aldı bizi o zaman baba?

Belli ki bu şerefsizler aldı ama burası neresi, neredeyiz?

Kimse yok mu?

Baba.

İngilizce bağırayım mı?

Boş boş konuşma lan, ne İngilizce bağırması, bağıracaksan Türkçe bağır.

İşkencede bile olsan Türkçe konuş ki onlara işkence olsun oğlum.

Lan, lan neresi lan burası?

Sizinle görüşmeye gelecekler, sessizce bekleyin.

Sen kimsin, kim gelecek?

Sessiz olun.

Ya burası neresi bari onu söyleyin?

Susun!

Susmaszak ne yaparsınız lan, turuncuları çıkartıp pembe mi giydirirsiniz?

Yerine otur.

Oturmazsam ne olacak lan?

İyi misin oğlum?

İyiyim, iyiyim.

Şerefsizler.

Baba niye itiraz ediyorsun ki?

Belli ki biri gelip konuşacak boşu boşuna dayak yedik.

Niyetlerini anlamaya çalıştım, belli ki sorgulamayacaklar, dövecekler.

Baba, çok tuhaf yöntemleri var.

Ee ilk defa içeri girmiyoruz oğlum, önce sopayı yiyeceksin ki direncin gelişsin.

Korkacak bir şey yok, altı üstü bir sopa işte.

Ah!

Bizi belli ki CIA aldı, senin yöntemlerin Türkiye'de geçerli olabilir de baba ne yazık ki Amerika'da öyle olmuyor.

Boş boş konuşma lan, ne yani bizi Çinliler alsa kafamıza su mu damlatacaklardı, önce döveceklerdi işte

Tamam kalk kalk, çöktü demesinler kalk, ulan ben sizin babanızı.

Biri bana bunun yalan olduğunu söylesin.

Ne demek Reis'i aldılar?

Otur hadi, otur.

İçimizde yalancıya benzeyen biri mi var Ender?

Ya öldürdüler deyin, sıktılar deyin.

Aldılar ne demek?

Bu kadarını biliyoruz Ender.

Ercüment mi almış, CIA mi?

Ne fark eder İlker?

Fark eder ağa, Ercüment aldıysa gideriz, buluruz, sıkarız, bir şey yaparız...

... CIA aldıysa burada niye oturuyoruz, Ünal'ın yanına gidelim?

İlyas Ünal'ın yanında, bekleyin geleceğim dedi.

Biz bu Ercüment'i hafife aldık desene.

Belli ki öyle yapmışız.

Bunlar, Hızır'a ya da oğluna bir şey yapacak olsalardı orada öldürürlerdi.

Belli ki pazarlığa açık bir nokta var.

Tamam da ağa, kiminle pazarlık yapacağız, kiminle?

Kiminle pazarlık yaptığımızın önemi yok.

Yeter ki bizimle pazarlık yapsınlar eğer Hızır ile pazarlık yaparsalar Hızır'ın cesedini akşam meydanlığa bırakırlar.

Ercüment değil diyorum İlyas, niçin anlamıyorsun?

Operasyonun onun yapıp yapmasının bir önemi yok Ünal Bey...

... madem CIA için bu kadar değerli bir adam gidip adamı alalım, hiçbir şey yapamıyorsak takas yaparız.

Bunu sen düşünüyorsun onlar düşünmüyor, öyle mi?

Öldürürler İlyas.

Ya sen de her şeye öldürürler, öldürürler deyip durma ya.

Kız yalan mı söylüyor?

Bunu Hızır'ın yüzüne de söyledi, seni öldürecekler diye.

Peki iyi, tamam ne yapıyoruz?

Yılmaz Ercüment ile görüşmeye gitti, dönsün öyle.

Adam sizden ne istedi?

Masaya oturmak.

İstediğini verin o zaman

İşte o zaman abim ölmüş demektir.

Niye ki?

Sen bilmezsin Suzi'ciğim.

Bununla abisinde racon diye bir şey var, ölelim daha iyi demek istiyorlar.

Yok, biliyorum, Japonlar'da da var.

Gurur yüzünden yani.

Bu gurur dediğin şey Japonlarda da var.

Bizde de var, bütün dünya'da var, bir Amerikalılarda yok.

Ercüment Uyanık, Hızır hariç tümünün ortak kararıyla ancak sizinle görüşebilirim dedi.

Öyle bir dünya yok Yılmaz abi, öyle bir dünya yok.

İlyas'cığım bence önceliğimiz abinin ve yeğeninin sağ salim bırakılması...

... bu konuda bir karar alalım, sonrasına sonra bakarız.

İşin içinde yeğenin olmasaydı ben de senin gibi tepki verirdi İlyas ama Hızır'ı tanıyorum...

... gerekirse oğlunun ölümüne bile göz yumar ama uzlaşmaz.

Karar senin.

Ölsün, abim de ölsün, yeğenim de ölsün.

İlyas.

İlyas sen demedin mi yeğenim Türk istihbaratının da başının yeğeni diye.

Evet öyle, elbet onlar da yeğenleri için bir şeyler yapacaklardır he.

İşte ben de sana diyorum ki akıllıca davranalım.

Sen pazarlığı yürüt, Ünal Bey de Türk devleti ile savaş mı çıkarmaya çalışıyorsunuz diye CIA'i köşeye sıkıştırsın.

Masadakiler ile konuşalım, Ercüment ortak karar istiyor eğer diğerlerini de ikna edebilirsek...

... İlyas'ın kardeşlikten dolayı ikna olmamasını Ercüment'e bir şekilde anlatırız.

Aferin Yılmaz, Özer'in yokluğunu aratmıyorsun.

Sağ olun Ünal Bey de, sonumuz benzemesin.

Tipi'nin mekanında diğerleri, siz gelmiyor musunuz Ünal Bey?

Benim oyum Ercüment'in masada oturmasından yana.

Beni Yılmaz temsil eder, siz gidin.

Bende şu CIA işine bakayım.

Hızır'ı kurtarmamız gerek.

Emin misin?

İsteseydi beni öldürebilirdi, bu beni sevdiğini göstermez...

...ama masasına ve ilişkilerine bu kadar sadık birinin ölmesine izin veremem.

Bu senin Hızır'ı sevdiğini gösterir, biliyorsun sevgi seni zayıflatır.

Hızır'ın ölümü beni daha çok zayıflatır.

Bakalım ne yapabilirim.

Benim için her şeyi yapabileceğini biliyorum.

Hızır'ı kurtarsam da oğlunu vermezler.

Oğlunu kurtarmazsan Hızır'ı kontrol edemeyiz, ben dahil.

Ercüment masaya oturacak, ne isterse verilecek.

Bunu koz olarak kullan.

Okey. (Tamam.)

Ayşen .

Efendim?

Anneme ya da çocuklara Hızır ile ilgili bir şey söylemeyelim.

Seni bu halde görürlerse bir şey söylemeye gerek kalmaz zaten.

İlyas ile ilgili durumu anlatırsın, benim konuşacak halim yok zaten.

Tamam abla.

Civciv'i de ara, Servet duyar muyar Mübeccel'e bir şey söylemesin, Meryem abla özellikle rica etti de.

Tamam abla, söylerim.

Hoş geldin abla.

Meryem, ne oldu?

Konuşacak halim yok, Ayşen anlatır.

Ayşen.

Gel.

Hele gel Ayşen.

Hadi.

Ne olmuş.

Belli ki İlyas ile Esra'nın işi olmamış anne.

Bir edepsizlik mi etti İlyas, Meryem'in o hali ne öyle?

Evet anne, bir edepsizlik olmuş.

Otur aşağıya, otur.

Ee anlatsana Ayşen, Meryem abla seni evden içeriye aldığına göre çok kötü şeyler olmuş olmalı.

E bir sus da dinleyelim Mübeccel.

Heh.

Eve gittiklerinde başka bir kadın kapıyı açmış.

Yok canım temizlikçidir o, İlyas abim çapkınlık işlerini beceremez.

Kimmiş peki?

Suzi adındaki bir kız.

Hadi canım, Hızır abiden beklerdim ama İlyas'dan ıı.

Püh rezil!

Ben onun için bir aydır gözyaşı döküyorum, hatimler indireyim o gitsin zina etsin.

Teyze dur ne zinası, kapıyı başka bir kız açtı diye şimdi, mahsus yapmıştır İlyas belki.

Öyle midir, değil midir bilmem ama Esra eve girdi, odaya kapandı...

... Meryem ablam da, arabayı ben kullanamayacağım sen beni eve götür dediğine göre.

Yani ne yalan söyleyeyim bir yandan da sevindim, nedir şu Meryem ablanın çektiği...

... hiç değilse bu sefer Hızır abi değil İlyas, Esra da iki gün ağlar ondan sonra bir karar verir.

İlyas'ın kucağına çocuğu kendisi mi verecek yoksa Suzi mi verecek diye, rekabet yüzünden neleri affetmiyoruz.

Bana bak Mübeccel, İlyas Hızır'a benzemez, bence sen bu konuya dikkkatli yaklaş...

...vallahi bak bu sefer gözünün yaşına bakmam, derim İlyas'a dediklerini.

Lütfiye.

He anne.

İlyas'ı ara, telefonu bana ver, ben de Meryem'in yanına çıkayım.

Kızla mı konuşacaksı anne?

Sana ne?

Konuşmayacağım

Efendim anne?

Püh, püh, sana yazıklar olsun!

Annen duymuş mu yoksa?

Duymuş bir şeyler belli ki ama önemli değil, alıştım sabahdan beri.

Meryem.

Efendim, anne?

Hangisine bir şey oldu?

Anlamadım anne.

Ben aşağıda senin kurduğun tiyatroyu devem ettirdim ama yüreğim sızlıyor.

İlyas'ın sesini duydum, öyle geldi bana, Hızır'a mı, torunlarıma mı bir şey oldu?

Anne.

Hızır ile Hızır Ali'nin başı beladaymış ama..

Nasıl?

Nasıl bir bela?

Anne, çözmeye çalışıyorlar ben de tam bilmiyorum.

Ben, ben artık güçlü duramıyorum Meryem.

Yapamıyorum kızım.

Sen olmasan ben hiç duramam.

Senin en güçsüz halin hepimizi ayakta tutmaya yeter.

Annem, ne olur bırakma kendini.

Anneler uşak doğuruyor, ben dert.

Öyle bir dert doğurdum ki, hem bana dert hem dünyaya dert.

Seninkiler biraz öyle.

O İlyas yemiş mi o haltı?

Yemiş ya da yememiş, tükürdüm suratına geldim.

İyi etmişsin, aynısını ben de telefonda ettim az önce.

Benim için hiç mahsuru yok, otursun Ercüment masaya, maksat Reis'e bir şey olmasın.

Daha ne olacak İlker, daha ne olacak?

Öyle deme dadaş, İlker ile aynı fikirle olmak istemem ama Hızır tek bırakılsın da...

... Ercüment masadaymış, mekanındaymış fark etmez, nasıl olsa bir hal çaresine bakılır.

Beyler, bir hal çaresine falan bakılamaz, Ercüment masaya oturursa bu CIA'in kararı ile olacak.

Özer'i öldürdük, başımıza neler geldiğini gördük...

...bu saatten sonra Ercüment'e bir şey yapılırsa bütün masaya yaptırımlar uygulanır.

Belli ki Ercüment o yüzden bütün masanın kendisine oy vermesini istiyor ağa, hepimizi sorumlu tutmak istiyor.

Ben istemem bu herifi.

Sağ ol Ender abi.

En azından bir kişi bana katıldı.

Hepimiz sana katılıyoruz da, söz konusu olan yeğenin ve abin.

Abim aleyhine el kaldırılmasındansa ölmeyi tercih eder, bunu da buradaki herkes iyi biliyor.<

Aynen, Reis oradan bir çıkar, böyle bir karar aldığımızı duyarsa suratımıza tükürür.

Tükürür.

Tükürür, tükürmez mesele değil, yeğenini de aldılar...

...bu devlet ne yapıyor, Alparslan nerede?

Nerede olacak, onlarda bir koldan mekanı bulmaya çalışıyorlar.

Tabi hala Türkiye'de ise.

Benim bildiğim CIA uçağa attığı gibi başka bir ülkeye götürüyor sorguya.

Her şeyi de bil İlker, her şeyi bil.

Hızır Reis'in geri alınması için her şeye evet diyenler el kaldırsın.

Öyle her şey diye konuşma Yılmaz.

Mecbur konuşuyorum, biraz sonra adamın karşısına geçeceğim ne isterse evet diyeceğim.

Of!

Yılmaz haklı İlyas, bu durumda bir tükürüğün lafı mı olur diyeceğiz, hepimiz elimizi kaldıracağız

Alparslan burada yok ama o da yeğenin neticede...

...İlyas gibi aile olarak oy vermemeleri normal dersin Ercüment'e, Yılmaz.

Ben de geleceğim.

İlyas, senin gitmen bir çatışmaya sebep olur.

Çatışırsak çatışırız ama bir delilik yapmayacağım.

Neticede abim ve yeğenimin hayatı söz konusu.

Gözlerini içine bakacağım, o masaya otursan da senin gözlerini çıkaracağım diyeceğim.

Yerlerini tespit ettik efendim.

Niye burada konuşuyoruz o zaman Nevzat?

Ceylan Hanım, her ne kadar başarılı bir operasyon yürütsek de burası yasal bir üs değil...

...fark edilirsek ikisini de öldürebilirler.

Deliliğin lüzumu yok Ceylan.

Bir delilik önerdiğim yok abla ayrıca bunu Hızır'a da sorsan öleceğini bile bile girin der.

Hızır der ama Hızır Ali de orada.

Hızır Ali'nin kim olduğunu biliyorum abla, kendisi benim oğlum olur.

Ne diyorlar yeğenim?

İlyas amcam ile Yılmaz abi, Ercüment ile görüşmeye gidiyorlar, masaya kabulünü oylamışlar.

Ve.

Kabul denmiş

Nevzat.

Buyurun efendim.

Hızır ile yeğenim serbest de bırakılsa başka bir durumda olsa operasyon hazırlığını yap, emrimi bekle.

Emredersiniz efendim.

Dayı, CIA ile savaşırsan seni öldürürler.

Henüz bir şansımız var, tamam adamlar istediklerini alacaklar ama...

...sonrasında Hızır amcam bu adamların yanına bu işi bırakmaz.

Alparslan mesele masanın meselesi değil artık, adamlar bizim toprağımızda bizim adamlarımızı esir aldılar.

Üstelik bunlardan biri de benim yeğenim eğer buna sessiz kalırsam bütün ülken esir demektir.

Ben söylemeden sakın bir şey konuşma.

Tamam baba.

Sizi böyle görmek istemezdim.

Güzel bir ilişkimiz olduğunu hatta anlaştığımızı düşünüyordum.

Yanlış düşünmüşsün, bize bunları giydirdin diye esirin miyiz zannediyorsun?

Prosedür bu, normalde Amerika'ya karşı suç işleyenler bu rengi giyinir.

Normalde bu rengi pek sevmem, yani benim rengim değildir pek ama...

madem Amerika'ya karşı suç işleyenlere bu rengi giydiriyorsunuz hiç çıkarmak istemem.

Oğlunuz iyi bilir, onun üzerinden bu tulumları biz çıkarmıştık.

Bir anlaşma yapmıştık, biz anlaşmaya uymayan insanları cezalandırırız.

Hmm ne yapacaksın, beni Guantanamo'ya gönderip işkence mi yapacaksın?

Sizi cezalandırmam için bir yere göndermem gerekmiyor ama tabii oğlunuz geldiği yere dönerse iyi olur.

Beni oğlumla mı tehdit ediyorsun?

Neden olmasın, siz ailesine bağlı bir babasınız.

Doğru ben ailesine bağlı bir babayım o yüzden şimdi size bir soru soracağım.

Ömer nerede?

Anlamadım.

Ailemin her ferdini, bütün çocuklarımı alın, gözümün önünde işkence edin, öldürün...

... neticede beni de öldüreceksiniz sonu ölümle bitecek olan bir şeyi niye tehdit olarak algılayayım?

Nasıl olsa hepimiz ölmeyecek miyiz?

Hızır Ali'yi alın buradan.

Beni burada da öldürebilirsiniz, başka bir yere götürmenize gerek yok.

Sen benim oğlumsun, unutma, benim oğlumsun bunu sakın unutma.

Bak koçum, vatanına ve milletine ihanetten daha büyük bir acı yoktur, bu acıyı asla unutamazsın..

... hayatından asla çıkaramazsın, diğer acıların hepsi geçer hepsi biter, sakın unutma.

Baba, beni merak etme ben senin oğlunum.

Duydun mu oğlu mu?

Duydum, sen de birazdan çığlıklarını duyarsın.

Dediğim gibi, ihanetini duymadığım sürece hiçbir şey benim canımı yakamaz.

Değer miydi Hızır, ticaret için, para için?

Beni Ünal il karıştırma, para, mal, mülk umurumda değil...

...sadece şunu bil, yedirmem, bu ülke senin ülken değil.

Gidin, dünyanın neresinde, nasıl bir savaş çıkarıyorsanız çıkarın ama burayı sana yedirmem.

Sen yedirsen de yedirmesen de böyle, terör olacak, örgütler topraklarında cirit atacak.

Ve bütün bunları siz yöneteceksiniz, öyle mi?

Biz yönetiyoruz zaten, biz dünyanın beyniyiz.

Bak bu doğru, siz dünyanın beynisiniz, İngilizler kalbi, Almanlar ciğerleri, diğerleri böbrekleri vesaire vesaire.

Pek, şimdi dünya denilen bir vücutta sizce biz neyiz he, biz neyiz?

Mevcut durumunuzla, gücünüzle işe yaramayan bir tırnak gibi düşün, olsanız da olur olmasınız da.

İşte bu, işte baştan beri söylediğim bu, siz bu memleketi tanımıyorsunuz, siz bu toprakları tanımıyorsunuz...

... hiç anlamadınız.

Peki, siz söyleyin siz bu vücudun hangi paçasısınız?

Biz dünya denilen bir vücutta ele gelen, avuca gelen, gözle görülebilen bir şey değiliz...

biz bu dünyanın vicdanıyız.

Her organını kesebilirsin, durdurabilirsin, parçalayabilirsin, istediğin her şeyi yapabilirsin...

... ama vicdanına hiçbir şey yapamazsın.

Vicdanı ancak sızlatabilirsin, siz şuan dünyanın vicdanını sızlatatıyorsunuz...

...yaptıklarınız ve yapmadıklarınızla ama bir gün vicdanın sesini duyacaksınız ve o gün iflas ettiğiniz gün olacak.

Bir mafya babasından beklenmeyecek felsefi bir yaklaşım.

Mafya babası olduk diye vicdansız değiliz, bizim de kendimize göre bir felsefemiz var...

... yaşamak için, ölmek için, öldürmek için...

... ama sizin hiçbir şeyiniz yok.

Uğruna ölmek için işte o yüzden yerli yersiz, sebepli sebepsiz herkesi ama herkesi öldürüyorsunuz.

Bu kadar felsefe bence yeter, sana Ünal'ı öldür dedim Özer'i öldürdün...

...Ercüment'i masana alman için bir fırsat verdim, sen ne yaptın, masadan kovdun.

Şimdi senin ve oğlunun yaşayabilmesi için geçerli bir tek sebep söyle.

Oğlumun veya benim, seni öldürmesini istemiyorsan sana söyleyecek hiçbir geçerli sebebim yok.

Oğlunun çığlıkları fikrini değiştirirse seslen.

Duyarım.

Şerefsizler ben buradayım, bir değişiklik yapın, çocuklardan önce büyükleri öldürün ben buradayım...

.. ben buradayım.

Öldürün lan, öldürün, üç oğlum var üçünü de öldürün, işkence etmeyin lan öldürün lan, öldürün!

Hoş geldiniz, ben Ercüment Yıldırım'ın kardeşiyim; Mert.

Merhaba Mert.

Ben seni nereden tanıyorum?

Birkaç eğlence mekanında tesadüf ettik.

Umarım bir daha ederiz, emin ol o zaman daha çok eğlenirsin.

Şimdi bana yol göster.

Emin ol sana hep ben yol göstereceğim İlyas.

Takip et beni.

Oturun Yılmaz, şu vuruşu yapıp hemen geliyorum.

Ercüment ayıp oluyor ama.

Oldu, geçen gün ayıp ettiniz zaten.

Çağırsaydın da CIA vursaydı senin yerine o topa.

Sen niye yoruluyorsun Ercüment Bey.

Ölmek isteyen İlyas da gelmiş

Evet abi, belli ki hala ölmek istiyor.

İstiyorum ama adres vermiş olmama rağmen hala gelmediniz.

Aslında Mert geldi, hayatını bir kadın kurtarmış, şu geçen eğlendiğin kadın.

Neyse, ne vardı Yılmaz, ne için geldiniz?

Sizi masamızda görmek istediğimizi söylemek için geldik.

Kimler görmek istemiyor?

Biz Çakırbeyliler

O zaman olmaz, telefonda Yılmaz'a da söyledim oy birliğiyle geleceksem gelirim dedim..

... yoksa Hızır Reis'i de, kardeşini de, hatta oğlunu da unutun.

Ercüment'ciğim, ben söylediklerini ilettim Ünal Bey'e, Ünal Bey de Ercüment akıllı adamdır...

...mesela aynı durumda Ercüment olsaydı Mert'in kabul oyu vermesi kendisinden beklenemezdi dedi.

Neticede ailesine ihanet eden masaya hayli hayli ihanet eder, bu yüzden masadaki arkadaşlar...

İlyas ve Alparslan'ın hayır demesini kabul etmeni istiyor.

Ne diyorsun Mert?

Makul yani Ünal Bey'in dediği gibi sen de aynı durumda olsaydın ben de evet demezdim, kabul etmezdim.

Şimdi tabii bu durumda senin istediğin tam olarak gerçekleşmediği için bir şey daha isteyebilirsin...

... diye düşünüyorum ben.

Siz daha ne isteyeceksiniz lan?

Yılmaz, Hızır Reis'in ölmemesi için buraya gelmişsin ...

...ama gelmişken de İlyas'ı öldüreyim diye yanında mı getirdin buraya?

Yemin ederim onun için geldim, bak sen beni öldürüp o masaya otursan var ya...

...senin için delikanlı diyecek en az iki kişi bulursun.

Sen, sen ne halt yaptın da masadan saygı bekliyorsun?

Madem ben yetmiyorum, benim delikanlılığım az o masada...

...o zaman benimle birlikte o masada bir üye daha oturacak.

Hayda, bu nereden çıktı şimdi Ercüment?

Kim kim, senin eksikliğini kim giderecek, tamam o da gelsin, kim?

Ben kim dersem o.

İnşallah CIA'in bizzat kendisi oturur, vallahi gelsin otursun.

Bunu kabul edersem Hızır ve oğlu serbest bırakılacak, hem de hemen.

Oğlanı bilmem, o CIA ile Davut arasında bir konu ama Hızır'ı bıraktırırım.

İki şey istedin, ikisini de isterim.

İlyas pazarlığa başladı abi.

Bu saygısızlıkla ikinin birini alır.

Masa adına söylediklerimi kabul ediyor musun Yılmaz?

Kabul.

Ben etmiyorum.

Senin ret oyunun bir önemi olmadığını az önce Yılmaz söylediği için o masaya oturmayı kabul ettim.

Dostlarımıza haber ver Mert, Hızır Reis'i serbest bıraksınlar, görüşme bitmiştir.

Hadi İlyas.

Ercü, Mert Beyler eğer abimin yanında yeğenim de gelmezse sizi birbirinizin kanında boğarım, ant olsun.

Masamda böyle terbiyesizlikler istemem, bunu Ünal'a ilet Yılmaz.

Masaya gelince siz iletirsiniz Hızır'a, masanın lideri Hızır Reis.

Bu rezilliği bitirmezsen seni burada öldürürüm.

Görevin bu mu?

Senin görevin ne, insanlara işkence ederek ülkene düşman etmek mi?

Tamam anlaşma yapılmış zaten, al Hızır'ı da git.

İkisini de.

Oğlanı vermem, Davut'u sıkıştırmak ve ilerde Hızır'a karşı koz olarak kullanmam için o çocuk bana lazım.

Hızır da, İlyas da, Alparslan da benim kontrolümde, bu çocuk da bu aileye ait, o da benim kontrolümde.

Bu ailede biri öldürülecekse veya kullanılacaksa buna ben karar veririm.

Suzi.

Buna itiraz edersen seni bu gece evinde öldürürüm.

Planlarımı bozuyorsun.

Daha iyi plan yaparsan bozmam, bu kadar kötü plan yapma.

Ünal seni kandırıyor.

Beni kimse kandıramaz.

Bekle, görürsün.

Tamam, al adamlarını da git.

Geldiğim arabaya yerleştirsinler, beni görmelerini istemem.

Nedir durum?

Durumları iyi değil, istersen direkt hastaneye gönder.

Teşekkür ederim.

Hızır, benim yanımdasın.

Oğlum.

Oğlun da iyi.

Olacak.

Tamam tamam, ben alırım bırak, gel.

Çok üzüldüm, iyi misiniz?

Hastaneye mi gidelim yoksa doktor mu çağırayım?

İlyas'ı arar mısın, gelip bizi alsınlar.

Ben ararım.

Kıyafette getirsinler lütfen.

Tamam, tamam.

Bizi vermeleri için ne verdiniz?

Senin vermediğin ama benim senin için verebileceğim bir şeyler.

Doktor ister misin oğlum?

İyiyim ben, iyiyim baba.

Bir telefon verirseniz annesini arayalım, merak etmesin.

Ben Davut'u ararım.

Olur.

Buyur abi.

(Telefon Çalıyor.)

Efendim Suzi?

İkisi de mi, iyiler mi?

Tamam, tamam hemen geliyorum tamam.

Ünal'a teslim etmişler, abim de, yeğenim de.

İyiler miymiş amca?

Pek değil.

Abim üstüne üst baş istemiş Vehbi abi.

Ercan, aşağıdaki dolaptan Reis ile Hızır Ali'ye bir şeyler getir.

Hemen abi.

Biz de gelelim mi İlyas?

Yok, gerek yok.

İkimiz gideriz amca.

Biz bekleyelim mi?

Duruma güre haber veririz abi.

Annelere haber vermek lazım Alparslan.

Tamam Şahi Ağa, ben hallederim, amca.

Ne diyorsun Şahin Ağa?

Ne diyeyim Servet, Hızır ölmediyse bile ondan habersiz yapılan anlaşmadan öldü var say.

Öyle deme Şahin Ağa, Reis bunu kimsenin yanına bırakır mı?

O masadan kimler geldi, kimler geçti?

Az önce o da gelip geçiyordu.

Biz yine de bekleyelim, dayı belki gelip dedi ki ben anlaşma manlaşma tanımıyorum, saldırıyoruz diye...

...hazır İlyas da, diğerleri de biliyor.

Evelallah gider sabaha kadar hallederiz bu işi.

Evelallah.

Sensin enişte, sensin.

Ya ne zaman desem ki işler yoluna girdi, tırlar ile para taşıyoruz her şey allak bullak oluyor.

Ya Servet abi bütün derdimiz bu mu abi, Hızır abi bir taraftan, oğlu bir taraftan kim bilir ne haldeler ...

... yani bizim bütün derdimiz bu mu abi?

Yok civcivim yani nazar mı değiyor, göze mi geliyoruz, göze mi batıyor bizim tırlar yani o açıdan.

Herkes kalsın evine gitsin, Reis bir talimat verecek olursa ben size bildiririm...

...burada durup boşu boşuna nefes tüketmeyin.

Abi gidip alalım, kim bilir ne durumdalar, niye burada bekliyoruz ki?

Alparslan Ünal'ın yanına gittiğinde bizi arayacak, Ceylan.

Of, ben bu işlere bulaşmasın diye elimden geleni yaptım, yirmi üç yıldı memleketime dönmüyorum!

Niye bunları yaşıyorum ki ben?

Ceylan bunları ilk defa yaşamıyorsun, sen içimizdeki en metanetli insansın hadi toparla kendini biraz.

Ben elimi yüzümü yıkayayım.

O kadar tuhaf ki.

Nedir tuhaf olan?

O kadar çok böyle şey yaşadım ki artık üzülemiyorum bile...

...böyle robot gibi duruyorum hiçbir şey söyleyemiyorum.

Hiçbirimiz bir şey söyleyemiyoruz ki...

..ama hiçbirimiz de robot değiliz, canımız yanıyor, içimiz acıyor ama o da bizi biz yapıyor...

...aile yapıyor, onun için bir ailen varsa onu korumak için her şeyi yapmalısın güzel kızım.

Açıkçası Hızır Ali'nin bırakılmasına çok şaşırdım ...

Amerika'ya geri gönderiliyor diye bekliyordum en iyi ihtimalle.

İstediği zaman buradan alıyorlar zaten Yılmaz, niye oraya o kadar uzağa göndersinler?

Çok ezmişler mi?

Evet.

Ee şimdi nasıl zaptedeceğiz Hızır ile Davut'u?

Davut'u Hızır zapt edecek, Hızır'ı da kaldıysa aklı.

İyi misin?

İyiyim ben.

Bir şeyi yok, sabaha bir şeyim kalmaz iyileşirim, morluklarım iyileşir mi?

Aslansın, Aslan.

Oğlum, Alparslan seni eve götürsün.

Annenler sana bakar.

Baba, annem üzülür şimdi.

Bu gece size gelsem olur mu?

Olur.

Ben merak ederler diye söyledim.

Ararız yolda.

Olur, ararız oğlum

Şimdi size bir soru soracağım kısa ve net cevap verin, kabul etmeyeceğim bir şeye el kaldırdınız mı?

Biz el kaldırmadık amca ama bizim hayır dememizin de bir önemi yoktu.

Geri kalan herkes kaldırdı yani.

Evet.

Acıkmışsınızdır, bir şeyler hazırlattım.

Eve gideceğim, bütün olanları konuşmak için sonra bir araya geliriz.

Dinlen Hızır, sonra konuşuruz.

Parfümün güzelmiş.

Teşekkür ederim.

Anneciğim.

Müsait misin?

Müsaitim kızım.

Babaannem aşağıda ağlıyor, sen de geldiğinden beri buradasın.

Kötü bir şey mi oldu?

İlyas amcan..

Anne.

Ben bu eve ilk kez gelmedim burada yaşıyorum.

Babama bir şey mi oldu?

Yok kızım, gelecek birazdan babanlar.

Anne, bu sefer her ne olduysa kimsenin ağzına sakız olmadı; demek ki kötü bir şey oldu.

Mübeccel abla bile bilmiyor düşün.

Bir kaza diyelim, olur mu?

Babanız ile Hızır Ali bir kaza geçirmiş diyelim bu konun da üzerine daha fazla gitmeyelim ne olursun.

İyiler mi bari?

Umarım.

Allah'ıma çok şükür

Lütfiye bir şeyler hazırla, abim ile Hızır Ali aç.

Tamam abi.

İyi misiniz?

İyiyiz babaanne.

Kaza işte.

Sarılma anne.

Allah'ıma çok şükür, Allah'ıma çok şükür.

Hoş geldin.

Geçmiş olsun baba.

Kaza geçirmişsiniz herhalde.

Hızır Ali nasıl, annesinin mi yanında?

Burada, aşağıda.

Biz ona da geçmiş olsun diyelim.

Acıyor mu?

Sen ağlayınca acıyor.

Ağlamayacağım söz.

Alparslan benim de geleceğimi söylemiş mi?

Söylemiştir o, abi

Nevzat yine de yapacak mı operasyonu?

Yapacak.

Ya daha kötüye giderse işler?

Daha kötüsü mü, sen mi öleceksin Handan, ben mi Ceylan mı?

Çocuklarımız öldürüyorlar, bundan daha kötüsü en?

Meryem anne, bir şey yemek istemiyorum.

Biraz dinlensem bana yeter.

Beni kırmayacaksın değil mi?

Al bakalım.

Sen özlemişsindir şimdi bir annenin sana çorba içirmesini.

Bir de ben size anne dediğimde ban kızıyorsunuz.

Kızmayacağım.

Anne, vallahi konu o değil, Esra da umurumda değil.

Benim de umurumda olduğunuzdan değil ama bunlar başımıza geliyorsa ettiğiniz günahlar..

...yediğiniz haltlar yüzünden geliyor, siz hala halt etme peşinden niye koşuyorsunuz?

Haklısın anne.

Kim o sarı kız, de bana.

Bu aralar takıldığım biri anne.

O sopaların abinin değil senin yemen lazım.

Bir dahakine ben yerim anne.

Bana bak.

Bana bak.

O karınla barışacaksın.

Benim öyle bir karım yok, anne.

Hoş geldiniz.

Alparslan, Hızır Ali.

Gel teyze.

Hoş bulduk.

Hadi, bir kaşık daha oğlum söz bu son.

Gel Ceylan.

Güzel oğlum benim.

Geçmiş olsun.

Hepimiz için Meryem, hepimiz için.

Hızır Ali doğru söylüyor, herkesin bir annesi olsa da sen hepimizin annesisin.

Bu ne iştir Handan?

Abin ne diyor bu olanlara?

O da bunu konuşmaya geldi anne.

Benim deli uşaklarım ile devlet bir olsa düşman mı kalır karşımızda?

Birler anne, birler.

Bu yüzden bu düşmanlar bu kadar üstlerine üstlerine geliyor.

Ellerine sağlık Lütfiye.

Nevzat bende haber bekliyor, adam size işkence yaptığı mekandan birazdan çıkacak...

...ve hemen oranın çıkışında yok edilecek.

Sen niye kafanı sallıyorsun Alparslan?

Amcam ile dayımın olduğu yerde diyecek lafım yok.

De, de.

Amcacığım, dayıcığım eğer böyle bir şey yapılacak olursa bugün Hızı Ali ile Hızır amcam..

... yarın herkes hedefte olacak, onlar için o adamın önemi yok.

Devletler için kişilerin önemi yok diyen sen değil misin dayı?

Evet, benim ama yaptırım uygulamazsan bir süre sonra etkisiz kalırsın.

Buraya kadar geldiniz şeref verdiniz, benim için, Hızır Ali için, doğru bildiklerinizi yapmak için..

... bir tepki göstermek istediğinize eminim...

... ama ben bir devlet görevlisi değilim, mafya babasıyım, oğlum da benim yolumdan gelecek belli ki...

... şimdi göstereceğiniz herhangi bir tepki zafiyet olur.

O adamlar neticede bir devleti temsil ediyorlar, biz her ne kadar o devleti sevmesek de...

..burada olmalarını istemesek de buradalar.

Şimdi sizden istediğim Nevzat Bey'i arayın operasyonu iptal etsin.

Bırakın kendi işimi kendim halledeyim.

Bir suç adamı olarak, bir mafya babası olarak, bir aile babası olarak bana yaşattıklarının...

...oğluma yaşattıklarının, aileme yaşadıklarının ki buna siz de dahilsiniz, bırakın hesabını kendi mi sorayım.

Hedef iki komiseri, talimatımı bekleyin.

Efendim Nevzat?

Efendim, görevimi yerine getirmek için emrinizi bekliyorum.

Efendim son otuz saniye.

Görev iptal Nevzat.

Efendim doğru mu anladım, görev iptal mi dediniz?

Evet iptal geri dönün.

Emredersiniz efendim, görev iptal, tekrar ediyorum görev iptal, toparlanın gidiyoruz

Sen niye burada teksin?

Ablan annemin yanında odasındalar, abinler de salonda, özel bir şeyler konuşuyorlar.

Hızır Ali'ye gidelim dedim, burada kalmak istediğini söyledi.

Kalacak tabi, burası onun da evi.

Teşekkür ederim.

Uyudu mu Hızır Ali?

Uyusun diye çıktım abi, burada kalacakmış bu akşam.

Gitmeden ben de bir göreyim müsaitse.

Tabi, buyurun.

Hızır, ben burada kalabilir miyim en azından bu gece?

Tabi kalabilirsin, sen evimizin yengesisin, burası senin de evin sayılır.

Sağ ol.

İyi misin?

Ne önemi var?

Benim için var.

Ne diyeceğimi bilmiyorum, oğlumuza oğlumuza böyle bir şey yaşattığım için özür dilerim.

Senden özür dilerim.

Umarım oğlumla daha güzel anıların olur, ne diyeyim Hızır?

Bu gece buraya geldiğime bakma, sabah bana yaptığın şey yüzünden seni affetmeyi düşünmüyorum.

Beni affetmek.

Bu sabah bana yaşattığın şey yüzünden seni Hızır'dan da, Hızır Ali'den de beter ederim.

Sen bir kendine gel.

Yenge, kendinden de iyi bilirsin ki bizim aile tehdite gelmez.

Ne yaparsın, sarı bir kadın bulur yatar mısın?

İstediğim kişi ile istediğim şeyi yaparım.

Yapamazsın.

Sen abine benzeyemezsin.

Ben karımı boşuyorum, sen de abimden memnun değilsen boşa yenge.

Ne oldu, bu ailede boşanma yok diye İlyas nereye gitti?

Sen az önce bana boşanma tavsiyesinde mi bulundun?

Memnun değilsen.

Memnun değilim senin bu halinden hiç memnun değilim.

Bu kadar şey yaşadım yapmadım, sırf senin yüzünden abini boşarım İlyas.

Anladın.

Ceylan, hadi biz müsaade isteyelim.

Aklını başına topla.

Teşekkür ederim, iyi akşamlar.

Biz burada neyi bekliyoruz?

İşin mi var Seçkin?

Yok yani güvenlik açısından mı yoksa bir yere mi gidilecek?

İşin varsa git Seçkin.

Tamam abi tamam, bir şey demedim.

Alparslan abi ile İlyas abi burada olduğumuzu biliyorlar mı Fahri abi?

Niye bilsinler Reha?

İyi, bilmesinler abi.

Senin bildiğin bir şey var mı abi?

Var Reha var.

Ne yaptı dedin abi?

Zibidi zibidi elindeki golf sopasını sallaya sallaya, bir tek ben değil beni istediğim..

benim dediğim bir kişiyi daha alacaksınız o masaya dedi.

Ne diyeyim İlyas, her şeye evet demişsiniz?

Abi, biz bir şeye evet demedik.

İyi.

Hadi kalkın gidini yorgunum yatacağım.

Kalalım amca.

Kalıp ne yapacaksınız, hadi evinize?

Hadi.

Peki abi.

Saklanın.

Hızır nereye?

Beni bilirsin, öfkemi atmadan uyuyamam.

İlyas nerede, Alparslan nerede?

Onlarlık bir şey değil.

Hızır.

Ben de seni seviyorum bir tanem.

Aha bildiğim buydu işte, herkesi yolladı çıktı.

Çök çök çök.

Hey!

Nereye Reis, bir şey lazımsa biz alır getirirdik?

Bir can alıp geleceğim eğer peşimden gelmeye kalkarsanız sizin de canınızı alırım.

Reis, biz de boş boş oturuyoruz, bir şey yapmayız maksat kalabalık olsun

Fahri baba.

Tamam Reis tamam.

Ah be Fahri abi!

Hızır Çakırbeyli, Ercüment ile görüşmek istiyorum.

Efendim, Hızır Çakırbeyli geldi, Ercüment Bey ile görüşmek istiyor.

Nereye gelmiş, kimle gelmiş?

Tek başına gelmiş efendim, aşağıda.

Masasına oturduk ya, tek başına geldiğine göre pazarlık yapacak.

Abi, Hızır öyle pazarlık adam değil.

Evet, en azından benim pazarlı yapacağım bir adam değil, git getir.

Hızır Reis buyurun, abim sizi yukarıda bekliyor.

Sen kardeşi misin?

Evet.

İyi.

Hızır Reis, üzerinizde başka silah var mı?

Bu kadar çabuk beklemiyorduk Hızır Reis.

Gel buyur, seni dinleyelim.

Bununla mı oynuyordun?

Adamların oğlumun hayatı ile oynarken.

Sayemde sen de, oğlunda hayattasın